Kursağımda kalandır. Neredeyse her konuda bu böyledir. Yirmilerinin ortasında olan bir genç olarak ağrıma gidiyor. Toplum nazarında iyi bir mesleğe sahip olmama rağmen ev alabilmek gibi bir hayalim kalmadı. Şu yaslarımsa bir arabam olsun desem bin zorlukla belki bir ihtimal. Hayallerimdeki araç mi olur, sanmam. iş kurayım desem yeterli bir çevre yok. Herşey için tırnaklarla kazımak zorunda olmak çok acı. Üstelik insanın ömürlük dostları ve hatta karındaşı bile geleceğe dair büyüme planlarınıza "fazla hayal kurma, olmayabilir" manası taşıyan söylem ve mimiklerinin verdiği rahatsızlık. Kendimde bu potansiyeli görsem de -onların da içten içe gördüklerini biliyorum- bu tavırlarının "yanındakinin kendisinden ileride olmasını istememe" acizliği olduğunu görebiliyorum. insanın en yakınlarının dahi seni geriye çekmek istemesi oldukça can sıkıcı. Misalen bir dost sohbetinde sen şakrak gülerken üç katım maası olan bir dostuma planlarımda bir gelişme olduğu bilgisini vermemle yüzünü kaplayan haset. Ya beni geçerse histerisinin tiksinç yansıması... Yani diyeceğim o ki dostlar, ne pahasına olursa olsun düşmeyin kendinizi, düşük göstermeyin, her daim güçlü olun ki gerçek gibi görünen dostlarınız ancak başarınızı kadere bağlayarak sizi çekiştirebilsin.
Bu o kadar aptalca bir şey ki yok tamam bitti kalmadı dediğin anda filizleniyor kendin de şaşırıyorsun. Tamam yeşerdi bir şeyler dediğin saniye bir bakmışsın kursağında. Böyle sonsuz bir döngü. Bunun bir de rüzgarına kapılmamaya çalışma garibanlığı var ki fark edince insanı bir tık kahrediyor, şöyle kendi sırtını sıvazlayasın falan geliyor.
gelip geçici cümlelerin ve abartılmış şatafatlı sözlerin belirtisi olduğu bir hissiyat. pek de şaşırtmaz beni. çünkü ruhların ruhlara dost olduğu zamanlar çok eskide kaldı.
gelip geçici olan şey. heves edilebilir. bu gayet normal. kötü olan ise istediğin şey hevesten ibaret olmasına rağmen, bunun bir heves olduğunun farkına varamamak. sonucu genelde hüsran olur.
iki günden fazla tutulamayan his. kaçıyor. ama heveslerinize heves derseniz zaten kesin kaçar. böyle de gururludur hisli bir histir. kaçan heveslerinize selamlar, öperler.
ne olursa olsun kendimizi iyi şeylere, yararlı şeylere motive edebilmeliyiz.
rahat nefes almak adına aslında yaşamak adına güçlü heveslere muhtacız. kırılgan olmamalı heveslerimiz kimselere kırdırmamalı, yükseltmeye çalışmalıyız heveslerimizi.
Yok etmeye başladığımız her heves kafamızın bir köşesine sinip bizi zehirler. Gövdemiz bir kez günah işler ve onun günahı sona erer. Çünkü eylem bir arınma biçimidir. Geriye bir zevkin anımsanmasından yada bir pişmanlığın keyfinden başka bir şey kalmaz. Bir hevesi yok etmenin yolu ona boyun eğmektir. Ona direnirsen, acımasız yasaların ahlakdışı ve yasadışı saydığı istekler dolayısıyla kendine yasakladığı şeyleri özlemenin sonucu olarak, ruhun hasta düşer.