Hasar almış binalar, yıkılmış şehirler, viran hayaller... Fakat bu hadsiz kepaze dünyanın yine de elimizden alamayacağı tek şey var: Umut... Keşke enkaz altında kalan körelmiş vicdanlarımız, hayvani zaaflarımız olabilseydi. Bugün üzgünüm, evet; ama yeni doğan Umut Bebek beni amca yaptı. Sevinsem mi üzülsem mi, bilemiyorum. Allah bizi nelerle sınıyor, görüyor musunuz? Öz kardeşim için içim içime sığmıyor, ana baba ayrı binlerce kardeşim için yaslara bürünüyorum. Yaşamak ne, anlayan beri gelsin!
Dün çok ciddi bir trafik kazası geçirdim. Hastaneden eve geçtiğimde öğrendim deprem olduğunu. Televizyonda insanların o hallerini görünce bütün acılarımı unuttum.
Keşke oralardaki kardeşlerimize yardım edebilseydik. Dua etmekten başka elimden bir şey gelmiyor. Dilerim bu kötü günler tez vakitte geçer..
Gönül muradı öyledir ki; attan boz aygır, yelesi tarak işlemez ak kısrak gibidir. Onunla yalçın kayalıklarda uçurum bitişiklerinde seğirtir, ayak basmadık nice çayırlarda ovalarda şaha kalkarsın. Yine de yanan ateşi ne kimse görür ne bir pınar söndürür. Mecnun'un divaneliğini, yürek yangınının müsebbibi Leyla bile söndürememiş. Farzımuhal çöle bir damla düşmüş; toprak suya doymuş mu oldu, a canım?
en derinde hissettiğim , varlığına fazlasıyla alıştığım için bir gün bu duyguyu kaybedersem ne yaparım diye düşündüren bir sızı .Kitabın aynı satırını tekrar tekrar okuduğumu bile fark ettirmeyecek türden..
düşünceler... şarkılar...
yaşanması mümkünken yaşanamayanlar...
gözlerimi kapattığında zihnimde canlanan belki de hiç gerçekleşmeyecek hayaller...
buruk bir gülümseme , kocaman bir boşluk ,biraz acı belki de çokça acı...
en mutlu anımda bile gülümserken gözlerimin dolacağını bilme düşüncesi...
kırgınlıklar ,keşkeler ve acabalar...
Tamam, hikâyelerimizi kendimiz yazmayalım: El yazımız çirkin diye itibar görmezse görmesin; ama bari arzuhalciye anlatır gibi bizler söylesek, ucu açık küşayişli kelimeler, daktilo tuşlarındaki ahengini usta parmaklarda kendiliğinden bulsa... Olmaz mı? Dostun bahçasına giren hoyrat, dallarımızı ne demeye kırar? Gül müyüz? Postu serecek, kara toprak altına girecek yalnız biz miyiz?
Sabretmenin biz yetişkinlere bile zor geldiğini bildiğimiz halde, oğluna tam 1 yıldır sabretmesini söylediğin ve söz verdiğin şeyi nasıl alacağını kurarak yatağında debildenmek...
Zamanının tüm çarpık menfaat zincirlerini sözcüklerle parçalamaya çalışan bir şairmiş Nef'i. Bu denli korkusuz olanların yaşaması istenmediği gibi, onun da istenmemiş. Hiçkimseyi kayırmadığı halde rivayet o ki; kendi canını bile kayırmamış, hep doğru bildiğini söylemiş. Şimdi de böyle birisi olsa ne iyi olurdu.
pek bir şey yok. en azından benim için ya da belki de ben ne yaşadığımı, ne hissettiğimi bile bilmiyorum. geceye hiçbir şey biriktirememişim ya da biriktirdiklerimden uzak durmak istemişim gibi. iyice deli ettim kendimi.
Saat 3 olunca bişey oluyor bana geç kalmışlık hissi çöküyor gene ya.
5 yıllık uğraştığın şeye ne kadar adilik yapsa da bazen içe sinmiyor geçen yıl bile Eylül ayı her fırsatta bakıyordum.
O arada yazar yapıyorlardı galiba bilemiyorum yaw.
2-3 sene önce daha güzeldi.
Artık yetişemiyorum ya da fazla dalıyorum buralara.