Diyeceğim şu: Hayatım boyunca, belki bin kere ölümü tercih edeceğim şeylere, dava aşkına katlandım... Eğer gurursa, gururum kabul etmezdi ağız kokusunu...
Nefs, kâfir...
Bizans imparatoru, makamı terk ile islam aşkına Yenicami önünde mendil açma durumunu tercih ederse ne buyrulur?.. Kendi eliyle islâm uğruna dünyayı kendine zından eden er kimse, beri gelsin.
Bugünün delikanlısı, mart kedisinin dişisine acı çığlıklarla dert yanışı kadar olsun, kadın mevzuunda fikrî bir tavır sahibi değildir. Meselesiz, ukdesiz, çilesiz... O, beş on kelimelik bir hırıltı ve zırıltı lūgatçesiyle süflî ihtayaçlarını anlatan, hayvanların bile tiksineceği garip bir yaratık... Bugünün delikanlısında, insandaki üç esasî faaliyet cihazından (dimağ, mide, tenasül cihazları) birincisi zıpzıp kadar küçülmüş, ikincisi bir "devr-i daim" makinesi cömertliğine ermiş, üçüncüsü de sıhhat müzelerine yakışır bir ura dönmüştür.
Bugünün delikanlısı, kaybedilen aşk ve iman ruhunun insanı nereye kadar düşüreceğini gösteren ve islâm ruhundan mahrumluğun tersinden hesabını veren, canlı bir ihtar heykelidir
“Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar,
Ölümleri olur zaferleri,
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir,
Aynı tat isteği, iştahı köreltir.
Onun için ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin,
Hedefe hızlı giden yavaş kadar geç varır.”
"Dünya için, dünyada kalacağın kadar çalış! Ahiretin için de, orada kalacağına göre çalış! Allah'a muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehennem'e dayanabileceğin kadar günah işle!"
"şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar.
ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi. en tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, aynı tat isteği, iştahı köreltir. onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin. hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır."