bugün

winona ryder ve angelino jolie'nin güzel oyunculuklarıyla süslü, susanne kaysen romanından uyarlama çok güzel bir film. guguk kuşu filminin dişi versiyonu olarak da yorumlanabilir. filmin anlatım tarzı çok güzel, zaman geçip gidiyor izlerken.
başrolde winona ryder'ın bulunduğu ancak oscar ödülünü angelina jolie'nin kapmasına sebep filmdir. bir-iki sahnede de olsa winona ryder'ın sevgilisini oynayan jared leto'nun filmdeki sakallı hali göze çarpar, akılda kalır.
baya yorucu bir film. borderline kisilik bozuklugu, antisosyal kisilik bozuklugu, pseudologica fantastica vb psikiyatrik bozukluklar hakkinda hafiften fikir sahibi oluyorsunuz. ama cok minimum dozda. hicbirinin etiyoljisi uzerinde falan durulmamis.. oyle ummuyordum oysa ki.
ama sonucta psikolojik/psikiyatrik hastalarin hayatlarina goz atmayi ilginc bulanlar icin izlenesi bi film.

ps: angelina ablamiz fena kotu gorunuyor film boyunca.
winona ryder sayesinde film boyunca sigara tüketiminizin artması olası bir durumdur.
angelina jolie'yi sevme winona ryder'a tapma sebebi film. susanna kaysen'ın aynı adlı romanından uyarlanan film 60ların sonlarını anlatıyor, anlatırken adamın borderline olasını getiriyor. eğilimli kişilikler izlemesin
angelina jolie'ye oscar ve altın küre ödülü kazandıran fakat asıl ödülü winona ryder'ın hakettiği leziz film. winona'nın kleptoman olması ve yalaka olmaması, onu yapımcıların ve yönetmenlerin sevmediği biri haline getirmiştir. bu nedenledir ki şu sıralar kendisini çok nadir izleyebilmekteyiz.
angelina jolie isimli vasat oyuncunun hayatındaki en iyi performansıdır.
winona ryder'ın oynadığı ana karakterle aynı isme sahip susanna kaysen tarafından yazılan kitaptan uyarlanan 1999 yapımı film. soundtracki de kendi gibi güzel ve dinlenmeye değerdir, genelde eski parçalardan oluşur.
izledikçe aa ben bunu tanıyorum aa bu angelina aa winona aaa britanny aaa x aa y dediginiz film. guguk kusunun daha hafifletilmis ve mutlu sonlu hali.
"hickimse mukemmel degildir ve herkesin kalbi vardir" temasini isleyen filmdir.yani iyi zannettiginiz kisiler akillarina uyup kotu seyler yapabilirler tipki winona ryder in canlandirdigi karakterin herkese iyi davranip defterine onlar hakkinda dusunduklerini yazmasi ve davranislarinda abartili bir iyimserlik oldugunu aslinda kotu seyler dusunmesi gibi.ve davranislarindan kotu oldugunu cikardiginiz kisi tipki angelina jolie nin karakteri gibidir.herkese kotu davranir ama kimsenin gercekleri soyleyemedigi birine gercekleri yuzune karsi soyler ve bunu onun incinecegini bile bile yapar.cunku insanlar kendilerini kandirip yasarlarsa mutsuz olurlar ama gercekleri onlara biri soylerse evet yine mutsuz olurlar ama bunu duzeltmeye calisirlar ya da filmdeki gibi intihar ederler.yani her insan sonucta insandir.her kotu insan yaptigi kotu seyden sonra yalniz kaldiginda uzulur her iyi insan da yaptigi bir iyilik yuzunden keske yapmasaydim diyebilir.ha filme gelince beni en etkileyen yani downtown i calmasiydi.
brittany murphy nin olumuyle oksuz kalmis olan film.
beni her izlediğimde hüzünlendiren film. ve bunu bile bile tekrar tekrar izlediğim.
filmin müzikleri de film kadar olağanüstü güzellikte.
Have you ever confused a dream with life? Or stolen something when you have the cash? Have you ever been blue? Or thought your train moving while sitting still? Maybe I was just crazy. Maybe it was the 60s. Or maybe I was just a girl interrupted.

açılışıyla her şeyi apaçık ortaya koyan film.
Angelina Jolie'nin karakterinin hastalığını anlayamadığım film.
görsel

Behzat amirin gözüktüğü film. Hem de ot dönerken.
angelina burda felaket seksi. tamam her yerde öyle ama burda bir farklı. film gayet güzel.
güzel film. ziyadesiyle güzel. arada açıp angie ablanın sayko sahnelerini izliyorum.
Delilik nedir? ne parçalanmak, ne de karanlık bir sır saklamak mı? Yalan söyleyip bundan hoşlanmak mı? Sonsuza dek çocuk olmayı dilemek mi? insani zevklerini abartırcasına yaşamak mı? Yoksa bir deli olmayı istemek mi? Yoksa hayatı yaşamayı diğerlerinin yaşadığı gibi yaşamayı reddetmek mi ? işte film aslında bu ve benzeri soruları akıl hastanesinde ki delilerle(?) bizi tanıştırarak ve bunu neden deli damgası yediğini anlamayan Susanne ile sorarak bir yanıt bulmaya çalışıyor. Bu yanıtı ararken gördüğünüz karakterler karşında sizde oturup düşünmüyor değilsiniz hani; yani normal bir insan olarak görülüp saygı duyulmanız için illa ki toplum soktuğu kalıplara mı girmemiz gerekiyor?
Neyse fazla uzatmamayım bu şahane filmin tadını çıkartın; ne zaman başlayıp bittiğini bile anlamayacaksınız.
türkiye'de "aklım karıştı" adıyla izlediğimiz "girl, interrupted" susanna kaysen'ın akıl hastanesinde geçirdiği 18 ayını anlattığı romanından-yaşanmış bir hikayeden sinemaya uyarlanmış 1999 yılı yapımı sinema filmi. filmin başrollerinde winona ryder (susanna) ve angelina jolie (lisa) yer alıyor.

susanna kaysen, 18 yaşında bir kutu aspirin ve bir şişe viskiyle intihar girişiminde bulunur ama intihar ettiğini kabul etmez. asprinleri sadece başı ağrıdığı için içtiğini söyler. buna rağmen doktorunun yönlendirmesiyle bolderline personality disorder (borderline kişilik bozukluğu) teşhisiyle kendi onayıyla özel bir akıl hastanesine yatar. film, susanna kaysen'ın 18 aylık hastane sürecini konu ediyor. ve normallik-delilik konusunu yeniden tartışmaya açıyor. "girl, interrupted" winona ryder'ın yetersiz oyunculuğu ve angelina jolie'nin karakteristik olmayan fiziğinin ekrandaki başarısızlığı dışında başarılı oyunculuklarıyla ve film müzikleriyle dikkat çeken bir filmdi. angelina jolie bu filmle en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü'ne değer görülmüştü.

film hakkında yorum yapacak olursam, film güzel bir film ama çok güzel bir film değil. filmde kullanılan akıl hastanesi sahneleri gerçekçi değil-sinema estetizminden geçmiş yani gerçekle-estetizm arasından estetizm seçilmiş ama bu seçimle doğru orantılı olarak filmde gördüğümüz hastaların "hastalık"ları imgesel olarak güzel anlatılmış. -- spoiler -- , yine filmde kullanılan -- spoiler -- gibi imgeler seyirci için filmde bir alt okuma gerektiriyor. filmin başarısızlığının-eksik olmasının nedeni de asıl-öz konunun filmde ayrıntılara dönüştürülmesi olabilir. bu konuda winona ryder'ı da suçlamak gerekir. filmde durgun-duru güzelliğiyle çok etkileyici olsa da oyunculuğuyla çok başarısız olmuş. tabii bu değerlendirme filmdeki kadrodan ve senaryodan daha çok şey beklemenin sonucu. yoksa film etkileyici, güzel, umutlu, unutulmayacak bir film.