hani var ya...
ben seni hiç sevmedim ki şiiri;
Gittiğin zaman gitmeni sevdim
Evreni sevdim geldiğin zaman
Kalmanı sevdim
Korkuyordum sana alışmaktan
Yine de sevdim gülümsemeyi
Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından
Kırlara ilk kar düştüğü zaman
Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim
Seni içimde öldürdüğüm zaman
Ben seni hiç sevmedim ki... diyen şiir.
işte bu şiirin 1970'ler versiyonu. 1970'li yıllar, çiçek çocukları özgürlük uyuşturucu sex içinde olan gençlik ve o dönemlerde yapılan şarkılar.
1940-50'li yılların ölümünü yıkımını savaşını yokluğunu kıtlığını acısını yaşamış nesil kendinden sonra evlatlarına bizim acılarımızı çekmesin diye sunduğu refahın ve özgürlüğün çılgınlığını yaşayan gençler adeta babalarının çektiklerinin intikamını alıyordu. sex ve uyuşturucu bekareti kaybetme yaşı 13-14'e kadar düşmüştü.
tüm ideoloji doktrinlere sınırlara tabulara karşı bir ret apolitik tepki hippilik-çiçek çocukları (ikisi de aynı gibi görünse de aslında farklıdır) gibi sosyal akımlar yaşanılan savaşlar kıyımlara bir tepki olarak ortaya çıkmıştı.
1970'li yıllarda yapılan şarkılara bakıyorum da...
o zamanlar bile tüm bu marjinal yapılarda aşk asla ölmemiş ve insanlık şu an kadar yozlaşmamıştı.
şimdi bakıyorum az çok inceliyorum araştırıyorum ve bu harika eserlerin ortaya çıkmasında ki itici güce bakıyorum da...
21yy cehaletin yüzyılı olacak.
eski şarkıların cover yapılması, eski filmlerin yeniden çekilmesi, eski mimari ve sanat eserlerinin yorumlanması, eski romanlara bakın bir de şimdikilere...
eski arabalara bakın, bir de şimdi ki arabalara bakın. 40 yıl sonra garajınızda evinizde saklayacak ve çocuklarınıza gösterip biz gençliğimizde böyle arabalar kullanıyorduk diye hava atacağınız bir arabanız olmayacak.
40 yıl önce ki tavuğun kuzu ve dana etinin, sucuğun yumurtanın kavurmanın tereyağının kaymağın sütün mis gibi kokan domates biber salatalığın, envayi kokular salgılayan çiçekleri düşünün bi de şimdikileri.
hepsi saman gibi, kalitesiz.
tıpkı insanlar gibi.
“Merhabalar ben bu yerlerden biriyim,
Uzunca zamandır bizim haneden firariyim..
Ve yolun yolum oldu ben deliyim divaneyim..
izin var nazlı yar sana kendimi eyleyim.. : )”
Liberta...
Herkesin bildiği özgürlük şarkısı. Özgürlüğü elde etme, bedeli ödeme, koruma ve amaç edinme üzerine diye basitçe anlatabiliriz ama günümüz açısından değil.
Özellikle şarkıda vurgu yapılıp geliştirilen kinizm.
Vurgu yapılan kinizm Antisthenes (MÖ 446 - 366) yılında ortaya koyduğu düşünceler veya canlı kanlı örneği olan Sinoplu Diyojen, MÖ 412 -323 felsefesi değil.
Eğer bu felsefe kast ediliyor olsaydı şarkıda yapılan tanımda kinizm için fakirler arasında çoğalıyor demezdi.
Burada kastedilen bağnazlık yobazlık ve karşısında ki insanında yaşam hakkını alanını yok sayarak kendi özgürlüğün için onun özgürlüğünü yok etmen.
Neyse, fazla uzatmaya gerek yok.
Ölen israilli filistinli bebekler ve bu bebeklerin katili olan bu bebeklerin babalarını hatırlayın.