başbakanın caveplarını soran gazeteci. silivri de yatan 100 den fazla gazeteci için ise onlar benim arkadaşlarım değil demiştir. mesleki rekabet olsa gerek(!)
beğenirsiniz beğenmezsiniz evvela düzgün adamdır. erdemli ve gururludur, belkide bu hasletleri yüzünden şuanki durumdadır. herhangi bir gazeteci hükümetin icraatlarını destekleyebilir yada tam tersi bir durumu takınabilir doğaldır. ama dikkat edin altaylı, nebilim bir rasim ozan kütahyalı yada jöleli değildir.
o erdemli duruşu olaylara empatik yaklaşımı sanki başlarda onu iktidara yakınlaştırmış, sonra çevresinde artan yoğun tenkit bu yakınlaşmayı arttırmış azaltmamıştır. onur gurur sahibi çok az insan gibi geriye dönmeyi belki gözüne kestirememektedir.
yukardaki senaryoyu ben altaylıya daha çok yakıştırıyorum. çok farklı parametrelerde olabilir; derdi maişet, koltuk sevdası, güce itaat vs.. ne olursa olsun ironi falanda yapmıyorum düzgün insandır, kimse bilinçaltından dolayı suçlanamaz.
son başbakan ile yapılan programı izlenmiş, show tv habertürke bağışlanmış(satış-devir düşünülünce başka bir anlam ortaya çıkmıyor. bu kanalı almak isteyen birileri de olabilirdi-sorulabilirdi) insanın aklına tek bir cümle gelmiştir.
sahibinin sesi.
bu ülkede kimse gazetecilik ahlakından bahsetmesin.
pazar günü yaptığı programı rte'yi yumuşatmak için eğildim büküldüm demiş kişi(!)
sorarım buradan; karşında ki allah mı? karşında ki haklı mı yumuşamasını bekliyorsun? o adamın tutumu yüzünden 1 haftadır insanlar sokaklar da değil mi?
Fatih Altaylı: Ben iktidar yalaka sı mıyım?
Levent Kırca: Öylesin.
Levent Kırca: Sen hiç Silivri de yatan 105 gazeteci arkadaşını ziyaret ettin mi?
Fatih Altaylı: Hayır.
Levent Kırca: Sen nasıl gazetecisin?
KAra Murat'ın Mora seferinden dönünce Fatih'in huzuruna çıkması gibi "Huzur"a çıkmış ve Devletlu tarafından "Bize çok hizmetin oldu yiğidim" diye alnı öpülmüş fedai.