bugün
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu18
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak14
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz15
- anın görüntüsü21
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- anneler günü17
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- evlilik yaşı kaç olmalıdır11
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190512
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması12
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması17
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması9
tekrar kursunlara hedef olması muhtemel gazeteci.
entelektuel bilgisi zayıf, dili kullanamayan, saldırgan yazılar yazan ve bu mevkilere nasıl geldiği tarafımdan merak edilen kişi... rte her sıkıştığında onu programa çağıran tv programcısı...
bi de utanmadan sorar ne zaman adam oluruz? *
sabah gazetesine transfer olurken 1 milyon dolar transfer ücreti almış türkçe özürlü dengesiz yazar...geçenlerde 'çukurova grubu TMSF ye olan borcunu ödesin ben de eşşek gibi anırırım demiş ve ödendikten sonra yoğun baskılara dayanamayarak köşesinde 'milyon dolarlık aiii aiii..!' başlığıyla anırmıştır kendileri...
terörist başi aponun inine gidip onunla roportaj yapan,g.t korkusundan midir nedir ona bir suru iltifatlar yagdiran gazeteci musvettesi.
GS lı olmam ama bazı hareketlerine gıcık olmam nedeniyle bir türlü kesin bir görüş belirtemediğim yazardır. yazıları çoğunlukla gereksiz bir agresiflik içindedir. bazen doğruları da konuşur ama genel olarak çok güven verici değildir. ünlülerle samimidir. GS yönetiminde yeri yoktur olmamalıdır
saygısız , küfürbaz , konuşmayı beceremeyen , soru sormasını biLmeyen , programLarına sadece yandaşLarını çıkaran medya insanı...
Hasan Karaya Abinin Fatih altaylı tanımı :
Fatih altaylı olsa olsa uzun süren kabızlıktan sonra ileri derece ıkınmalarla gıçtan düşen bir pislik olabilir. Dünya'da sadece iktidar yalakalığını ve sövdüğü gazetelere sonra transfer olayı iyi beceremektedir.
Fatih altaylı olsa olsa uzun süren kabızlıktan sonra ileri derece ıkınmalarla gıçtan düşen bir pislik olabilir. Dünya'da sadece iktidar yalakalığını ve sövdüğü gazetelere sonra transfer olayı iyi beceremektedir.
yılmaz güney'i eleştirirken saçmalamış köşe yazarı.
"Ordu ne için var" başlıklı yazısıyla Lübnan'a asker gönderilmesi tartışmalarına son noktayı koymuş gazeteci.
Ordu ne için var
Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili olarak "Orası tehlikeli" diyenler var.
iyi de, ordu ne içindir!
Elbette tehlikelidir. Askerler bu tehlikelere karşı eğitim alır, bir yaşam boyunca bunun için hazırlanır.
Askeri tesisler turistik kamping kategorisinde değildir.
Askeri teçhizat da balık oltasından, güneş yağından oluşmaz.
Benzer bir yazıyı Türk ordusunun Irak'a gitmesi söz konusu olduğunda da yazmıştım.
O gün "Türk ordusunun ne işi var Irak'ta" diye yaygara yapanlar, bugün Türk ordusunun Irak'a girmesi niye engelleniyor diye yaygara yapanlarla aynı kişiler.
Asker, Türkiye'nin çıkarı gerektiriyorsa, neresi olursa olsun oraya göreve gider.
Zaten tanıdığım hiçbir asker de bundan gocunmuyor, bunun tersini söylemiyor. Ancak bir nokta benim için önemli.
Daha önce de yazdım.
Türk ordusu, bu tip görevler için "profesyonel" askerlerden oluşan bir birlik kurmak zorundadır. Bu tabur mu olur, tümen mi olur bilmem.
Ama bence en az 2, en çok 5 bin kişilik tam profesyonel bir "dış görev" birliği kurulmalıdır.
Böylelikle "Senin çocuğun oraya gitse hoşuna gider mi" tartışmalarından da kurtulmuş oluruz.
yazının adresi: http://www.sabah.com.tr/yaz1437-40-103.html
Ordu ne için var
Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili olarak "Orası tehlikeli" diyenler var.
iyi de, ordu ne içindir!
Elbette tehlikelidir. Askerler bu tehlikelere karşı eğitim alır, bir yaşam boyunca bunun için hazırlanır.
Askeri tesisler turistik kamping kategorisinde değildir.
Askeri teçhizat da balık oltasından, güneş yağından oluşmaz.
Benzer bir yazıyı Türk ordusunun Irak'a gitmesi söz konusu olduğunda da yazmıştım.
O gün "Türk ordusunun ne işi var Irak'ta" diye yaygara yapanlar, bugün Türk ordusunun Irak'a girmesi niye engelleniyor diye yaygara yapanlarla aynı kişiler.
Asker, Türkiye'nin çıkarı gerektiriyorsa, neresi olursa olsun oraya göreve gider.
Zaten tanıdığım hiçbir asker de bundan gocunmuyor, bunun tersini söylemiyor. Ancak bir nokta benim için önemli.
Daha önce de yazdım.
Türk ordusu, bu tip görevler için "profesyonel" askerlerden oluşan bir birlik kurmak zorundadır. Bu tabur mu olur, tümen mi olur bilmem.
Ama bence en az 2, en çok 5 bin kişilik tam profesyonel bir "dış görev" birliği kurulmalıdır.
Böylelikle "Senin çocuğun oraya gitse hoşuna gider mi" tartışmalarından da kurtulmuş oluruz.
yazının adresi: http://www.sabah.com.tr/yaz1437-40-103.html
serdar turgut un köşesinde 2 ağustos tarihli yazısında ayar verdiği borazancıdır .bakınız:
Zaman zaman çatışsak da kendisiyle polemiklere girmekten zevk duyduğum Fatih Altaylı, bugünlerde profesyonel yaşamında değişimler yaşıyor. Daha önce benzer süreçten geçmiş bir insan olarak bugünleri en az zararla atlatması için Fatih'e bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
1- Sevgili Fatih, bir daha sakın ha photo-shop'ta muameleden geçirilmiş fotoğrafının gazetede yayınlanmasına izin verme. Ben gazetede senin fotoğrafının bulunduğu sayfayı gördüğümde, 'Bu da ne böyle acaba, kasedi piyasaya yeni çıkmış olan bir türkücüyü mü destekliyorlar gazetede' diye düşündüm. Fatih, o fotoğraf tüyü yeni bitmiş bir türkücüye benzemenin dışında sana biraz da nasıl desem ki bilemiyorum biraz hafif, gay bir hava da vermiş. Bilmiyorum eğer yeni imajının böyle olmasını istemiyorsan, karizmayı da çizdirmeye gerek yok, sen gel güzel görünme çabandan vazgeç, photo-shop'ta ne yapılırsa yapılsın ne sen ne de ben fazla güzel gözükemeyiz, neysek oyuz. O kadar işte değil mi? Bizim güzelleşebilmemizin tek yolu, ağır bir estetik ameliyattan geçer. Bunu da bil ve kabul et.
2- Fatihciğim bugünlerde çok konuşulacaksın transferin nedeniyle, sakın ha bu sürecin kendini önemli hissettirmesine izin verme. Zaten doğal olarak megalomansın daha fazlasını olma, sonra iyice tahammül edilmez olursun, ben bilirim bu tür günlerde herkes seni konuşur, aldığın paradan, oturduğun eve kadar dedikodunu yaparlar, bunlar geçicidir. Şimdi sana düşen mütevazı olmaktır. Biliyorum senin bunu yapman neredeyse imkansız, ama istersen sana bir psikolog ve meditasyon uzmanı tavsiye edebilirim. Sakinleşmende yarar var.
3- Canım kardeşim, sen ve benim gibi insanlar çalışabildiğimiz sürece varız, yazamadığımız anda biteriz. O nedenle sakın ha kendini çalıştığın kurumdan daha yükseklerde görme. Bir de eskiden çalıştığın kuruma sakın ha tek laf etme. Şimdi biliyorum ki ileride bugünlerde yaşanan gelişmelerin olacağını görebilseydin SABAH gazetesi hakkındaki o ağır lafları katiyen etmezdin. Sen ve ben heyecanlarımızla yazan insanlarız, ama artık başkaları hakkında laf ederken iki kez daha düşünmemizin vakti geldi geçiyor bile. Örneğin ben baktırdım da sen bir zamanlar 'Karamehmet borcunu öderse ben de Taksim Meydanı'na çıkar ve anırırım demişsin'. Peki ne olacak şimdi; ne gerek vardı kendini böyle zor durumlara düşürmene sevgili kardeşim, gayet tabii ki zamanı gelince ben de seni sözünü tutmaya davet edeceğim kuşkusuz. Böyle gereksiz şeylere ne gerek var, değil mi aslanım.
4- Bir daha yazında 'geçer akçe 'maganda olmak', ister tribünde ister başka yerde' diye yazma köşende. Herkes kendin hakkında açıklamada bulunuyormuşsun sanır, dalga geçer seninle, boşu boşuna kendi başına iş almaya gerek yok.
Tavsiyelerim şimdilik bu kadar. Aslında hükümetle ilişkilerin konusunda bazı şeyler de söyleyebilirdim ancak o konuda laf dinleme eşiğini çoktan aşıp kendini kaybetmiş gibisin ne yazık ki. Şimdi ben üşenmesem, talimat versem ve senin iktidara gelmeden önce AKP ve Erdoğan hakkında yazdıklarını bir çıkarttırsam, bir de onlar iktidar olduktan sonra yazdıklarını; yaptıklarını bir hatırlatsam, vallahi billahi rezil olursun rezil. Ama şimdilik bunu yaptırmayacağım çünkü zaten zor durumdasın. Benim zor durumdaki insana yüklenmek gibi bir tavrım olamaz.
Zaman zaman çatışsak da kendisiyle polemiklere girmekten zevk duyduğum Fatih Altaylı, bugünlerde profesyonel yaşamında değişimler yaşıyor. Daha önce benzer süreçten geçmiş bir insan olarak bugünleri en az zararla atlatması için Fatih'e bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
1- Sevgili Fatih, bir daha sakın ha photo-shop'ta muameleden geçirilmiş fotoğrafının gazetede yayınlanmasına izin verme. Ben gazetede senin fotoğrafının bulunduğu sayfayı gördüğümde, 'Bu da ne böyle acaba, kasedi piyasaya yeni çıkmış olan bir türkücüyü mü destekliyorlar gazetede' diye düşündüm. Fatih, o fotoğraf tüyü yeni bitmiş bir türkücüye benzemenin dışında sana biraz da nasıl desem ki bilemiyorum biraz hafif, gay bir hava da vermiş. Bilmiyorum eğer yeni imajının böyle olmasını istemiyorsan, karizmayı da çizdirmeye gerek yok, sen gel güzel görünme çabandan vazgeç, photo-shop'ta ne yapılırsa yapılsın ne sen ne de ben fazla güzel gözükemeyiz, neysek oyuz. O kadar işte değil mi? Bizim güzelleşebilmemizin tek yolu, ağır bir estetik ameliyattan geçer. Bunu da bil ve kabul et.
2- Fatihciğim bugünlerde çok konuşulacaksın transferin nedeniyle, sakın ha bu sürecin kendini önemli hissettirmesine izin verme. Zaten doğal olarak megalomansın daha fazlasını olma, sonra iyice tahammül edilmez olursun, ben bilirim bu tür günlerde herkes seni konuşur, aldığın paradan, oturduğun eve kadar dedikodunu yaparlar, bunlar geçicidir. Şimdi sana düşen mütevazı olmaktır. Biliyorum senin bunu yapman neredeyse imkansız, ama istersen sana bir psikolog ve meditasyon uzmanı tavsiye edebilirim. Sakinleşmende yarar var.
3- Canım kardeşim, sen ve benim gibi insanlar çalışabildiğimiz sürece varız, yazamadığımız anda biteriz. O nedenle sakın ha kendini çalıştığın kurumdan daha yükseklerde görme. Bir de eskiden çalıştığın kuruma sakın ha tek laf etme. Şimdi biliyorum ki ileride bugünlerde yaşanan gelişmelerin olacağını görebilseydin SABAH gazetesi hakkındaki o ağır lafları katiyen etmezdin. Sen ve ben heyecanlarımızla yazan insanlarız, ama artık başkaları hakkında laf ederken iki kez daha düşünmemizin vakti geldi geçiyor bile. Örneğin ben baktırdım da sen bir zamanlar 'Karamehmet borcunu öderse ben de Taksim Meydanı'na çıkar ve anırırım demişsin'. Peki ne olacak şimdi; ne gerek vardı kendini böyle zor durumlara düşürmene sevgili kardeşim, gayet tabii ki zamanı gelince ben de seni sözünü tutmaya davet edeceğim kuşkusuz. Böyle gereksiz şeylere ne gerek var, değil mi aslanım.
4- Bir daha yazında 'geçer akçe 'maganda olmak', ister tribünde ister başka yerde' diye yazma köşende. Herkes kendin hakkında açıklamada bulunuyormuşsun sanır, dalga geçer seninle, boşu boşuna kendi başına iş almaya gerek yok.
Tavsiyelerim şimdilik bu kadar. Aslında hükümetle ilişkilerin konusunda bazı şeyler de söyleyebilirdim ancak o konuda laf dinleme eşiğini çoktan aşıp kendini kaybetmiş gibisin ne yazık ki. Şimdi ben üşenmesem, talimat versem ve senin iktidara gelmeden önce AKP ve Erdoğan hakkında yazdıklarını bir çıkarttırsam, bir de onlar iktidar olduktan sonra yazdıklarını; yaptıklarını bir hatırlatsam, vallahi billahi rezil olursun rezil. Ama şimdilik bunu yaptırmayacağım çünkü zaten zor durumdasın. Benim zor durumdaki insana yüklenmek gibi bir tavrım olamaz.
erman toroğlu tarafından ayar verilen yazar.
- efendim erman hoca futboldan ne anlar o bir kabzımal.
erman toroğlu nun cevabı da gecikmeden gelir:
- futbolcu, hakemim dolayısıyla futboldan anlarım, aynı zamanda kabzımalım, hıyardan da iyi anlarım!
- efendim erman hoca futboldan ne anlar o bir kabzımal.
erman toroğlu nun cevabı da gecikmeden gelir:
- futbolcu, hakemim dolayısıyla futboldan anlarım, aynı zamanda kabzımalım, hıyardan da iyi anlarım!
adnan polatın tek yumurta ikizi.
seçim önces akp başa geçmesin diye tayyip erdoğan hakkında bütün bir yaz boyunca albayraklar dosyasını açan ve istanbul belediyesi dönemi yolsuzluklarını gazetesinde yayınlayan; seçimi akp kazanınca da başbakana kedi hediye edecek, alacak kadar yakınlaşan, teketek i bir nevi ulusa sesleniş programına çeviren her dönemin adamı gazeteci. kısaca,
(bkz: bunca yıllık trafik polisiyim böyle u dönüşü görmedim)
(bkz: bunca yıllık trafik polisiyim böyle u dönüşü görmedim)
"bu medyanın ipiyle kuyuya inilmez" düşüncesini akla getiren kişi.
konuştuğunun yarısı anlaşılmaz, zira çok hızlı konuşur. arasıra "dimi efendim" diye soru sorduğunu sanar.*
Gittiği her yerin rengini alan bukalemun yazar. *
tuttuğu takımı bile çoğu kez gözünü kırpmadan eleştiren, güncel konularda sözünü kesinlikle söyleyen başarılı gazeteci.
çok konuşan fakat hiçbir şey anlatamayan gazeteci.
nasıl adam olunacağını en son ögrenecek belkı de hıc ögrenemeyecek bunye.
koyu galatasaraylı ve konuşurken sanki tükürük püskürten sevimsiz. güya haberci.
Nasıl yanar döner olduğunu, ve para için ne kılıklara girebileceğini kendi kaleminden çok da güzel açıklayan yazar.
ve ne yazik ki sabah gazetesi genel yayın yönetmeni, pokemon.
http://hurarsiv.hurriyet....x?id=221829&yazarid=9 (hürriyet-30 nisan 2004)
http://www.sabah.com.tr/2...03/15/yaz1437-40-131.html (sabah-15 mart 2007) *
ve ne yazik ki sabah gazetesi genel yayın yönetmeni, pokemon.
http://hurarsiv.hurriyet....x?id=221829&yazarid=9 (hürriyet-30 nisan 2004)
http://www.sabah.com.tr/2...03/15/yaz1437-40-131.html (sabah-15 mart 2007) *
van doğumlu, galatasaray lisesi mezunu, kötü bir sese sahip, üstüne bir de hızlı konuşan gazeteci.
sabah'tan istifa eden adam. yerine ergun babahan gelmiştir.
güncel Önemli Başlıklar