nasipten öte yol yok.
bazen neden böyle oldu demek yersiz.
su bazen istediğimiz yerden akmıyor ama bir şekilde ilerliyor.
gönlümüz kirlenmesin, kalp kırmayalım, sağlığımızdan olmayıp kimselere muhtaç olmayalım yeter.
dönülmeyen bir yerde, içimde dağ gibi bi dertle, dönüştüğüm insandan tiksinen bi benle kaldım, duruyorum burada. her şeyden ama en çok da kendimden yoruldum.
başaramadığım her şey, ayağıma takılıyor.
çok mu güçlüydüm eskiden? çok çok eskiden yani. ya da zaten yarışmıyor muydum?
bu olmadı. baştan, en baştan yaşamak istiyorum. her şeyi en başından yaşamak istiyorum. geçmemem gereken sınırlar, aşmamam gereken çizgiler, dönmemem gereken yerler var. hepsi ezberimde artık, en başından yaşamak istiyorum. bu sefer doğrusunu yapmak, doğru yerde olmak için daha çok çabalamak istiyorum.
ait olmadığım bir yerde bir hayat kuruyorum kendime. nasıl yaparım. nasıl yaparım. nasıl yaşarım? ait olmadığım bir yerde nasıl yaşarım?
veda etmeden gittiğin için hep bir umut geri döner diye bekledim. bekledikçe de anladım ki gelmeyeceksin. malım tekiyim belki ama senin kadar insafsız değilim.
aramıza ne girdi de sen benden böyle uzaklaştın? ben seni çok severdim oysa, senden uzaklaşınca sana varana kadar ızdırap çekerdim. ben seni çok sevmiştim sen bana neden böyle yaptın puşt.
Canım, yatağımda oturdum, iğrenç bir şey içiyorum, gece sessiz, soluk ve aşırı sıcak. Saçlarımda yapay meyve ve kükürtlü sabunun benzinsi kokusu var. Sesinle usul usul geceyi doldurur musun? Tüm sıcağa rağmen başımı göğsüne koyup, saçlarımı okşar mısın?
Biliyorum, fazla şey istedim ama sen zaten yoksun...
"herşeyi bozalım ki allah gelip düzeltsin. böylece allah'a kavuşmuş oluruz." diyorsunuz ama bu şeytanın bile kurmayacağı kadar dipsiz bir aptallıkta bir cümle. allah "siz bozun ki ben düzelteyim" diye bir vaatte bulunmamıştır.