bugün

Espriden çok iğneleme ustası olduğunu düşündüğüm ,fakat filmleri konusunda ortamlanın hayli üzerinde yapımlar olduğu gerçeğini müşahede ettiğim , Türk kafalı olmayan uzaylı
--spoiler--
daha önce gülmüş mü sorun bakalım.
--spoiler--
televizyonda art arda filmleri yayınlanınca öldü sandığım.
hokkabaz bitti gora başlıyor şimdi.
benimkisi nafaka değil, madafaka diye 10 bin dolar nafaka ödemesini ti ye almış 50 yaşıdaki komedyen.
bayram tatilinde Kıbrıs'ta özel bir gösteri düzenledi. Gösteriye katılmak isteyenler, günler öncesinden rezervasyon yaptırarak, 500 ila 1000 dolar arasında değişen ücretler ödedi
ben asla abone olmam tabii ki. para kazanmanın peşinde o da. kazandığı para yetmedi mi acaba.
Saygı duyduğum bir insan ve allah’a şükür halim vaktim de bayağı bir yerinde ama bana desen ki, cem yılmaz’a 40 lira ver, twitter’da (aslında x’te) üyesi ol; yani bir fakire 4 tane ekmek alır, bari başımdan kaza bela savarım..
Twitter'da ücretli abonelik başlattığını takipçilerine duyurdu.

Abonelik ücreti aylık 38.80 lira olacak.
https://youtube.com/short...mrU_I?si=kSaB1NzOXkdcleJ9
yeni sevgilisi;

görsel
görsel
görsel
Peri bacaları ürgüpte değilmiydi?
+bi numune getirdik
Ehe ehe.
görsel
Yeni gösterisinin biletleri 9 dk da bitti o 9 dk içinde de sistem çöktü.
iyi ki var, gülerken yaşamın keyfine varıyoruz.
Kaliteli adamdır; küfür komedisi yapmaz. Yeteneklidir de; gerçekten komedyen sıfatını hak eder. Severim kendisini. Yeni nesiller küfrederek, hakaret ederek, sürekli argo ve bel altı meselelerden bahsederek komedi yaptığını zannediyor.
Bir seçim yapmam gerekiyordu, Megadeth’ten yana kullandım hakkımı.
Gösterilerine Gülüyor muyum? Evet.
Eskiden daha mı çok gülüyordum? Evet.
2000 lira verip gösterisine gider miydim? Net bir hayır.

O paraya iki kere cağ kebabı yemeye giderim.
yeni gösterisinin şubat ayı biletleri 495 lira ile 4 bin 400 lira arasında satışa çıktı ve 9 dakika içinde tükendi.
Bunun üzerine gösterinin mart ayı biletleri zamlı olarak satışa çıktı. 650 lira 7 bin 500 lira arasındaki biletler bu kez 7 dakika içinde tükendi.
insanlar giderek olgunlaşır bu adam giderek ergenleşiyor. adamın filmleri, mizahı ve üzülerek söylüyorum zekası bile yerlerde.
Robert Downey Jr. e Benziyor bayağı.

Buda iron man'i hatırlatır genellikle.

Cem yılmazda öyle adam kafa zehir ingilizce desen var ne desen var.

Sabaha kadar dinlenir.

Övmeye çalışmıyorum ama bu kadarı...
Yıllarını vermiş kaç yaşına gelmiş nasıl bilmeyebilir tabi.

Mesela ben dürüst olayım bir takım ingilizce şeyleri cümle kelimeleri çeviriyorum bir yerden öyle anlıyorum ne kadar tembel üşengeçiz işte...

Bilgisayar bilumum şeyler bağımlısı olmuşuz...kapatmışız beyni.

Neyse.

Ne diyeceğimi bilemedim ilginç.

beyin fırtınası resmen adam ya.
Birer birer sevdiklerini kaybeden bir adam, en son özkan uğuru'da kaybetti.
gora, her şey çok güzel olacak, arog gibi güzel filmlerin senaristi ve oyuncusu olan usta bir komedyendir. bir tane oğlu vardır. ozan güven'le, özkan uğur'la ve zafer alagöz'le yakın dostluğu olmuştur.
şaka maka 50 olmuştur.
komedi videoları güzeldir. dayımla yaşıttır.
bu adam çok itici bir hal almaya başladı.

leman kültür’den çıkışıyla, levent kırca’nın, sonu sosyal mesajlı skecine mahkum ülkede mizah çıtasını baya yükselmişti. Öyle bir fark açtı ki, ancak kendi performansları kıyaslanabilir hale geldi. Üzerine “her şey çok güzel olacak”la (ki bence hala en iyi filmidir) kalitesini de gösterdi.

Biz mesela çocuklukta, stand-up kayıtlarını teyp kasetinden dinliyorduk. Bizim nesil de apolitik olduğundan apolitik mizahına en ufak bir itiraz söz konusu değildi. 70 ve 80’lerin komedyenlerine alışmış (devekuşu kabare vs) nesilden eleştiriler de ilk o zaman gelmeye başladı.

halbuki, zaten en az 10 yıldır, leman, lombak, l-manyak’ın yeni nesil karikatüristleri de gayet apolitikti. Ve bu bilinçli bir tercih bile sayılmazdı. O nesil 80 sonrasının apolitikleştirilmiş, liberalizme geçiş aşamasındaki toplumuna doğdu. Walkman, atari, nike vs ile büyüdü. Kumaşı o olduğundan ürünü de buydu. Cem yılmaz, o ara geçiş döneminin tezahürüdür ve dönemdaşı karikatüristler her ne ise, o da odur.

Ancak popülerliğin getirdiği etki (tv etkisi) ile, belki de haksız şekilde, apolitiklik eleştirilerinin birincil hedefi haline geldi.

işte ta o zamanlardan beri cem yılmaz savunma halinde. Bu konularda reaksiyoner bir tutum sergiliyor ve hatta bu mizahına da yansıdı, o haliyle de kabul gördü. Eleştirildiği kadar da savunuldu yani. Böyle geçen bir 20 yıldan sonra atmosfer değişti. (E tabi çelik erişçi de değişti)

Ama cem yılmaz’ın reaksiyonerliği değişmedi. Mizahına yönelik eleştirileri, yine o eski neslin standart saldırısı olarak algıladığından olsa gerek, mizahına en ufak bir şey katmadı.

2000 sonrası nesil için anlamlı bir tepki değil bu. Dahası, sosyal medyada bel altı vs mizahının on bin türlüsü dönerken artık cem yılmaz’ınki sıradanlaşmaya başladı. ve dediğim gibi, yeni bir şey yok. işte penis küçültme ameliyatı, regl goygoyu, hinduizm üzerine boş beleş şakalar vs.

Sinemada ise iyice geriledi. Öyle ki, hiç kimse izlemese bile ben arkadaşlarımla izlerim, türünden çıkışlar yaparak 70’ler yeşilçam’ına nostalji temalı film çekiyor. 2000’lere gelene kadar bile yüzlerce kez yapılmış bir şeyi inatla tekrar etme peşinde. Gora’ya sadri alışık sekansı sıkıştırmanın çok ötesinde, aşırı lüzumsuz bir nostalji tekerrürü.

Belki de biz büyüdük ve o yüzden bel altı mizahı çiğ geliyor, diyeceğim ama yok, yeni bir şey de yok cem yılmaz’da. Arada poltikleşme emaresi gibi imalı bir muhaliflik, eleştirilere karşı alınganlık mı, tepki mi olduğu belli olmayan çıkışlar, suyunun suyu şakalar ve artık saçmalık haline gelmeye başlamış nostalji sineması.

Kendisini ciddi manada eleştirmeye çalışan bile yok artık. Ama cem yılmaz’da o gerilim hep devam ediyor ve kabak tadı verdi.