sınırda kişilik.
sınırda kişilik bozukluğu olarak bilinir. bu bozukluğa sahip olan kişi bir an çok mutlu olur hoplar, zıplar; bi anda da morali bozulur, olduğu yerde kalır, deprasyona girer. sınırda kişilik bozukluğuna sahip kişi intihar etmeye çok yaklaşmıştır.

bu tarz kişilik bozukluklarının belirtilerini okuyunca "acaba bende mi böyleyim" gibi bir paranoya yada "a bende böyleyim lan" şeklinde bir ifadeye kapılanlar için özel not: bu tarz bozukluklar çok az kişide olur ve çok acı verici bozukluklardır. eğer siz internete girip bu yazıyı okuyabiliyorsanız bu hastalıklar sizde yoktur. *
kadınlarda daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir...
nevroz ile psikoz arasında seyreder. yazık ki psikoza çıkamayacak kadar nevroza yakın nevrotik olamayacak kadar da uzaktadır. araf durumudur yani. etrafındakilere çektirir. sevmediğini değersizleştirme ve kendini değersizleştirmenin en acı öreneklerini sergiler.
ing. siniri gecmek anlamina gelir bu kelime.psikolojik bir rahatsizliktir.bu rahatsizligi yasayan insanoglu bir turlu sevildigine inanmayabilir.surekli kendini aldatilmis sanabilir.dunya kendi etrafinda donmelidir.delimidir nedir diye dusuncelere dalmanizi saglar.
bu rahatsızlığa* sahip insanların ilginç bir çekicilikleri olabilir. müzdaripleri genellikle hayattan beklentileri yüksek bir şekilde yetiştirilmiştir. eğer uzun vadeli bir ilişki kurmak isteniyorsa, sevilse dahi, bırakılması gereken insanlardır.

yine de yanlış kullanımı gittikçe artmaktadır. bir borderline trendi yaratılmıştır adeta. adam gibi oturulup konuşulacak, sevişilecek insan bulmak ne yazık ki gittikçe zorlaşmaktadır.

"noluyor kuzum?!" diyerek sözlerime nokta koyabilsem de, hayatımda noktalı virgüllerle devam etmek zorundayım. henüz.
Psikiyatrinin biraz gizemli, biraz karışık sorunlarından biri olan 'borderline' kişilik bozukluğunun son zamanlarda sık kullanılan sıfatlardan biri olduğunu fark ettim. Bazı gençler birbirlerine 'borderline' diyor, bazı hastalar kendilerine 'borderline' tanısı koyarak geliyor. Bu farkındalığa eski izlediğim bir filmi televizyonda yeniden görmem ve maillerle gelen sorular eklenince, borderline kişilik bozukluğunu gözden geçirmeye karar verdim. O film sanırım film kanallarında hala gösteriliyor. "Genç, bekar bayan aranıyor" isimli bu filmde iyi danışmanlık alınarak, canlandırılmış bir borderline kişilik bozukluğu olan ev arkadaşı anlatılıyor. Borderline, kelime olarak 'sınırda' demek. Yani, sınırda kişilik. Galiba bu isim ve gidişindeki dalgalanmalar nedeniyle gençler birbirlerine bu isimle sesleniyor. Genellikle kadınlarda daha sık görülen bu kişilik bozukluğunun görülme oranının gittikçe arttığı söylenmektedir. Bu artışın nedenini, hastalığın oluş nedeninde aramak gerekir. Anne bebek ilişkisinde sık sık bahsettiğimiz, bebeğin anneyle oluşturması gereken bağlanma-ayrışma-bireyselleşme sürecinin, ayrışma kısmında çıkan zorluklar bu soruna neden olur. Aşırı ihmal edilmiş ya da hiç engellenmemiş, anne çocuk ilişkisinde sorun olan, ailenin dengesiz davrandığı, bebekken kayıplar yaşayan, travmaya uğrayan çocuklarda görülür. Değişen toplum yapısı nedeniyle, bu özelliklere sahip çocukların artması, bazı toplumlarda borderline kişilik bozukluklarının artmasına neden oluyor denilebilir. Peki nedir borderline kişilik bozukluğu?

BORDERLINE KiŞiLiK BOZUKLUĞUNUN ÖZELLiKLERi
Kısaca, kişiler arası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık, belirgin dürtüselliğin olduğu, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan bir davranış biçimidir. Bu tanımı biraz açarsak, öncelikle kendisine ilişkin algıları sürekli değişir. Bir an kendini aşırı başarılı, güvenli bulurken, bir anda çok kötü hissedebilir. Bu dalgalanma, iyi ve kötü arasında gidip gelme, ilişkide olduğu insanlar için de geçerlidir. Onları göklere çıkarırken aniden değersizleştirebilir. Bu nedenle, ilişkileri tutarsızdır. Sevgiden nefrete çabuk geçebilir. Bu dalgalanma tüm ilişkilerine yansır. Borderline kişilik bozukluğu olanlar, aşırı terk edilme korkusu yaşar. Bunu engellemek için tehdit etme, intihar girişiminde bulunma gibi yollara başvurabilirler. Kontrolsüz cinsel ilişkiler, sık cinsel eş değiştirme, onlara aşırı bağlıyken nefret etmeye başlama, yanı sıra bazı cinsel sapmalar ve cinsel kimlikte de ani değişimler izlenebilir. Yani, bir borderline kişilik bozukluğu olan kişi ile herhangi bir ilişkiniz varsa, dünyanın en mükemmel insanı, eşi, doktoru, arkadaşı iken, aşırı idealize edilmişken, aniden yerin dibine batırılma riskiyle karşı karşıyasınızdır. Ayrıca, tüm bu değişim saldırganlığa dönüşebilir. Bu saldırganlık kendine karşı olabileceği gibi, size de yönelebilir. Kendine zarar vermenin yöntemi aşırı para harcama, kumar oynama, kontrolsüz cinsel ilişkiye girme, alkol kullanma, tıkınırcasına yemek yeme olabilir. Bazen yardım çağrısı da olabilen intihar girişimleri, kendini ya da ona kötü davrandığını düşündüğü ilişkide olduğu kişiyi cezalandırma yolu da olabilir. Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin öfkelerini kontrolde zorlukları vardır. Konuşmalarıyla, eşyalara zarar vererek bu öfkeyi dışa vururlar. Bebekliklerindeki sorun nedeniyle, yani anneden ayrışma problemi onların bazı evcil hayvanlarla ya da cansız nesnelerle kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olabilir. Baş edemedikleri bir sorun olduğunda kontrollerini tamamen kaybedebilirler. Aşırı şüpheler, korkular oluşabilir. Depresyon sıklıkla birlikte görülür ve riskleri artırır.

NE YAPABiLiRiZ?
Uzun ve zor bir terapi gerektirir. Yanı sıra alkol, uyuşturucu gibi sorunlar da varsa, terapi zorlaşır. Zaman zaman ilaç kullanılır. Gençlik döneminde başlayan bir sorundur. Eğer ek problemler, saldırganlıklar, intihar gibi nedenlerle farklı sonuçlar oluşmazsa, orta yaş civarında toparlanırlar. 40'lı yaşlarda geçebilir. Borderline hastayla birlikte yaşamak da zordur. insanları iyi ve kötü diye ayırdıkları için, herkese buna uygun roller verirler. O rollere girmemek gerekir. Kötü davranıldığını düşünür ve kötü davranılması için her şeyi yapar. Hastalığı iyi anlayarak, olayları değerlendirmek gerekir. Yine de, özellikle bazı ağır olgularda birlikte olmak zor ve yıpratıcıdır. O zaman yakınında olan kişilerin de profesyonel yardıma ihtiyacı olur.

kaynak: http://www.sabah.com.tr/2...150-104-20050428-200.html
dokuz önemli kişilik bozukluğunun en zor teşhis ve tedavi edilenidir. bir sonraki aşaması şizofreni ya da şizopital bozukluktur. hastaların en belirgin özellikleri;
- belli bir zeka düzeyinin üstündedirler. kendilerinden az zeka düzeyine sahip kişilerle paylaşımda bulunmak mutsuzluklarına neden olur.
- bir insana ya da duruma ait düşünce ve duyguları çok değişkenlik gösterir. bir insandan nefret ederken bir anda yakınlık duyabilirler ya da o insanı çok severken bir anda düşmanlık besleyebilirler. ve bütün bu duygular en üst seviyede yaşanır.
- korunmasız seks yaparlar.
- hızlı araba kullanmayı severler. bu hastalığı taşıyan ve teşhisleri gecikmiş hastaların bir çoğu eğer hiç tedavi görmemişlerse, genellikle yüksek hızda araba kullanırken ve genel olarak da otuzlu yaşlarda hayata veda ederler. bir borderline hastası bir araba kazasında öldüyse orada asla fren izi bulunmaz. (bkz: duvara karşı)
- çok kolay yalan söylerler ve yalanlarını detaylarla desteklerler.
- onlarla aşk yaşamak çok zevkli ve tehlikelidir. her şeyin dibine vurmayı sevdikleri için her türden zevki en üst düzeyde yaşarlar ve yaşatırlar. bir borderline hastasıyla flört eden bir kadın, kendini her anlamda ayrıcalıklı hisseder. sosyal yaşam, cinsellik , eğlence ve kültür faaliyetleri hayatında görmediği şekilde hayatına dolar ve başdöndürücü anlar yaşanır. taki ayrılık sözü edilene kadar. o andan itibaren borderline hastası sevgili tamamen başka bir adam olur. ocentilmen, harika gülümsemesi olan, ve hiç yaşamadığınız tutkuları, aşkı ve incelikleri, size adeta bir gösteriymiş gibi müthiş performanslarla sunan adam gerçek bir hastaya dönüşür. ağlayıp yalvarmaktan, ölüm tehditlerine kadar gidebilecek değişken ve tehlikeli davranışlar sergilerler. ayrılığın bahsine bile tahammülleri yoktur. ölümcül ya da çok üzücü olabilirler. yine de zekaları halen aynı düzeyde oldukları için sizi yeniden etkileyebilecek güce ve sözcüklere sahiptirler. siz uyurken onlar yeni günün yalanlarını ve gösterilerini planlarlar.
herkesin belirtilerini okuduğunda bu benim ya diye düsündüğü ama aslında ciddi anlamda tıbbi rahatsızlıklarla teshisi konulan bir hastalıktır. yani sanıldığı gibi baskın karaktere sahip olan, ya hep ya hiç mantalitesini kendine ilke edinen ya da inatçılığın sınırlarını zorlayan her insan borderline değildir. bu rahatsızlığa sahip olan insanlar her seyi sınırlarda yasar, onlar için hayat ya kralı/kraliçesi oldukları bir uçsuz bucaksız bir ülke ya da hayatları boyu köle olarak kalacakları bir cehennemdir. hiçbir şeyin ortası yoktur. bir şey ya mükemmel ya da berbattır. bu nedenle dikkat etmek, onları kızdırmamak gerekir çünkü işlerin kötüye gitmesiyle tehlike yaratırlar, kendileri de dahil kimseye zarar vermekten çekinmezler.** *

Aşağıdaki belirtilerden en az beşinin varlığı ile birlikte ,genç erişkinlik döneminde başlayan, kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla nitelendirilen bir durumdur.

Belirtiler
Gerçek ya da varsayılabilecek, olası bir terk edilmeyi önlemek için çılgınca çaba harcamak.
Karşısındakileri aşırı büyütüp, göklere çıkarma veya aşırı değersizleştirip, gözden düşürerek, yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer/değersizlik verme ile giden tutarsız ilişkiler
Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışında, arkadaşlık, cinsel durum ya da önem verilen kültürel-ahlaki değer anlayışında değişkenlikler
Kendine zarar verme olasılığı fazla olan iki ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler (Aniden çok para harcama, madde kullanımı,hızlı ve tehlikeli araç kullanma, birden aşırı yemek yeme, önceden düşünülmeyen uygunsuz cinsel davranışlar)
Tekrarlayan bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendi kendine zarar verme (bıçak,jilet vs. ile kendi cildini kesme, sigara ile yakma, kafasını, yumruğunu sert yerlere vurma gibi)
Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen surelerde birbirini izleyen öfkelilik, üzüntü, kaygı, sevinç dönemleri)
Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi.
Öfkeye hakim olamama (kavga etme, yüksek sesle hakaret, çığlık atma eşya kırma gibi).
Stresle ilişkili, gelip geçici kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler

Özellikler
Rahatsızlığın asal özelliği karşılıklı birebir ilişkilerde, kendilik algısı(kendine bakış , kendini kabul ediş ve kendini sergileyiş) ve duygulanımda tutarsızlık ile ilişkileri etkileyebilen ani hesapsız davranışlardır.
Bu kişilerde sürekli bir ayrılık ve reddedilme fikri yaşandığı için bu gibi bir durumun izlenimi edinildiğinde duygulanım, kendilik hissi ve davranışlarda önemli farklılıklar yaşanır. Ayrılık ya da planlananların oluşmaması durumlarında yoğun öfke ve diğer belirtiler yaşanır. Yalnız başlarına olmaya dayanamaz ve birilerinin varlığına gereksinim duyarlar. Bu yalnızlığı önlemek için intihara yeltenebilirler.
Birebir ilişkilerinde özellikle karsı cinsten kişilere sürekli bağlanma, onları bir eski yunan tanrısı ya da tanrıçasıı gibi görüp yüceltirler. ilişkilerine çok büyük iddia ve hedeflerle başlar, gerektiğinden fazla özel hayatlarını paylaşır, karşılığında aynısını beklediklerinden düş kırıklığına uğrarlar. Bu kez onları daha önce oturttukları tahtlarından indirip gözlerinden düşürürler. Bu nedenle arkadaşlıkları gelip geçici ve fırtınalı bir seyir izler.
Hedefleri, inandıkları değerler, arkadaş yapıları, cinsel eğilimleri, benimsedikleri görüşler, mesleki heves ve amaçları değişkendir.
Devamlı olarak kendilerini boşlukta hissettikleri için uğraşıp, oyalanacak bir şeyler arıyor gibidirler. Karsı taraftan beklediklerini bulamadıklarında öfkelerini sergiler, sonrasında bundan dolayı suçluluk, pişmanlık, utanç duyguları yaşar ve kendilerini değersiz, zayıf, kötu hissederler.
Yoğun stresli dönemlerde halüsinasyon denilen varolmayan ses,görüntü vs. gibi algılar,kendi vücuduna ve çevreye yabancılaşma görülebilmektedir.
Kendilerine ya da çevreye yabancılaşma yaşayabilirler. Kişisel ilişkilerinden ziyade kendilerini terketmeyeceklerini ve gerekli karşılığı alabileceklerini düşündükleri sanal şeyler, cansız nesneler, ya da hayvanlar üzerinden doyum sağlamaya çalışıp, kendilerine güvenli bir liman oluşturabilirler.
Eğitim ve evlilik hayatları fırtınalı bir denizde filikayla yolculuk gibidir. Ayrılık, boşanma ve tekrar bir araya gelmeler görülebilir.

Eşlik edebilecek bozukluklar
Depresyon ve distimik bozukluk
Alkol-madde kullanım bozuklukları
Yeme bozuklukları
Travma sonrası stres bozukluğu
Dissosiyatif kimlik bozukluğu
Diğer kişilik bozuklukları

Toplumda görülme oranı
Genel nüfus içinde % 2-3 oranında görülmektedir. Araştırmalara göre hastanede yatanlar arasında %19 ; ayaktan tedaviyi sürdürenler arasında % 11 oranında olduğu gözlenmiştir.

Rahatsızlığın cinsiyet-kalıtım özellikleri
Toplum geneli ile karşılaştırıldığında rahatsızlık gösterenlerin 1. derece yakınlarında beş kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ailede madde bağımlılığı ,antisosyal kişilik bozukluğu ve depresif bozukluklara karşı da daha yüksek bir risk vardır.

Rahatsızlığın oluş sebepleri
Rahatsızlıktaki merkezi serotonin işlevindeki azalmanın öfkeli ve dürtüsel davranışlarla ilişkili olabileceği düşünülmüştür.
Bir başka görüşe göre de çocuk gelişmesinde 1,5-2,5 yas arası donemde çocuğun ayrılma ve kendi basına davranışlar sergileyebilme çabalarına annelerinden gelen cezalandırıcı tavırların şiddetli ayrılık korkularına yol açtığı öne sürülmüştür.
Gene benzer bir görüşe göre çocuk-ebeveyn ilişkisinin erken dönemlerindeki bozukluklar (çocuğun yeterli dikkate alınmayıp, hislerini ve davranışlarını gözardı etmek çocukta uygun, olumlu ve sabit bir benlik hissi oluşmasını önleyecek, sürekli desteğe gereksinim duyacaktır. Ailede duygusal paylaşımın olmaması, aile içi yoğun çatışmalar, küçük yaşlarda ana-baba kaybı, ayrılığı, çocuğun yasadığı fiziksel ve cinsel tacizler rahatsızlığa eğilim oluşturur.

Ailesel özellikleri
Bu kişilerin ailelerinde erken dönemde ebeveyn kaybı, travmatik ayrılmalar ya da her ikisi yüksek oranda bulunmaktadır. Genellikle her iki ebeveynde de belirgin bir şekilde psikiyatrik sorun vardır. Annelerde karasızlık ve depresyon gözlenirken; babalar ya meydanda yoktur ya da karakter itibariyle yoktur ya da bozuktur. Aileler saldırgan davranışlar, alkolizm, fiziksel ya da cinsel tacizler (ki bunlar hastaya da uygulanmıştır) nedeniyle yıpranmış veya parçalanmıştır. Rahatsızlık boşanmış ya da evlatlık verilmiş ailelerde daha fazla saptanmıştır.

Hastalığın sureci
Rahatsızlık gençlik donemi öncesinde konuya dikkat verememe, öğrenme güçlükleri ve toplumsal çekilme, sosyal ortamlardan soğukluk ile kendini göstermektedir. Gençlik döneminde tüm yakınmalar başlamakta, yarı sayıda vaka ise 40'larından sonra düzenli bir cevre ve is hayatına kavuşabilmektedir. Bununla birlikte çoğu eğitimini tamamlayamamakta, islerini kaybedip, evliliklerini ya da birlikteliklerini sürdürememektedir. Rahatsızlıkta intihar tehditleri önemsenmelidir. Bu grup hastalarda % 8-10 oranında intihar sonucu olum görülmektedir.

Tedavi
Bu kişiler uzun sureli bireysel psikoterapiden faydalanırlar. Bireysel terapide bilişsel- davranışçı terapi yanında duygulanım dalgalanmaları ve ani dürtüsel davranışlar için ilaç tedavileri uygulanabilmekte, intihar eğiliminin olduğu yoğun gerilim dönemlerinde kısa sureli hastanede yataklı tedavi uygun olmaktadır. Kişiler grup terapisinden faydalanabilmektedirler
sık gösterilen öfkeli tavırlar ve öfke kontrolünde eksiklik yanında diğer konularda da impuls kontrolünde eksiklik yaşanır.
intihar girişimleri, kendini yaralama, oransız para harcama, rastgele cinsel ilişkiler, planlanmamış soygunlar, dikkatsiz araba kullanma gibi hayatın pek çok alanında kontrolsüz davranışlar gözlenir.
kronik olarak boşluk hissiyle doludurlar ve kimlik krizleri yaşarlar.
bilinçdışı yoğun terkedilme anksiyete leri nedeniyle, söz konusu kişiye yönelmiş aşırı öfke onu cinayete bile yöneltebilir.
nedense üzerimde bir insanın gömleğinin üzerinde ki çizgileri takip etmek olarak kalmış kişik bozukluğu.
sınırda kişilik bozukluğu olarakta adlandırılır. hastalık tanısı ayrılma ve bağlanma konularında kişinin aşırı tepkiler göstermesidir. bu rahatsızlığa sahip olan kişiler terkedilmeyi, ayrılmayı kabul edemez. bu kişilik bozukluğuna sahip olan insanlar yalnız kalmaktan korkarlar ve terkedildiklerinde intihardan tutunda, uyuşturucuya kadar her yolu denerler.

bu kişilik bozukluğuna sahip olanlar bir boşluk içinde yaşarlar, artık hayattan kopmuşlardır. terkedilmek tehditiyle karşılaştıklarında kendilerine zarar vermeyi dahi deneyebilir. kendisini terkeden kişiden nefret ettiği gibi, o kişiyi aşırı derecede severler. "ben ona bu kadar değer vermişken, elimden gelen gayretin fazlasını göstermişken o neden bana boyle davrandı" sorusu bu kişileri yer bitirir.

bu kişilerle bir ilişkiyi yürütmek zordur çünkü gizli bir kıskançlık olduğu gibi aşırı derecede güvende oluşabilir. asıl sorunlu davranışlar bu rahatsızlığın kişiyi eline geçirdikten sonra terkedeni tekrar elde etmek için elinden geleni yapmasıyla başlar, hatta tehdit dahi bu kişinin mantığında doğru bir davranışmış gibi alğılanabilir.

eğer rahatsızlık tedavi edilmezse uzun dönemde tehlikeli sonuçlara yol açabilir, kişi kendine zarar vermeye başlayabilir. uzun süreli deprosyona girebilir, yemeden içmeden kesilebilirler.

kişi saldırganlıgın yanında aşırı dercede dürtüselliikte yaşar kendini terk eden kişinin peşini bırakmaz ve o kişinin hala hayatında yer aldığını bir şekilde kanıtlamaya çalışarak kendini rahatlatmaya çalışabilir yada içe kapanır.

bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler sevgi yatırımı yaptıkları insanların beğenisini kaybetmemek için ellerinde geleni yaparlar. dünyanın kendi etraflarında döndüğünü zannederler.

tedavisi zordur, çocukluk dönemindeki ruhsal çöküntüden dolayı hastalık başgösterir.
(bkz: ocd)
sınır şizofrenisidir. durum ne şizofreni ile tanımladır ne de normal insanların davranışlarıyla. arada yaşarlar. cogu zaman dengesiz ruh halleri içerisinde bulunurlar. en baslıca belirtileri intahara meyilli yapıları olmakla beraber aniden gecirilen krizlerde kendini gösterir. dengesiz kelimesini bu insanlar üzerinde kurmak her ne kadar yanlıs olsada hareketleri bu yönde ilerlemektedir. sevgiye ihtiyac duyduklarından dolayı sürekli değişen ilişkiler içinde bulunmaktadırlar. zeki insanlar üzerindeki etkisi cok daha korkutucu boyutta olup bu hastalıgın gecmişten gelen birikimler sonucunda ortaya cıkması da bir gercek olmuştur.
şizofreniden farklı olarak kişi bölünme yaşadığının farkındadır . zaten sınır kişilik deyimi de buradan türemiştir. duygular kontrolden çıkar akabinde beden de duyguları takip eder. mevsimsel değişenlerin yanısıra saat saat değişen bünyeler vardır ki kendilerinden önce etraftakileri delirtebilecek dengesizliğe sihiptirler. kendi hayatlarına bir anlık öfke ile sıçabilir ilk kez girdikleri bir ortamda ortalığın a.mına koyabilirler. büyük bir organizasyonu üstlenip eğer çizginin diğer tarafına geçmişlerse kendileri gönül rahatlığıyla gitmeyebilirler. reddedilmekten hoşlanmazlar reddetmeye bayılırlar. borderline'a ne yandan baksanız farklı bir profil görürsünüz, başlarda sürekli şaşırır bir süre sonra alışır ve "tek değişmeyenin değişim olduğunu" kabul edersiniz. uçurumun kenarında mangal yakmaya gidip hiçbir neden yokken kendinizi atabilir ya da intihar edeceğiniz fikriyle yola çıkıp kendinizi mangal yakarken bulabilirsiniz. velhasıl bu dengesizlikle sevileceğinize bir türlü inanmazsınız. bu böyle sürüp gider yeterince karışmış biri olarak karıştırıldıkça kıvamınız bozulur.tedavi görün!
kisilik bozuklugu.
vay be, bende borderline hastalığı varmışta benim haberim olmamış. bu hastalığı bende nasıl tespit ettiler acaba sayın moderatörler, ki sayfamın başına yerleştirdiler. yazdığım yazılardan mı tespit ettiler acaba? bu kişiler psikoloji eğitimi mi almışlar da bana bu hastalığı kolayca yapıştırdılar. moralimi bozdular ama ben aldığım aile terbiyemi bozmayacağım.kendilerine yapılan hakaretleri ve küfürleri okuyunca rahatsızlık duymamam lazımmış. onlar böyle ön yargılı olmakla o hakaretleri hak ediyorlarmış. bayramdan sonra bir psigoloğa gideyim bari de borderline hastalığımı tedavi ettireyim. hahaha.. gülerim ağlanacak halinize sayın ukala moderatörler.
bu rahatsızlığa mensup şahıs birlikte yaşadığı kişiye hayatı zindan eder, hele bide borderline bir kişiye aşıksanız bu hastalığa yakalanmamanız imkansız bir durum.
(bkz: girl interrupted)
(bkz: lilith)
psikolog olmayanlara anlatmak icin uzun cumleler kurmaya gerek yoktur. kisaca bdp diye anilir ve kisilige islemis bir destabilizasyondan, insan iliskilerindeki bozukluklardan, kendi imajini surekli degistirmesinden ve davranislarinda surekli bir oncekiler ile farklilik gostermesinden, tutarsiz olmasindan hasta taninabilir. kitabi tanimi kisaca boyledir ama degismis olmak bdp olmak anlamina gelmez ve bu yuzden konuyu yuzeysel bilenler bu teshisi cok hatali bir bicimde koyarlar. unutulmamalidir ki, bir psikanaliz cok ciddi deneyler, testler, veriler ve zamana yayilan arastirmalar olmadan ortaya konulamaz. aninda konulan ve yetersiz veri ustune kurulmus her analiz hatali olmaya mahkumdur.
söz konusu hastalığı sahiplenen bir ünlü çıkmıştır (bkz: zerrin özer) sanki süper bir özellikmiş gibi uluorta söylüyorlarla sinir oluyorum ya. biliyor mudur acaba bu hastalığın tüm ayrıntılarını? sadece, bu gün ve yarın hissettiklerinin aynı olmadığını duyuyor sonra da hah işte ben de bu hastalık var diyor!
bir zamanlar panik ataklar meşhurdu. korkarım şimdi de borderline hastalığı meshur olacak.
bir kişilik bozukluğudur..

bu kişiler durduk yerde ömrünü ona adamış en yakın arkadaşını silebilir hayattan veya hiç anlaşamadığı insanları bir anda yakın dost seçebilir kendine. bir gün ailesi için canını feda ederken ertesi gün ailesini terkedip gidebilir.
kızgınlıklarının ve mutsuzluklarının nedeni sıradan değildir ama mantıklı nedenler sunabilir kendince.
uçlarda olmanın keyfini yaşayanlardan değil, uçlarda olmanın sıkıntısını çekenlerdendir.
tüm sıradan görünen insanlara düşmandır çoğu zaman ama bazen de öylesine şevkatlidir onlara karşı.
dinlediği müzikte bile uç noktalardadır. klasik müzik ve arabeski aynı anda dinleyebilme yetisine sahiptir.
en sevmediği insan tipini sorsanız aşık olduğu kişiyi tarif edecektir size.
uyuşturucu bağımlısı olma ihtimali yüksektir.
ilişkilerinde ve arkadaşlıklarında yaşadıkları terkedilme korkusu yüzünden uç noktalarda bağlanma yaşarlar; aynı şeyi karşındakilerde göremediklerinde ise öfke nöbetlerine kapılırlar.
yanılmıyorsam tedavisi vardır ama kişiye tedaviyi kabul ettirmek zordur.
teşhis ve tedavisi en zor olan ruhsal hastalıklardan biri. akıl hastanesinde tedavi görmüş/gören kişilerin %20'sinde bulunan rahatsızlık.
hastalıkta; genel itibariyle bir "kendine dönüklük" ve başkalarını, "kendini değerlemede araç olarak kullanma" durumu söz konusudur. gerçeklik algısını tamamen yitirmedikleri için; olağan bir terapi esnasında terapistlerini çok zor duruma sokabilir ve söz oyunlarına tatminkar cevaplar almadıklarında, hem ilaçlarını kullanmayı hem de terapiye devam etmeyi reddedebilirler: bu özellikleriyle bulunmaz nimet olduklarını, bir doktorun hem eğlenmek hem de kendini geliştirmek için mümkün mertebe borderline vakasıyla uğraşması gerektiğini düşünmekteyim. sorun, ne deli sayılabilecek kadar anomik, ne de sağlıklı sayılabilecek kadar normal davranmamalarıdır. adı üstünde borderlinedır, aradadırlar... sevinç nöbetlerini izleyen aşırı kaygı anları, eğer müdahale gerektirecek kadar sıklaşırsa; deneyimsiz bir doktor tarafından fiziksel semptomlar da göz önünde bulundurularak "panik atak" teşhisinin konması gayet olasıdır. "köprüleri yakanlar" hep bu tipler arasından çıkar, yangının hemen sonrasında küllerin başında oturup ağlasalar da. sıradanlıktan ölesiye korkar ve sıradan insanlardan nefret ederler; tektipleşme korkulu rüyaları olduğundan, okul vb. total kurumlara nefret besledikleri gözlenmiştir. belli bir zeka seviyesinin üzerinde insanlardır, bu durum bir de kaygı nöbetleri esnasındaki karamsarlıklarıyla birleşirse, ne basit hilelerle iyileşeceklerine dair motive edebilirsiniz onları; ne de onlar kendilerini kandırabilirler. tedavisi yıllarca, üstelik geri sıçramalarla sürebildiğinden, kişi dillendirmeyecek kadar hastalığını "öğrenmiştir", hastalığı onun için "utanılacak bir leke"dir. zaten bir ortamda gözbebeği olacak kadar sempatik, hemen ardından öldürmek istenecek kadar saldırganca davranarak antipatik olabilmenin özenilecek bir tarafı da yoktur. yaklaşık olarak %12 oranında intihar sonucu ölüm görüldüğünden, hastada böyle bir eğilim varsa muhakkak dikkate alınmalıdır.
kendine zarar verme olasılığı yüksek durumları sonunu düşünmeden aniden eyleme dökme, kişiler arası ilişkilerde tutarsızlık, kendini boşlukta ve amaçsız hissetme gibi belirtileri olan psikiyatrik bir rahatsızlık.