ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri293
    1128.
  1. #4865545 nolu entry'de dediklerim halen geçerlidir. lakin artık entry sayın 520 olmuş bu sefer daha bi destekli sıçayım!
    4 ...
  2. 1127.
  3. "Sometimes the last person on earth you want to be with, is the one person you can't be without ... "

    Hayallerimiz vardir, yasamadan hayalimiz oldugunu bile fark edemedigimiz.
    Hayallerimiz sevgimiz, sevgilimizdir ya en degerlisi, en elde edemedigimizdir, en tadinda birakilmasi istenen ama hic bogazimindan gecmeyen. Ic burukluklarimizdir. Yasarken sevincinden cilgina dondugumuz yitirdigimizde de yuku altinda ezildigimiz. Bir insandir hayalimiz sonsuza kadar bir olmayi diledigimiz.

    Ve hayalim... Yasamadan seni,hayalim oldugunun bile farkinda degilmisim. Nefesim yetmiyor bazen kalbimin atisina. Hala yaniyor canim. hala.. Gozumden uzaksin ya gonlumden uzaksin zannedip sen de kendini kandiyorsun benim gibi. Olabilmesini oyle istiyordum ki ama olamiyor... Kandiriyorum aklimi hep bu ve bunun gibi bir cok sey ile . Ama nafile . Su koskaca sandigim sehirde bile seni gorebiliyorum, kendisine tanidik bakan gozleri anlamaya calisan yabanci yuzlerde. Icim aciyor, adini andigimda hala, o bicak acisini hissediyorum sol yanimda ve bir daha asla bulamayacagim sicakligini... Ozlemin bu kadar cogalmamali idi... Mantik onermelerine gore azalman gerekirken cogaliyorsun. Nasil bir duygu ise bu yitmiyorsun... Inan cok cabaladim ve hala cabaliyorum ama her defasinda yine bendeki "sen" e yeniliyorum sendeki "ben" sessizliginin altina gomuleli cok oldugu halde...

    Kimsenin hayalinde, sevgisinde sucu yok ya ne sen ne ben sucluyuz... Pollyana , melankolik ne dersen neye inanmak istersen inan ve onunla yasa. Bu beni degistirmiyor ki... Hayatin adilligimi adaletsizligi mi bilemiyorum ama bildigim tek sey aza koyup dolduramadigim coga koyup tasiyamadigimdir.

    -sana gitme demeyecegim , ama gitme lavinia... -

    Celiskiler... belkide beni hayatindan gonderemeyen sensin bilemiyorum...

    Soylemek istediklerim bundan ibaret degil ya yine nefesim kalbime yetmiyor. Boguluyorum...
    7 ...
  4. 1126.
  5. + ben bu yazıyı sanayazdım........
    - hangisini?
    + bunu işte!
    - e bunu ben yazdım!
    + sen mi yazdın! ben de bu yazıyı başkası sana yazdı sanayazdım.
    6 ...
  6. 1125.
  7. ellerini ver bana..
    ellerin, ellerimle aşinadır.
    ey geç bulduğum benim.. seninle konuşuyorum..
    bulutun kasırgayla,
    otun çölle,
    yağmurun denizle,
    kuşun baharla,
    ağacın ormanla konuştuğu gibi.
    köklerini tanıdım senin..
    çünkü benim sesim, senin sesinle aşinadır...* *
    6 ...
  8. 1124.
  9. 1123.
  10. ben bu yazıyı sana yazdım.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü beni tanıman mümkün değil. beni tanıyamazsın. bana o kadar yaklaşmayı göze alamadın. ikimiz de sahte sözcükler sarfettik birbirimize. inkar etmeyelim. benim kadar rol yapıyordun sen de. oynadın. oynamaya kalktın benimle. ama bilemezdin tereyi satmaya kalktığın kişinin tereci olduğunu.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü benim yüzümü görmen mümkün değil. göremezsin sana gösterdiğimden daha fazlasını. o gördüğünden de emin olamazsın. çünkü benim bir yüzüm yok, bin yüzüm var. her gün bir tanesiyle çıksam karşına çıldırırsın. gerçek beni asla göremezsin. buna layık değilsin çünkü. olamazsın asla. ben değişkenim. ben önceden kestirilemem. ben bilinmezim.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü gecenin bu saatinde yapacak başka işim yok. kuyruk acım var zannedebilirsin ama o acı bir şeyleri hissedersen olur. ben hiç bir şey hissetmedim. asla. sadece tek numaramı kullandım: sözcüklerin gücünü. rol yapma yeteneğimi. ara sıra gösterdim sana kim olduğumu. anlık tepkilerimi kontrol altına almak yerine, izin verdim gerçekten olduğum kişiyi görmene; bilseydin ne tepki verirdin diye. kaldıramadın. aşırı tepkiler verdin. sana sıraladığım yalanları unutmam; benim için yaratılmışsın sözü onların hasıydı. ben ateştim, sen bir buz. bana yaklaşmana izin verseydim, erirdin. erisen bile beni söndüremezdin.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü içimden öyle geldi. söylemiş olduklarım yetmedi. ayrıca bunu okuyup okumaman da zerre kadar umrumda değil. benim için boş zaman öldürgeci olmaktan öteye gidemedin. beni engellemeye de kalktın. buna izin veremezdim. kim olursan ol yine aynı şeyleri söylerdim. ben mevlana değilim. sevmediğim bir tip olarak gelirsen, kovarım.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü olmadığım biri gibi davranmaktan sıkıldım. gerekliydi ama değmezdi. ama bunu denemeden bilemezdim. hayatımın en sıkıcı rolünü oynadım. neredeyse geri kalacaktım kendi hayatımdan. bunun olacağını öngörünce, ağırlıkları atmam gerekti. hayatım boyunca hiç kimsenin tripleriyle uğraşmadım. uğraşmam da. sen de istisna olacak kadar iyi değilsin. yalanlar söyledim. arka arkaya. hiç sıkılmadan. gerekseydi hepsini gözünün içine bakarak da söylerdim, yine de ruhun duymazdı. göründüğüm kadar iyi biri olduğumu düşünürdün. iyi olabilirim, ama ne yazık ki o tavrı haketmek gerekir.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü centilmenliğimi bozmak huyum değildir. tek ağır konuşabilenin kendin olduğunu mu sanıyorsun? öyle şeyler söylerdim ki etkisinden kurtulamazdın. yıkılırdın. aklın almazdı. neler neler söylerdim belki de, ama bilerek içimde tuttum. bir parçam hala asaletimi korumamı söylüyordu. biliyordum ki söyleyeceklerimi söylesem, o saatten sonra sen, sen olamazdın.

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü sana ihtiyacım yok. bil diye değil. umursadığımdan da değil. sadece yazmaya dair bir tutkum var. dediğim gibi yegane yeteneğim sözcüklerim. aslında bu da yalan. ne yeteneklerim var aslında, bu sadece tutkuyla sevdiğim...

    ben bu yazıyı sana yazdım çünkü bu yazı bittikten sonra benim için bir hatıra bile olmayacaksın. benim için bir anlamın yoktu zaten. bu yüzden unutmak bile söz konusu değil seni. yaşananlar, hissedilenler unutulur çünkü. bir insanın parçası olduğu için.

    ben bu yazıyı sana yazdım. sana merhaba demedim. sana elveda demeyeceğim.
    9 ...
  11. 1122.
  12. 1121.
  13. bu aşk mi hircinlaştirdi beni, yoksa aslinda yokluğuna mi isyanim bilmiyorum. ama ben sensiz gecelerin hesabini tutmaktan biktim. seni var biirken, sana ulaşmak mümkünken kendime gölgemi arkadaş edinip bütün bir geceyi onunla konuşarak geçirmek istemiyorum. ya elinde sönmeyen mumlarla gel, ışıl ışıl yapalım dünyamizi yada birak, karanlikta görmeye de alişirim ben. bir yakip södürme ışığı. ben aşk istiyorum, yarim yamalak sevdalar değil..

    sevda değil, yarim değil, gecistirmek degil, rüya değil, gercek olani istiyorum ben..
    8 ...
  14. 1120.
  15. ben bu yazıyı sana yazdım....

    ama inan özel bir yazı değil bu.. ne ilk ne de son... hangi kelimede seni görsem hangi cümlede adın geçse ben oturup sana bir yazı yazıyorum...

    karşımda olamamandan mütevellit senle konuşamıyorum ama yazıyorum... her bir harfini sindire sindire okuduğunu biliyorum. ben yazarken izlediğini, sırtımı sıvazladığını ve beni hiç özlemediğini biliyorum.

    ama ben seni çok özlüyorum. sınırsız ve sonsuz. bazen özlediğimi unutuyorum gülüyorum, eğleniyorum. sen mutlu oluyorsun beni öyle görünce. bazen özlem içimde buyuyor öyle bir hal alıyor ki sıkıp irinini akıtmam gerekiyor. beni öyle görünce üzüldüğünü biliyorum ama üzülme rahatlıyorum ben o çıldırma seanslarımda. gözbebeklerimden o irin akmalı yoksa içimde çıban olacak acın ve ben altından kalkamaz hale geleceğim.

    katran karasıydım senin gittiğin gün. bak bugün griye çalıyorum. senin istediğin kadar pembe olabilir miyim bilmem ama içine kırmızı katılmamış bir beyaza ulaşabileceğimi umuyorum.

    sana yazılar yazıyorum. çok fazla. arkadaşların bana mail atmışlar ve mezuniyetimizin 50. yılı anısına anı kitabı basılıyor babanla ilgili bir şeyler yaz dediler. bir şeyler mi? dedim. çok az. ben bir şeylerle babamı ifade edemem ki... zor...

    bak bu yazı da sana... en büyük aşk sana... en yüce sevgi... sonsuz özlem sana... bütün akan gözyaşlarım... içimde kalan hayallerim... zayıf noktam sana... güçlü durmaya çalışışım sana... tüm dualarım sana...

    nur içinde yat babacığım...
    34 ...
  16. 1119.
  17. (bkz: sözcük kabızı olunan başlıklar)

    not: olm derdiniz ne lan burada coşuyorsunuz. kim okuyor burada otuz satırlık histerik entrylerinizi. gidin başka yerde yapın mastürbasyonunuzu. skimde değil okumayan diyorsanız biz de insanız diyorum. bu arada 62 sayfa boyunca öznellik, format sorunsalının da hamına koyulmuş. sana yazdımmış, yazma git söyle sen de kurtul biz de...

    http://blogger.com
    5 ...
  18. 1118.
  19. sevdiceğim...
    buralar soğuk, buralar ıssız ve nemli sensiz...
    evet bu yazıyı sana yazdığımı mesajla bildirecem oku diye tasalanma...
    sevdiceğim...
    ne demiş teoman; "bugün, sözlükler kusuyorum, cümleler kuramazken dün"
    işte sen gittin gideli o sarhoş herifin sözleriyle yaşıyorum, iyi bok yedin.
    sevdiceğim...
    karşımda hayalin an ve an, anıların ise sürekli yanımda kalan her dem.
    senin ismin geçtiğinde ruhen ve kalben, tutulmuş balığın azat edilmesi ve tekrar canlanması anındaki sevinci kadar sevinçle doluyor ruhum...
    sevdiceğim...
    ben lanet olası, psikopat herifin biriyim ve daha kötüsü şizofrenim.
    çünkü sen yoksun, çünkü daha karşıma çıkmadın, çünkü çünkü...
    sevdiceğim...
    7 ...
  20. 1117.
  21. içimden sana bir şeyler söylemek geliyor suratımda hafif bir tebessüm yazıyorum bunları sana, inanmayacaksın yine ama bütün bunlar en samimi düşüncelerim.Müzik dinliyorum şuan ..Birbirimize söylerdik bu şarkıları eskiden ama neden.. şimdi anlıyorum ,bazı şeyleri anlamamaya başladığım zamanlarda ,o şarkıları birbirimize söylüyorduk çünkü dinlerken şarkılarda ne oluğunu dahi bilmediğimiz bir ürperti sarıyordu içimizi ama biz bunu aşk sanıyorduk sevgi diyorduk.Dedim ya yeni yeni anlıyorum o şarkılar mesajlar güzel sözler hepsi boşmuş hepsi boşunaymış. Aşk aşk her tarafta duyuyoruz da bir b*k sanıyoruz , ama kendimize sorduğumuzda hayır ben aşık değilim diyoruz ya hah işte zaten ortada öle bir şey yok aşk maşk yok sevgi yok. Biz içimizi saran o şeye aşk diyoruz hepsi bu. Eskiden dinlerken şarkılarını aklına gelen ilk insan belki bendim belki değildim ama aklına gelen insana sen aşıkta değildin hiç olmamıştın zaten. Hani aşk karşılıksız olandı hangi aşkların en güzeli imkansız olandı, buda mı yalandı. Ya da sen ben o kadar sevemeyiz hiç kimseyi ya ondan aşkı 2 insanın birbirini sevmesi olarak tanımlıyoruz. Belki de aşk karşılıklı bir alışveriştir kimi zaman. Sen adımı beğenirsin ben senin saçını ya da sen bana kopya verirsin sınavlarda ya da ben ucu biten kaleminin yerine yenisini veririm sana. Yaşlandık şimdi bundan 2 yıl öncesine kadar evet aşığım seviyorum diye geziyordum. Şimdi anlıyorum ki ben bu halime aşık diyebiliyorsam yazık olmuş o destanlaşan kavuşamayan aşklara aşıklara. Eğer 1.70 boyunda esmer siyah gözlü kısa saçlı bir insanı sevip de 6 ay 1 yıl 3 yıl sonra 1.90 boyunda sarışın mavi gözlü birine karşı aynı duyguları hissedip aynı kelimelerle seni seviyorum diyip aşığım diye gezebiliyorsan bir düşünmelisin sormalısın kendine ben ne yaparım ben ne söylüyorum diye. Aşk dediğin sevgi dediğin zorla olmuyorsa madem kalbine inatla sev diyemiyorsan eğer o zaman aşk anlık bir olay değil midir. ilk kez gördüğünde hissettiğin duyguları 5 yıl sonra hissetmiyorsan madem ya da birbirinden tamamen alakasız 2 insanı 2 yıl içinde aynı hislerle görüyorsan ya sen aşkı bilmiyorsun ya da haddini aşıp 1 destanda sen yazmak istiyorsun...
    Eskiden severek dinlediğim o şarkıları inatla tekrar tekrar dinlemeye çalışıyorum ve inatla eskiden bulup ta yitirdiğim şeyleri o şarkılarda arıyorum belki eskisi gibi dinlerken gözlerim buğulanır diye. Gerçekten çabalıyorum ki içimde bir yerde kısılıp kalmış saklanmış bazı duyguları dürterim eski haline getiririm diye. Artık şarkılar bir şey ifade etmiyor dinlediğimin bile farkında olmuyorum çoğu zaman. Ya da dinlerken şarkıları gözlerimi kapardım ,açtığımda seni karşımda bulurdum. Şimdi şarkıda dinlemiyorum aklıma sende gelmiyorsun telefonu elime alıp sana mesaj atmak ya da çaldırmak ta istemiyorum ya da telefonum her çaldığında aklıma ilk gelen sen olurdun artık o da yok her arayan aynı seste aynı aynı tonda bir değişiklik yok. Ama ne yalan söyleyeyim bazı geceler aklıma geliyorsun ya da aklıma zorla getiriliyorsun işte o gecelerde bir sigara yakıp kapatıyorum gözlerimi sigaramın dumanıyla beraber yok oluyorsun sonra.. Bir sigara daha yaksam ardına tekrar seni bulacağımı bile bile gözlerimi kapatınca, içimden o çakmağı o sigaraya uzatmak gelmiyor belki de seni tekrar tekrar kaybetmek istememden ya da seni o 1 sigaranın dumanıyla tamamen yok etmek istediğimden.
    Bana hiç inanmadın yıllarca ya da seninde dediğin gibi hiç güven veremedim ben sana. Eğer içimizdeki şey aşksa ya da sevgiyse birazcık olsun fedakarlık gerektirmez miydi biraz olsun güvenseydin inansaydın ya da bir derdimde benden yana olsaydın bana kızdığını bile bile Sana kızmıyorum kızamıyorum seni suçlamak dahi istemiyorum.Bazen kelebek etkisi yaşamak istiyorum hatta sana yaşatmak istiyorum. Bir kelebek etkisi olsa hayatında dönsen lisedeki sana teklif ettiğim o günlere, desen bana sende kimsin niye peşimdesin istemiyorum seni tipim değilsin falan diye. Hiç tanışmamış olsak sen benim bende senin şuan yaşadığımızdan dahi haberimiz olmasa.Tam hatırlamıyorum ama elini ilk tuttuğum gün olsa gerek yüzüm asık korkarak sana 1 gün ayrılacağız bir gün her şey bitecek demiştim. Belki de hayatımda ilk kez o kadar ciddi olmuştum o kadar korkmuştum.
    11 ...
  22. 1116.
  23. sen şuan hastasın yanında olup seni iyileştiremesem bile bunun için çırpınmak olmadı bende hasta olurdum ama şimdi değilim gelemiyorum senin canın acıyor ve sen gel dediğin halde gelemiyorum tabi sana da anlatamıyorum sırlar var ki bazen canı bile unutuyor öyle bir durum işte.
    6 ...
  24. 1115.
  25. mutsuz olmak, seni tanıdığımdan beri yabancı bir histi. O kadar imkansızdı ki, mutsuz olabilen insanlara şaşırıyordum. insan dünyayı kendini kuşatan şeylerin renginde görüyor, herşey pembe ve herşeyin imkanı, çıkışı var. Dünya dövüne dövüne devinirken bir masal kahramanı gibi alakasız ve uzak. imrenilen, anlaşılamayan, aptallık gibi görülen, çoğu zaman kıskanılan mutluluk.

    mutluluk, bu gün, özlediğim, kıskandığım günlerin, tekrar bulduğumda saklayacağım, koruyacağım, üzerine titreyeceğim hissi. Seninle gelen ve sende yok olan. Artık sende aramamam gerektiğini bildiğim. Son noktaya geldiğimizde dalga geçer gibi, mümkünmüş gibi 'sana mutluluklar dilerim.' derken telafuz edeceğimiz kelime...
    5 ...
  26. 1114.
  27. " geçmişimi unutacak,unuttuğuma üzülmeyecek,üzülmediğime şaşıracak,şaşırdığıma mutlu olacak
    ve mutluluğumu sana bağlayacak kadar cok aşığım - dedim sana "
    6 ...
  28. 1113.
  29. ....,
    denize benzeyen;
    bazen durgun bazen dalgalı,
    bazen de sonu geldiğini sansan da
    hep devam eden bu hayat yolunda,
    gülücüklerinin hep varolması dileğiyle;
    bu doğum günün,
    gelecek mutlu yıllarının habercisi olsun...

    ...
    ...
    her satırında hatırlanmak üzere...

    (herşey gönlünce olsun...)

    .....
    07.06.2009

    (ne mutlu bana; seni tanımışım...)
    6 ...
  30. 1112.
  31. 1. kısım..

    hiç görmeyeli iki sene olmuş.. doğduğum yerde bir akşamüstü..herşeye şükrediyorum.. havanın tatlı kokusuna, insanların telaşla yanımdan geçip gitmelerine..güneş yüksek binaların camlarında o gün son kez yansırken ben şehrin en bilindik caddesinde kaygısızca yürüyorum..her yerde huzurlu bir kalabalık var..iki adımda bir tanıdığa denk geliorum..ayaküstü iki sohpetten sonra ben yoluma devam ediyorum.birden görmeyi uzun zaman önce unuttuğum bir beden çarpıyor köşede gözüme..gözlerim beni dinlemeden yavaş yavaş yukarı bakıyor.bu zinciri kırsam, hemen yanımdan geçen yola ani bir manevrayla atsam kendimi,arabaların önüne atsam diorum..o şanssız araba bana çarpar ve kapanır gözlerim..ya da birden başka bir tanıdık kesse görüş alanımı..yanımda bomba patlasa,kafama tabela düşse..tüm ihtimalleri saniyeler içinde düşünüyorum..zaman namlunun ucundan fırlamış ama ağırlaşmış bir kurşun gibi ilerliyor..ve sonunda gözlerim sana kitlenmeyi seçiyor..sonra o kurşun buluyor beni bakarsam ölmeyeceğimi ama yaralanacağımı bildiğim ağır kurşun..midemi deliyor direk..bir kağıt gibi buruşuyorum..çevrem yanmaya başlıyor..tüm sokaklar,insalar,arabalar..herşey alev alıyor..ağırlaşıyorum..bilincim kapanıyor biliyorum..yanık kokusunu duyuyorum..duyduğum tüm kokulardan güçlü..burnumla değil bedenimle kokluyorum sanki..ağzım acılaşıyor..uyuşuyorum..ayaklarım adım attığım yeri önemsemeden sürünüyor..sonlara doğru tekrar gözlerim buluyor yüzünü..bu kez sen de bana bakıyorsun..yüzünde daha önce hiç görmediğim bir kaygı.. ve az da olsa diğer insanlar da bana bakıyor biliyorum.. gözlerimi kapatınca bile herkesin baktığını görüyorum..onlarca göz bana bakıyor.. bankaların önündekiler..telefon bayisinin önündekiler..kuyumcunun önündekiler.. demin yanımdan geçen çocuklu bir anne bile arkamdan bana bakıyor.. en yakınımdaki sesleri algılamayı başarıyorum..bayılıcak diyorlar.. hayır diye bağırmak istiyorum..ben iyiyim! hala yaşıyorum nefes alıorum..birazdan geçer demek istiyorum.. sesim çıkmıyor..ağzım bile açılmıyor..bir ağıt duyuyorum dengemi bulmaya çalışırken..içimdeki karanlıktan gelen ve göğsüme yükselen, çaresizliğin tutkunun hem yokoluşun hem de yeniden doğumun şarkısı..en sonunda kendimi bir yok olacağım bir boşluğa atlar gibi hissediyorum..kısılmış duduklarımın arasından bir kelime çıkıyor: ''yeter''... tutunmak için bir dal.. sol elim birini ya da birşeyi arıyor bulanıklıkta.. bir an havayı kucaklıyorum..sonra o akşamüstü bitiyor benim için..kayıyorum..

    hastanede gözlerimi açarken beynim bana garip bir oyun daha oynuyor.. daha önce izlediğim bir filmin içinde gibi hissediorum kendimi.. gözlerimi açarken herşey bulanılıktan netliğe doğru hızla ilerliyor..bu sahne bana tanıdık geliyor.. bu sahneyi hayal ettiğimi düşünüyorum.. izlediğim bir filmden etkilendiğimi düşünüyorum..ama esmer bir ele rastlıyor gözüm bu sefer..bunu daha önce bir filmde görmedim..ama hatırlıyorum.. çünkü unutabileceğim bir ayrıntı değil..sıcak bir nefes üzerime üflüyor..zihnime birden güneş ışığı doluyor..gözlerimin gerisinde tüm renkleri görüyorum.. yeniden doğum başlıyor..kadife ve kederli bir ses kulağımın dibinde..burdayım diyor..geçti..
    5 ...
  32. 1111.
  33. aç şu telefonu la. nolur! valla kötü bişi demicem. *
    5 ...
  34. 1110.
  35. ben bu yazıyı sana yazdım, öylesine esti bir rüzgar işte. beni bilirsin, bana esen rüzgarları çok daha iyi bilirsin. o zaman, ben bu yazıyı sana yazdım, öylesine kelimeler sarfetmek için. hani yapacak işim gücüm yok ya, öylesine yazdım lan. öylesine, öylesine, öylesine... bak işte, zaten kısacık bir yazı oldu. neden mi? ben bu yazıyı sana yazdım öylesine de ondan. bak, hep aynı şeyi söylüyorum. ben değiştim demiştim ya sana, yalandı o da... niye değişeyim ki? ben bu yazıyı sana yazdım, inan ki öylesine. baksana, ben bu yazıyı sana yazdım, sadece ve sadece öylesine...
    6 ...
  36. 1109.
  37. gidelim.

    elli, altmış sene geri seninle.. siyah beyaz bir filmde önemsiz bir yan rolde bize özgü renklerle yaşayalım. gidelim geri.. aklımız almasın birçok şeyi, hazmedebilen çağlarda yaşayalım. para deyince sayılar gelsin aklımıza, maddeleri unutalım.

    ampulü icat etsinler yanıbaşımızda, şaşıralım. dünya dönüyor muymuş, bundan mutlu olalım.
    6 ...
  38. 1108.
  39. denize doğru giderken yağmur yağıyordu. berem başımın üçte birini kaplasa da, gözlerimi gizleyemiyordu. Yağmurlu havalar ve boş hıçkırıklar için bir gözlük olmalıydı diye geçirdim içimden. Kırmızı botlarım ilerideki ıslak kaldırımları işaret ettiler. Oturdum. Doğayla bütünleşmiş siluetime baktım uzaktan. ikimiz de ıslaktık.

    bulunduğum yeri tırmandığın ağaç, o günden kalma senin 1 lira zannettiğin ama olmadığını anlayınca yere bıraktığın, benimse hiçbirinize çaktırmadan cebime attığım efes kapağı ve selam verdiğim isimsiz şair heykeli hariç kimse bilmiyordu.

    Sen uyuyordun yatağında. insanlar uyuyordu. Dünya uyuyordu. Kainatla ben ağlıyorduk size çaktırmadan. Hiçbiriniz fark etmediniz. Edemediniz. Bunun için çok uğraş verdik. Üzülmeniz, bizimle bağlantılı olmasın diye.

    Dürüstlüğün ve varlığın, benim gelgitlerimi kapatabilecek kadar büyüktü. bu yüzden hep mutluydum seninle, yanındayken. Düşüşlerim paylaşamayacağım kadar çok ve bir o kadar gerçeklikten uzaktı. Gerçekten uzak olan her şey, senden de uzak olan olduğundan, sustum yanında.

    Senin aynan oldum.
    4 ...
  40. 1107.
  41. uyandım yine bir kör gecenin karanlığına, sabah değildi, hüzmelerini saçmıyordu mihr.
    dokundum yinede saçlarına, sen dokunurken yangın yerini andıran yüreğime, ben gözlerine baktım.

    merak ediyorum: sen de uzatıyor musun elimi uzattığımda sana, bu ateş senin ellerinden mi? tutuyor musun?

    ardında mısın şu incecik saydam ve mavi denizin? sende sayıyor musun saniyeleri? bu içimi eriten kor senden hediye mi?
    6 ...
  42. 1106.
  43. "ey alıngan susuşundan üzünç, gizli öfkesinden kan sızan!" sevgili!
    ezberimdeki yarım kalmış mısranın ifadeye gelmeyen sesi!

    benim gözlerimle bakmalısın kendine, benim kulaklarımla duymalısın kendini ve benim yüreğimle hissetmelisin. istesende konuşturamam içimdeki elif'i. dinlesende anlatamam. hissetmelisin!

    "dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir."

    yine de yeterince güçlü değilim. milyonlarca kez haykırmak isterken seni çok özlediğimi, evet; dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum...susuyorum.

    anla! ya da anlama!
    ben hep dünyanın durduğu andayım...
    5 ...
  44. 1105.
  45. ...ve yoksun, nedensizce. kendince var olan ama benim anlayamadığım sebeplerinle.
    ama şarkılar, alkol ve sigaralar hep benle... senin de dediğin gibi, dünyanın en hüzünlü sesine sahip o vokalin hiç kimse yokken yanında olması gibi, gibi işte...
    6 ...
  46. 1104.
  47. Gecelerimi zaptetti o...

    Geçenlerde tartıştık gecelerimle,

    -"biz zamanında güneşten kaçtık, sana sığındık, sen bizi bağrına bastın, bizi sevmez başkaları ama sen sevdin, senin gündüzün yoktu biz vardık,şimdi aynı sen bizi zapteden bir eşkiyayı seviyorsun, yılların dostluğunu hiçe saydın sen...
    Unuttun mu, sen yalnızlığı alırdın koynuna, biz sizin üstünüzü örterdik, sen sevdiğini, yalnızlığı da kaçırdın şimdi, küstürdün.."
    - "yalnızlık buralarda bir yerde, benimle olmalı hala" dedim, "görmüyor musunuz? Hala yalnızım, Hala kimseler yok yanımda"
    -"ama aklında var" dediler, "aklın yalnız kalamıyor artık, zihnindeki o koskoca, kapkaranlık boşluk kayboldu, zihnin meşgul artık, bizi sevemeyecek kadar yorgun.. biz de seni terkediyoruz yalnızlık gibi, artık herkes için neysek senin için de oyuz, senin gecelerin değiliz artık, geceleriz artık"

    Ve gittiler, her gün uğruyorlar ama eskisi gibi değiller, bana yabancılar artık. Onlar için üzüldüm, kendim için değil. Belki de hastalıklı bir ilişkiydi onlarla aramdaki, bağımlılıktı belki de yalnızlık, gecelerim ve benim aramdaki şey. belki de iyileştim şimdi, normale döndüm.

    Gecelerimi kızdıran adama yazdım ben bu yazıyı, bir işgalciye yazdım...
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük