bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- anneler günü16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği9
- zall beceremiyorsan bırak git12
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu11
- ali koç9
- yorgun mermi10
- doğum gününde hatırlanmamak8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- sözlükte artık kızlar teklif edecek11
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- anın görüntüsü18
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- bir erkeği cezbeden şeyler11
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması21
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi13
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü8
bir zeki demirkubuz filmi.
film çoğunlukla yönetmenin evinin içinde geçiyor. eve sürekli insanlar gelip gidiyor.aslında hepimizin yaşamının birer bekleme odası olduğunu,bu bekleme odasına sürekli misafirlerin gelip gittiğini, bazılarının uzun, bazılarının kısa süreli konakladığını, ama sonunda yine bu bekleme odasında yalnız kaldığımızı çok sade bir biçimde anlatmış zeki demirkubuz.
film çoğunlukla yönetmenin evinin içinde geçiyor. eve sürekli insanlar gelip gidiyor.aslında hepimizin yaşamının birer bekleme odası olduğunu,bu bekleme odasına sürekli misafirlerin gelip gittiğini, bazılarının uzun, bazılarının kısa süreli konakladığını, ama sonunda yine bu bekleme odasında yalnız kaldığımızı çok sade bir biçimde anlatmış zeki demirkubuz.
hastanelerde, avukat bürolarında, işyerlerinde, doktor muayenehanelerinde sıranın kendisine gelmesini bekleyen kişilerin ağırlandığı, içinde televizyonun, koltukların, sehpanın, sehpanın üzerinde dergilerin bulunduğu geniş oda.
(bkz: bekleme salonu)an itibarıyla aynı anlama gelen başlıkların sözlükte art arda gelmesi durumu
meraklı teyzelerin ahiret sorularıyla insanı çileden çıkardıkları odalardır.*
gelenler, gidenler, geldikleri gibi gidenler ve bir erkeğin yalnız başına yaşayabilmek adına ve birine bağlanma korkusundan vurdumduymaz bir tavra bürünmesi ve herkese uygun bir yalan uydurmasını konu alan büyük bir bölümünün aynı odada geçtiği zeki demirkubuz filmi. *
zamanında istanbul film festivalinde de gösterilmiş bir zeki demirkubuz filmi. filmdeki ahmet karakteri* balkonda ağlayan masum güzel bir kadına acıktın mı... yumurta mumurta...* gibi saçma sapan bişiler söylediğinde bir anda yanımdaki erkek cinsiyetli arkadaşıma dönüp "işte bu kadar öküzsünüz!" dememe sebebiyet vermiş film. ***
bu ayın 23 ünde ve 24 ünde 15.40 ver 15.15 saatlerinde türkmax'de gösterilecek olan 2003 yapımı film.
suç ve cezanın filmini çekmek isteyen bir yönetmenin hikayesini anlatıyor.
--spoiler--
herkes tarafından kusursuz bir entellektüel olarak görülen yönetmen aslında pasif, bencil, vurdumduymaz, kendi evinde hatta odasında tv karşısında bekleyen sıkıcı bir adamdır. insanlar onu daha yakından tanıyınca anlarlar durumu. film çekmek için bile hazır değildir aslında. etrafındakilerin gazı sayesinde devam eder hazırlıklara. raskolnikovu oynayacak adamı bulmak için hayli ilginç bir yöntem seçer. komşusu "eve hırsız girmiş bir gürültü felan duydun mu" diye sormaya gelir. bundan etkilenen yönetmen ahmet polis karakolunda sabıkalılar listesinden kendine oyuncu seçer. -seçtiği kişi gerçek hayatta da amatör. aynı amatörlük bu çocuğun annesini oynayan kadında da vardı ve çok komikti- daha sonra kendi içinde bulunduğu buhran etrafındakileri de sıkınca artık filmi çekmek için bir heyecan kalmamıştır. derken önceden film için görüştükleri hatun eve gelir ve yeni bir heyecan gelir onunla birlikte. tabiki kız ahmete hayrandır ve onu da götürür. ve kendi hikayesini yazmaya başlar: bekleme odası
--spoiler--
özetle ilginç bir yönetmen şu zeki. sinema aşığıysanız bu tarz filmlerin de varlığından haberdar olmanız gerekir.*
--spoiler--
herkes tarafından kusursuz bir entellektüel olarak görülen yönetmen aslında pasif, bencil, vurdumduymaz, kendi evinde hatta odasında tv karşısında bekleyen sıkıcı bir adamdır. insanlar onu daha yakından tanıyınca anlarlar durumu. film çekmek için bile hazır değildir aslında. etrafındakilerin gazı sayesinde devam eder hazırlıklara. raskolnikovu oynayacak adamı bulmak için hayli ilginç bir yöntem seçer. komşusu "eve hırsız girmiş bir gürültü felan duydun mu" diye sormaya gelir. bundan etkilenen yönetmen ahmet polis karakolunda sabıkalılar listesinden kendine oyuncu seçer. -seçtiği kişi gerçek hayatta da amatör. aynı amatörlük bu çocuğun annesini oynayan kadında da vardı ve çok komikti- daha sonra kendi içinde bulunduğu buhran etrafındakileri de sıkınca artık filmi çekmek için bir heyecan kalmamıştır. derken önceden film için görüştükleri hatun eve gelir ve yeni bir heyecan gelir onunla birlikte. tabiki kız ahmete hayrandır ve onu da götürür. ve kendi hikayesini yazmaya başlar: bekleme odası
--spoiler--
özetle ilginç bir yönetmen şu zeki. sinema aşığıysanız bu tarz filmlerin de varlığından haberdar olmanız gerekir.*
fyodor m.dostoyevski'nin anısına bir zeki demirkubuz filmi. yönetmen yardımcısı dila tecimer.
(bkz: nurhayat kavrak)
(bkz: nilüfer açıkalın)
(bkz: serdar orçin)
(bkz: ufuk bayraktar)
(bkz: nurhayat kavrak)
(bkz: nilüfer açıkalın)
(bkz: serdar orçin)
(bkz: ufuk bayraktar)
gürbüz evren'in hazırlayıp sunduğu, kanal b'de* cuma akşamları saat 22.00'de yayınlanan kaliteli siyaset programı.
zeki demirkubuz'un başarılı bulduğum filmlerinden biri.
yeri geldiginde insanın kendi odası da olabilir bu oda. aramasını , msj atmasını yada herhangi bir tepkisini saatlerce mal gibi beklersin.
izlerken özellikle feritli sahnelerde hayli eğlendiğim leziz zeki demirkubuz filmi. 2003 yapımı. masumiyet 'i bir kenara bırakırsak -ki bırakalım- hayli nitelikli bir çalışma.
demirkubuz'un itiraf biraz da yüzleşme geleneğinden doğan zaman zaman fazlaca kişisel ama sıkmayan bir yapımı bekleme odası. filmde dikkati çeken en temel olgu yönetmenin dünyasına imrenilmesi fakat yönetmenin kibirli, vurdumduymaz sanat jargonu içinde aslında hayli içi boş bir yaşam tarzı sürmesi. bayanlarda inanılmaz bir imrenme söz konusu. fakat elif'inde söylediği gibi bir şekilde bu tavırlarıyla yalnızlığı hak ediyor yönetmenimiz. önce sanem midir nedirler az sonra tamam canımlara dönüşüyor. bu dönüşüm pekte zaman almıyor.
kerem'le yönetmenin konuşma tarzında kerem'in yüklenmeleri filmin aslında sağlam bir diyalog filmi olduğunu da göze sokuyor. bu sahne hayli başarılı. gene yaşlı teyzenin yönetmeni kovuşu. doğal. olması gerektiği gibi. bir de ferit karakteri hayli iyi oturmuş filme. cuk diye. sokağın dili bu olsa gerek.
edit: şu yönetmenim burnum havada jargonunu ressamlarımızda müzisyenlerimizde de görmek olasıdır. nedir o hayata dışarıdan imrenilir gıptayla bakılır pekii iç dünya böyle midir? işin bu kısmına ışık tutuyor bu film sade ve özgün anlatımıyla.
10 üzerinden 7!
demirkubuz'un itiraf biraz da yüzleşme geleneğinden doğan zaman zaman fazlaca kişisel ama sıkmayan bir yapımı bekleme odası. filmde dikkati çeken en temel olgu yönetmenin dünyasına imrenilmesi fakat yönetmenin kibirli, vurdumduymaz sanat jargonu içinde aslında hayli içi boş bir yaşam tarzı sürmesi. bayanlarda inanılmaz bir imrenme söz konusu. fakat elif'inde söylediği gibi bir şekilde bu tavırlarıyla yalnızlığı hak ediyor yönetmenimiz. önce sanem midir nedirler az sonra tamam canımlara dönüşüyor. bu dönüşüm pekte zaman almıyor.
kerem'le yönetmenin konuşma tarzında kerem'in yüklenmeleri filmin aslında sağlam bir diyalog filmi olduğunu da göze sokuyor. bu sahne hayli başarılı. gene yaşlı teyzenin yönetmeni kovuşu. doğal. olması gerektiği gibi. bir de ferit karakteri hayli iyi oturmuş filme. cuk diye. sokağın dili bu olsa gerek.
edit: şu yönetmenim burnum havada jargonunu ressamlarımızda müzisyenlerimizde de görmek olasıdır. nedir o hayata dışarıdan imrenilir gıptayla bakılır pekii iç dünya böyle midir? işin bu kısmına ışık tutuyor bu film sade ve özgün anlatımıyla.
10 üzerinden 7!
2004 yılında gösterime giren zeki demirkubuz filmi. diğer filmlerinden farklı olarak bu filmde demirkubuz başroldedir. bu filmde kendi hayatındaki çıkmazları ve durağanlığını anlatmaya çalışan yönetmen, insanların benzer özelliklerine de değinmiştir. ve farklı olanın kabul görmediği dünyanın da ne kadar çekilmez olduğunu anlatmaya çalışmış.
ahmet (zeki demirkubuz) daha önce çektiği fimler sayesinde belli bir saygınlığı kazanmış başarılı bir yönetmendir. her ne kadar övgülerle karşı karşıya kalsa da bunu kabullenmez. içinde büyüttüğü kibir ve kayıtsız kalma felsefesi yüzünden ikili ilişkilerindeki başarısızlığı, işindeki başarısızlığını örter.
filmde özellikle ahmet'in hayatına giren kadınların benzer davranışlar göstermesi, onun kayıtsızlık felsefesini destekler. ayrıldığı serap da, yeni sevgilisi elif de sabahları balkondan kediyi bulmaya ve doyurmaya çalışır. iki kadın da, ahmet'in kendilerine olan ilgisizliğine dayanamayıp onu terk eder. ikisi de benzer cümleler kurar.
demirkubuz filmlerinde dikkat çeken bir diğer özellik de, bir filmde rol alan oyuncunun, mutlak suretle başka bir filmde de rol alması. örneğin bu filmde rol alan serdar orçin(kerem), yazgı filminin başrol oyuncusu olarak musa karakteriyle rol almış son olarak da kıskanmak filminde kamera karşısına geçmiştir.
demirkubuz'un bir filminde izlediğim oyuncuyu başka bir filmde gördüğümde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. sanki hep masumiyet filminden bir karakterle bağlantı kurulacakmış gibi hissederim bu da heyecanlanmama sebep olur. kesinkle söyleyebilirim ki, demirkubuz filmleri arasında masumiyet filmi benim için tektir. ve öyle de kalacaktır.
(7/10)
ahmet (zeki demirkubuz) daha önce çektiği fimler sayesinde belli bir saygınlığı kazanmış başarılı bir yönetmendir. her ne kadar övgülerle karşı karşıya kalsa da bunu kabullenmez. içinde büyüttüğü kibir ve kayıtsız kalma felsefesi yüzünden ikili ilişkilerindeki başarısızlığı, işindeki başarısızlığını örter.
filmde özellikle ahmet'in hayatına giren kadınların benzer davranışlar göstermesi, onun kayıtsızlık felsefesini destekler. ayrıldığı serap da, yeni sevgilisi elif de sabahları balkondan kediyi bulmaya ve doyurmaya çalışır. iki kadın da, ahmet'in kendilerine olan ilgisizliğine dayanamayıp onu terk eder. ikisi de benzer cümleler kurar.
demirkubuz filmlerinde dikkat çeken bir diğer özellik de, bir filmde rol alan oyuncunun, mutlak suretle başka bir filmde de rol alması. örneğin bu filmde rol alan serdar orçin(kerem), yazgı filminin başrol oyuncusu olarak musa karakteriyle rol almış son olarak da kıskanmak filminde kamera karşısına geçmiştir.
demirkubuz'un bir filminde izlediğim oyuncuyu başka bir filmde gördüğümde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. sanki hep masumiyet filminden bir karakterle bağlantı kurulacakmış gibi hissederim bu da heyecanlanmama sebep olur. kesinkle söyleyebilirim ki, demirkubuz filmleri arasında masumiyet filmi benim için tektir. ve öyle de kalacaktır.
(7/10)
Türkiye'nin en iyi yönetmeni zeki demirkubuz'un kötü filmlerinden biridir. C blok'u bir deneme olarak ayrı tutarsak bence bekleme odası en kötü filmi.
Tanım trio. 1: şehir tiyatroları oyunu ya da 2: insanları tiyatrodan soğutmak için bir sebep daha.. Böylesine abartılı, teatrallik kokan oyunculuklar, berbat esprilerle filan nereye kadar? hem de modernlik iddiasında yeni bir oyun. Şaka gibi. Ama komik değil.
3: bi de zeki ağabeyin filmi. Sinema-edebiyatın farklı bir şekilde buluşmasının alçakgönüllü örneklerinden biri. süssüz, sakin. bütün temizliği ve pisliği ile hayat. saygı benden.
3: bi de zeki ağabeyin filmi. Sinema-edebiyatın farklı bir şekilde buluşmasının alçakgönüllü örneklerinden biri. süssüz, sakin. bütün temizliği ve pisliği ile hayat. saygı benden.
sehir tiyatrolarinin bu sezonki oyunlarindan birisi.
aslinda oyunun adi (bkz: bekleme salonu) ama sacma bir sekilde sozlukte baslik acilamamakta.
oyunda ise garip bir kopukluk vardi.oyuncularin butun gayretine ragmen bir turlu olmadi.
ama yinede verilen emek icin cok tesekkurler...
aslinda oyunun adi (bkz: bekleme salonu) ama sacma bir sekilde sozlukte baslik acilamamakta.
oyunda ise garip bir kopukluk vardi.oyuncularin butun gayretine ragmen bir turlu olmadi.
ama yinede verilen emek icin cok tesekkurler...
kimse için bir film.ben çok beğendim ,beğendim ne lan sikip attı iyidi yani.işte öyle bişe..
yine defalarca zevkle izlediğim zeki demirkubuz filmi. Akılda kalanlar genel anlamda şöyle sıralanabilir:
ahmet: bırak kibiri ufak bir gösteriş uğruna bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım.
ahmet: adalet duygusu en çok da hak arayanların elinde zavallılaşır.
.
elif:siz herşeyi bildiğinizi düşünüyosunuz ama hiç bi bok bilmiyosunuz.sadece benim de o budala kadınlarınızdan biri olduğumu düşünmek işinize geliyo.
ahmet: bırak kibiri ufak bir gösteriş uğruna bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım.
ahmet: adalet duygusu en çok da hak arayanların elinde zavallılaşır.
.
elif:siz herşeyi bildiğinizi düşünüyosunuz ama hiç bi bok bilmiyosunuz.sadece benim de o budala kadınlarınızdan biri olduğumu düşünmek işinize geliyo.
olmamış film. bence zeki demirkubuz da benimle hemfikir şimdi.
diğer demirkubuz filmlerine göre daha zayıf kalmıştır. dostoyevski, raskolnikov'un öldürdüğü lizaveta'nın ceset kokusu dolu ruhunu anlatır sanki.
zeki demirkubuz'un bir söyleşinde,~(bkz: http://www.eksisozluk.com...s%C3%B6yle%C5%9Fi+zirvesi)~ ''keşke çekmeseydim.'' dediği filmdir. masumiyet gibi kaliteli bir filmi çeken yönetmenin klasında olmayan, olmamış film.
zeki demirkubuz'un yönetmenliğini yaptığı, türk sinemasını bir kaç yıl ileri götürmüş film.
"başkalarıyla mutlu olan kadınlar bana kendimi hep kötü hissettirmiştir."
güncel Önemli Başlıklar