bugün

istenilen asıl hayata kadar bir süre her şeyin ertelenmesidir. Hep bekleme odasında gibi hissediyorum. Tanımadığım ama aynı kaderin yolcusu olduğunu bildiğim insanlarla soluk duvarları olan bir odada, kısık sesli bir radyo kanalında çalan müzikle geçmiş yılların dergilerine gözlerini dikmiş gibi hissediyorum. Ne zaman gelecek sıram benim? Ne zaman?
Zeki Demirkubuz imzalı başarılı bir film. Fazlasıyla soft bir film. Olaylar oluyor, insanlar girip çıkıyor... Ve oturup izliyoruz. Demirkubuz'un kendi hayatından esintiler vermesi oldukça hoş.
bir zeki demirkubuz filmidir. bizim eleman raskolnikov'u oynaması çaycıda bir elemanla buluşur, "abi yönetmen dediğin sinan çetin gibi olur" muhabbeti esnasında masaya iki çay bırakılır. o iki çayı bırakan kahveci mustafa amcadır. mekan da onundur. taksim'de hazzopulo pasajına istiklalden girdiğinizde takıcıları geçtikten sonra solda dipte kalan mekanda varlığını halen sürdürmekte olan nadide mekanlarımızdan biridir. tostu da çok lezzetli diyorlar.
Zeki demirkubuz un begenilmeyen guzel filmlerinden biridir. Bu adam cok ilginc biri mesela kader in senaryosunu yazip once masumiyet i cekiyor yillar sonra kader i cekiyor. Degisik bir kafa yapisi var. Bu filmdeki ahmet karakteri ise yalniz bencil begenilme arzunda olan genelde kadinlari pek aevemeyen sadece otuz bir cekmemek ve kuru gurultu olsun diye hayatina kadin alan pislik bir adami canlandiriyor. Hepimizden izler tasiyan pislik bir adam. Bir de degisik bir yalancilik tarzi olan adam.
zeki demirkubuz un kendisinin beğenmediği lakin bağımsız sinemacıların başarılı bulduğu filmi. bir insan bu kadar mu içindeki şeytana tapar. umursamaz, merhametsiz olur. zeki abi, sen efsanesin.
"başkalarıyla mutlu olan kadınlar bana kendimi hep kötü hissettirmiştir."
zeki demirkubuz'un yönetmenliğini yaptığı, türk sinemasını bir kaç yıl ileri götürmüş film.
zeki demirkubuz'un bir söyleşinde,~(bkz: http://www.eksisozluk.com...s%C3%B6yle%C5%9Fi+zirvesi)~ ''keşke çekmeseydim.'' dediği filmdir. masumiyet gibi kaliteli bir filmi çeken yönetmenin klasında olmayan, olmamış film.
diğer demirkubuz filmlerine göre daha zayıf kalmıştır. dostoyevski, raskolnikov'un öldürdüğü lizaveta'nın ceset kokusu dolu ruhunu anlatır sanki.
olmamış film. bence zeki demirkubuz da benimle hemfikir şimdi.
ne online izleme sitelerinde, ne de torrent mecralarında bulamadığım, aradığım film. ***
yine defalarca zevkle izlediğim zeki demirkubuz filmi. Akılda kalanlar genel anlamda şöyle sıralanabilir:
ahmet: bırak kibiri ufak bir gösteriş uğruna bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım.
ahmet: adalet duygusu en çok da hak arayanların elinde zavallılaşır.
.
elif:siz herşeyi bildiğinizi düşünüyosunuz ama hiç bi bok bilmiyosunuz.sadece benim de o budala kadınlarınızdan biri olduğumu düşünmek işinize geliyo.
kimse için bir film.ben çok beğendim ,beğendim ne lan sikip attı iyidi yani.işte öyle bişe..
sehir tiyatrolarinin bu sezonki oyunlarindan birisi.

aslinda oyunun adi (bkz: bekleme salonu) ama sacma bir sekilde sozlukte baslik acilamamakta.

oyunda ise garip bir kopukluk vardi.oyuncularin butun gayretine ragmen bir turlu olmadi.

ama yinede verilen emek icin cok tesekkurler...
Tanım trio. 1: şehir tiyatroları oyunu ya da 2: insanları tiyatrodan soğutmak için bir sebep daha.. Böylesine abartılı, teatrallik kokan oyunculuklar, berbat esprilerle filan nereye kadar? hem de modernlik iddiasında yeni bir oyun. Şaka gibi. Ama komik değil.

3: bi de zeki ağabeyin filmi. Sinema-edebiyatın farklı bir şekilde buluşmasının alçakgönüllü örneklerinden biri. süssüz, sakin. bütün temizliği ve pisliği ile hayat. saygı benden.
Türkiye'nin en iyi yönetmeni zeki demirkubuz'un kötü filmlerinden biridir. C blok'u bir deneme olarak ayrı tutarsak bence bekleme odası en kötü filmi.
2004 yılında gösterime giren zeki demirkubuz filmi. diğer filmlerinden farklı olarak bu filmde demirkubuz başroldedir. bu filmde kendi hayatındaki çıkmazları ve durağanlığını anlatmaya çalışan yönetmen, insanların benzer özelliklerine de değinmiştir. ve farklı olanın kabul görmediği dünyanın da ne kadar çekilmez olduğunu anlatmaya çalışmış.

ahmet (zeki demirkubuz) daha önce çektiği fimler sayesinde belli bir saygınlığı kazanmış başarılı bir yönetmendir. her ne kadar övgülerle karşı karşıya kalsa da bunu kabullenmez. içinde büyüttüğü kibir ve kayıtsız kalma felsefesi yüzünden ikili ilişkilerindeki başarısızlığı, işindeki başarısızlığını örter.

filmde özellikle ahmet'in hayatına giren kadınların benzer davranışlar göstermesi, onun kayıtsızlık felsefesini destekler. ayrıldığı serap da, yeni sevgilisi elif de sabahları balkondan kediyi bulmaya ve doyurmaya çalışır. iki kadın da, ahmet'in kendilerine olan ilgisizliğine dayanamayıp onu terk eder. ikisi de benzer cümleler kurar.

demirkubuz filmlerinde dikkat çeken bir diğer özellik de, bir filmde rol alan oyuncunun, mutlak suretle başka bir filmde de rol alması. örneğin bu filmde rol alan serdar orçin(kerem), yazgı filminin başrol oyuncusu olarak musa karakteriyle rol almış son olarak da kıskanmak filminde kamera karşısına geçmiştir.

demirkubuz'un bir filminde izlediğim oyuncuyu başka bir filmde gördüğümde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. sanki hep masumiyet filminden bir karakterle bağlantı kurulacakmış gibi hissederim bu da heyecanlanmama sebep olur. kesinkle söyleyebilirim ki, demirkubuz filmleri arasında masumiyet filmi benim için tektir. ve öyle de kalacaktır.

(7/10)
izlerken özellikle feritli sahnelerde hayli eğlendiğim leziz zeki demirkubuz filmi. 2003 yapımı. masumiyet 'i bir kenara bırakırsak -ki bırakalım- hayli nitelikli bir çalışma.
demirkubuz'un itiraf biraz da yüzleşme geleneğinden doğan zaman zaman fazlaca kişisel ama sıkmayan bir yapımı bekleme odası. filmde dikkati çeken en temel olgu yönetmenin dünyasına imrenilmesi fakat yönetmenin kibirli, vurdumduymaz sanat jargonu içinde aslında hayli içi boş bir yaşam tarzı sürmesi. bayanlarda inanılmaz bir imrenme söz konusu. fakat elif'inde söylediği gibi bir şekilde bu tavırlarıyla yalnızlığı hak ediyor yönetmenimiz. önce sanem midir nedirler az sonra tamam canımlara dönüşüyor. bu dönüşüm pekte zaman almıyor.
kerem'le yönetmenin konuşma tarzında kerem'in yüklenmeleri filmin aslında sağlam bir diyalog filmi olduğunu da göze sokuyor. bu sahne hayli başarılı. gene yaşlı teyzenin yönetmeni kovuşu. doğal. olması gerektiği gibi. bir de ferit karakteri hayli iyi oturmuş filme. cuk diye. sokağın dili bu olsa gerek.
edit: şu yönetmenim burnum havada jargonunu ressamlarımızda müzisyenlerimizde de görmek olasıdır. nedir o hayata dışarıdan imrenilir gıptayla bakılır pekii iç dünya böyle midir? işin bu kısmına ışık tutuyor bu film sade ve özgün anlatımıyla.
10 üzerinden 7!
yeri geldiginde insanın kendi odası da olabilir bu oda. aramasını , msj atmasını yada herhangi bir tepkisini saatlerce mal gibi beklersin.
zeki demirkubuz'un başarılı bulduğum filmlerinden biri.
gürbüz evren'in hazırlayıp sunduğu, kanal b'de* cuma akşamları saat 22.00'de yayınlanan kaliteli siyaset programı.
fyodor m.dostoyevski'nin anısına bir zeki demirkubuz filmi. yönetmen yardımcısı dila tecimer.

(bkz: nurhayat kavrak)
(bkz: nilüfer açıkalın)
(bkz: serdar orçin)
(bkz: ufuk bayraktar)
suç ve cezanın filmini çekmek isteyen bir yönetmenin hikayesini anlatıyor.

--spoiler--
herkes tarafından kusursuz bir entellektüel olarak görülen yönetmen aslında pasif, bencil, vurdumduymaz, kendi evinde hatta odasında tv karşısında bekleyen sıkıcı bir adamdır. insanlar onu daha yakından tanıyınca anlarlar durumu. film çekmek için bile hazır değildir aslında. etrafındakilerin gazı sayesinde devam eder hazırlıklara. raskolnikovu oynayacak adamı bulmak için hayli ilginç bir yöntem seçer. komşusu "eve hırsız girmiş bir gürültü felan duydun mu" diye sormaya gelir. bundan etkilenen yönetmen ahmet polis karakolunda sabıkalılar listesinden kendine oyuncu seçer. -seçtiği kişi gerçek hayatta da amatör. aynı amatörlük bu çocuğun annesini oynayan kadında da vardı ve çok komikti- daha sonra kendi içinde bulunduğu buhran etrafındakileri de sıkınca artık filmi çekmek için bir heyecan kalmamıştır. derken önceden film için görüştükleri hatun eve gelir ve yeni bir heyecan gelir onunla birlikte. tabiki kız ahmete hayrandır ve onu da götürür. ve kendi hikayesini yazmaya başlar: bekleme odası
--spoiler--

özetle ilginç bir yönetmen şu zeki. sinema aşığıysanız bu tarz filmlerin de varlığından haberdar olmanız gerekir.*
bu ayın 23 ünde ve 24 ünde 15.40 ver 15.15 saatlerinde türkmax'de gösterilecek olan 2003 yapımı film.
zamanında istanbul film festivalinde de gösterilmiş bir zeki demirkubuz filmi. filmdeki ahmet karakteri* balkonda ağlayan masum güzel bir kadına acıktın mı... yumurta mumurta...* gibi saçma sapan bişiler söylediğinde bir anda yanımdaki erkek cinsiyetli arkadaşıma dönüp "işte bu kadar öküzsünüz!" dememe sebebiyet vermiş film. ***