çocuğunun çok severek aldığı mor renkli balığın öldüğü anlaşılmasın da saftirik yavrusu üzülmesin diye defalarca aynı renkte balık alıp çaktırmadan kavanoza koyan kadın.
+ bifincancay bu süs balıkları hemen ölüyomuş ama ya neden aldın? yazık.
- ohoooo sen ne diyosun olm. üç yıldır yaşıyo benimki.
+ harbi mi?
- adı bisküvi.
hakkaten malın önde gideni bir insanım. üç yıl fark etmez mi insan? tipleri başka başka balıklar.. rengi tutuyo diye.. aynı balık sanar mı hepsini?
En iyi açıklamayı çocuk esirgeme kurumundakilerin yapacağına inandığım varlıktır. Kendisini ayakları altındadır cennet. Hatta bende altında paspas olabilirim her zaman.
kaç yaşına gelinirse gelinsin yüreğindeki kocaman sevgisiyle insanı sarıp sarmalayan, şefkatine, ilgisine, merhametine her daim ihtiyaç duyulan, büyüdükçe daha da kıymetlenen allah'ın ne güzel de yarattığı yaradılan. aldığım her maaşın her kuruşunu kendisine harcamak istediğim, ömrümü onu mutlu etmeye adamak istediğim can.
yıllardır bulaşık makinesi ve çamaşır makinesi neden gece 11'den sonra çalıştırılır diye merak edip durdum. dün en son neden bu saatte bu sesi çekiyoruz diye çıkıştım bile şu şuursuz halimle anneme. cevap basitti gece 10'dan sonra akıllı sayaçlar elektriği daha az yazıyorlarmış.
evet sevgili yazarlar 87 yaşında olsam, 15 çocuğum, 23 torunum ve 32 kısım tekmilim dahi olsa bu aklıma gelmezdi. anneler bu yüzden büyüktür bu yüzden cennet ayaklarının altındadır.
benimki bu gece uyumayıp bugüne hazırlık yaptı. kim için? babaannem, dedem, halam için... yiyip içip üstüne eline sağlık bile demeyeceklerini bilerek. evin içine sıçıp batıracaklarını bilerek. sırf laf etmesinler diye...
üstelik bugün doğum günü.
üzülüyorum sözlük...
ek:
annecim, hediye almadık sanıyorsun ya... babam sana evlendikten 22 yıl sonra da olsa bir pırlanta yüzük almış. o bizim hediyemiz olacak.
biliyorum babaannem söylenecek, bir sürü laf edecek, yazık değil miydi o paraya diyecek ama... sen mutlu ol e mi?
Bütün anneler melektir derler ya bütün genellemeler gibi bu da yanlış.
O kadar şirret, kavgacı , insanı hayattan soğutan,lanet bir annem varki.
Yaşanmadan bilinmiyor arkadaş.
"o"na sarılmak güçlü hissettirir her zaman insana kendini. Babanla tartışırsın, annenin omzunda ağlarsın. Sevgilinden ayrılırsın, sarılır "geçecek kızım", "canım benim"lerle yatıştırır seni. ilaçtır, dermandır, her şeydir. Üzüldüğünü, surat astığını hatta kimi zaman ağladığını görüp, onu çok iyi anlayıp bir şey yapamamak dünyayı başına yıkarken insanın, Şen şakrak bi kahkahası en kötü durumlarda bile bulutların arasından sızan güneş ışığı etkisi yapar.
Her zaman iyiliğini ister, istisnasız her zaman.
Onu kimsenin uğruna karşıya almamak gerekir. Er geç o haklı çıkacak, inat duyguları yerini pişmanlığa bırakacaktır çünkü...
(bkz: ana gibi yar bağdat gibi diyar olmaz).
ben ana kuzusu olamadım hiçbir zaman. annesinin birtanesi kızlar vardır ya hani ben asla olamadım. kızım üşürsün sırtına bir şey al yada ayağına terlik giy diyen bir annem olmadı benim. fanuslarda değil ağaçlarda büyüdüm. sokakta oynarken her türlü mikrobu da kaptım, salıncaktan da düştüm, bisikletten de. anneme koşturarak mucaco düştü yetişin diyenlere annemin cevabı düştüyse kaldır evladım olmuştur her zaman. boyle kendini helak eden anne olmadı benim annem. sadece kendine dikkat et derdi .sana bir şey olmasına izin verme cünki insan en fazla zararı kendisine yine kendisi verir. kendini sev ama aşırıya kaçma. kendine güven ama ukala olma, vicdan sahibi ol ve aileni ve sevdiklerini her şeyden üstün tut. kimseden bir şey bekleme. yapmak istediklerinden emin ol ve yap. yapmaya başla sadece gerisi gelir. belki senin tam istediğin gibi bir şey olmaz ama yinede çaba göster. sadece yola çıkacağın zamanı iyi ayarla. herşeyden önemlisi zamanlamadır bu hayatta. parayı sen kazan o seni kazanmasın. para kazanmak içinde asla ödün verme kendinden. sınırların olsun o sınırları ancak senin izin verdiğin kişiler geçsin. ve kendin için yapacağın en güzel şey kendinle vakit geçirmeyi sev asla sıkılma kendinden.
bana öğrettiğin her şey için teşekkürler anneciğim.