büyükşehir belediyesi:
mhp:%29.96
akp:%29.7
chp:%26.62
seyhan:
akp:%26.76
mhp:%25.85
çukurova:
chp:%40.19
mhp:%30.58
karaisalı:
mhp:%51.48
sarıçam:
akp:%34.6
yüreğir:
akp:%36.11
chp:%26.26
2 bin civarında farkla yine büyükşehir belediyesi'nde aytaç durak'ı, seyhan'da yine azim öztürk'ü, çukurova'da ise yıldıray arıkan'ı seçmiş şehirdir.
artık yüksek seçim kurulu sonuçları beklenecektir.
hayırlı olsundur.
edit: son %3'lük kesim açıklanamamaktadır, iç işleri bakanlığından görevliler adana'ya gelmiş deniliyor, olay mahkemelik olacak gibi görünüyor büyükşehir belediyesi'nde.
hadi bakalım.
2009 yerel secimlerinde an itibariyle %95 i acilan sandiklara gore mhp li aday ile akp li aday arasindaki far 1000 oya dusmus durumda. son duzlukte neler olacagi belli olacak olan sehirlerden.
2009 yerel seçimlerde ntvmsnbc kaynağından bilgilere göre %31.28 chp %31.07 mhp ile sıkı yarış içerisinde her an herşey olabilir arada sadece 500 kişilik oy farkı var
ne kadar sevdiğimi, uzaklaştığımda anladığım ve tek geçtiğim memleketim. yaz sıcaklarını cehenneme antrenman olarak nitelendirdiğimden ötürü sıcaklarını fazla problem etmediğim şehir. en kötü tarafı, nemli olmasından dolayı yaz mevsiminde dışarı çıkar çıkmaz yapış yapış olmaktır ki; günde 3 kere banyoya girmenin sebebi budur. özellikle üniversitesinin * muhteşem manzarası vardır, bu sebeple öğrencilerini şanslı saymaktayım. kışın bere, atkı, eldiven üçlüsünü hiçbir zaman birlikte kullanmazsınız; gerek yoktur. bu açıdan, "iyi ki burda yaşıyorum" dedirtir.
her şeyiyle sevdiğim, "iyi ki"lerimin ilki olan ve gün geçtikte beni kendine daha çok bağlayan yaşanılası yer.
Yaz olunca T atletyle dolanan krolar, göl kenarında içen ayyaşlar, Adnan Menderes'te araba yarıştıran gençler, hafta sonu reale doluşan magandalarıyla ünlü şehrim..
baraj yolu, turgut özal bulvarı, süleyman demirel, gazipaşa, güzelyalı beyaz evler, seyhan nehri, sabancı camii, kebapçısı, şırdancısı, paçacısı, ciğercisiyle gelip de geri dönmek istemeyenlerin güzel şehri.
karın yağmadıgı-güneşin binde bir durdugu..yapak edek gibi kelimelerin kullanıldıgı ..dışardan bakıldıgında kro gibi görülen insanlarıı içerlerine girdiğinde cana yakın olan insanlarıyla meşur bir memleketimiz ..Adanalıyıkkk *
memleketim ya da bir akrabam olmamasına rağmen çocukluk zamanlarımda sıkça gittiğim, kavurucu güneşinin altında pamuk tarlarında yandığım , kebabını yiyip kana kana şalgam suyunu içtiğim bir zamanlar mert ve sıcakkanlı insanları barındıran şehir. bir zamanlar diyorum çünkü adana birçok metropol gibi o kadar çok göç almıştır ki (iş maksatlı) yöre insanının farklılığı kaybolmuş, diğer birçok yer gibi ruhsuz ve sıradan bir şehir haline gelmiştir. gerçi yerli halkı hala aynı sıcaklığındadır ancak ince memedlerin güzelliğini gölgeleyen kimseler kaplamıştır her tarafı. göçlere daima karşıydım.şimdi daha da karşıyım. her yörenin kendine has kimliği korunmalı.
not: adana yolculuklarında daima yüz kaslarım ağrır gülmekten. adana hattındaki şoförler ve muavinler bir alemdir.
madem ağzımız kirlenmiş bir kere; yılın 12 ayının 3 ayında gavur amı gibi, 6 ayında müslim amı gibi, 3 ayında da parçalı-yağmurlu olan şehir, sanırım.
turuncu rengiyle alakası, adanaspor'un iki renginden biri olmasına ek olarak, kimi caddelerinde/bulvarlarındaki refüjlerin kenarlarındaki kalıp taşların turuncu-beyaz olmalarından başka değildir. eh kuramadım cümlemi, ama anlaşılır gene de. evet.
arada bir de ayaz oluyor. en güzeli o zaman. güzeli hatta. çünkü başka güzel zamanı yok. bok.
adana, türkiye'deki birkaç ilin başarabildiğini başarmış ve kendi hinterlandını yaratmış bir şehirdir. bünyesinden akbank, çukurova holding, temsa, botaş, bossa, altınyıldız, ceytaş, adana çimento, memsa, pilsa, gibi devleri çıkarmış bir şehri küçümseyenler ancak lümpen takımından kendini ona buna bok atmakla tatmin etmeye çalışan hala akşam eve gittğinde mastürbasyon yapan post-ergen tiplerdir. üretmeden laf söylemeyi, eleştirmeyi meziyet saydığımız devirleri çoktan bitirdik zannediyordum. Hala Reha muhtarcılık oynayıp fırsatçılık yaparak abalıya vurma taktiklerini ancak savaş ay*, ajdar anik, mehmet ali erbil gibileri izlemeyi kendine düstur edinenler yapıyordur zaten.
türkiye'nin bu güzide şehrini bir defa bile görmeden olumsuz eleştiri yapanlar ve hakaret edenler ancak zohnerizm etkisindeki düşünce yapısı altındakilerdir. Bu tarz iki ayaklı organizmaları ancak engin ardıç paklar*.
zohnerizm etkisi altındaki bu yazarlar güzel izmir diye yahut düzenli ankara filan diye sayıklarken izmir'in orta yerindeki kadifekale'deki polisin giremediği sokakları, basmane'deki sahipsiz ortamı, gıda çarşısı'ndaki hergün yaşanan kapkaç vakalarını, menemen ve çiğli'deki gecekondu kültüründen kaynaklanan dengesiz ortamı yahut başkent ankara'daki çınçın mahallesi'ndeki getto kültürünün etkisini o şehirlerin sorunu saymazken konu adana'ya gelince oryantalist bir yaklaşımla hede hödö boş külaha sallıyorlar. Edward Said avrupalı ve amerikalılar'a özgü bu oryantalist yaklaşımı görseydi hiç düşünmeden muhakkak gereksiz insan yığını yaklaşımı derdi... kendine avrupa'nın sana baktığı gibi oryantalizm etkisinde bakma, kendi benliğini bul arkadaş!.