bu arkadaş için söylenebilecek bir çok şey var fakat en güzeli herhalde yıldırım demirörenin teknik direktör olarak karşımıza çıkmış halidir. zira bu dünyanın en büyük şakası da olabilir. evet gerçekten büyük bir şakanın içinde olmamız kuvvetle muhtemel yoksa bu kadar futboldan anlamayan bir adamın türkiye futbol federasyonunun başında olması ve hayatı boyunca ibbden başka takım çalıştırmamış abdullah avcı'nın milli takımda olması çok yalamaktan veya çok tanınmaktan başka bir torpil olamaz. emeği geçen herkeslere teşekkürler buradan. çok güzel milli takımımız varmış kardeş.
burada başa geldiğinde sanki futbol profesörüymüş edalarında "altyapıyı şahlandırır, ibb gibi bir takımla çalıştıktan sonra milli takımla neler yapmaz?" minvalinde entariler döşeyen iddaa müşterisi skorsever dicitürk taraftarları şimdi atarlanmaya başlamış...
"milli takım hocası değil!" dediğimizde burda (biraz da siyasi çizgisi ve aidiyeti nedeniyle) benim gibi düşünenlere hakaret ederek bu adamı savunmaya çalışanlar nerde acaba?
yıllık 2,5 milyon euro alıyor ve daha da vahimi göreve getirildiğinde milli takımın önünde 10 aylık bir boşluk vardı.
bedavaya aldığı ücreti hazırlanma süreci olarak dahi haketmediğini bilmem kaçıncı kez kanıtladı. ama bu siyasi görüşün talancı geleneğinden bekleneceği üzere aldığı avantayı sonuna kadar emmeden çekip gitmeyecek. istifa bunların tabiatına ters.
teknik taktik tartışmak gereksiz "yetersiz" bir teknik direktör. milli takımdan ayrıldıktan sonra süper lig'de dahi iş bulması zor. anca ibb, ankaraspor, rizespor gibi takımlar süper lig'de ise onlara tayinle gider.
buraya kadar abdullah avcı'nın kabahati. yani sıçıp sıvadığı halde çekip gitmemek...
sonrasında ise;
emre aşık, bülent korkmaz, alpay özalan gibi "beton" defans oyuncularının olduğu jenerasyondan sonra iki karış zıplayıp hava topu alabilen, zamanlaması iyi, takipçi, pozisyon bilgisine sahip defans oyuncularımız özellikle de stoperlerimiz olmadı. "önlibero" denen türk işi garabet durumu daha da sıkıntılı hale getiriyor.
iddialı takımlarımız dahi iki önliberoyla adeta kendi stoperlerini savunuyorlar. milli takım kadrosunaq aldığımız oyuncular defans oynamayı bilmiyor en başta. o yüzden aptalca goller yiyip öne geçtiğimiz maçlarda bile açı koparamıyoruz. hele maç berabere yada skor aleyhimize ise ileride basan rakip takımlar oyun kurmamamıza izin vermeyor hatta hataya zorlayıp farkı açıyor.
peki hiç mi oyuncu yetişmiyor?
aslında alt liglerde gelişmeye açık bir dolu oyuncu var ama bunlardan faydalanamıyoruz.
ilk neden menejerler ve hem milli takımlar hem de kulüp takımları arasında dönen tuhaf işler.
almanya 3. ligi'nde son 3 yılda 5 maç oynayabilmiş adamlar "geleceğimiz" diye pazarlanırken alt liglerden oyuncu neredeyse hiç gelmiyor. oysa alınıp, düzgün antreman programlarına tabi tutulsa çok iş yapacak genç oyuncular var ama nedense olmuyor, olamıyor...
bir başka neden gene alt liglerle süper lig'in kopukluğu...
tff adeta süper lig'in yayın hakları distrbitörlüğü ve milli takım yayın hakları pazarlaması dışında işi yokmuş gibi davranıyor uzun yıllardır. bu ağır kopukluk ulusoy federasyonuyla başladı ve demirören ile de devam ediyor. alt lig oyuncuları alt yaş grup milli takımlarına görece olarak şans buluyorlar ama iş ümit milli takım'a geldiğinde orada bir çin seddi çekiliyor.
büyük takımların a2 takımlarından gelen oyunculardan ve almancılardan başkası kolay kolay bu noktadan sonrasına geçemiyor.
diğer bir önemli sorun ise hasbelkader bir anadolu takımının keşfettiği ve parlayan genç oyuncuların erkenden istanbul takımlarına gitmeleri ve neredeyse hiç oynamadan geçen 2 - 3 - 5 sene sonrasında sönüp gitmeleri. ancak artık bu bile çok seyrek olmaya başladı yukarıda bahsettiğimiz menejer bazlı düzen artık anadolu takımlarını da ele geçirmeye başlamış durumda. 4-5 menejerin oyuncusu dışında oyuncu alan kalmadı desek yeri var.
futbolu sadece dijitürk'e ve senede 3-5 maç seyreden müşteri seyirciye indirgemenin sonuçları bunlar. ve yüzlerce sorundan sadece bazzıları.
mert günok'un kupa finalinde yaptığı şov ortadayken, gidip yine volkan demirel'i kaleye koymuş teknik adam. form durumu diye bir kavramdan haberi yok sanırız.
dün gana karşısında 2-0 ı korumak yerine oyunu izlemeyi tercih etmiş ve yorgun takımın 2 gol yemesine engel olamamış basiretsiz hoca. hatta 86 durum 2-2 ye 76. dakikada gelmişken bitime 3 dk kala manevi oğlu mevlüt ü kurtarıcı pozisyonunda oyuna sokması sesli güldürmüştür. arda ile nuri yi kanatlarda oynatmayı denemesi ve emre nin yerine Alper ile başlaması kanımca yanlıştır. Letonya ve Slovenya gibi gözü kapalı yenebileceğimiz tipte takımlardan sonra bir de gana hüsranı artık ipini çekmek için yeterli sebeptir ama yine kalıp bizi kanser edeceğini düşünüyorum.
şöyle bir kadroyla yine başaramadı dün akşam. normalde bu kadronun 2014 e 2. de olsa rahatça kalabilmesi gerekiyor halbuki...
hadi abdullah kalk yerine yat diye seslenmek istediğim uyuyan güzel.
belediye takımında yukarılara gitmesinin sebebi birbiriyle uyumlu dirençli ve fizikli bir takıma sahip olmasıydı, bu milli takım işi zor iş hocam ! futbolcu seni yiyebilecek karizmaya sahipse senin ipini çekiverir, türkiyede mustafa denizli ve fatih terimin alternatifinin olmama nedeni yüksek egoları ve yüksek karizmalarıdır.
fatih terim selçuk inanı keser, sen bunu denersen selçuk seni takımdan keser, ceket ağır geldi bu saatten sonra zorlamamak lazım, tüpçüyüde al git en azından iyi anılırsın.
bu kafayla değil türkiye a milli takımını, u19 takımını bile yönetmesi facia olacak olan teknik traktör. kendisi görev başına geldi geleli epey bir zaman geçti. ancak milli takımın halen bile belirli bir sistemi varmış gibi görünmüyordu dün. ki dünkü maç, önceki maçlarımıza nazaran çok daha iyiydi, buna rağmen böyle oldu. neticede de bireysel faktörler neticesinde 2-0 öne geçen takım ikinci yarıda gananın iki üç tane ağır topu sahaya sürmesi neticesinde gelen bireysel hatalarla 2-2ye geldi skor. kendisinin istifa etmek için milli takımın matematiksel olarak şansının kalmamasını beklediğini zannediyorum.
ayrıca sayesinde fatih terim gibi kariyerinde ulusal ve uluslararası pek çok başarılar bulunan, kupalar bulunan bir teknik adamın da futbol cahili olduğunu öğrenmiş olduk. tabi canım. zaten bu adam avrupadaki başarılarını da hep hakemleri tehdit ederek, rakip oyuncuların topuğuna sıktırarak kazandı.
tek başarısı dünya kupası elemelerinde toplam iki gol yiyen gana ya hazırlık maçında ilk yarıda iki (2) gol atmak olan kişi.
gana nın dünyada ünlü rakipleri ise zambiya, sudan, lesotho.
kendisini savunan futbol cahilleri de var sözlükte.
istikrar sağlamak adına ısrarla ısrar edilen teknik direktör. Aga umut vaad eden bir adam olur, güzel futbol oynatan -oynatmaya çalışan- bir teknik direktör olur ısrar edersin de abdullah avcı ney amına koyum?
uzun vadede başarı sağlayabilir mi diye düşünmekle birlikte bu kumarı oynamak için önümüzdeki bir kupaya da katılamama riskini alabilir miyiz bilmiyorum. hocam allah aşkına bize gerçek futbolu göster, 90 dakika yılmayan bir takım oluştur.
Guus hiddink'i bile mumla aratandır. Futbol bilgisinin kıt olduğuna ve ıstanbul takımları ile yurt dışındaki takımlar dışında yerli oyuncuların oynadığı bir sürü anadolu kulübünün varlığından bile haberdar olmadığına inandığım insan.
Sen selçuk şahinleri, emre çolakları, aydın yılmazları oynat, aferin abdullah.
büyük umutlarla milli takımın başına getirilen, ardarda alınan kötü sonuçlar nedeni ile kendi cezamı kendim veririm diyerek istifa sinyalleri veren hocadır.
milli takımdan ayrıldığında anadolu takımlarında fink atıcak hocadır. bu saatten sonra galatasaray ya da fenerbahçe abdullah avcı ile anlaşıp taraftarı karşısına almak istemez.
