aşk, ışıktır... aşk, vermek, karşılıksız vermek, karşılığında kendini kaybetmek ve bu kaybetmekte tarifsiz olan benini bulmaktır...
aşkı bilmek lazım; bilmek başka, bildiğini sandığını bilmek başka!...
bazı insanlar için karşılıklı yazılmamış anlaşılan. yoksa herkes mutlu olur, bazıları mutlu olup bazıları sürünmezdi. ben bunu anladım.
benim için aşk öfke ve kalp kırıklığı anlamına geliyor. çiftlere gıcık oluyorum hep. kadınlara da biraz öfkeliyim.
Onun içinde kendini kaybetmektir, yok olmaktır bir nevi. Tıpkı pervanenin muma olan aşkı gibi yaklaştıkça yanarsin, yandıkça daha çok yaklaşırsın. nereye kadar ?? sende kor olup ölene kadar.
Bunu ihtiyar edasıyla şikayet edercesine söylemek istemezdim ama günümüzde “yarak delilerinin” (aynı zamanda am delilerinin) ağzında necis bir hale bürünmüş ulvi bir histir.
Anlık hormon ve cinsel dürtünün tatmini için böylesine derin anlamı olan bir duyguyu kirletmek en hafif tabiriyle şerefsizliktir.
Sevişin, arzularınızı tatmin edin, gençliğinizin verdiği heyecanla farklı tenlerde farklı doyumlara ulaşın. Bu sizin kendinize biçtiğiniz roldür ve kimse karışamaz. Keza başınıza gelecek ruhi ve maddi ceremelerini de yine siz çekeceksiniz. Çünkü cinselliğin kontrolsüz ve hoyrat yaşanması her zaman ağır bir bedel getirir. Ancak aşk gibi milyonlarca kişi arasından bulduğunuz birine karşı, kavuşulamasa bile ömür boyu süren kutsal bir bağı, farklı bedenlerde farklı ve anlık zevk yaşamak için kullanmak en büyük adiliktir.
günümüzde aşağıdaki klibin anlattığı hikayenin aksine işleyen, güzeller ve yakışıklılar dışında herkes için garanti olmayan duygu. eğer yakışıklı ve güzel biri bu duyguyu yaşamıyorsa sebebi istememesidir, başka bir şey değil.