Ancak şu gözden kaçırıyor.
Tüm dünyada hastane doluluk oranları zaten üst seviyede idi.
Bunun üç katına çıkması demek pek çok ülkede sistemlerin çökme riski ile karşı karşıya kalması demek.
Türkiye'yi yeri gelir eleştiririz.
Ama ticaretin dahi dönmeyeceği bir ortama girerse dünya, Türkiye vatandaşını riske atmaz. Bir şekilde sorunu halleder. Türkiye, birleşik krallık, almanya, güney Kore ve hatta iran belki mısır gibi ülkeler üstesinden gelebilir.
Ama bunun altından kalkamayacak halen sayısız küçük ülke var.
Dünya ilk 20-25 ekonomiden ibaret değil.
Bunun Romanya, Arnavutluk, Sırbistan, Bolivya, Gürcistan'ı da var.
Şimdi önemli olan şu.
Bulaşma oranı evet %70 veya üç katına çıktı. Tamam.
Peki hangi tedbirler yetersiz kalacak veya yeni ne tedbir almak gerekecek. Panikten ziyade olaya hızla adapte olup korunmak gerek.
mutasyon geciren virüsün ne kadar tehlikeli oldugu bilinmemektedir. belki de virüs bulasi hizini arttirir ama bir önceki virüs kadar etkili degildir ama bu o virüsün bir diger mutasyonda ölümcül olmayacagi veya kalici hasarlar birakmayacagi anlamina gelmez. zaten mutasyon gecirmis bir virüs tekrar mutasyon gecirebilir. bir diger husus ise; bütün hazirliklar bir önceki virüs icin gerceklestirildi. tedavi bicimi, kullanilan ilaclar ve asi. bütün bunlar neredeyse sifirdan baslamaya baslamaya sebep olacaktir. bilinen bir tek sey var o da mrna asisinin kolaylikla mutasyon gecirmis virüse karsi tasarlanabilmesi fakat; asinin etkileri hakkinda henüz yeteri kadar bir bilgi yok. bu da mutasyonlu virüse karsi üretilen asinin yan etkilerinin farkli olmayacagi anlamina gelmez. bu yüzden asinin denenme süreci zaman alacaktir ve bu esnada virüsün tehlikesi artabilir veya tekrar mutasyon gecirebilir.
kisaca; mutasyon gecirmis virüsün tek tehlikesi, mutasyonlu virüs hakkindaki bilinmezliklerdir.