her canlının tadacağı olay. genelde insanlar ölümü düşünmez. hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. ölümü düşünmekte iyi değil tabi ama yinede hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamamak lazım. hayatın, sağlığın, gençliğin her şeyin değerini bilmek ve ona göre yaşamak lazım.
Dünyada fani olarak yaşarken kıyafetlerimizi çıkarıp duşa girdiğimizde nasıl hala hayattayız. Ölüm de beden denen kıyafeti çıkarmak gibi, sonrasında hala hayattayız, sadece yeryüzündeki insanlara gözükmeden
Ayaklarının altında çamurlanmış çürük yapraklara bakarak, "Evet, her şey çürüyor, demek biz de çürüyeceğiz..." diye düşündü. Demek ki çürüyecekti, o da çürüyecekti...
Ölüm varsa hiçbir şeyi çok ciddiye almayıp hedeflerine bakmaya daha rahat odaklanabiliyorsun. Ölüm somut tek gerçek. Hiçbir dert kalıcı değil ve her an son an olabilecek kadar güzel. Ölümün varlığını hatırlamak insanı daha iyi kılacaktır. Dertleri daha kolay savuşturacak ve ana daha iyi odaklanabilicektir bir an olmayacağı gercekliği akla getirirse insan.
Ve bir diğer yönüde belirli bir süre hayatta yer alıyorsan bu anlar son derece belirleyicidir kim olacağımıza ve kıymışetini de hissettirir zamanın, daha da azimlendirir mutlak amaçlarımız için.
Tanrı'nın insan denen kötücül türe en adaletli dokunuşu.
Herkes s'ke s'ke ölecek ve bunu değiştiremiyorsunuz. Günümüzde aman sigara, alkol tüketmeyin aman obez olmayın vs. postmodern sağlık mitlerinin tiksinçliği ölümü düşününce daha net ortaya çıkıyor.
Her an burun buruna olduğumuz, hepimizin muhatabı olduğu bir gerçek. Sürekli birilerinin öldüğünü duyarız, kendimiz için hiç düşünmeyiz bu gerçeği. Kısacık bir geçiştir aslında insanlık tarihindeki yaşamımız.
dün mahalleden bir abimiz aynı zamanda benim eşiyle, çocuğuyla, kendisiyle daimi müşterim vefat etti. halbuki en son hafta başında dükkanıma gelmişti. beyin kanaması ve kalp krizinden vefat etmiş. allah günahlarını affetsin, ona merhamet etsin.
ölüm çok acayip bir şey. bugün varız birgün yokuz. hakkımızda hayırlısı.