bugün

engin ardıç

Sarmısaklı bomba *


Sosyal antropoloji biliminde bunun bir teknik terimi olacaktı da, geçmiş gün, acculturation mu derlerdi enculturation mu, şimdi unuttum.

Hani canım, bir yaya geçidinde hem trafik ışığı hem de trafik polisi bulunması gibi... Biri varsa ötekine gerek yok ama ikisini de koyup 'her anlama düzeyine' sesleniyorlar. Banyo küvetinin içine tabure koyup oturmak ve ahizeden suyu leğene aktarıp tasla dökünmek gibi...

'Ne köylü ne şehirli' lumpen kültürünün mükemmel örnekleridir. Ne o ne bu, hem o hem bu...

Bu tür çelişkiler, aslında 'varoş islam'ı' göstergeleri, diyelim Mercedes kullanan sarıklı adam, ya da sinemada yiyişen çember sakallı oğlanla türbanlı kız gibi tuhaflıklar 'mizaha yatkın' malzemedir.

'Keferenin fenninden yararlanmak' gibi bir alaturka kurnazlık belirtisidir. Henry Ford ya da Gottlieb Daimler ile Karl Benz gibi mühendislerin, Edison ya da Lumiere 'biraderler' gibi mucitlerin sağladıkları olanaklardır... Aslında, 'gavur çalışır Müslüman yer' felsefesinin bir uzantısıdır.

'Ezan okuyan müzik seti', 'kıbleyi gösteren kol saati', 'fırdönen ışıklı seccade' gibi çakallıklar beni hep eğlendirmişlerdir bu açıdan.

Örneğin bana küfür eden ayı yavruları da küfürlerini 'çet' ortamlarına 'blog' yazarak gerçekleştiriyorlar, kimisi de kızıyor, erkeksen adresini ver de 'emaaayıl' yoluyla sıvayalım.

Bıraksana elinden Bill Gates denilen kabuklu gavurun pis aletini... Yazsana ulan şöyle Osmanlı usulü bir name... Sabit kalemle, eser-i cedit kağıdına... Eski yazı olsun, ben okurum, elif lam mim bilirim... Divit kullanıp rahlede yazsan ve üstüne kurutmak için rıh döksen daha iyi ya...

Rıhı nereden mi bulacaksın? Misvakı nereden alıyorsan oradan.

Şu El Kaide örgütü de beni çok eğlendiriyor. O da keferenin fenninden yararlanmayı seviyor. Örneğin Usame dağ başında mağaranın içinden 'kaset yapıp' gönderiyor. Artık CD teknolojisine geçse iyi olacak ya, uzun süredir insan içine çıkmadığından gelişmeleri izleyememiş, VHS düzeyinde kalmış. Belki de, El Cezire televizyonunun teknik görevlilerine yardımcı olmak amacıyla Beta kullanıyordur. (Yok, DAT bilmez, o kadar uzun boylu değil. Şehire inerse HD-DVD ve Blue Ray de öğrenecek inşallah.)

Üstelik Kalaşnikov'la ateş ediyor, Allahsız komünist icadı. AK-47 desen, o da emperyalist Amerikan gavurunun malı.

Hizbullah örgütü nasıl ok ve yay yerine roketatar ve havan topu kullanmayı tercih ediyorsa (kulaklarınız çınlasın Uhud ve Bedr'in arslanları), El Kaide de bu son eyleminde 'iPod' kullanmayı planlamış!

Powerade, Gatorade gibilerden bir 'enerji içeceği' şişesinin içine patlayıcı 'jel' koyuyorlarmış, sonra da onu iPod ya da cep telefonuyla 'aktive' ediyorlarmış...

Pet şişeyi üreten teknoloji ve petro-kimya tesisleri keferenin, onu sağlayan organik kimya bilimi keferenin, patlayıcı da keferenin, patlatan elektronik araç da keferenin, kefereyi öldüren de bizim din kardeşi. Arada Müslüman da gidecek istanbul eyleminde olduğu gibi ama o kadarcık zayiat olur. Zaten onlara eceli gelmiş denir, eski Suudi Arabistan kralı Fahd'ın hac tünelinde Niyazi olanlar için söylediği gibi.

Arkadaşlar, bu size yakışmıyor. Seyyid Battal Gazi, Zaloğlu Rüstem, Yusuf Zülyezen, Vakkas bin Rakkas gibi her bıyığına bir adam asılır islam pehlivanlarının kemikleri sızlıyor.

Ben sizin yerinizde olsam, yüzde yüz bize özgü bir bomba tasarımı üzerinde kafa yorarım. Nasıl olsa fezaya falan gideceğimiz yok, bari bununla uğraşalım.

Hani gübreden gariban bombası ürettiğimiz gibi... Bunu bir adım daha ileri götürsek, örneğin yayık ayranıyla musluk suyunu karıştırarak bir testiye koysak, içine güherçile katıp hacı yağı, davul tozu ve minare gölgesi de eklesek, sonra da üzerine osursak, acaba kefereye bağımlı kalmadan bir helal bomba yaratabilir miyiz?

Osuruk 'katalizör', içindeki sarmısak 'detonatör' görevini üstleniyor... Muhtaç olduğun sarmısak da Ali Nazik kebabında mevcuttur.