bugün

buğday

(bkz: buğday#44388369) yukarıda filmden biraz bahsetmiştik, şimdiki entry tamamen buğday filmindeki tarkovsky yansımalarına yönelik olacak.

Semih kaplanoğlu yaptığı her filmde andrey tarkovski’ye selam verme ihtiyacı duyduğunu söylüyordu ve her filminde istisnasız bir tarkovsky yansıması görürsünüz fakat buğday filmi için “sadece selamladım” demek çok masum kalıyor. Kendi tabiriyle Selamladım dediği kısım da filmde tek bir ağacın olduğu sahne vardı hatırlarsınız, o sahneyle tarkovsky’ye gönderme yaptım demişti. Tarkovsky’nin offret filminden anımsayacaksınız. Her neyse diğer sahnelere geçelim.

görsel
görsel
Sol tarafta buğday ve sağ taraftaki stalker filmi baş karakterlerinin uzanışı hatta sahnenin devamındaki uyanışlarına kadar paralel seyrediyor.

görsel
görsel
görsel
iki filmde de bir “bölge” vurgusu var ve bu bölgeye bir “iz sürücü” olmadan geçmek olanaksız. iki yolcu bir de onlara rehberlik eden üçüncü kişi... iki filmde de rehberlik eden kişi bölgede ancak belli bir yere kadar gidebiliyordu. Hatta sadece rehberler değil, stalker filmindeki profesör ile buğday filmindeki bilim adamı arasında bir benzerlik kurmak da mümkün.

görsel
görsel
Sıradaki benzerlik tarkovsky’nin andrei rublev filminden. Yürüdükleri yoldan yolculuk yaptıkları sırada ansızın bastıran yağmura kadar işlenmiş.

görsel
görsel
görsel
Son olarak bilim kurgu bazında esin kaynağı olan ve kullandığı teknolojisine kadar benzerlik gösteren solaris filminden birkaç sahne.

Şüphesiz film gayet başarılı hatta türk bir yönetmende tarkovski yansıması görmek gurur kaynağı bile olabilir (nuri bilge ceylan ve zeki demirkubuz gibi) fakat bir filmde izleyiciye bu kadar çok tarkovski dedirtmemeliydi diye düşünüyorum.