bugün
- en dindar özelliğiniz31
- doğum gününde hatırlanmamak16
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- bugün hangi kadın yazara ne diksem14
- anın görüntüsü19
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi22
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- ailemin beni zorla evlendirmesi9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı22
- sözlüğe yeni gelen masum erkek9
- zall beceremiyorsan bırak git21
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması13
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak20
- ali koç9
- jose mourinho20
- günahların takımı galatasaray13
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- icardi19058
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri8
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
* *
"yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın." mantalitesi ile toplanan 'september Group' * adı da verilen bir grup sosyal bilimcinin ortaya koydukları fikirlere uygun gördükleri sıfat. (daha sonra 'analitik maksizm' olarak literatüre geçmiştir)
grupta gerald alan cohen, Jon Elster, Adam Przeworski, Erik Olin Wright, Robert Brenner, Hillel Steiner, Philippe Van Parijs, Robert Van Der Veen, Samuel Bowles, John Roemer, Thomas Piketty, Joshua Cohen gibi -genel olarak marksist- sosyal bilimciler bulunmaktaydı.
bakıldığında çok farklı fikriyatlara sahip bu isimlerin ortak bir görüş üzerinde hemfikir olmaları pek mümkün görülmüyor.
zaten bu gruptan herkesin hemfikir olduğu şeyler çıkmadı. (hatta en büyük eleştirilerini yine kendi içlerinden aldılar.)
çıkış noktaları marksizm eleştirisi gibi görülse dahi yaptıkları şey marksizm savunmasından ileri olamamıştır.
misal grubun en koyu marksistlerinden gerald cohen, marks'ın tarihsel materyalizm anlayışını savunurken ekonomik determinizmi (cohen teknolojik determinizm diyor) reddetmemiş ama bunun otu boku ekonomik gelişme ile açıklama anlamına gelmeyeceğini sadece bir öncelik (nedensellik) bağı bulunduğunu kanıtlamaya çaba harcamış.
ve bunları yaparken bizzat döneminde marksizm eleştirisi için kullanılan mantıkları kullanmıştır.
ancak -marksist arkadaşlar tersini söylecek olsalar da- bana göre cohen ne marksizmin bu indirgemeci bakışını aşabilmiş (ki böyle bir niyeti de yok) ne de bu determinist bakışı temellendirebilmiştir.
dediğim gibi grup içinde çok farklı düşünceler var.
bir bölümü Karl Popper, Harry Burrows Acton, John Plamenatz gibi düşünürlerin marksizm eleştirilerini analitik felsefenin araçları ile çürütmeye çalışmış.
kimileri metodolojik bireyselcilik, rasyonel tercih teorisi, oyun teorisi gibi şeyleri marksizme eklemlemeye çalışmış.
bazıları tarihsel maddeciliği, hegel'den devralınan diyalektiği, alt yapı üst yapı kuramlarını, proletarya diktatörlüğünü reddetmiş.
vs. vs...
"şimdi bunlar gidince ortada marksizmle ilgili ne kalıyor?" diyebilirsiniz, haksız değilsiniz.
zaten grubun bir bölümü marksizme salt egaliteryanist anlayış ile yaklaşıp bir çeşit ahlak felsefesi haline getirmeye çalışmaktan da geri durmamış.
zaman içinde bu gruptakilerin bir çoğu marksizmin ne teoride ne pratikte savunulacak hiçbir tarafının kalmadığını itiraf ederek "artık yeni şeyler söylememiz lazım" demişlerdir. *
bu grup ile ilgili ülkemizden herhangi bir eleştiri çıktı mı? haberdar değilim. (veya bunların varlığından kimse haberdar mı?)
son 50-60 yılda çıkan farklı düşüncelere karşı herhangi bir argüman üretemeyip ancak 'burjuva ideolojisi' yaftası yapıştırarak ötekileştirme yolunu seçenlerin pek ilgileneceğini de sanmıyorum.
bir de cahilliği yüzünden ortada bir hakaret olduğunu sanıp kendince karşılık vermeye çalışanlar var ki bu 'ne dediğini anlamıyorum ama haksızsın' ekolünden gelenler olmasa böyle sıkıcı konuların nasıl şenlenirdi bilmiyorum.
"yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın." mantalitesi ile toplanan 'september Group' * adı da verilen bir grup sosyal bilimcinin ortaya koydukları fikirlere uygun gördükleri sıfat. (daha sonra 'analitik maksizm' olarak literatüre geçmiştir)
grupta gerald alan cohen, Jon Elster, Adam Przeworski, Erik Olin Wright, Robert Brenner, Hillel Steiner, Philippe Van Parijs, Robert Van Der Veen, Samuel Bowles, John Roemer, Thomas Piketty, Joshua Cohen gibi -genel olarak marksist- sosyal bilimciler bulunmaktaydı.
bakıldığında çok farklı fikriyatlara sahip bu isimlerin ortak bir görüş üzerinde hemfikir olmaları pek mümkün görülmüyor.
zaten bu gruptan herkesin hemfikir olduğu şeyler çıkmadı. (hatta en büyük eleştirilerini yine kendi içlerinden aldılar.)
çıkış noktaları marksizm eleştirisi gibi görülse dahi yaptıkları şey marksizm savunmasından ileri olamamıştır.
misal grubun en koyu marksistlerinden gerald cohen, marks'ın tarihsel materyalizm anlayışını savunurken ekonomik determinizmi (cohen teknolojik determinizm diyor) reddetmemiş ama bunun otu boku ekonomik gelişme ile açıklama anlamına gelmeyeceğini sadece bir öncelik (nedensellik) bağı bulunduğunu kanıtlamaya çaba harcamış.
ve bunları yaparken bizzat döneminde marksizm eleştirisi için kullanılan mantıkları kullanmıştır.
ancak -marksist arkadaşlar tersini söylecek olsalar da- bana göre cohen ne marksizmin bu indirgemeci bakışını aşabilmiş (ki böyle bir niyeti de yok) ne de bu determinist bakışı temellendirebilmiştir.
dediğim gibi grup içinde çok farklı düşünceler var.
bir bölümü Karl Popper, Harry Burrows Acton, John Plamenatz gibi düşünürlerin marksizm eleştirilerini analitik felsefenin araçları ile çürütmeye çalışmış.
kimileri metodolojik bireyselcilik, rasyonel tercih teorisi, oyun teorisi gibi şeyleri marksizme eklemlemeye çalışmış.
bazıları tarihsel maddeciliği, hegel'den devralınan diyalektiği, alt yapı üst yapı kuramlarını, proletarya diktatörlüğünü reddetmiş.
vs. vs...
"şimdi bunlar gidince ortada marksizmle ilgili ne kalıyor?" diyebilirsiniz, haksız değilsiniz.
zaten grubun bir bölümü marksizme salt egaliteryanist anlayış ile yaklaşıp bir çeşit ahlak felsefesi haline getirmeye çalışmaktan da geri durmamış.
zaman içinde bu gruptakilerin bir çoğu marksizmin ne teoride ne pratikte savunulacak hiçbir tarafının kalmadığını itiraf ederek "artık yeni şeyler söylememiz lazım" demişlerdir. *
bu grup ile ilgili ülkemizden herhangi bir eleştiri çıktı mı? haberdar değilim. (veya bunların varlığından kimse haberdar mı?)
son 50-60 yılda çıkan farklı düşüncelere karşı herhangi bir argüman üretemeyip ancak 'burjuva ideolojisi' yaftası yapıştırarak ötekileştirme yolunu seçenlerin pek ilgileneceğini de sanmıyorum.
bir de cahilliği yüzünden ortada bir hakaret olduğunu sanıp kendince karşılık vermeye çalışanlar var ki bu 'ne dediğini anlamıyorum ama haksızsın' ekolünden gelenler olmasa böyle sıkıcı konuların nasıl şenlenirdi bilmiyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar