rüyalardaki parmaklardan çok çikolata yedim. ancak beni kendimden geçirecek bir hazzı istemiyorum artık. eğer ziyaret edecekse bütün bu yaralı bilincimle köşe bucak sarmalayabilmeliyim mutluluğu, yarı uykulu bir sarhoşluğun ucuz huzuru gibi değil, algılarımın dolaysız çıplaklığıyla dokunabileceğim gerçek bir ışığın özleminden söz ediyorum..
varlık sanki tek bir gölgenin farklı frekansları. iyi hissetmek anlamsız bir askı hali. kadınlar estetik birer burukluk, erkekler soğuk birer savaş alanı. tanrı ışıkyılları kadar uzak. umut sadece bir narkoz.
salt nöronal bir anlayışla değerlendirmemek gerekir. nöronal ve moleküler düzlemin katı bir nedenselliğe bağlı olması veya atomaltı dünyadaki kaos iradenin özgürlüğü hakkında fikir vermek zorunda değildir. örneğin atomsal boyuta inildiğinde barok bir mimarinin güzelliği veya bir savaşın yarattığı yıkım hakkında da kaydadeğer bir veri bulunamaz. ancak makro dünyada bunların gerçekliğine imkan tanırız. özgürlük de benzer bir statüdedir.
“seni tanıdım. Bir şeyler değişiyormuş gibi
oldu birden. Sanki artık kader denen
o kudurmuş atın önünde sürüklenmiyordum. Sonra korkunç bir dolu yağdı.
Ürkünç rüzgarlar esti. Güneydeki Haç Yıldızı yerinden kıpırdadı. Melankolimin 19. haftasıydı.”
deleuze felsefesinde varoluş olaylar üzerinden açıklanır. kaosun içerisindeki uyum ve uyumsuzluklar adeta dalga dalga özgün çokluklar yaratarak muğlak sınırlar içerisinde gerçekleşir. kavramlar birer temsil değil çokluktur. dolaysız kümelerdir.
aslında güzel bir sanat. caddeleri estetik değeri yüksek heykellerle dolu bir şehirde yaşamak çoğu kişi için çok daha keyifli olabilirdi. her şeyi karın mı doyuruyor sığlığıyla değerlendirenler anlayamaz.
“Puhuların üstünden gece vardiyaları ve rıhtım görülüyor
Üstündeki kan kokusu bütün cesetleri buraya çekecek
Öyle şehvetli ki dudaklarını saran atmosfer…”.
küresel olarak gelişen teknolojiye ve toplumsal trendlere ayak uyduramadığı için çökmesine rağmen hatalarından ders alınmayıp aksine saçma bir şekilde hatalarına hayranlık duyulan bir eski devlet.
türkiye’de 30 veya daha fazla personel istihdam eden işyerlerinde çalışan işçilerin faydalanabildiği haktır. bu durumda haksız veya geçersiz olarak işten çıkartılan kişi, açacağı işe iade davasıyla işine geri dönebilir. işveren kaybettiği davaya rağmen işçiyle eğer çalışmaya devam etmemek konusunda ısrarcıysa söz konusu işçiye işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti ödemek mecburiyetindedir.
alman asıllı isviçreli roman yazarı, şair ve entelektüeldir. eserlerinde insanın modern zamanlardaki özgürlüğe ve anlama ulaşma çabasını sürükleyici bir dille işlemiştir. kitaplarında nietzsche’nin ve gustav jung’un etkisi altında felsefi bir altyapı bulunur.
sürrealist bir mentaliteye sahip türk şairdir. şiirde anlamın dolaylılığını, kendine has müzikaliteyi ve kapalılığı savunmuştur. dizelerinde yalnızlık, cinsellik, aşk, tarih, ölüm gibi temalar ağırlıktadır.
önemli bir vücut kimyasalıdır. bağlandığı reseptörler öğrenme, dürtü, uyku döngüsü, ruh hali, cinsellik gibi hayati işlevleri düzenler. etkisi çoğunlukla inhibitördür. ayrıca oldukça eski bir organik kimyasal olup pek çok ilkel canlıda da mevcuttur.
kant, şeylerin algıdaki belirişleri ile şeylerin kendisi arasında adeta karanlık bir duvar olduğunu iddia etmiş ve felsefeyi bir çeşit açmaza sokmuştur. bu açmazı çözümlemek için hegel diyalektik yöntemi, husserl ise epoke yöntemini önermiş ve yeni felsefi ekoller doğmuştur.
en önemli ilkelerinden birisi şüpheden sanık yararlanır prensibidir. modern ceza hukuk sistemlerinde kimse iyice delillendirilmemiş herhangi bir suç iddiasına karşı suçsuzluğunu ispatlamaya mecbur bırakılamaz. susma hakkının çıkış noktalarından birisi de budur.
almanya’dan kaçıp britanya adasına çıkan cermen aşiretleri tarafından kurulmuştur. 1066 yılında yaşanan norman istilası ingiltere için bir dönüm noktasıdır, ada bu savaş sonucunda yoğun latin ve fransız etkisi altına girmiş ve modern ingiltere’nin temelleri atılmıştır.