evet faizler düştü evet devlet taşın altına elini koyuyor. ama bu fırsatçılar, özellikle mütheait emlakçı galerici ne varsa yoksa hepsi fırsatı görüp fiyat arttırmış.
adama telefonda diyorumki bir gecede evin fiyatını 75.000 TL arttırmışsınız, e ne yapalım 6 aydır satış yoktu diyor. umarım kimse şu anda bu fiyatlardan almaz.
açıkça sesleniyorum yatırım için vs ev araba almayın, Eylül Ekim gibi tekrar düşecek fiyatlar mecburen.
serbest piyasa ekonomistleri gelir birazdan. baştan söyleyim başka yerde havlayın.
arkadaşlar hislerim ve okuduklarıma göre 1 temmuz itibarı ile insanların düşündüklerinin aksine sanki corona hiç hayatımıza girmemiş gibi yolumuza devam edeceğiz diye düşünüyorum.
bunun bir çok gerekçesi var en önemli gerekçe virüsün bulaştırıcılığı gittikçe azalıyor. Türkiye 1 kişi 1,4 kişiye bulaştırabiliyorken, italyada bu sayı 0,68. başladığında 1 e 125 deniyordu sonra 13 dendi, sonra 6 dendi. kısa vadede bulaştırıcılığı bir gripten farksız olacak diye düşünüyorum.
koronoda başa baş mücadele verdiğimiz ve vaka sayılarında almanyadan aşağıda olduğumuz içi bizi kıskandıkları gerçeğidir.
asgari ücretleri nerdeyse 3000 eurolar mertebelerinde insan hakları eğitim gibi konularda dünyada ilk sıralara oynamaları bizi kıskanıyor olduğu gerçeğini değiştirmez.
5 sene içerisinde yaşanabilecek değişikliklerle ilgili öngörülerde bulunuyoruz.
5 sene sonra açıp burayı okuruz.
bir çok uçak şirketi battığı için ve yolcu sayısındaki kısıtlamalar nedeniyle uçuşlar aşırı pahalı hale gelecek.
uluslararası geziler daha çok iş için yapılabilecek. vize almak aşırı zorlaşacak.
Solunum cihazı lazım dediler 1 ayda falan üretildi hem bizde hem dünyada. maske yok dediler üretildi, kıyafet dediler o da tamam.
ya arkadaşım o kadar büyük ilaç firması, binlerce doktorlar, microbiyologlar, eczacılar, kimyacılar ne biliyim bu işle ilgilenen kim varsa corona başlayalı 6 ay oldu nerdeyse 6 ayda hadi aşıyı geçtim bir ilaç bile üretmediler.
ben anlamıyorum bunu, bir altyapın vardır daha önceki başarılar başarısızlıklar vardır ben bunun üstüne inşa edersin. solunum cihazını geliştirirken gidip elektriği falan bulmaya çalışmıyorlar. var olan sistemler üzerinde yeni bir yapı kuruluyor.
sıkıntı analitik düşünme yetisini lisede falan kaybetmiş doktorlarda sanırım. pratiklik yok. çözüm odaklılık yok.
iyi kötü de olsa ölmesi kesin gibi gözüken hastalarda en azından yeni bir ilaç denenmeye başlaması lazımdı.
maalesef tanışamıyoruz. mevcutta olanlarla karantinada işte ne yapabilirsen. karantina bitince asıl etkilerini o zaman görücez. cinsel hayat sekteye uğrayacak gibi gözüküyor belli oldu.
evet. konu uzun konu ciddi. ama kısaca anlatmak istiyorum fikirlerimi.
taş gibi kadınların çoğu evlenene kadar bekaretlerini korumak istemiyor yada koruma derdinde değil.
nasılsa bir talibi çıkar öz güveni yüksek.
evlenen kadar bekaretini koruyanlar genelde daha tipsiz, eğlenceli olmayan içine kapanık yada tutkulu olmayan kadınlar. bunlar da bir erkeği ne kadar mutlu edebilir bilemiyorum.
sırf bekaret manyaklığı yapıp taş kadınlarla evlenmekten vazgeçiyoruz ya bazen. garip bir şey aslında.
olaya lütfen siyaseti karıştırmadan bakın. doğru yapılanlara doğru yanlış yapılanlara yanlış demenin
siyasetle bir alakası yoktur.
80 milyon nüfüslü bir ülkede süreci muhtmelen 3500-4000 vefat ile tamalayacak olmamız bir başarı.
bu başarıyı da hiç bir şekilde çalışma hayatını durdurmadan yapmış olmamız da başarı.
aynı süreç yönetimi başka bir ülkede olsaydı vay arkadaş alman yapıyor ingiliz yapıyor diyecektik.
insanların beklentisi türkiyenin fransa gibi italya gibi ispanya gibi olmasıydı.
aşı mı yapamaz türkiye diyorlar, hayır yaparız diyeceğiz. ne eksik, bilgi mi yetişmiş personel mi para mı hepsi var
sadece kendimize olan güvenimiz denemeye gösteremediğimiz cesaretimiz eksik.
yaş ilerledikçe farkediyorsunuz ki bu gönül işlerinde en önemli şey sizi kırmaktan üzmekten korkabilecek birini bulabilmek. gerisi hikaye gerisi teferruat.
yapılan bir yorum karşısında bazen o kadar şaşırıyorum ki diyorum bu insan muhakkak beyninin %100 ünü kullanıyor. bizim gibi %10 unu falan kullananlar düşünemiyoruz tabi.