yıllardır bir baltaya sap olamadığı için malum parti lideri olarak koltuğunda oturmakta. eee malum partiden de buna ses çıkmayınca yetmiş küsür yaşındayken gençlere sesleniyor...
genç olmayanlara seslenecek yüzü yok; tanınıyor, biliniyor...
bir parti başkanı olarak tanınsa da biz kendisini komik buluyoruz...
gözlemesinin meşhur olduğu bir anadolu şehrindeyim son 1 yıldır. ya arkadaş! waffle dükkanı ayarında modern mimarı gözlemeciler var. gözlemeye ketçap mayonez koyar olmuşlar. hamburgercilere inat, öğrencilere hizmet ba'bında. gel bu sevdadan vazgeç anadolu. hamburgerci sana uysun...
önce belirteyim ki, insanın doğusu batısı olmaz. madem dar pencereden bakıp, olur diyen insancıklar var, anafora karışıp gideyim ben de...
batının en ahlaksızıyla, gerçek müminleri bile kıyaslama zaafını gösterirken, soysuzların ağzınızdan fışkıran irinli sıvılar için kolonyalı mendil tavsiye ederim. Baktın fayda etmedi, klozete sok kafanı!
konuyla ilgili hiçbir fikri olmayan ve dolayısıyla yorum acizi bağnazların, kendi fikirdaşlarını pohpohlamak adına yaptığı "aktroll" saldırıları banaldan öteye gitsin artık.
alta doğru inen yorumlarda her zamanki gibi, başlığın ekseninden kayıp giden ana konuya yazık olmuş. iktidara destek veya muhalefet etmek için heybemizdeki ezberlerden arınalım artık. hele ki muhalif güruhun yıllardır ağzından düşürmediği; irtica geliyor, şeriat geliyor, alkol yasaklandı, bunlar hırsız vb. içi boş sloganlarından gına geldi artık. hani şu kendileri gibi düşünmeyen herkese yıllardır bizim istediğimiz gibi yaşayıp, bizim istediğimiz gibi düşünüp, bizim istediğimiz gibi giyineceksiniz diyen muhalif güruhtan bahsediyorum. o insanları şimdilerde koyun veya cahil şeklinde yaftalayan pabucumun çağdaşlarından, sözde demokratlardan bahsediyorum. siyasi, askeri ve hukuki otoritenin daima kendi himayelerinde kalacağına inandırılmış ve benim zeka konusunda ellerine su dahi dökemeyeceğim elit ve son derece zeki klasmanda(!) bulunan insanlarımızdan bahsediyorum. şuna da inanıyorum ki, çok eskiye gitmesek de, rövanşizmi desteklemesem de, en azından cumhuriyetin siyasi, askeri ve hukuki tarihine hakim olan herkesin, mevcut iktidarın yönetimsel olarak yaptığı negatif hamlelerin benzerlerini, miladı dolmuş eski yönetimlerde görmesi de mümkündür. lakin mevcut iktidarın halka hizmet adına yapmış olduğu pozitif hamlelerin geçmişimizde bir tekrarı yoktur. bu iktidar yıllardır koyunların oyuyla yükseliyor diyen çağdaşlarımızın da beyin jimnastiği yapmasını salık veririm. 14 yıldır iyisiyle kötüsüyle ülkenin insanına güven veren ve oylarını sürekli yükseltip, koltuğunu sağlamlaştıran bir partiden, daha doğrusu bir liderden bahsediyoruz. sosyoloji bilen akıllı insanlar ne yapıyor biliyor musunuz? oy verenleri eleştireceğine, bu mucizenin nasıl gerçekleştiğini araştırıyor!
gelelim karın ağrısına! buradaki hayasızca kavganın en büyük nedeni cumhurbaşkanına verilecek olan meclis yenileme yetkisinden ziyade, yargı atamalarındaki düzenlemedir. cumhurbaşkanının meclisi yenileme yetkisinin sürekli ayyuka çıkması, seçmen zekası çok yüksek olan başta kılıçdaroğlu vb. liderlerin, seçmenine araştırma fırsatı vermeden doldurmasından ibarettir. içi boş dinleyen, içi boş okuyan insanların meclis düştüğünde cumhurbaşkanın da düştüğünü bilmemesinden kaynaklıdır. burada bir beis yok.
gelelim esas oğlana! yargıdaki atamaların yarısını yapabilecek bir güç veriliyor cumhurbaşkanına. neymiş efendim, yargının bağımsızlığı tehlikeye girecekmiş. adama sormazlar mı en az 80-85 yıldır bağımsız gibi görünen bu yargı, sürekli olarak belirli bir ideolojiye tabi hukukçuların elindeydi diye? yıllardır yargının hukuka bağlı olmadığı bir adalet sisteminde yaşadığımızı iyi bilir tarihi bilen insanımız. yargı her zaman bağımsız görünür, lakin mensupları her daim ideoloji bağımlısıdır! mevcut iktidar ilk 3-5 yılında görevini pek yerine getiremedi. sebebi ordu ve yargı müdahaleleridir. 367 safsatası, partiyi kapatma davası vs. o zaman yapılan ve ülkenin kaderini doğrudan etkileyecek yargı cinayetlerine ses çıkartmayan milletvekilleri, vatandaşlar, onlar, bunlar, şimdi hangi yüzle yargının bağımsızlığına dem vuruyor anlamış değilim...
ya arkadaş hadi şimdi bahsettiğim maddeleri geçtim. altta paylastigim maddenin oturumunda kavga gürültü oldu. inşallah kendilerini yakın bir zaman sonra mecliste görmeyeceğimiz 132 aciz tarafından ret oyu geldi;
"7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9 uncu maddesine "bağımsız" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve tarafsız" ibaresi eklenmiştir."
bu vatansizin gayligi ibneligi veya cinsiyeti beni zerre kadar ilgilendirmiyor. kim olursa olsun, ayni sekilde davranan adama yapilacak en hafif iskence -"gotune cop sokmak olmalidir" diyecek kadar sadistlestirdi beni yavsak...
insanlar icse de, eglense de, bu elim olayin ardindan sululuk yapan seref yoksunu insanlar bile oluyor. yaziklar olsun. lanet olsun terore, destek verenlere...
yobazın kelime anlamını gerçekten biliyoruz mu? önce bu önemli.
bkz. yobaz "bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse)"
bu tabire göre bizim memleketin, hatta insanlığın neredeyse tamamı yobaz. yobazlığı, yalnızca muhafazakar insanlar üzerinde değerlendirenler de öküz sınıfına giriyor bu tabire göre...
1 mayıs, ülkemizde işçi bayramı olarak kutlanmıyor kesinlikle. diğer bayramların kutlanış tarzına bakınca daha iyi anlıyorum. altı eylem üstü bayram...
herkesin bir anası babası vardır mutlaka. lakin başkalarının ebeveynlerini bu denli namussuzca eleştirebilen bir başlığın babası, bizim sokaktaki köpeğin ağzından akan salya olsa gerek...
gelecekte hayali kurulan sözde başkent(!) sözde başkanları, hatta onların meşrebine göre eşbaşkanları da olması gereken yerdeler şükür. amed, kürtlerin değil, şerefsiz teröristlerin gelecek planlamasıdır...
sürekli dolmabahçe görüşmelerini ve megri megri sloganlarını çok yerinde bir argümanmış gibi tekrarlayan sözde çağdaşlara, ilkokul talebesine anlatılır gibi anlatmak daha mantıklı. o söylenenler oldu evet. neden derseniz? bu memleketin selameti açısından. risk alınarak elini taşın altına koydu siyasi iktidar. bugün o tutuklamaları yaparken 6-7 ekim olaylarına benzer şeyler yaşamıyorsak, o dönem atılan adımlardandır...
demem o ki, memleketin selameti açısından atılan adımlar başka şey, tutuklanan teröristlerin arkasında durur gibi yapıp, seçmenlerinden oy toplama telaşı başka şey...
kaldı ki, normal şartlarda bu ülkede kesinlikle iktidar olamamış bir partiye "halkçı" vurgusu yapmak da özel bir zanaat olsa gerek...
yıllardır gelmesi arzuyla beklenen ve ermeni kalıntıları olduğunu düşündüğüm yurttaşlarım tarafından sürekli dillenen "ekonomik kriz" gelirse, yalnızca iktidar yanlılarına değmiyor ucu işte böyle sözde vatanperverlerin kafasını gözünü abanoz kökünden yaptırdığım vernikli sopayla kırasım geliyor...