yaklaşık 3 ay sonra başıma gelecek olan durumdur. 2 yıldır her an dip dibe, mıc mıc oldugum kişiyi 3 ay sonra alamanyalara gondericem ve en erken 1 yıldan aşağı yüz yüze gelemeyeceğiz. ah sözlük yüreğim yanıyor, göz pınarlarım kurudu daha şimdiden.
Beni en çok korkutan da ilişkinin kendi kendine bitmesi durumu. yani böyle önce az konuşmaya başlarsınız sonra kimse kimseyi aramaz ve biter ya kimseye de koymaz bu durum. öyle bir son yaşamaktan o kadar korkuyorum ki, gercek bir şeyler yaşadığımı düşündüğüm için.
neyse, hayırlısı olsun. inşallah alışılmışın dışında mutlu bir son olur bizim için.
edit: 1,5 yıl sonra gelen düzenleme. ayrıldık, aldatıldım. ilişkinin kendiliğinden bitmesinden falan korkuyormuşum bi de masum masum. yok okulun biter bitmez seni almanyaya yanıma aldırıcam, yok yazın izne geldiğimde istemeye gelicez seni diyen, ilerde kocam olarak görüp kendi kendimi kandirdigim kişi, eline fırsat geçer geçmez beni aldatmış. bir de tek seferlik bir şeymiş, duygusuz bir birliktelik yaşamış da boşuna bana itiraf edip beni üzmek istememiş oyle diyor :D kimseye güvenmeyin kızlar. üç kişilik bir ilişki yasiyormussunuz sevgiliniz yurt disindayken. neyse, yazıklar olsun.
yaklaşık 16 saat önce sol alt gömülü dişimi çektirdim.
öncelikle demek istiyorum ki, "hiç acımayacak, hiçbir şey hissetmeyeceksin" gibi şeyler söyleyen kim varsa onun ben ağzına tüküreyim.
hem ameliyat sırasında hem sonrasında hem de şimdi deli gibi canım yanıyor. çocuk gibi ağladım bugün acıdan kaç kere.
öncelikle 2-3 saat bir şey yiyip, içmeyin. doktorun verdiği gazlı bezi yaklaşık 1 saat ağzınızdan çıkarmayın, ne kadar kan olursa olsun yenisiyle değiştirmeyin.
ilk 2 saat buz desteği cok onemliymis. 8 dakika şişen yanağa buz koyup, 2 dakika dinlendirin.
ilk 2 gün sigara içmemi yasakladı, dinlemeyip içtim dikişlerim kanamaya ve daha cok sancı çekmeye başladım, siz içmeyin.
yine ilk 2-3 gün sadece çorbayla beslenin. zaten çorba içerken bile ağzınızı doğru düzgün acamayacaksiniz. yani bende öyle oluyor en azından, suyu bile pipetle icebiliyorum.
onun dışında allah düşmanıma bile vermesin diyorum.
yasayacak olanlara şimdiden geçmiş olsun.
edit: 6 ay sonra gelen şiddetli diş ağrısından sonra apar topar tekrar dişçiye gittim ve bana ''diğer 20'lik dişimin patladığını, onun da gömülü olduğunu ve çekmemiz gerektiğini'' söyledi. allahım beni neden sürekli dişimle ve özellikle gömülü 20lik dişle sınıyorsun yarabbim. ağlamak istiyorum.
bugün denk geldiğim program.
televizyonda "mafyacılık, kadına şiddet, zengin kız- fakir oğlan" gibi saçma sapan şeyler vereceklerine böyle programlar yayınlansa hep.
izlerken birçok duyguyu aynı anda yasadim: öfke, merhamet, vicdan, duygusallık.
hayvanlar konusunda da belli başlı bir duyarlılık oluşturacağını düşünüyorum.
merhamet cennetin anahtarıdır derler.
allah sizden bin kere razı olsun.
hakkında hiç entry girilmemiş olmasına şaşırdığım youtuber.
kendisi pubg mobile ağırlıklı olmak üzere oyun videoları çekmekte. ortalama bir performansı olup daha çok hoş sohbeti, mizacı, sempatikliği ile kendine çekmektedir.
üslubu düzgün, beyefendi biridir.
kuzenim var kürt bir çocuğa aşık oldu, yalvardik hepimiz yapma, etme diye. kültür farkı, gelenek görenek farkı. hepimiz konuştuk ama kız nuh dedi peygamber demedi. sonunda da ailesi de istemeye istemeye verdi kızı. 1 hafta sonra duyduk ki kizin zorla başını kapatmışlar. 2 hafta, 3 hafta sonra duyduk, kızın burnunu kırmışlar dayaktan. hem de öyle iğrenç bi zihniyetleri var ki, dayak dediğin şey sadece kocadan gelmiyor. kocanın babası, kocanın kardeşleri, kayinvaliden. isteyen herkes seni dövebiliyor o an.
kuzenim eve dönmek istedi bu olaylardan sonra, yine o aile, "sen bu eve gelinlikle girdin, anca kefeninle çıkarsın" gibi mağara sözleri söylediler. vermek istemedik biz kızı ama o tekrar gitmek isteyince bir şey de diyemedik.
evet bütün kürtler aynı değil ama benim ne kadar gördüğüm, duyduğum kürt varsa zihniyetleri ve comarliklari aynı. o yüzden bir babanın kızını kürtlere vermek istememesi kadar doğru ve olağan bir şey olamaz.
10 yilla yargilaniyormus. adaletsizlik bizim ülkemize has bir şey değilmiş. kaldi ki bu ruh hastası canavarın yeri cezaevi değil, akıl hastanesidir. hatta mezarlıktır bunun yeri. ben artık hümanist olmayı bıraktım, ben gerçekten bu tarz insanların meydanda sallanmasını istiyorum.
unutulmasın nolur. biz zamanında özgecan yasası çıksın diye direnirken mecliste reddedildi. biz kadın hakları diye kendimizi yırtarken, eylemler yaparken "siz mi kurtaracaksınız dünyayı" denildi. evet biz kurtaracağız, bizim bilincimiz, bizim gücümüz kurtaracak bu dünyayı; işkence gören bütün kadınları, çocukları, hayvanları. bu sefer unutulmasın, bu sefer sineye çekilmesin.
ulan oğlum siz kimsiniz? kadının size güzellik borcu mu var? lan siz ne saniyosunuz kendinizi ya ahahahahah. unlu diye insan olmuyor mu? hamilelik döneminde ve sonrasında alınan kiloların gayet normal olduğunu kimse öğretmedi mı size. ne aptal, ne egitilmez insanlarsınız.
kısmen katılıyorum. etrafımda çok olmasa da sosyal medyada daha çok rastlıyorum. oldukça üzücü bir durum bu bence. insan içini kapatamadıktan sonra başını kapatmasının pek bir önemi olmuyor maalesef. ayrıca bu tarz ailelerinin egitilmez bir çomar olduğu da yadsınamaz bir gerçektir, erkek çocuklarını başı boş, serbest yetistirirler. onlarin deyimiyle "erkek" olduklari için her boku yemeye hakları olur. ama kız çocuklarının bastırılması neredeyse bebeklikten başlar. kadınlar/insanlar her konuda özgür bırakılmalı, bastırilmamali ki hata yapmaya meyilli olmasın, en ufak bir şeyde sudan çıkmış balığa dönmesin.
3 haftada 3 kilo vermemi sağlayan, yaparken vücudumu rahatlatan, ertesi gün dinç kalkmami sağlayan, vücudumun inceldigini ve sikilastigini bariz bir şekilde gormemi sağlayan spor. tabii ilk yaptığım zamanlar merdiven bile inip çıkamamıştım ama üstüne gittikçe gerçekten çok faydasını gördüm. beslenmeye de dikkat edilirse 2 hafta gibi bir sürede etkisini gösterir, şiddetle tavsiye edilir.
ev isi kadının görevi diye yazılı bir kanun mu var? annem de babam da çalışan insanlar. birisi yemek yaparken birisi evi süpürür. birisi ütü yaparken diğeri çamaşırları asar mutlu mesut yaşayıp giderler. hem iki taraf da çalışacak, eşit yorulacak ama eve gelince erkek bir yerlerini devirip yatacak, kadın evdeki işlerini (!) yapacak. kadınları robotlarla karistiriyorsunuz.
ayla'nin yapımcısı, hakan gunday'ın senaristligini yaptığı film. hakan gunday ismini duyunca daha bi heyecanlanmistim çünkü kalemini çok beğeniyorum. beklentilerimi kesinlikle karşıladı. babanın ne zor, ne acı bir hayatı varmış. o şarkılarını okurkenki acı hissi kesinlikle boş değilmiş. oyuncular da keza muhteşemdi. timuçin esen, şahin kendirci çok güzel canlandırmış. tebrik etmek ve gidip tekrar izlemek düşer.
...
yani sen şimdi gittin
yani bir daha olmayacak mısın?
bir daha borç vermeyecek, bir daha rakı ısmarlamayacak mısın?
peki beni kim kızdıracak, kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
peki beni bu köhne dünyada senin anladığın kadar kim anlayacak?
...
(bkz: yusuf hayaloğlu)
(bkz: ah ulan rıza)
beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, öylesine yıktın ki bütün inançlarımı; beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
allah herkese sinem kobal şansı versin dedirten adam. nasıl bir sevap işlediyse arda turan gibi bi öküzden ayrıldı kenan gibi eşsiz bir adamla evlendi.
aniden aklıma düşen kız. bu yıl kimi kandırdı acaba? şaka maka kendimi bayağı kötü hissetmistim ilk duyduğumda. meslek liseli çıkışliyim ben de. psikolojiyi çok istemiştim ancak bilinçsizlik, evden uzaklaşma isteği derken kendimi hic istemediğim bir yerde bulmuştum. acaba demiştim çok çalışsaydım ben de psikolojiyi kazanabilir miydim?
muhtemelen ozguvensiz bir kızcağız. basit bir yalan atti ve sonra işin içinden çıkamayınca yalan yalanı doğurdu. şu anda ne yapıyor merak ediyorum.
edit: ulan şaka gibi bu kızı bugün bizim okulda gördüm. şok oldum yemin ederim, hacettepe nerde afyon kocatepe üniversitesi nerde. ulan sütlü nuriye az değilsin he.