paganviodio
1499 (heykeli dikilesice)
altıncı nesil yazar 576 takipçi 8567.31 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bach kantate bwv 57

    1.
  1. Johann Sebastian Bach ' ın yazdığı büyük Kantaten yazının çok güzel köşelerinden biri, bu kantatta koro sadece en sondaki kilise melodisinin "Bach tonlamasında" sadece 3 dk için yer alır!!..

    (kilise melodilerinin bach çokseslendirmesini sayın koyu hristiyanlar hiç beğenmezler, kilise şarkısıyla içten içe " dalga geçtiğini" " şarkıyı kuşa çevirdiğini düşünürler, buna da bu vesileyle değinmiş olalım - bach gerçekten " amir" kelimesiyle arası kötü olan bir " anarşistti", Fürst ( derebeyi) stiglitz büyük besteciyi bikaç kere işten atmış, yerine getirdiklerini de beğenmediği için, görevi gene bach ' a geri vermiştir, stiglitz bach ilişkisi almanya'da ünlüdür çok kere parodi konusu yapılır!!)

    Bütün kantat' ı Bas ve soprano götürür, ve de tabii tahta nefesliler ve yaylılardan oluşan orkestra.

    1. Bölüm; " selig ist der mann" tartışma götürür. Çünkü " Mann" adam, insan demek olabileceği gibi, Hz. isa da olabilir, " Man" tek n ile, herkesi kapsayan biri demektir almanca da. Çok güzel, karanlık, hüzünlü bir bölümdür bu, kısmen triosonat karakteri taşır ama tam öyle de değildir. Yani besteci, hem müzikal, hem de text olarak ( siz buna bugün " lyrics" diyodunuz di mi?), bir bilmece oluşturmuştur.

    2.bölüm, bir rezitatif' tir ( Türkçe - geçiş, bağlantı bölümü) soprano söyler bu geçiş bölümünü, bir ara müzikal olarak aydınlanacak, güneş açacak gibi olur, ama birden " ahh Jesu" (Ah isa) der soprano ve gene karanlığa balıklama dalar!!

    3. bölüm, dünyanın en acıklı müziklerinden biridir, bu entry ' i girmeme sebep olan müzik bu aryadır!! Soprano aryasıdır!! Bütün müziğin en güzel sayfalarından biridir bu arya.

    Armonik olarak çok karmaşıktır, geçişler, çok basitmiş gibi getirilmiş, ki büyük hüner ister, başkası yapsa " ne alaka?!" dersin, ama bunu bach yapınca oturur hüngür hüngür ağlarsın.

    6 dk falan sürer bu arya.

    Sonra gene bir geçiş gelir ( recitativo). Soprano söyler bunu da.

    5.bölüm, müzik akademilerinde öğrencilere ödev olarak inceletilen, bir Trio sonattır !!

    Triosonat , bilmeyene, boru gibi bir kompozisyon tekniğidir, aynı anda birbirine uyan, ama birbirine benzemeyen, aynısı olmayan, biri aslen öbürüne eşlik etmeyen ama birlikte duyulduğunda " eşlik ediyormuş" hissi veren, paralel üç şarkıyı aynı anda bestelemesi beklenir, besteciden !!

    Bu bölüm sol minör tonundadır, seslerden birini soprano, ikincisini solo keman, üçüncüsünü de solo çello çalar.

    Ve sonunda da koronun söylediği, hristiyanların " kuşa çevirdiğini" düşündükleri, aslında kilise şarkısı olan, ama tonlaması johann Sebastian Bach tarafından yapılmış, ," choral" vardır.

    Bu choral de aynı melodiye değişik değişik kelimelerle 4 tekrar vardır kilise şarkısında. Bach 1. Tekrarı yaptırır ve choralin devamını yazmaz !!( Hristiyanlar bunun da bir hakaret olduğunu düşünürler!) (" Madem böyle yapacaktın, hiç yazmayaydın da bizi sinirlendirmeyeydin" diyen az diildir!!)(<-- bu durum sadece bu kantat özelinde diil, pek çok kantatta böyledir!!)

    Bach kantate ' lar çok yoruma açıktırlar, yavaş çalınırsa şu bakımdan, hızlı çalınırsa bu bakımdan güzelleşir ya da çirkinleşirler, o yüzden bu tür müzik eserlerini" en iyi bu koro/ orkestra yorumlar" demek, çok güçtür.

    işbu entry ' i anket babından kendini fazlaca tekrar etmeye başladığı için kan kaybeden Uludağ sözlük ' e destek amaçlı olarak iki günde yazdım, tek bir harfi" copy paste " diildir. Genç yazar, eskiden sözlük nasıldı, nasıl oldu da 10 milyon dolar değer biçilebildi, görsün, diye yazdım. Bugünkü gençler de kabul edeceklerdir ki Uludağ sözlükte bugün üretilen içeriklere kimse 100 dolar bile ödemez.

    Haa, sakın oy verin falan diye de diil. iki kişi, begenmese de açıp Bach Kantate BWV 57' yi dinlese, o da bana yeter!! Biz reyting peşinde koşsaydık, ne işimiz olurdu bugünkü Uludağ sözlük' te, öyle diil mi?!...

    Ama görün, eskiden sözlük böyle bir mecraydı. Öğrenciler Uludağ sözlük ' ü kaynak gösterip dönem ödevi hazırlıyordu !!

    Bi de şimdiki haline bak!!

    Son mesaj ---> bach dinleyin, çok ağır gelse de dinleyin, müzik kulaklarınızı yavaş yavaş açar!!
    1 ...
  2. putin in azerbaycan dan özür dilemesi

    1.
  3. Şu an alman birinci kanalı ard' de yayınlanan haber. " Uçağınızın rus hava sahasında zarar görmesi sonucu oluşan kazadan dolayı özür dileriz!" demiş.

    Ancak bahsi geçen " zararın " nasıl oluştuğuna değinmemiş. Yani, yanlışlıkla vurduk herifleri, falan dememiş!

    Ard de böyle dedi, biz de bunu haber yapıyoruz, bizim işimiz bu anacıım, şeklinde verdi.

    Artık siz anlarsanız, muhabbeti yani !!

    Ama özür dilemiş mi?!... Dilemiş !!
    0 ...
  4. ratp

    1.
  5. Paris metro banliyo tren hatları resmi kurumunun adı. regié autonome des transporte parisién. r.e.r a, b, c, d,e, 14 metro hattı,13 tramvay ve karmaşık otobüs hatlarının tamamını kontrol eden resmi kurum.

    Paris'te 3 bölge var, 1. bölge şehrin tamamını kapsıyor, ve paris ratp bileti 2,15 euro. 1 saat 15 dakika geçerli. Bu süre içerisinde istediğiniz kadar vasıta değiştirebilirsiniz. Ve bilindiği üzere, paris metrosu çok hızlıdır, hatta arabayla falan hiç uğraşmamak, direkt metroyla seyahat etmek, çok tavsiye edilir.

    Unutulmasın ki paris metrosu, sadece metro (!!), otobüs ve tramvay durakları hariç 320 istasyon kapsar !! 61 kesişme noktası vardır (metro+ rer).

    ratp, çok iyi bakım yapar, metrolar temiz diildir ama dakiktir, arıza falan da yapmazlar.
    0 ...
  6. basel badische bahnhof

    1.
  7. Dünyanın en "garip" tren garı...

    Bu gar basel'dedir. Basel isviçre 'nin en önemli şehirlerindendir. Basel isviçre 'dedir yani..

    Basel Bad Hbf, alman garıdır!! Gar binası, peronları, rayları, alman toprağıdır !! Yan hatlara alman trenleri de parkeder, birbirlerine yol verirler, sadece isviçre trenleri değil.

    Bölgesel, regional alman trenlerinin son durağı genellikle Basel badisch tren garıdır.

    Buradaki bokluk şudur ---> Basel de isviçre garı da vardır ( Basel SBB), zaten basel badisch tren garından sonra birçok tren hattı ayrılır, Basel Bad - Basel SBB arasında - trenle 5 dk sürmektedir, almanya 'da bilet otomatlarından bilet alan yabancılar, mesela erasmus 'la Avrupa turu atan Türk öğrenciler, bu tongaya basar, "Basel' e gidiyorum" diye bilet alırsın otomattan, atıyorum stuttgart tren garından, otomatta "basel Bad" yazar (eskiden Basel SBB o listede yoktu, şimdi var mı bilmiyorum, eskiden Basel bad' tab trenden inmek, giseye gidip Basel sbb'ye bilet almak- ki o arada oraya kadar geldiğin treni de kaçırıp- bir sonraki trenle Basel sbb' ye gitmek zorundaydın, aynı trenle 5 dk süren bu yolculuk senin için 40 dk sürüyordu), Basel Bad biletiyle trenden inmeyip basel sbb'ye gitmeye kalkarsan, biletin Basel bad- Basel SBB arasında geçersizdir, isviçre'liler gıcıktır, o 5 dk içinde bilet kontrolü yaparlarsa,120 mi 140 mı Franc ceza yazarlar !! Her trende böyle birkaç tipleme enselerler.

    Basel'i gezmeye gidecekseniz , almanya 'dan, sapa bile olsa Basel badische bahnhof' ta trenden inin !! Garın önünden tramvay var, tramvay'la basel şehir merkezine gidin.

    Sakın Basel sbb'ye devam etmeyin !! Hayatınızda size en pahalıya mal olan 5 dk olabilir o.

    Basel Bad'TA durup, yolun devamında tekrar almanya 'ya devam eden alman trenleri de var. Onlar hiçbir isviçre istasyonuna uğramıyor!! Basel şehrine giriyo, Basel Bad'ta duruyo, sonra, yan hattan tekrar almanya 'ya giriyo. Konstanz ' a ulm' e, bilimum bavyera şehrine tren var Basel badisch tren garından..

    isviçre 'ye giden hızlı trenler var, bu durum onlar için geçerli değil, sadece yavaş trenler için geçerli. Hızlı tren daha pahalı tabii...ama "az para harcıycam" diye yavaş trenle Basel' e gelip ceza yemesin türk gençleri diye,bu entry'i de yazmış oliim...

    Ama badisch garı'nın bir "ada" gibi, bütün etrafı isviçre toprağıyken, alman toprağı olması, çok insan için ilginç bir durumdur. Ve o gardan sonra tekrar Almanya'ya dönüp Almanya da devam eden trenlerin olması, ki bunlar alman trenleri, isviçre trenleri diil, çok ilginçtir.
    2 ...
  8. yeni bulunan mozart eseri

    1.
  9. Leipzig 'de mozart eserlerinin köchel numaralarını kontrol etmek amacıyla, ayrıca kütüphane de kitap tasnif etmek amacıyla yaptıkları bir "bayram temizliği" esnasında şimdiye kadar bilinmeyen bir mozart divertimento keşfetmişler !!

    Eserin yazılış stili, notaların nota kağıdı üzerine aktarılma şekli ve imzanın orijinalliği incelendikten sonra, kesinlikle Wolfgang amadeus mozart tarafından bestelendiği tescil edilmiş.

    Bu divertimento iki keman ve çello için bestelenmiş ve mozart 'ın "çıraklık dönemi" yani oldukça gençken, 14-17 yaşları arasında yazıldığı sanılıyormuş.

    Eserin ilk yorumunu Leipzig muzik akademisinden öğrenciler hem büyük konser salonunda, hem de konser salonunun önündeki meydanda leipzig'lilere ücretsiz olarak yapmışlar.

    Mozart bu esere " Serenade x c" ismini vermiş!! Yani demek ki eser, do majör tonundaymış.

    Şimdi bu esere ne numara vereceklerini tartışıyorlarmış.

    Haberin linki; (Almanca)

    https://www.mdr.de/nachri...-kultur-news-100~amp.html
    0 ...
  10. trenlerin felç ettiği köy grossgleidingen

    1.
  11. Alman niedersachsen eyaletinde bir köy grossgleidingen. Hannover hildesheim demiryolundaki Uzun süren tamiratlar yüzünden, Braunschweig şehrine yakın bu 700 nüfuslu köyden bu aralar günde 400 tren geçiyormuş...banliyö, yolcu, yük treni... hızlı tren...bazen hemzemin geçit bariyerleri 1 saat kapalı kalıyormuş.

    Konuyla ilgili link.

    https://www.instagram.com...Km/?igsh=dWV0Y2twNWhka2t0
    0 ...
  12. sözlükçülerin içerik üretmeyi bilmemesi

    1.
  13. Bugünkü başlıklardan edinilen izlenim. Yeni nesil , genç yazarların, seks açlıklarından dolayı, seviyesi düşük, bayağı içerikler üretmesi ve sözlük platformunu kişisel özellikleri doğrultusunda kötüye kullanmaları durumu.

    Üretilen içerikler, magazinel bile diil. Bayağı. Bu insanların hangi ortamlarda kimler tarafından "yetiştirildiğini" sorgulattıracak cinsten.

    Herkes istediği içeriği üretebilir ancak üretilen içerik üreten hakkında çok güzel ipuçları veriyor...ve o ipuçlarını çekince gelen şey hiç de güzel bişey değil.

    Ne tanım yapmayı biliyolar, ne de içerik üretmeyi. Cahillere imkan verirsen böyle oluyo, demek ki.

    Sözlüğün şimdiki hali daha güzel diyenlere katılmıyorum. Bence sözlük kalitesizleşti, kalitesiz bayağı yazarlar yüzünden.

    Üretilen içerikler de o yüzden ipe sapa gelmez cinsten.
    3 ...
  14. hmm universal leader

    1.
  15. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2358026/+
    panama bandıralı ,60 m genişlik ,336 m uzunluğuyla dünyanın en büyük petrol tankerlerinden biri...

    Gemi panama bandıralıdır ama güney kore de hyundai merchant marine (hmm) için üretilmiştir.

    Tam dolu ağırlığı 300bin tondan biraz daha azdır (299,961 ton).

    Dün itibarıyla katar'ın ras naffan limanından demir almış, çin 'in ningbo limanına doğru yoldadır, hint okyanusuna bu öğlen giriş yapmıştır.
    0 ...
  16. mona lisa hırsızı vincenzo perruggia

    0.
  17. --spoiler--
    teslim edilmeden önce 12 adet sahtesinin yapıldığı da rivayetler arasındadır.
    --spoiler--

    Hem öyle var, hem de bugün louvre da asılı olanın o sahtelerden birisi olduğu, italya'nın orijinal tabloyu hiç bir zaman geri iade etmediğini, söyleyenler de var !!

    Ama biz bunu bilemeyiz.
    0 ...
  18. schengen vizesinin isim babası

    1.
  19. Avrupa birliği'nin serbest dolaşım vizesinin isim babası olan "schengen", nedir?

    Schengen isimli kasaba'dır!!

    Lüksemburg- Almanya sınırını oar, sauer ile birlikte mosel nehri belirler, ancak bu sınır çok özeldir, normal şartlarda eğer bir nehir sınır belirleyecekse nehrin tam ortası sınır kabul edilir, ancak bu üç, ki diğer ikisi mosel'den daha dardırlar, mosel geniş bir nehirdir, nehrin belirlediği lüksemburg- Almanya sınırı 1918'de, 1.dünya savaşından sonra, almanya savaşı kaybettiği için, "nehirlerin kıyıları" olarak belirlenmiştir!!

    Bunu, almanya mosel nehrinde seyredecek nehir gemilerinden herhangi bir vergi alamasın, diye böyle yapmışlardır.

    Zaten 1918 yılına kadar lüksemburg almanya'ya aitti (ana dili fransızca olmasına rağmen!!), ve başkent luxembourg da bir alman garnizonu bulunurdu...

    Böylece, mosel nehrinde seyreden nehir gemileri, nehirde seyrediyor olmalarına rağmen "uluslararası sularda" seyrediyor olmuştur.

    Mosel nehrinin bu bölgesindeki bir köprüden karşıya bisikletle geçen bir kimse, ne almanya'da, ne de lüksemburg da, bulunur !!

    Lüksemburg Almanya sınırının bittiği yer, lüksemburg- fransa, almanya- fransa sınırı olur...orada bir __/---şeklinde bölünme olur.

    Buraya " dreilaendereck - üç ülke köşesi" denir!!...

    Tam bu noktada bir ilçe vardır----> schengen !!

    1.dünya savaşından sonra lüksemburg'un ana dilinin fransızca olması karşılığında, fransa schengen'i lüksemburg'a "hediye etmiştir, yani resmi olarak schengen lüksemburg toprağıdır.

    Ancak zaman içinde, 2.dünya savaşında ve ondan sonrasında da, görülmüştür ki, "gayrıresmi olarak" o ilçenin halkı kendini nasıl hissediyosa, (tarih içinde nasıl idiyse), öyle yaşamaya devam etmiştir. Almanya schengen'i almanca konuşur, tipik alman birahaneleri vardır, ama fransız schengen'i fransızca konuşur ve şarap içer. Lüksemburg'lular gariptir, onlar da fransızca konuşur, ama alman birası içerler!! Evleri de ne alman ne fransız evleri gibidir.

    Yapılan birçok anlaşmayla üç ülkenin kendi milli eğitim bakanlıklarına bağlı okulları schengen'in kendi taraflarında kalan topraklarına açmalarına izin verilmiştir.

    Yani senin "oğlan" okul çağına geldiğinde, çocuğu fransız okuluna gönderebilirsin---> zaten tramvayla 2 durak, ama o zaman senin oğlan fransızca öğrenecektir herşeyi.

    Schengen de hem fransız, hem alman hem de lüksemburg süpermarketleri vardır , hepsinin kalemleri farklıdır, tatları farklıdır. Almanya'da bulamayacağın fransız şarabını, alman kadın bisiklete atlayıp fransız marketinden alabilmektedir.

    Bu, schengen dışında başka hiçbir yerde mümkün diildir !!

    Fransa tarafındaki trafik işaretleri, yol çizgileri bütün fransa 'daki gibidir, almanya tarafındaki de bütün almanya'daki gibi...

    Serbest dolaşımın sembolü olmuş bu ilginç ilçe avrupa birliğine de esin kaynağı olmuş, madem bir ilçe üç değişik kültürle birlikte yasayabiliyo, ülkeler de yaşayabilir, denmiştir.
    0 ...
  20. akdeniz in en derin noktası

    1.
  21. Fethiye ile rhodos arasındaki çökmedir. Deniz birdenbire derinleşir, bizim küçük takalarla mavi yolculuk yapan ahali 4900 ila 5025m arasında bir su kütlesinin üstünde yolculuk yaptıklarını bilsinlerdir.

    Burası girit adasına kadar uzanan "helen fay hattıdır" aslen ölüdeniz dediğimiz enfes doğal güzellik de bu fay hattının milyonlarca yıl önceki bir hareketiyle oluşmuştur.

    Işte o ölüdeniz den biraz açılınca bu çökme derhal başlamaktadır. Ölüdeniz 'in biraz açığı 4900 m'lik bir "deniz uçurumudur"!!
    0 ...
  22. new york hava sahası

    1.
  23. Evet uzun zamandır başlığını açıp yazmak istediğim, dünya havacılığı açısından çok çok çok çok önemli bir konu...

    Amgötmemeci uludağ sözlük 'te madem adam gibi konuları ele alma yolunu seçtik, devam etmemiz lazım...çizgimizi, tamam bazen trollere cevaben bozuyoruz, ama iyice de zıvanadan çıkmayalım, di mi?...

    Bu uzun olacak, ilgilenmeyene başka başlıkta iyi eğlenceler!!

    New york hava sahası...dünyanın havacılığı açısından zurnanın zort dediği yer...çok çok karmaşık bir konu !!



    New york da şimdiye kadar çok büyük bir uçak kazası olmaması, amerikalıların çok disiplinli adamlar olmasından...çok ciddi herifler. Almanlar gibi...başka yerde her yıl bi kaza olurdu ve çok insan ölürdü!!

    Şöyle girelim---> iki adet uluslararası bağlamda çok yüksek kapasiteli havaalanı, bir adet %60 iç %40 dış hat çalışan havaalanı, bir adet, %90 iç %10 dış hat havaalanı ayrıca da dünyanın bütün business jetleri de orata iner.

    4 aşırı aktif havaalanı !!

    New York'taki olayın bir benzeri londra da da var, bir farkla - ingiltere küçük bir ülke, iç hat uçakları az, pekçok yolcu ülke içi yolculuklarını trenle gerçekleştiriyor.

    Amerika da bu böyle diil, amerika çok büyük bir ülke (sanırsam dünyanın yüzölçümü olarak 3. Büyük ülkesi), türkiye de nasıl ana iç hat yolculuk aracı otobüstür, amerika' da o uçak !! Amerikan iç hat şirketleri çok büyük şirketler, iç hat uçan şirket airfrance'tan, finnair den falan büyük !! Çark, amerika da başka türlü dönmüyor. Mesafeler çok büyük, new york'tan chicago, amerikan filmlerinde bize sanki istanbul'dan izmit'miş gibi gösteriliyor, halbuki new york - chicago arası 2150 km !! Trenle, hızlı trenle bi de, 19 saat sürüyo!! Bu iki şehrin aralarında 1 saat saat farkı var !!

    Bu iki şehri birbirlerine uçaklar bağlıyor.

    Şöyle düşün, londra'dan dubai uçakla 6 saat sürüyor, boston'dan los angeles uçakla 7 saat sürüyor !!

    Uçak olmazsa amerika da sistem yürümüyor!!

    Bu neye sebep oluyor? Ya atlanta, detroit gibi anormal büyüklükte havaalanları lazım sana, ya da new york, new jersey gibi dar bölgelerde öyle çok büyük havaalanı yapacak alan yok, bir ya da iki orta boy havaalanının sadece iç hat uçuşlara yoğunlaşması gerekiyor.

    Başka çaren yok !!

    New york ta bu iç hat havaalanı la guardia ve newark. Ama sonradan onlar da yetmiyor, newark büyütülüyor, ek pistler yapılıyor, newark dış hatlara da hizmet vermek zorunda oluyor.

    Bir de new jersey de teteborough havaalanı var, o küçük ve orta boy jetlere hizmet verebiliyor.

    Bu işin devasa boyutta lojistik problemleri var, ona girersem bu uzun entry kitap olur, işin havacılık boyutu bu entry'nin konusu.

    Jfk ve newark büyük uçaklara hizmet veriyor, bu havaalanlarında 4'er pist var. La guardia da 3 pist var.

    Havacılıkta çok ünlü bu havaalanlarının hava trafikçileri. Çok beyin, çok üstün insanlar bu hava trafikçiler. Ünleri, çok hızlı konuşmaları, ve makineli tüfek gibi emir yağdırmaları...

    Özellikle jfk hava trafikçileri dünyaca ünlü, zaten uçak kule konuşmalarının yayınlandığı websiteler var, bu sitelerin hastası olup radyo yerine bu kulelerin , newark da dahil, la guardia da bazen dahil, konuşmalarını dinleyen binlerce insan var.

    Eskiden sadece jfk çok stresliydi, artık newark da öyle. Çok kere çift uçak kaldırıp çift uçak indiriyolar.

    Yaklaşmalar, büyük problem. Büyük uçaklar, a380, a330, b777, b747, poposuna küçük uçak takamıyosun, küçük uçak "wake türbülansına" giriyo. Onları grup grup değişik sekanslar da indiriyolar...

    Bu kule görevlilerinin en nefret ettikleri şey, emir tekrar etmek!! Sana şöyle şöyle yap, dedi, direkt başka uçağa yönlenmesi lazım, zamanı yok adamın... sen "ben son cümleyi anlamadım!" Dersen, ya da "anlamış gibi yapıp " kulenin dediği işi yapmazsan, adamlar onu radarda görüyo, sana geri dönmek zorunda kalıyo, ve seni azarlayabiliyo, ki bunun çok örneği var internette...

    Dünyanın her yerinden uçak, traycon dan new york yaklaşmaya veriliyo..."dil problemin" olmayacak!! Çin uçakları problem, etiyopya, cezayur, mısır menşeili uçaklar problem, güney amerika uçakları eskiden büyük problemdi, artık o kadar diil.

    O yüzden new york'a uçacak pilotlar, önce cockpitte eğitmen pilotlarla birlikte, uçağı yönetmeden önce oturup o stresi yaşamayı öğreniyolar. Konuyu kavradıkları izlenimi oluştuktan sonra new york'a uçak indiribiliyosun.

    Bi de sana ne irtifa verilmişse, hangi açı verilmişse tam olarak o açıda o süratte, ve o irtifada uçacaksın...adam üstünden 200 altından 200m mesafeden uçak geçiriyo!!

    Pilot olarak gerçekten gözünü dört açmak zorundasın new york'a inerken. New york'ta bu işi bugüne kadar kazasız bi şekilde kotarmış olmalarının ne kadar büyük bir başarı olduğunu size anlatabilmem mümkün diil !!
    1 ...
  24. viyana paris hızlı tren hattı

    1.
  25. Avusturya'lıların savsaklaması yüzünden 2025'te hizmete giremeyecek hızlı tren hattı...

    Salzburg- münih hattı 7 yıldır falan hizmette, almanya'ya priblem olan kısım, münih stuttgart hattıydı , hatta münih - ulm kısmı zaren hizmetteydi, ulm -stuttgart hattıydı...

    Ulm- stuttgart hattı 2 hafta önce bitti !! Çok dağlık bi bölge olduğundan 7 ila 11 km arasında 3 tünel, biri 100m den yüksek 5 viyadük dikmeleri gerekmiş, viyadüklerden birinde ve de tünellerden birinde problem çıkmış, bu da, hattın bitimini bir yıl uzatmış.

    Açılış...almanların kafası açılışa ermez, bu bahsettiğim ulm - stgt hızlı demiryolu açılışı esnasında, tesadüfen ben ulm tren garında tren bekliyordum, bi kadın sesi anons yaptı " müjde...müjde !! bitimi yılan hikayesine dönen ulm - stgt hızlı tren hattı sonunda bitti !! 15 dk sonra 1. Perona gelecek olan i.c.e. 3yüzbilmemkaç, 341 di galiba, ulm'den stutggart garına yavaş tren hattına girmeden giden, ilk hızlı tren olacak, sayın yolcularımıza bundan dolayı 1.peronda şampanya servisi yapılacak!!" dedi, gar binasından 3 kapı açıldı, siyah mini etekli kızlar, ellerinde şampanya bardağı dolu tepsilerle, 1. Perona hücum ettiler...

    Açılış bu!!

    O an tren garında hazır bulunmayan kimse hattın açıldığını duymadı, o akşamki haberlere de çıkmadı.

    Almanya'nın ab seviyesinde fransa ve avusturya'dan bi ricası vardı, reddedildi...o rica, sap gibi paris strassburg, ya da viyana salzburg arası ray döşemeyin. Yavaş tren hatlarıyla aralarına, ara hat döşeyin, dedi...avusturya resmen, benim o zaman 350 km hızlı tren hattı yanına 15'er 20'şerden 250 km de yavaş tren hattı döşemem lazım, almanya, manyak mısın olm sen, benim o kadar ne param var, ne de trenim, hattı yaptım, yavaş trenle entegre olcak trenim de olması lazım, bi de bisürü istasyon inşa etmem lazım, çükü bulmuşsun bi de tuzlusunu istiyosun, gelemem ben o kadar icikcicik işlere!!, dedi !!...valla dedi, avusturya ulaştırma bakanı 3 kere falan almanya'ya geldi, bikaç kere bizimki viyana'ya gitti falan...

    Buna almanya'nın tepkisi, lan o zaman ben yapiim, senin bağlantı hatlarını, parayı ab'nin kasasına borçlan, ben o kaynaktan finanse ederim, dedi !! Buna da diğer ab devletleri karşı çıktılar, ispanyollar falan, benim vatandaşıma hiçbi yararı olmıycak bişeyi ben niye finanse ediyorum, dedi!!

    Çok uzun konudur bu. Buna almanya ulan göt, ben sana kaç bin km otoban yaptım, hala bana para ödüyosun, senin otobanlarının benim vatandaşıma ne faydası var, diye sordu haliyle...

    Ama avusturya'ya denilen şey, bi alman, salzburg'tan 170 km k batıda viyana'dan 100 km g doğu olur orası, o zaman o kişinin ya salzburg ta ya da viyana da tren'den inip 3 saat ve 4 aktarmayla o yere gitmesi, demek olur, adam madem 3 saat pinekliycem, kendi arabamla giderim,der...ne kıymeti kaldı o zaman hızlı trenin?, idi ...

    Yani salzburg ve viyana'ya gidebiliyosun hızlı trenle. Yani bebek "yarı ölü" doğdu!!

    Almanya, bütün yan hatlarını da bitirerek, iki hafta önce, salzburg(avusturya), straßburg (fransa), bahsi geçen macerayı sonlandırdı!

    Salzburg- münih arasında 9, münih -stuttgart arasında bildiğim kadarıyla 13, stuttgart -straßburg arasında da gene 9 yeni tren istasyonu inşa edildi, hızlı tren, belediye otobüsüne bile entegre edildi !! I.r.e (inter regio express) diye yeni bi tren icat edildi, hızlı tren 320 km sürat yapar, ire 200 km'yle hızlı tren hatlarında seyrediyor, e tabii aralara hızlı trene yol versin diye, cepler de inşa edildi...

    Böylece "hızlı tren" almanların avusturyalılara dedikleri gibi "sap" gibi bi hızlı tren olmadı, gerçekten "bi halta" yaradı...
    0 ...
  26. new york a giriş ücreti

    1.
  27. Abd'nin new york şehrinin trafik keşmekeşi malum, dünyaca ünlü! Araştırmalar bu trafiğin en az %15 20 'sinin şehre hergün dışardan gelen trafik yüzünden olduğunu saptadıktan sonra, new york plakalı olmayan araçlardan günde 15 dolar giriş ücreti almaya karar verdiler.

    Hiçbi işe yaramadı, halktan tepki gördüler, bizi soyuyosunuz diye, şimdi de kaldırmayı düşünüyorlar.

    Şehrin girişine devasa park yerleri kurup, o bölgeden geçen tren trafiğini uzun ve daha sık trenlerle sağlama yoluna gittiler. Iki adet böyle park yeri açıldı, devasa, ve bedava.. ama onda da farkettiler ki sabah 6'da gitmediğin sürece mesela normal mesai saati başlama zamanı saat 8 civarlarında boş park yeri bulamıyorsun!!...ama 3 böyle bedava şehirdışı park yeri daha yapacaklar.

    Her şehir kendine göre bişeyler yapıyor.
    1 ...
  28. norse atlantic airways

    1.
  29. Ucuz bir havayolu. Pegasus gibi. Yalnız bu şirket okyanus ötesine de uçuyo. Birçok avrupa ülkesinde sadece tek bir havaalanından tek bir havaalanına uçuyo.

    Mesela berlin'den new york'a uçuyo, 157 dolar'a ama dönüşüne 361 dolar istiyo!! Yanına bagaj alamıyosun sırt çantasıyla gidiyosun...toplam da 508 dolar ediyo... yani bugünkü kurla 470 euro !! Çok ucuz...

    Bize yaramıyo, çünkü bize berlin uzak, frankfurt'tan condor zaten 545 euro'ya normalde de uçuyo.

    Ama berlin de oturan biri için mükemmel.

    Baktım,şirketin türkiye 'den uçuşu yok!!

    Ama yeni bi şirket gelişir daha...
    2 ...
  30. 21 nisan 2024 almanya kar yağışı

    1.
  31. Bu pazar sabahı yaşanan...klasik uyarılar, tren metro kullanın, mecbur diilseniz arabaya binmeyin...hesapta ilkbahar gelcekti. Yanlışlıkla kış geldi!!
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2355576/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2355579/+
    3 ...
  32. 20 nisan führer in yaşgünü

    1.
  33. Adolf hitler'in yaşgünü bugün 20 nisan günüdür!!

    1936 yılından itibaren bu yaş günü 1945 yılına kadar kutlandı. Hitler gençliği hitlerjugend), bugüne hazırlandı her yıl. Her şehirde belirli yerlerde bira, domuz sosisi, yaş pasta ve kahve bedava dağıtıldı, alman ordusu wehrmacht, ve hitler gençliği resmi geçitler yaptı.

    Neonaziler 20 nisan da bugün bile führer yaşgününü kutlarlar...buna izin verilir, böylece verfassungsschutz, o yaşgünü partisine kim gidiyorsa onu "neo nazi" olarak mimler, punduna getirirse , ki genellikle getirir, hayatını kaydırır o şahsın...trafik çevirmesinde onun arabasını mutlaka durdururlar, en ufak hatasına ceza keserler, internette yazdıklarında trollük yapan varsa, büyük siren sesleri ve ışıklarla sabaha karşı 4'te gidip, komşularına rezil olsun diye, evinden karakola götürürler...uğraşırlar onlarla...

    Ama konser falan düzenliyolar...şarkı sözleri içinde " en güzel tablo, dövmeli türk'ün yüzülmüş derisidir" falan gibi ifadeler olan müzik grupları var, onlara bira şirketleri bira satıyo, naziler bittiği için artık maalesef(!!) bedava diil, biraz yoluyolar herifleri, sonra da evlerine gönderiyolar.

    Ama birden aklıma geldi, bugün 20 nisan...almanya'da ve sadece almanlara eskiden bugün önemli bir gündü.
    0 ...
  34. dünyanın en uzun iç hat uçuşu

    1.
  35. Paris'ten yeni kaledonya adalarının başkenti noumea'ya yapılan uçuştur. Direkt uçulamamaktadır, o yüzden hem iç hem de dış hat uçuşudur.

    Uçuş 30 ila 32 saat arasında sürmekte, ve en ucuz bilet de 1850 euro civarında olmaktadır.

    Yeni kaledonya, pasifik okyanusu ortasında bir adalar topluluğudur ve fransız toprağıdır, ana dili fransızcadır.

    Genellikle paris- dubai, dubai- singapur (emirates), singapur- noumea (aircalin) şeklinde uçulur. paris- londra, londra- singapur (british airways), singapur- noumea(aircalin) şeklinde uçulduğu da olur, 2. variant daha kısa ama daha pahalıdır.

    En pahalı variant paris - singapur( air france), singapur- noumea (aircalin) variantıdır.

    Bir fransız vatandaşı yanına pasaport almadan, kimlikle uçabilir, singapur'da, dubai'de ya da londra da havalimanı binasını terkedemez.

    Sadece singapur- noumea uçuşu 9 saatlik bir uçuştur!! (Kıyas olarak, frankfurt- new york jfk uçuşu 7 saat 50 dk'dır!!)

    Doğu'ya uçarken bu yolculuk 2 gün sürmekte paris- noumea) batıya uçarken ise 32 saat aynı günün 18 saati içinde gerçekleşmektedir !! (Noumea- paris)(aradaki büyük saat farkı yüzünden!!)

    Bu uçuş, hukuken senin istanbul - ankara, ya da izmir- trabzon uçman gibi bir iç hat uçuşudur, check in, içhat terminalinde yapılır. Yolcu, check in yaptıktan sonra, polis kontrolünde uçağa (emirates, british airways ya da diğerlerinde uçağa alınır).

    Dünya havacılığında, dünyanın en uzun uçuşlarından birinin bir iç hat uçuşu olması, güzel bir ayrıntıdır.
    2 ...
  36. bir şeyi kaybedip aylarca bulamamak

    1.
  37. Aslen , aylarca bulamamak ve sonra çok basit bir yerden çıkması, şeklinde olması gereken başlık.

    Bir fenomen konudur benim için ve hala bir açıklamam yok!!

    Başkalarının da başına geldi mi çok merak ediyorum.

    Ben arabanın anahtarını kaybettim öyle...

    2018 ya da 2019 da gene böyle soğuk bir haftasonu gününde bi arkadaşa gidicem, tlfonlaştık, şimdi çıkıyorum yarım saat içinde sendeyim, dedim, giyindim hazırlandım,anahtarı montun cebinde bırakıyodum o zamanlar, yok o cepte...başka olası yerlere baktım, yok bulamadım, bayaa yarım saat arandım, bulamadım anahtarı.

    Neyse, yedek anahtar var, arabayı tamirciye götürdüğünde falan tamirciye bırakıyorsun, o anahtarın yerini biliyorum, o anahtar arabanın bagajını açmıyo, bikaç bişey daha yapmıyo, çaresiz o anahtarı aldım.

    Tekrar tlfon ettim, ben gecikiceem, dedim, yedek anahtarla gittim arkadaşa.

    Ama bi yandan da düşünüyorum. Eve gelmişim, arabayı kilitlemişim, demek ki bizim park yerine kadar bendeymiş anahtar.

    Arkadaşa gittim, geldim, bu sefer çok bilindik bi yere yedek anahtarı koydum...onu da kaybedemem..

    Bütün gece anahtar aradım, bulamadım!!

    Arada böyle arıyorum, bulamıyorum, evde dip köşe temizlik yaptım bikaç kere, haftalardır açmadığım çekmeceleri dolap kapaklarını açtım, bisürü başka şeyler buldum, herşeyi yeniden yerleştirdim...

    Anahtarı bulamadım!!

    Yedek anahtarla yaşıyorum. Lastik falan patlasa, kriko yedek lastik falan bagajda...trafik çevirmesine takılsam, ilk yardım çantası da bagajda, polislere ben bagajı açamıyorum, anahtarı kaybettim desem herifler iyice işkillenecekler...

    Yetkili servise gidip anahtar istesem, güvenlik soruşturması var, bisürü form doldurtuyolar, ve gene 6 hafta dfalan sürüyo (muş), tlfon ettim çünkü ..tlfondaki kadın "siz n'apın yapın o anahtarı bulun!!" Dedi resmen...

    Yok ama bulamıyorum anahtarı...yıllardır giymediğim kılıkların ceplerine bile baktım...konu komşuya soruyorum, yolda eve yürürken düşürmüş olabilir miyim, diye, onlar da, biz n'apcaz senin anahtarı, bulsak, getirir sana veririz, diyolar haliyle...

    Böyle 3 aydan fazla zaman geçti...

    Bi akşam, hep oturup tv seyrettiğim bi koltuğum var, kitap raflarının hemen önünde duruyo, onda oturmuş tv seyrediyorum, bi yukardaki kitap rafının önünde cam bi kavanoz var, kalem, bozuk para falan atıyorum, bir an "gözüm o tarafa baktı!!"...

    Anahtar o kavanozun içinde duruyo !!

    Ama nasıl olur, ben o kavanozu, (her kavanozu!!) bikaç kere boşalttım, içindeki herşeyi tetkik ettim, sonra hepsini teker teker kavanozların içine koydum !!...diye hatırlıyorum...iki kere ordaki bütün cam kavanozları masaya boca edip ıçlerinde ne var tek tek baktım, çok net hatırlıyorum bunu...

    Böyle bişey nasıl olabildi, hala hiçbir açıklamam yok, sevgili sözlük...

    Bu da böyle garip ama gerçek bir anımdır!!
    0 ...
  38. trollük ve anket

    1.
  39. Sözlüğün, başlıkların, yazarların beslendiği iki branş...bunlar yasaklansa %90 sözlük yazarı çenesini kapatmak zorunda kalacak...

    Başka bi becerisi yok çünkü!!

    Bilgi yok ..yok!!

    Hergün bişeyler öğrendiğimiz sözlükten, hergün kendini tüketmiş başlıklar okuduğumuz sözlüğe dönüştük...

    Tespiti yapalım da...bu da burda dursun...sonra kimse pagan sen de bizim eski adamımızsın, sözlük batarken hiç sesini çıkarmadın, demesin!!

    Sesimi çok çıkardım... bak hala çıkarıyorum!! Geçirin kayda bu entry'i.
    1 ...
  40. türk havayolları tk 981

    1.
  41. Çok önemli bir uçak kazasıdır bu. Havacılığın nasıl bir "teamwork- orkestrasyon" olduğunu hepimize açık bir şekilde anlatır.

    Başka başlığa yazdığım şey aslında buraya ait olmalıydı!

    Kaza şöyle--->

    resmi olarak;

    paris'te kalkış hazırlıkları esnasında yer görevlisi fransız bagaj kapısını düzgün kapatamadığı için uçak kalktıktan , 7000 feet i geçtikten ve hava basıncı düştükten sonra, kapı "patlamış" kopmuş, koparken uçaktan parçalar da koparmış ve uçak düşmüştür!!

    uçaktaki 346 yolcudan kurtulan olmamıştır!!

    bu kazada pilotların hiçbir suçu yoktur!! ama ölen onlar olmuştur!!

    araştırmalar göstermiştir ki; (araştırmacılar hep böyle değerlendirirler)

    -) fransız yer görevlisi o gün 40'ın üzerinde bagaj kapısı kapatmıştır, uçağın düştüğü güne kadar orly de çalıştığı 11 12 yıl boyunca binlerce kapı kapatmış, ve o binlerce uçağa hiçbi şey olmamıştır!!

    bu uçağa neden böyle bişey olmuştur?

    suç unsuru 1:

    a) fransız görevli iş artık rutine bağladığı için yaptığı şeyin ne kadar önemli bi şey olduğunu unutmuş, olayı kanıksamıştır!! önemsememiştir!!

    suç unsuru 2 - peki uçak neden cockpit'te kapının kapandığını göstermiş, kırmızı olan ışık cockpitte yeşile dönmüştür?! kalkıştan önce pilotlar bunun check listesini uygulamış ve kapının kapandığına hükmetmişlerdir!! ( karakutu kayıtlarında var bu!!)

    kapının kapandığını ölçen bir sensör var, hatta 3 tane var, biri kilidi, diğeri kapının gövdeye tam oturup oturmadığını, öbürü kapının gövdeye tam oturduğunda uyguladığı basıncı kontrol ediyo, 3'ü birden yeşil olunca, cockpitte yeşil ışık yanıyo!!

    3 sensörün birden aynı anda arızaya geçmesi ne kadar inandırıcıdır ?!...

    araştırmalar göstermiştir ki, bu kazanın olduğu 1974 yılında da, bugün olduğu gibi, birçok şirket bu sensörlerden imal etmektedir thy bakım "ucuz" sensörler kullanmaktadır, kullanır, anasının ak sütü gibi helaldir, ama zamanı gelince bu ucuz sensörlerin değiştirilmesi gerekmektedir, thy bakım ünitelerinin 1974 yılında bunun raporlarını doğru olatak tutmadığı ortaya çıkmıştır...thy'ye bu kazadan dolayı mektup yazılmış daha düzgün çalışmaları istenmiştir.

    suç unsuru 3 --> uçak dc 10 !!... mcdouglas daha fazla yük alsın diye uçağın kapısını "dışarıya" doğru açılır, şekilde kurgulamıştır...kapı "içeriye" doğru açılırsa gövdeyle birlikte genleşeceginden,iyi kapatılmasa bile patlayıp uçmayacaktır. mcdonnels douglas a da kapıyı içeriye doğru açılır şekilde planlaması istenmiştir!!

    bunların hepsi kazadan sonra takip edilmiş, bu şekil bir kaza bir daha olmamıştır.

    Bu kaza mcdonneldouglas şirketinin uzun vadede batmasına sebep olmuştur, o bakimdan da oldukça önemlidir!!

    Uçak, pilot,cockpit, kule, bakım, yer hizmeti, fabrikasyon, hepsi birden mükemmel işliyorsa uçabilir !!... birinde bir hata olursa, o uçak düşer ve hepsi etkilenir!!
    1 ...
  42. xabi alonso nun almancası

    1.
  43. 2 yıldır almanya'da olduğunu bildiğim alonso'nun teknik direktörü olduğu bayer leverkusen' in şampiyonluğu dolayısıyla yaptığı teşekkür konuşmasında duyduğumuz almanca...

    Bizim 30 yıldır dönercilik yapan hüseyin dayıdan valla çok daha güzel almanca öğrenmiş...tanıdığım pek çok türkten daha iyi almanca öğrenmiş xabi alonso...vay be...demek istenince oluyomuş...
    1 ...
  44. bayer leverkusen in şampiyon olması

    6.
  45. Dünkü maçta bile werder bremen gibi hiç de küçümsenmeyecek bir takımı 5 0 yenmişler !!

    Bayern hegemonyası sıkmaya başlamıştı, çok güzel oldu böyle...buna bi tek bayern taraftarı üzüldü.
    0 ...
  46. otostopçu turistler

    1.
  47. 2015 ya da 16'da portekizden almanya'ya dönerken denk gelmiştim ben bunlara...

    O zaman ki kız arkadaşımla portekiz' den ispanya'ya girdik, salamanca'ya giderken, neydi o şehrin ismi, cuidad de rodrigo galiba, o şehirden sonra bi benzinci var...benim kız arkadaşın çişi geldi, durduk, dedim git işini hallet gel. Tam da parketmedim arabayı, uluorta durdum öyle...kız tuvalete gitti , ispanyol bi herif geldi, camı indir, diyo...25 26 yaşlarında bi tip...bana kırık bi ingilizceyle, dedi ki, la coruña dan madrid'e gidiyolarmış, kız arkadaşı da varmış, biz nereye gidiyomuşuz ...bizim araba alman plakalı ya, onu biliyo, bunlar uzun yol gidiyolardır, diye düşünüyo tabii...

    Dedim, biz madrid'e gitmiyoruz kardeşim, irun tarafına devam edicez, ordan fransa'ya gircez, madrid ters kalır bize... arkadan da kız arkadaşı geldi, kız 5 adım geride bekliyo, gördüm iki tane büyücek sırt çantaları var...diyo ki, valladolid'ten de madrid e yol ayrılıyo, bari bizi valladolid e at ...

    Valladolid den geçcez biz, onu biliyorum, içine girmiycez ama etrafından dolanıcaz...

    De valladolid dediği yer o durduğumuz yerden, 400 km falan bi mesafede...

    O arada benim kız arkadaşım da geldi, soran bakışlarla bindi, yanıma oturdu...sordum, n'apalım alalım mı bu lavukları...benimki
    de alalım yaa muhabbet olur dedi...

    Aldık. Teee valladolid e kadar beraber gittik.

    Şehre 8 9 km kala bi benzinci geldi, orda indirdik tipleri...öğleden sonra olmuştu... bizim irun da otelimiz vardı...

    Benim kız arkadaş bunların şimdi paraları da yoktur, para da verelim, dedi...valladolid'teki benzinci de lavuklara bi de 50 euro verdik...yoksa 20 euro mu verdik...bi para verdik işte...sonra devam ettik biz...

    Ama çok güzel muhabbet oldu arabada...radyoda calan ispanyolca şarkıları ingilizceye çevirdiler falan...bikaç kelime ispanyolca öğrettiler bize...güzel bir anı oldu.
    1 ...
  48. isviçre nin franc ın değerini düşürmeye çalışması

    1.
  49. Isviçre 'nin kendi para birimi franc'ın değerini düşürmeye çalışması...ama düşmüyo, yükseliş trendinde...

    Yaptıgı uluslararası anlaşmaları hep franc 0,80 0,85 euro civarındayken yapmış, girdiği ve kazandığı (Isviçre firması türkiye hariç hangi ülkede ihaleye girerse kazanır, çünkü her ülke isviçre firmasını isviçre'nin kendilerinden daha iyi kontrol edeceğini düşünürler- abd falan da dahildir buna)

    Herneyse, isviçre herşeyi kendi para birimiyle yapar...ihaleyi ya da yaptığı her ne işse o ülke, istediği para birimine çevirir.

    Mesela isviçre firması italya'da 200 mio euro'luk köprü ihalesi almış 2020 de, ihalenin imzalanma tarihinde bi franc 0,79 euro'ymuş...bu, ihaleye not düşülmüş. Yani ihale imzalanma gününde isviçre firması için alacağı para, 254 mio franc...Köprünün bittiği tarih 2022'de franc 1,27 euro !!ihale imzalanma gününde ihale değeri isviçre için 253 mio franc, italya için 200 mio, bitişinde italya için 255 mio euro, isviçre için 157 mio franc olmuş!!...

    Isviçre ab üyesi diil, ab'nin kurallarına pek de güzel, sen o reglementation'larını ebenin nur yüzüne göster sevgili ab!!, diyebiliyo...

    Isviçre firması italyanlara, sen 254 mio franc'a imza attın, bana 254 mio franc vereceksin, diyo, haliyle...bu da 322,5 mio euro yapıyo!!... italyan firması da ağlaya zırlaya italyan devletine gidiyo, bana 122,5 mio euro koltuk çıkman lazım yoksa üçün birini alıcam, galiba, diyo!!

    Bu sadece bir örnek...çok var böyle konu.

    O yüzden isviçre uzun vadede bunun kendisine zarar vereceğini, pazardaki payını küçülteceğini hesapladı ve var gücüyle franc'ı düşürmeye çalıştı...

    Ama bildiğim kadarıyla hala franc euro'dan değerli.

    Yani, paranın değersiz olması bir problem olduğu gibi, çok değerli olması da bir problem.
    2 ...
  50. israil le ticarete gelen kısıtlama

    1.
  51. Kesinlikle yapılmayan, reyizimiz efendimizin deyimiyle, yapıldığını söyleyenin şerefsiz olduğu, israil'le yapılan ticarette 54 ürüne getirilen "kısıtlama"dır....

    Bu ürünler arasında "jet yakıtı" da mevcuttur !!

    Türk dış politikası da çok kişilikli, pek bi dürüst, pek bi kabul edilebilir bir dış politikadır...aksini iddia edene bayrak direği girsindir!! Siz nasıl türksünüzdür...

    Bu kısıtlamayı neye binaen getirdikleri de meçhuldür. Dinsiz imansız, poposundan doğru bayrak direği çıkan çevrelere göre, adının baş harfi vladimir olan biri, buğday ve doğalgaz parası, tehdidi yapmış olduğu için getirilmiştir bu kısıtlama.

    Ne kadarken ne kadara kısıtlandığı da belli diildir...reyiz kısıtladık dediyse kısıtlamıştır.

    Koskoca reyiz yalan mı söyleyecektir?!...
    0 ...
  52. baltimore açıklarında bekleyen 48 gemi

    1.
  53. Süper bişey. Gemiler limana giremiyosa limanı gemilere götürürüz şeklinde tam amerikanvari çözümler üretiyolar, insan gülse mi ağlasa mı, bilemiyo.

    Container gemilerinin üzerine portatif vinç takıp büyük gemiden 80 90 container taşıyabilen nehir gemilerine containerları gemiden gemiye yükleyelim, fikri var...çünkü nehir gemilerinin debisi düşük, onlar köprünün yıkılmamış kısmının altından karaya oturmadan geçebiliyo(muş)...

    Ama denizdeki gemilerden 13bin container yüklü olanları varmış, o gemiyi boşaltabilmek için nehir gemisinin 130 tur (!) atması gerekiyo, şeklinde ufak bir problem var ;;))

    Başka limana yönlendirme durumu da büyük keşmekeş, çünkü başka limanların başka programları var, o limanlarda da büyük gecikmeler olursa amerika'nın bir kısmı "hammadde" krizine girecekmiş.

    Bazı gemileri, yolu 11 bin km uzatıp, panama kanalından geçirip, los angeles'a yönlendirmeyi bile tartışıyolar...

    Baltimore, dünyanın en meşgul 10 limanından biriymiş!!

    Bi de limanda demirli 12'si çok büyük 21 gemi varmış...o gemilerin ne halt yiyeceğini kimse bilmiyo...limanı tekrar eskisi gibi trafiğe açmalarının en az 2 yıl (!!) süreceğini öngörüyo herifler (baltimore köprüsü 1977 yılında açılmış ve yapılması 5 yıl sürmüş!!)...

    Demek ki dünyanın "süper gücü " de o kadar süper diilmiş, ve gücünün bir sınırı varmış.
    1 ...
  54. rte nin mehmet şimşek korkusu

    1.
  55. Aslında yenilginin sebebi olduğunu düşündüğü şimşek' e bunu hiçbir zaman dillendiremeyeceği gerçeği. Çünkü onu kovamaz, onunla kavga edemez, bunu yapamaz.

    Yaparsa piyasalar altüst olur, dunyanın erdoğan'la olan köprüsü mehmet şimşek.

    Ve işi mehmet şimşek'e kadar getiren de kendisi!!

    Faiz sebep enflasyon sonuç zırvası kendi ağzından çıktı, resmen söylemedi ama tükürdüğü o lafı çoktan yaladı, reel faiz türkiye tarihinin en üst seviyesine, %50' ye yükseldi...

    Şu an itibarıyla rte "en faizci başkan " olarak anılacağını biliyo...

    Ama başka çaresi yok, çünkü parası yok...

    "Dipsiz kuyu" lafında itiraf etti bunu zaten...

    Şimdi de onun etkisini gördü. Ama mehmet şimşek'i fırçalayamayacak. Kariyeri bitse bile.

    Ben ekonomistim, diyerek kendi ipini çektiğini artık biliyo.
    0 ...
  56. 17 bakan ne olacak

    1.
  57. 100 euroluk soru ..

    Işi gücü bırakıp murat kurum için miting yaptılardı. E murat kurum büyük farkla kaybetti, n'olcak şimdi? Onlar o koltuklarda oturmaya devam mı edecekler?...istifa etmiycekler mi?!..

    Ama biz söyledik, twitter da falan dm'den akgötlerden küfür yedik... ama haklıydık, bakan "parti" nin diil ki, "devlet"in bakanı...devlet partinin çok üstünde bişey...

    Içişleri bakanı parti diil ülke genelinde seçim güvenliğinden sorumlu kişi...o şahıs murat kurum mitinginde çıkıp, "sen seçimi zaten kaybettin haberin yok!" derse, bu ne anlama gelir?!..."ben allem edip kallem edip murat kurum'a seçimi kazandıracaam!" anlamı almaz mı bu söz?!...

    Seçim güvenliği benim işim ama ben bunu partim lehine hiçe sayacağım, görevimi yapmayacaam!" diyo yani...

    Bi bakanın sadece böyle bi sözden dolayı istifa etmesi gerekmez mi?!

    Kaldı ki, açıktan destekledikleri aday fark yedi!! Böylece onlar da fark yemiş oldular...

    Madem devletin diil partinin bakanlarıymışlar, e parti kaybetti, artık hepsi de istifa etmeli!!.
    3 ...
  58. seçim güvenliği safsatası

    1.
  59. Di mi, adalet bakanı istanbul'daki miting de " sen seçimi zaten kaybettin farkında diilsin!!" Dedi!! Yani "biz hileyi zaten yaptık, sen seçimi kazanamayacaksın!!" diyo yani !!

    Ondan sonra da neymiş, içki satılmayacakmış, şu olmayacakmış bu olmayacakmış...hikaye o.

    Seçim güvenliğinden sorumlu içişleri bakanı da miting de imamoğlu için " rahatsız ediyormuşuz, rahatsız etmeye devam edeceğiz!!" dedi !!

    Böyle bi şeyi bi içişleri bakanı boşuna söyler mi?

    Biz tezgahı kurduk, diyo yani ;;))

    Türkiye gibi gelişmemiş 3.dünya ülkelerinde seçimler göstermeliktir !! Bu seçimin sonucu da belli!!

    Içişleri bakanı bunu kendi ağzıyla söylüyo hem de!!
    2 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük