1924 yılında robert wiene yönetmenliğinde çekilmiş bir sessiz film. maurice renard'ın les mains d'orlac* romanından uyarlanır. 1960'ta tekrar çekilmiştir. özgün ve sürükleyici bir gerilim filmidir.
1891-1976 yillari arasinda yasamis, almanya dogumlu donemin en unlu sessiz sinema aktorlerindendir.
En bilindik rolu metropolis'te zengin adamin oglunu alip eve getirme gorevi verilen detektif roludur.
Warning shadows filminde de ikonik saclariyla boy gosterir, ki oyle boyle bir boy degil. Uzundur, karizmatik bir surati vardir, kotu adam rollerine yakisir.
Georg keiser'in ayni adli oyunundan uyarlanan, 1920 yapimi alman sessiz filmdir. Alman disavurumculugun carpik arka planini ve golgelerini yansitir. Karakterlerin ve nesnelerin uzerine beyazla cizilen isik vurgulari sayesinde kimi sahnelerde cizgi film izliyor hissine kapilirsiniz. Dekor tamamen studyoda yapilmis olup otantik mekanlar soz konusu degildir. Sonunda ahlaki mesaj barindirir.
Vitrinde canlanan mankenler hatirda kalir sahnelerinden biridir.
Mayhos bir likor icmek istedigimi soylemem uzerine onerilen likordur. Bence mayhostan cok tatli bir hissi vardir, guzeldir. Tatli sevenlere tavsiye edilir.
Filmatine.blogspot.com adresinde ikamet eden, az kisinin bilmesine ve sosyal medyada reklamina hic raslamamiza cok sasirdigim kaliteli sinema yorum blogu. Sahibi osman danacı tam bir sinema ve album tutkunu ve bu isi belli ki poluler olma arzusuyla degil, bilgi ve birikimini yaziya dokme ihtiyaciyla yapiyor. Takip etmezseniz cok sey kaybedersiniz diyebilecegim sahane bir blog.
Ayrica ayni yazarin albumatine.blogspot.com isimli album yorum sitesi de muzikseverlere tavsiyedir.
Buyuk l (luleburgaz) harfi seklindeki salonlardir. Salondan kucuk bir balkona cikildigi icin odanin tercihen sag ust tarafi koselidir. Ve genellikle 2 duvarda pencere bulunur. Bu da dekorasyonu zorlastiran bir ozelliktir. Genel turk evlerinde bulunan bufe ve tv'yi dayamak icin 2 duvara ihtiyac duyuldugundan kisitlayici bir oda seklidir bu. Keske artik muteahhitler bu tip salonlar yapmasadir.
Amerikali youtuberlar arasinda cok populer bir topik. Kisaca haftalik yemegi ogunler halinde bir gunde hazirlamak anlamina geliyor. Bir gunde butun etleri sebzeleri pisirip ara ogunleri paketleyip saklama kaplarina bolerek o haftanin yemek derdinden kurtuluyorsunuz.
Hem yedigini ictigini kontrol etmesi gereken, hem de surekli yemek pisirmeye vakit bulamadigi icin pratik cozumlere yonelen kisiler icin son derece makul bir yontem.
Gipta ettigim ve dahil olmadigim insan turudur. Keske her seyahat ve her tasinma bunyede bir kaos yaratmasa, hedefler ve rutinler benzer sekilde devam ettirilebilse, kafalar karismasa.
http://Www.kitaptanfilme.com adresinden yayin yapan bir uyarlama inceleme sitesi. Edebiyat-sinema uyarlamalari ile ilgili yorumlar, incelemeler yayinliyorlar. Henuz fazla takipcileri yok, yeni yeni buyutuyorlar. Edebiyat ve sinemaseverler icin doyurucu yorumlar var. Iceriklerini buyutmeleri dilegiyle.
2. dünya savaşı ardından almanya'yı bir çocuğun hikayesinden yola çıkarak gösteren 1948 yapımı roberto rosselini filmi. savaşın ardından ortaya çıkan italyan yeni gerçekçiliği akımının özelliklerini taşıyor.
küçük edmundo, savaş sonrası utancından saklanan eski asker karl heinz ve babasının ve kardeşlerinin bakımını üstlenerek yavaştan fahişeliğe doğru zorlanan eva adlı üç kardeşin hikayesini izliyoruz. savaşın ardından evleri yerle bir olduktan ve birikimleri battıktan sonra iskan müdürlüğünün onları yerleştirdiği bir başka alman vatandaşının evinde sığınmacı gibi yaşıyorlar. hasta babaları yüzünden sürekli azar işitiyorlar. karl heinz'ın insan içine çıkamaması, eva'nın ise fazla iş imkanı olmaması nedeniyle aileye para getirme sorumluluğumu edmund üzerine alıyor ve oradan oraya sürüklenmeye başlıyor. bir gün eski tarih öğretmeniyle karşılaşıyor ve onun tarafından bir grup nazi yandaşının arasında pis işler yapmaya çekiliyor. pedofili özellikleri gösteren bu adam, ona hayatının akışını değiştirecek olan şeyler yaptırıyor.
aklımdan uzun süre çıkmayacak bir son sahnesi vardı.
savaş sonrası yıkık dökük bir şehirde yaşama tutunmaya çalışmak öyle güzel işlenmiş ki.
--spoiler--
jules, internetten satış yapan bir firmanın kurucusu ve yöneticisidir. her şeyle, tam anlamıyla her şeyle kendisi ilgilenmeyi sevmektedir. interaktif bir firma olduğu için, değişiklik olsun diye yaşlı kişileri stajyer olarak alma fikri atılır ortaya. derken bu fikir jules'un itirazlarına rağmen hayata geçer. firmanın kullandığı binanın eski sahibi olan telefon rehberi şirketinde yıllarca çalışıp emekli olan ben bir video çekerek işi kapar. ve olaylar gelişir.
--spoiler--
izleyiniz efenim. robert de niro'ya babacan roller ne kadar da yakışıyor, görünüz.
umberto d. filminin ana karakteridir. borçları olan emekli bir adamdır. saygınlığını yitirmektedir. hayatta onu seven köpeğinden ve onu önemseyen hizmetçi kızdan başka kimsesi yoktur.
karakteri canlandıran oyuncunun adı carlo battisti olup aslında bir oyuncu değil, üniversite profesörüdür. *
özgecan tecavüz edilmiş, öldürülmüş ve yakılmış masum bir kadındır. sizce birine tecavüz etmek, öldürmek ve yakmak başlı başına canilik değil mi? bu yeterince büyük bir suç değil mi? niye özgecan'ın tecavüze direnmesi detayını önemsiyoruz? diyelim ki bu suçun kurbanı açık giyinen ve bakire olmayan bir kız olsun. o zaman tecavüzcü katillerin sırtını mı sıvazlayacaksınız? aferin, iyi yapmışsın mı diyeceksiniz?
özgecan ve diğerleri namusunu korumak için ölmedi, bazı şerefsizler onun bedeni üzerinde kendilerini hak sahibi saydıkları için öldürüldü. bu durumda özgecan'ın kim olduğundan, ne yaptığından, nasıl giyindiğinden size ne!
şirketlerin kendi belirledikleri dağıtım kanalları listesinde yer almaksızın dağıtım yapan ve şirketle herhangi bir ilişkisi olmayan satıcıların oluşturduğu pazara verilen addır. paralel ithalat olarak da bilinir.
sivil toplum örgütleriyle gönüllü çevirmenleri buluşturan, kar amacı gütmeyen bir platformdur.
http://trommons.org/ adresinden ulaşabilir, mail adresinizla kayıt yaptırabilirsiniz. ilgilendiğiniz dilleri girdiğinizde size uygun projelerin listesi çıkacaktır, almak istediğiniz dosyayı claim edersiniz. deadline'a ulaşmadan bitirip yüklersiniz. daha sonra referans da veriyorlar sanırım.
yapmak isterim ama becerebilir miyim diyenler (konu hakkında kör cahil değillerse), translation aşamasını seçebilirler. yaptığınız çevirinin proofreading aşamasını da bilen biri üstlenir olup biter.
segmentler arası geçişin tek tıkla getçekleştiği, bu nedenle arayüzünü kullanışlı bulduğum cat tool'dur. yine glossary'den gelen terimlerin üzerinin vurgulu olması bir başka kullanışlı özelliğidir. spellcheck özelliği biraz amelelik gerektirir. kendi içinde bir qa özelliği (transcheck) barındırması da ayrıca takdirimi kazanmıştır.
al karakterini işleyişini aşırı abartılı buldum nedense. yavşaklık eşiğinin o kadar da yükselebileceğine ihtimal vermiyorum. sanki biraz "yaptı ama niye yaptı bir sor" havası var, o adamın yavşak olduğunu kanıtlamak istercesine yazılmış gibi.