tarçın kokusu üstünden uzun süre çıkmayan, üzerine değişik şekiller verilebilen kolye. saçmasapan doğal taş safsataları, çelikten bozma gümüş ya da 2 günde bir takısı düşen ipli kolyelerden daha güzel ve doğaldır kanımca.
Technology has now created the possibility and even likelihood of a global culture. The Internet, fax machines, satellites and cable Tv are sweeping away cultural boundaries. Therefore the development of technology creates “the image of the globe as a single place” For exemple, Global entertainment companies shape the perceptions and dreams of ordinary citizens, wherever they live. As Tomlinson’s suggests, globalizations might dispose us “towards an ongoing dialogue within both ourselves and with distanced cultural others”.
The current digital technology has caused many changes in all areas of television. Television has the greatest influence on the general public. Television, which has an enormous influence on the audience, bears a great responsability for the education of people espically for the younger generation. Television should be used to bring people closer to human values and culture. In the rush for ratings, cultural and educational television broadcast are totally ignored and this is the danger, which could be expanded by the televisual globalization. Conclusively, as the risk has become a certainity, we must note that the danger of the televisual globalizaton is not only the uniformization of culture, as stated by the researches, but also the total obliteration of culture. The televisiual globalization, as the social theorists argue, may lead to loss of identity, uniformity of taste and cultural values
çok garip değil mi? adem-havva-yasaklı meyve zırvasını siktir edelim bi anlığına. insanın en büyük icadı yalan değil mi abiler ablalar? yalan söylemek. tarihteki bütün icatlar gibi yalan da zorunluluktan mı bulundu acaba?
mesela o an yalan söylemese biri adem-i beşer arkadaşları tarafından katledilecek miydi? bunu varsayarsak o kişinin birilerinden bir şey gizlemiş olduğu sonucu ortaya çıkıyor. insanlar birbirlerinden bir şeyler gizlemeye nasıl başladı? neden başladı? doğru söylemenin kudretini biliyor muydu ilk yalan söyleyen? bilse söyler miydi? o söylemese de başka bir zamanda başka bir vücudun dudaklarında atılır mıydı yalanın ilk tohumu? acaba ilk yalan söyleyen yalnız başına kalınca yaptığını düşünüp anlamlandırmaya çalıştı mı? üzüldü mü? utandı mı? yoksa birilerini kandırmanın zafer sarhoşluğunda tadı hoş mu geldi yalanın?
oğlum hiç mi gülmez lan fakirin yüzü? ne zaman şöyle mutluluğu karşıma oturtup gülmeye heveslensem kapıdan bir şanssızlık girip durun siz kardeşsiniz diyor. sonra da üvey kardeşi mutsuzlukla everiyorlar beni. böyle bir girizgahla sanırım psikolojik durumumu özetlemişimdir.
saat 11:00 , suratıma bok atsanız yapışmaz ifademle uyandım, kahvaltımı hazırlıyorum. sevgilim benden önce uyanmış. bugün çok güzel olacak diye mesaj atmış günaydınının yanına. suratıma bir şeyler yapıştığını hissederek kahvaltıma devam ediyorum böylece. bugün ilk kez sevgilimle kalacağım. heyecanlıyım. belki sevişirim donu atleti çorabı ne varsa hazır. genelde evde tek başıma volta atarken neden bu kadar fakiriz diye düşünürüm. bugün hiçbir şey düşünmüyorum. o'ndan başka. "seks yapma" fikri için henüz erken diye düşünüyorum. kol kola uyuma, sevişme. her şey için bir en uygun vakti vardır der babam. uygun vaktin salt seks değil, masum bir sevişme ve kol kola uyuma olduğunu düşünüyorum. belki saatlerce de sohbet. işt.. noluyoruz lan bir dakika. romantikliğin sırası değil. saat de 2 olmuş zaten duşa girmem gerek. oğlum bir insan duşta ne kadar uzun kalabilir lan? hani o suda fazla kalınca buruşan parmaklar var ya. yarım saate geçer sonra. onun bir sonraki evresi varmış. bütün gün buruşuk kaldı parmağım, o kadar diyim size. o kadar kalmışım duşta. vay anasını. parfüm en kilit noktaya sürülür böyle buluşmalardan önce. hemen aklınıza yanlış şeyler gelmesin. kulağın 2 parmak altı idealdir. hem koku daha çabuk yayılır hem de bilirsiniz, boyun önemli bir basamaktır sevişme sırasında atlanan level'larda. o kadar pozitif bir gündeyim ki yemin ederim hamilelik testi yapsam pozitif çıkacak. evden çıktım, her gün bakışlarımızla küfürleştiğimiz bekçiye selam verdim. kaldırımda bitmekte olan çiçeği sevdim, pasomu çıkartırken fotoğraftaki evrimleşmemiş ben'i gülerek süzdüm. herşey pozitif. bu arada uzun yola gidiyorum. yani şöyle tarif edeyim. cem yılmaz'ın pendik metrobüs espri hattına yakın bir yol seyrim var. cem yılmaz demişken. o'na da dönecez. onunla buluşmadık bu arada. hehe. eh... öyle bir sarılışım var ki o an kızı kollarımın arasında yokedebilirdim. hatta etrafımızdan geçen bazı insanlar bunu bir sihirbazlık gösterisi sanıp beni ayakta alkışladılar. sahneye gül atan mı dersiniz, gaza gelip fötr şapkasını fırlatan mı dersiniz. neyse. arkadaşının evindeyiz. melis, merve ve ben. isimleri güzel uydurdum. melis benim sevgilimin adı olsun. her şey iyi hoş giderken merve'nin telefonu çalar. arayan abisi.
" size geliyoruz yoldayız" (karısıyla). vay ananın amına koyayım. o sırada ağzımdan kaçırmışım merve'yle aynı anadan çıktıklarını unutarak. oğlum ben ne yapacağım? apartmana giriş çıkış zaten sıkıntı. yanda ev sahibesi merve'nin yengeleri oturuyor bale yapa yapa çıktık yukarı. insen sıkıntı. ulan tutturdular dolaba gir. aklıma cem yılmaz'ın replikleri geliyor.
"napıyorsun lan burada?"
"böylesini gördün mü abi?"(göt abiye çevrilir)
"napıyorsun lan burada?"
"bugün git yarın gel kapalıyız."
vay anasını. duşa gir teklifini hatırlıyorum bir de. ulan adam sıçmaya girse ne yapacağım? düşünsenize adam patır patır döküyor klozete, ben yarı saydam yani dışarıdan içi görülebilen, girilmem istenen duşakabinden çıkıp alkışlayayım mı?
+hepsi yüzde yüz isabetle abi helal olsun. bi jordan bi sen. bravo valla.
ulan ev bir de en üst katta asansör yok. kimseyle karşılaşmayayım diye dua ede ede evden çıktık tabi. aklın yolu bir. yada öyle mi dersiniz? geziyorum ismini vermeyeceğim lanet semtin sokaklarında. ulan bir avm'Ye girdim içinde 5 kişi var. alt katta tahta masalarla dövüşen bir amele. saat 9. ne sikim semt lan bu? hani ben de kedilerin insan görünce kaçmadığı zengin semtinden gelmiyorum da. böyle avm mi olur arkadaş? neyse. ben yaklaşık 2 saat dışarıda dolaştım. pezeveng abi gidene kadar. eve kardan adam olarak girmişim, kızlar gözümdeki zeytini çıkartınca farkettim. havucu da o sırada sinirden götüme soktum. neyse. anası sikilmiş günümün zaten. yatmaya gittik kızla. ulan kocaman evde ütü odasına mı yatırır insan misafirlerini ? kendimi uçurumdan aşşağı uçmadan önce kameraya bakıp eşşeğe dönüşen çizgi film karakterleri kadar ezik hissettim. moralim o kadar bozuk ki, lanet gün bitsin istiyorum sadece. yatakta 2 saat muhabbet ettik. aksiyon tabii ki olmadı. oğlum hani romantik adamız zaten aksiyon filmi çok sevmiyoruz da, insan o 2 saatin hatrını da beklemiyor değil. gece 2'de uyandım. daha da uyuyamadım. bütün gece karın gurultum ile sohbet ettim. bir insan sevgilisiyle aynı yataktayken bütün gece okuldan arkadaşlarıyla whatsapp'tan konuşur mu lan? napıyorsun mehmet maç izliyorum abi. napıyosun hüseyin film izliyorum abi. napıyorsun hasan kızlarla konusuyorum abi. napıyorsun ben sevgilimle yatıyoruz. desem de inanmazlar. kim inanır lan? size sabahtan bir sekans sunuyorum.
kız uyanmış, sağına soluna bakıyor ben sandalyede dünden kalan böreği yiyip günaydın diyorum. ulan ben ne zaman o ütü odasının yerlisi oldum? hayatımda bana bu kadar tiksinçle bakan bir insan görmemiştim. hak vermiyor da değilim. bütün gece yanında karnı guruldayan arkadaşlarıyla konuşan bir herif, sabah kalkıyosun gözünün içine baka baka börek yiyor. o günün öğleninde lafı ayrılalıma getirdi.
Tabii ki muz cumhuriyet'inde gerçekleşebilecek olay.. bunlar nasıl eğitimci lan? tüccar mı demeliydik yoksa.
--spoiler--
Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga, haziran ayında yapılacak genel seçimlerde milletvekili adayı olmak için görevinden istifa etti.
Akademi dünyasında haziran ayında yapılan milletvekilliği aday adaylığı için art arda istifalar yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde 4 üniversite rektörü ve 1 rektör yardımcısı, milletvekilliği aday adaylığı için görevlerini bıraktıklarını açıklamıştı. Bir istifa haberi de dün Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolgadan geldi. istifa eden Tolganın Ak Partiden aday olacağı iddia ediliyor.
--spoiler--
Psikolog eşliğinde ifade veren küçük kız, internette Facebook'ta tanıştığı kişinin önce kendisine hediyeler aldığını, daha sonra tecavüz ettiğini anlattı. Küçük kız ardından başka kişilerin de tecavüzüne uğradığını söyledi.
istanbul Çocuk Şube müdürlüğü ekipleri bir yandan kızın bilgisayarı ile sosyal meduya hesaplarını mercek altına alırken diğer yandan da zanlıları yakalamak üzere özel bir ekip kurdu. Ekip, küçük kıza tecavüz eden 8 kişinin kimliklerini kısa sürede belirledi. Eşzamanlı operasyonla yaşları 17 ile 50 arasında değişen 6 tecavüz şüphelisi, ruhsatsız 2 tabanca ile yakalandı. Kimlikleri belirlenen 2 kişi ise kaçmayı başardı.
Yakalananların sosyal medya hesaplarında yapılan inceleme sonucu zanlıların 14 ile 16 yaşlarında iki kız çocuğuna daha, benzer yöntemlerle tecavüz ettiklerini belirlendi.
Hamile kalan kız tarafından teşhis edilen 6 zanlı tutuklandı. ( Nihat Uludağ/ Habertürk)
bir gün iş başvurusu kağıdı doldururken en belirgin özelliğiniz kısmına yanlış zamanda yanlış yerde olmak yazacağım. resozluk yazarı olursam şanssızlık başlığının görseline kendimi ekleyeceğim. bahtsız bedevi rollerinin her türlüsüne talibim...
sen ömrü hayatın boyunca esmer kız düşmanı ol. hiçbiri hoşuna gitmesin. ortamcı kızlara önyargılı yaklaş. cahil kızları çinlerin türkmenleri ötekileştirdiği gibi ötekileştir.(siyasi gönderme yapmasam olmazdı) sonra tüm bu lanet özelliklerin üzerinde toplandığı kıza aşık ol. hem de arkadaşına yapmaya çalışırken.. yukarıda bizimle eğlenen biri olduğu kesin. insan bazen sadece düşünceleriyle zehirler kendini derler. bazen düşünmemek düşünmekten iyidir. her ikilemi sophie'nin seçimine döndürmeye gerek yok. ben aradan çekileceğim sözlük. ama öyle güzel gülüyor ki.. keşke gülmese. öyle masum bakışlar.. keşke bakmasa. siz hiç yatmadan önce kurduğunuz hayale uyanır uyanmaz devam ettiniz mi? Aynaya baktığınızda kendinizi değil de başkasını gördüğünüz oldu mu? Bir gülüş içinizi ne kadar ısıtabilir ki? Belki kül olup yakar..
tanım: post modern yeşilçam filmlerine konu olacak saçma şey..
elzem olan hede. bilecik gibi aslında var olup olmadığı atlantik gibi yıllardır tartışılan bir şehrin gelişip ben buradayım demesi için biraz body yapması gerekiyor. bunun için de protein tozu biçilmiş kaftan.
bu sahnelerin yaratıcısı alfred hitchock\'tır. en ünlüsü de tabii ki (bkz: psycho) filminin duş sahnesidir. günlük hayatta duş, insanın en savunmasız olduğu yerlerdir. çıplaksınızdır, suyun altında edilgensinizdir. işte başta hitchock olmak üzere bazı yönetmenler bundan filmlerinde faydalanmıştır. çekilmesi tahmin edilenden çok daha zordur.
insanı motive eden eylem.
nasıl başlıyor şarkı, " first i was afraid " heh , bu kuyruğu gördüğünüz ana denk geliyor.
sonra "i was petrified" ama zamanla alışıyorsun. böyle böyle gider. iniş anınızı şarkının sonuna denk getirirseniz alkışları bile duyabilirsinz.
Cem yılmazın sabahtan beri attığı saçma sapan twitlerden anladığım kadarıyla gerçekleşmiş olan. 7 milyon takipçisi var, her birine trip atıyor lan, ünlü adamın tribi bile bi acayip oluyor.
