dünya çapında üretilen servetin %80'ine dünya nüfusunun %12'sinin sahip olduğu bir zamanda, en basit anlamıyla toplum çıkarlarını kişisel çıkarlardan üstün tutmak olan sosyalizmin dünya genelinde bir iktidar yoksunluğu yaşamasının temelini olusturan meselelerdir. güney amerika ülkelerinden bolivya, venezüella, brezilya gibi işci, yerli ve asker kökenli devlet başkanlarıyla sosyalizm arayısları ve meseleleri bu ülkelerin coğrafi, sosyolojik, ekomomik sebepleriyle ilişkili olarak açıklamak mümkün olabilir. küba ise başlıbasına ayrı bir konudur.
özellikle türkiye'de güçlü bir "sol" olusumun bulunmayısı ve kendisini "sol" olarak ifade eden partilerin bilinen anlamıyla ne kadar "sol" olduğu gibi sorunsallar tasıyan ve sürekli ısıtılıp toplum önünde dillendirilen "solda ittifak" cabalarının sonucsuz kaldığı, kendisini "sol" olarak lanse eden partilerin kemalizm, milliyetcilik, ab, kürt meselesi ve din gibi kavramlarda çok farklı tanımlamalara gitmesi, sosyalizmi asıl sahiplenecek olan alt ve orta gelir gruplarının "sol" partilere pek itibar göstermemesi sosyalizmin türkiye'de ki en azından "partiler bazında" güncel meseleleridir. ayrıca (bkz: turkiye de sosyalizmin terorizm ile anilmasi) gibi ilginc bir durumda mevcuttur.
bir üzüm çeşitidir. bu üzümlerden yapılan şaraplar nefis olur. tekelin gamay üzümlerinden yaptığı şarap fena değildir ayrıca fiyatıda uygundur. fiyatı an itibari ile yerine göre 10-12 ytl arası değişen bağcı gamay ise içimi kolay ve zevklidir.
şarabın tadını daha iyi alabilmek için olmazsa olmazdır müzik *. dinlenilecek müzik kişinin zevkine ve kişinin o an ki ruh haline göre değişir tabi... kesinlikle arabesk, pop dinlenilmemelidir. kafayı iyice bulunca tassavvuf müziği iyi gider. jazz da tavsiye edilir.
2,3 lt lerinin bulunduğu cam şiselerde * satılan bir şaraptır. alkol oranı %12 dir ve biraz açık renklidir fazla kafa yapmaz ama içtikce içesiniz gelir ertesi gün kafanızda fillerin çiftleştiğini hissedebilirsiniz.
engereğin dişlerine işledim,
ağu dişlerine
oluklu, çentik...
ve vurgun,
gözleri bir çift cehennem
burnuna kan tütmüş
pars bıyığına...
dağın pulat yüreğine işledim,
şimşeğin masmavi usturasına
sevdanı usul-usul
sevdanı mısra-mısra
lo ben seni hapislerde sevmişim,
ben seni sürgünlerde.
yurdum benim şahdamarım...
yücende buzul
ve kar,
maviş dağ tavşanları
gün vuranda alaran
zemheri yılanları
ve yakut bir hışımla
öyle çakılan
sonsuzluğun yakışığı kartallar.
....................
....................
başım gözüm üstünesin
suskum, avazım üstüne...
adından başka silah
yazgından başka günah
daha yazmamış
hiçbir gizli dosyada
hiçbir açık kitapta.
....................
....................
kaçgunda, kaçakta
can havlindesin...
ve çocuk ölüleri
parçalanmışlar
daha süt kokuyorlar
ve anne ölüleri
incecikten, gencecikten
açık hepsinin gözleri.
halkım benim
askıda çığ...
ahmed arif
şiir, refik durbaş'ın "ahmed arif anlatıyor: kalbim dinamit kuyusu" adlı kitabından alınmıştır.
abd'nin komüzime karşı aralarında türkiye, iran, afganistan, gibi ortdoğu ve üçüncü dünya ülkelerinin bulunduğu toprklarda dini grupları ve dini politikayı desteklemsine verilen genel ad. bu proje ile islamiyet komünizme karşı bir engel(kalkan) olarak kullanılmıştır.
ayrıca
(bkz: bop) veya
(bkz: büyükortadoğu projesi)
(bkz: truman doktrini)
müslümanlığı tam olarak kavrayamayan münafıkların, sahurda değişik tatlar deneyerek vardıkları son noktadır. ramazan-ı şerifin yaz aylarına rastladığı dönemlerde olay rakı-kavun olarak çeşitlendirilir.
soylu bir baba ile soylu olmayan bir annenin 1804'te paris'te doğan kız çocuğudur, 1876'da ölmüştür. sosyalist ve feminist bir dünya görüşüne sahip yazardır. diğer bir özelliği de dünyada kitapları bir parlemento tarafından çıkarılan özel bir kararla yasaklanan ilk kadın yazar olmasıdır.
romanlarında en sık sorunsallaştırdığı cinsel kimlikler ve cinsiyetler için öngörülen, yazgı niteliğine varan önyargılar oldu. birçok ünlü kişiyle yaşadığı ilişkiler nedeniyle muhafazakar çevreler onu nemfomanlıkla suçladılar; lezbiyenlik suçlamaları da başından eksik olmadı. lanetli göl en tanınmış eseridir.
sand, döneminde kendisine çok yüklenen eleştirmenlere, dünyanın bir gün onu anlayacağını söyleyerek yanıt vermişti: "ancak o gün gelmese de pek fark etmez. başka kadınların yolunu açmış olacağım."
"çalışma insanoğlunun cezası değildir. Onun ödülü ve gücü, görkemi ve zevkidir."
30 temmuz 1943 tarihinde, van'ın özalp ilçesinde, bir olayın açığa çıkarılması amacıyla şüpheli olarak jandarma tarafından gözaltına alınan 33 köylü ibret olsun diye, hiç bir yargılama olmadan, sınırda elleri ve gözleri bağlanarak kurşuna dizilir.
ancak, öldü diye bırakılanlardan biri ağır yaralı bir şekilde sürünerek iran'a geçer. olay açığa çıkınca yapılan şikayetler dikkate alınmaz.
ancak demokrat parti'nin iktidara gelmesiyle 1949 yılında soruşturma açılır, yapılan yargılamada suçlu bulunan muğlalı paşa önce idam, sonra da 20 yıl hapse mahkum olursa da cezaevine girmeye ömrü yetmez. http://www.savaskarsitlari.org
bir kaç yatak, boktan bir buzdolabı, kitaplar, kirli iç çamaşırları, bir tv gibi bir öğrenci evinde bulunan eşyalara göz dikmek bunları çalmaya çalışmak. nedir lan bu türkiyede başka evmi yok laaannn. şerefsizler, adiler, hırsızlığında bir onuru vardı eskiden kardeşim, gidin özcan denizin, pınar altuğun evini soyun. bu tür olaylar bu ülkede öğrenciliğin ne kadar zor bir şey olduğunu kanıtlıyor.
vatana ihanet etmek, kişinin içinde bulunduğu siyasi, ideolojik veya etnik akıma göre karşısındaki insana fırlattığı en basit hakarettir. bir pkk lıya göre devlete teslim olan haindir, sıradan bir türk vatandaşına göre teslim olmayan pkk lı. bir ülkücüye göre her solcu özellikle solcu idoller (deniz, mahir, hüseyin vs...) vatan hainidir. bir solcuya göre amerikadan gladyo eğitimi alıp amerikan çıkarına uygun cinayet işleyen "faşist" veya ülkücü (abdullah çatlı, oral çelik, m. ali ağcavs...) vatan hainidir. ama en acıklısı lübnan'a asker gönderilmesine karşı çıkanların vatana ihanet etmekle suçlanmasıdır. bu ülkenin bir islam cumhuriyeti olmamasından dolayı tsk nın verdiği şehitlerin şehit sayılmayacağını bir zamanlar iddia eden bir kişinin ağzından duyulduğunda ki bu kişinin danışmanının nasıl dış ülke bağlantılarına sahip oluşu tartışma konusuyken sağcı olsun solcu olsun her ne olursa olsun herhalde sinirlerini yıpratır. soru soran gazeteciye "bunlar ihanet sorusudur." yanıtı veren bir başbakan dünyanın hiç bir ülkesine nasip olmaz rte'ye sahip çıkalım.
(bkz: vatan haini nazım)
komünist enternasyonal ya da üçüncü enternasyonal olarak da bilinir) 1919 martında, savaş komünizmi döneminin (1918-1921) ortasında lenin ve sovyetler birliği komünist partisi tarafından kurulan, " silahlı kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarla uluslararası burjuvaziyi yıkmak ve devletin tamamen yok oluşu için bir geçiş aşaması demek olan Uluslararası Sovyet Cumhuriyetini yaratmak için" mücadele etme amacı güden uluslararası bir komünist örgüttü. komintern, lenin'in birbirleriyle yaptıkları savaşta ulusal birliği savunan hükümetlere karşı zimmerwald soluna öncülük ettiği 1915'teki zimmerwald konferansına müteakip 1916'da çözülen ikinci enternasyonal'den sonra kuruldu. yeni enternasyonal böylece ikincisinin birinci dünya savaşı'na göstermekte başarısız olduğu muhalefete bir yanıt olarak geldi. üçüncü enternasyonal'in kurucuları tüm anti-militarist sosyalist hareketin başından beri karşı tamamen karşı olduğu bu savaşa, burjuva emperyalist bir savaş olarak bakıyorlardı. komintern 1943'deki çözülüşüne dek, sekiz dünya kongresi yaptı, ilki 1919 martındaydı ve sonuncusu da 1935'te yapıldı. 1938'de troçkistler "yozlaşmış işçi devleti" dedikleri sovyetler birliği'ne karşı dördüncü enternasyonal'i kurdular. sol komünizm geleneğini izleyen gruplar bugün yalnızca ilk iki kongreyi ve troçkist hareketten gelen gruplar da yalnızca ilk dördünü tanırlar. stalinist ya da maoist komünist partiler ise yedi kongreyi de tanırlar. mustafa suphi türk proletaryasını burada emsil etmiştir.
ülkeyi amerikan çıkarlarına, baskıcı ve kapitalist yalakalarına paspas etmeyi kabul etmeyen bir adama bu güruh tarafında verilen takma isim.
"nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi hikmet.
nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala."
bir ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
kapkara haykıran puntolarla,
bir ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında amiral vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, amerikan amirali
amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi hikmet.
nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala."
evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, amerikan üsleri, amerikan bombası,
amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
3000 çadır, yaklaşık 70 000 ziyaretçi ve 200 000 bira, muhteşem performanslar, sloganlar, kuyruklar, söyleşiler, tiyatrolar ve kardeş türküerin muhteşem(beklenmedik) coşkusu, bunlara ek olarak en ufak bir hır-gür çıkmaması ve katılımcıların bu karşı festivalden mutlu ayrılması işte barışarock2006 ve sonrası.
herhangi bir din için kutsiyeti olan bir alana verilen isimdir. yine de kutsal topraklar deyişi genellikle dünyadaki en büyük üç tek tanrılı din olan hristiyanlık, musevilik, ve islam için önem arz eden, günümüzde üzerinde israil ve filistin'in bulunduğu topraklara verilen isimdir.
her yahudi'nin evinin giriş kapısının sağ pervazına yerleştirdiği ve içinde tevrat'tan pasajlar bulunan kutucuk. ibranice'de mezuza kapı pervazı anlamına gelir ancak dar manada mezuza, kapı pervazına çakılan, tahta veya metal benzeri maddeden yapılmış bir muhafazaya yerleştirilmiş parşömendir.
yüz yılı aşkın bir süredir çözülemeyen bir matematik problemidir. içinde evrenin sırlarıyla ilgili bir çok nitelik bulundurur. bu problem geçtiğimiz günlerde rus matematikçi grigori perelman tarafından çözülerek bilim dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştır ancak kendisi ortadan kaybolmuştur.
rus bilimadamının, 2002'de tüm dünyayı şaşkına çeviren poincaré varsayımına çözüm olarak sunduğu makaleler çok ağır bir matematik diliyle yazılmıştı ve bilimsel bir makaleden çok karalamayı andırıyorlardı. uzmanların anlamakta güçlük çektiği dokümanların gelmiş geçmiş en büyük matematik problemlerinden birinin çözümünü içerdiğine artık kesin gözüyle bakılıyor. yazdıklarıyla ilgili detayları açıkladığı abd'deki konferanslarından sonra 2003'te ülkesine dönen perelman o tarihten beri e-posta ve telefonlara yanıt vermiyor. steklov enstitüsü'nden de ayrıldığı söylenen grisha'nın ne yaptığı merak konusu. önümüzdeki hafta madrid'de toplanacak uluslararası matematik birliği'nde matematiğin nobel ödülü diye adlandırılan fields madalyası'na layık görülmesine kesin gözüyle bakılan perelman'ın törene katılacağına dair hiçbir belirti de yok.
kişinin ardı ardına göt olması ve guiness rekorlar kitabına giren ardı ardına tam 7889 kez göt olan bir irlandalının rekorunu kırmaya çaılışma fiilidir.
kadıköyde rexx sinemasının karşısında özellikle öpüşme isteğiyle yanan çiftlerin seçtiği bir nargile cafe. rock ve protest müzik en çok çalınan şarkılardır bu cafede