bugün

her dönemde göz ardı edilen kadın haklarının savunulması görevini üstlenen kadınların açtığı bir fikir akımıdır.
günümüzde anlam yitirip,sevgilisi tarafından aldatılan her kadının üye olduğunu iddia ettiği gruptur.
-ay ben feminist olacağım.nerden kayıt olacaktım acaba?
-hanımefendi burası atatürkçü düşünce derneği.
-peki nerden feminist kayıdı yaptırabilirim?
-bayan burada değil işte.
-hım peki burası neresiydi?
-atatürkçü düşünce derneği.
-peki o zaman bende buraya kayıt olayım.bir şey soracağım,siz miting filan yapıyor musunuz?
-evet,neden sordunuz.
-hiiiiiç(sen görürsün kurbağacan,seni milletin içinde nasıl rezil edeceğim,inşallah televizyona da çıkarım mitingdeyken.bittin oğlum sen bittin)
femin ist;istanbullu dişi anlamına gelir...
(bkz: bayansever)
(bkz: ben bir feministim)* *
jürgen habermas ile ayak üstü sohbetimizde konu feministlere gelince, katıldığı bir feminist sempozyumda gördüğü kadınların hepsinin lezbiyen olduğunu söylemişti. kakara kikiri gülmüştük, erkek milleti...
feminizm görüşünü benimsemiş kişi. kadın ve erkek eşitliğini savunurlar. hala anlam karmaşası yaşayan bir kavramdır zira normal bir kadın yapması gerekeni yapıp kendini ezdirmiyorsa ona feminist denmektedir. bu saçmalıktır feminist olmak zordur oturulan yerden ''erkeklere ölüm'' demekle kariyer sahibi olup kendi alt rütbesindeki erkeklere emretmekle feminist olunmaz. feminist olmak için diğer zor durumdaki kadınların haklarını savunmak, onlarla ilgilenmek, ve kadın olsun erkek olsun herkese bu konudaki gerekli eğitimin verilmesi için çabalamak gerekir.
(bkz: feministlerin yapmaması gereken şeyler).
kadın haklarını değil, kadınların insan haklarını savunan, siyasal, hukuksal ve toplumsal arenada erkeklerle e$değer olduklarının kabul edilmesinin gerekliliğini savunan bu uğurda öncelikle zihniyetleri değiştirmeye çalışan kadın ya da erkeklere verilen isim. feministler tüm dünyada ne yazıkki hala tartışılan ya da toplumların kabul etmek istemediği kadınların da insan olduğu, erkek otoritesinin altına girmesinin gereksiz, kadının da bir birey ve istekleri olabileceği gerçeğini anlatmaya çalışırlar.
- götüme benziyosun
+ ben zaten feministim
lisedeki bayan ingilizce hocamın tanımı:
kendisine koca bulamayan, o yüzden de biz kimseye muhtaç değiliz tribine yatan, erkek bulsa anında üstüne atlayacak çirkin kadın.

valla ben onun yalancısıyım.*
kadınların erkeklerle aynı eşit haklara sahip olmasını savunan bir çeşit politika ,kadınca.
kendi gücünü ve yetkisini kendisinden alan ve tüm dünyadaki kadınlar için aynı şeyi dileyen kadındır. feminist, kadının gücünü mutlaka erkeklerden alması gerektiği görüşüne karşı çıkan kadındır.
Feministler toplanıp bir karar almışlar. Demişler ki:
-Gidip kocamıza diyeceğiz ki,
-"Bundan sonra kendi bulaşığını, çamaşırını kendin yıkacaksın. Ben artik karışmayacağım."
Neyse orada bizi Türk bir kadın da varmış tabii. Kararı sırtlamış memlekete dönmüş. Aradan 6 ay geçince yeni bir toplantı yapmışlar. Başkanları alınan en son kararın uygulama sonuçların sormuş.
Alman Kadın:
- Gider gitmez kararı hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulaşığını kendin yıkayakcaksın. Ben hiç karışmayacağım dedim. Bir gün birşey göremedim. ikinci birşey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulaşığı yıkamaya başlamış.
Fransız Kadın:
-Gider gitmez kararı hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulaşığını kendin yıkayakcaksın. Ben hiç karışmayacağım dedim. Bir gün birşey göremedim. ikinci birşey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulaşığı yıkamaya başlamış.
Sonra sıra bizim Türk kadına gelmiş:
- Aldığımız karar icabı gidip kocama bundan sonra bulaşığı benim yıkamayacağımı, o devrin bittiğini, bundan sonra kendisinin yıkaması gerektiğini söyledim. Bir gün birşey göremedim. ikinci bir şey göremedim. Üçüncü sol gözüm açılmaya başlayınca bir de baktım ki dağ gibi bulaşık beni bekliyor.

fıkrasının başkahramanı:)
köyden şehire göçen bir zavallının tutunabilmek için kendisini köyünün derneğiyle özdeşleştirme çabası kadar ezik bir çabayı kutsallaştıran maskülen öğretinin müzmin nedimesi.
Ne kadın ne erkek. Viva Huma. Önce sonra ve daha sonra hep insan.
muhtemalen eski erkek arkadasından dayak yemiş yada tacize ugramış yada aldatılmıs olan kişinin girdiği ruh hali.
(bkz: virginia woolf)
yıllar boyunca fiziksel güçle ezilmeye çalışılan kadınların buna isyan ederek başlattıkları düşünce akımıdır. sanıldığının aksine çoğu feminist erkekleri ezmek istemez, hemcinsleri kadar erkeklere ilgi duyar ve evliliğe karşı değildir onlar sadece bu dünyada erkekler kadar kadınların da haklarının bulunduğunu ve erkek çocuk doğuramadığı için karısını suçlayan, doğum gibi kutsal bir olayı kadını aşağılamak için kullanan erkek zihniyeine karşıdır.
(bkz: fantazi unsurları)
bir çok kez yanlış anlaşılan kavramdır. iyi kavranamamıştır bu akımda yer aldığını iddia edenler tarafından. kadınların sahip olduğu insan haklarını savunmaktır esas. ancak olay erkek düşmanlığına, kadınların erkeklerden üstün olduğuna çekilmiştir. yani eşitlik değil ama biz üstünüze getirilmektedir.

açarsak;

Türkiye gibi ataerkil toplum yapısının baskın olduğu ülkelerde genelde kadınların aleyhine işler süreç. bu konuda kendi kafasında gerekli bilinci oluşturamamış kadınların bu konudaki kendini savunuş biçimleri oldukça yanlıştır bu noktada, yukarıda bahsettiğim gibi. eşitlikten bahsetmek yerine kadınların erkeklerden ayrıldığı, daha üstün olduğu alanları gösterip erkeği ezme amacı gütmektedir. eşitlik hakkını savunmak amacı ile ortaya çıkan bir çok kişi yanlış ve bilinçsiz savunumlarla cinsiyet ayrımcılığını kendi elleriyle körüklemektedir.

türkiye'de feminist felsefesi, anlayışı ne yazık ki yeterince kavranmadıkça budur. ayrıca hepsinin frijit olduğu düşünülür nedense.
Kadınları hiç çıkmamaları gereken alanlara çekip bir de oralarda sömürmek maksadıyla hinoğluhin erkekler tarafından geliştirilmiş modern akım... işin enteresan tarafı bir hayli kadın bu zokayı yutmuştur.
özel mülkiyetin ortaya çıkışıyla gelişen ataerkil sisteme karşı mücadele eden kadındır. kesinlikle erkeklerden üstün olmak gibi bir düşüncesi olmayan, kadının ve erkeğin eşit olduğu bir dünya için mücadele eden kadındır. mevcut kapitalist sistem içinde burjuva hukukunun sunduğu kadın-erkek eşitliğini savunan bir kadın değildir. zira bugün kadının ve erkeğin şartları eşit olmadığı için somut eşitliğe kadar pozitif ayrımcılık isteyen kadınlardır.

pozitif ayrımcılık nereye çekersen götürülebilecek bir kavramdır. kadına mikrokredi vermek pozitif ayrımcılık olursa bu feminist mücadelenin kendisiyle çelişir. ama ev içi görünmeyen emeğin sesini yükseltmesi pozitif ayrımcılık talebinde bulunulmasıdır, bu noktada gerekli bir kavramdır.

sosyalist mücadeleden koptuğu söylenen kadındır. fakat bugün kadının mücadelesinin sadece emek mücadelesi olmadığını söyleyen kadındır. cinsel sömürünün, şiddetin emekçi kadını değil, tüm kadınları vurduğunu gören kadındır. hülya avşar'ın da işçi ayşe'nin de ortak ezilmişlikleri olduğunu söyleyen kadındır. bu yüzden feminist teorinin bilinç yükseltme yöntemiyle kadınlara ezilmişliklerini anlatmaya çalışan kadındır.

son olarak mücadelesi içinde izole olmaması gereken kadındır. sistem içi mücadeleyele yetinmemesi gereken kadındır. ayrımcılıklardan arınmış, somut eşitliğin olduğu bir dünya için feminizmi sosyalist mücadeleyle birleştirebilecek kadındır.
(bkz: sosyalist feminizm)
(bkz: radikal feminizm)
(bkz: anarşist feminizm)
ilk aşık olduklarında izmlerinden vazgeçerler...
bazıları işi amacından saptırıp "erkekler de çocuk doğursun" noktasına getirmiştir. radikal femistler deniyor sanırım bunlara. geçenlerde bir arkadaş ortamında da tam bu konuyu tartışıyorduk. radikal feministlerin "doğum" hakkındaki düşüncelerinden açıldı konu. arkadaşım "erkeklerde çocuk doğursun gibi saçma sapan düşünceleri var." dedi. bunun üzerine bir sivri zekalı çıkıp neresi saçma sapan dedi. basmıyor ki kafası erkeklerin genetik yapıları müsait değil bi kere bu duruma. thomas'ı örnek verecekti ki onun dönme olduğunu söyledik. apışıp kaldı işte. *
androjeniktirler... ya sesleri kalındır, ya çok kıllıdırlar, ya da cinsel tercihleri başkadır...
erkekleri düşman olarak değil, kurban olarak görürler...