Gelecek yıldan itibaren nişantaşından taşınacak ve maltepede diğer marmara fakülteleriyle birlikte eğitim vermeye çalışacak olan üniversitemsi şey.
Tercih dönemi olduğu için birkaç yazarın eski entrylerimi beğendiğini gördüm. O entrylerimde de bu okulu itin götüne sokmuştum, şimdi de sokuyorum.
Cahil yönetici ve idarecileri seviyorsanız, amacım eğitim değil, teyyibin verdiği aa, iha, trt vb. kadrolardan birine girmek diyorsanız. buyrun yazın.
Hee bir de internet siteleri türedi bunların. Yukarıda bahsettiğim kafadaysanız oralarda da iş bulabilirsiniz. Cihad yapmaya hazırlanırsınız patronlarınızla.
"Kabataşta türbanlı kadının üstüne 50 kişi işedi" haberleri falan yaparsınız. Hurma yersiniz bol bol. neyse.
Tercih yapacak arkadaşlar için bir genel değerlendirme yapayım hemen, tercih rehberiniz earthquake olarak:
Ben bu okula girdiğim yıl eski dekan Ünsal Oskay'ı kaybettik. *
Zaten o yıl yeni gelen dekanlar ile birlikte okulun ağzına sıçma çalışmaları başladı. Sonra en son yusuf geldi hala o var galiba. neyse mühim değil.
Sonracıma, içerideki atölyeler kapatıldı, muhalif öğrenciler fişlendi, okulda sivil polislere oda tahsis edildi, okul bahçesine çevik kuvvet mini karakolu yapıldı ve tüm gün birbirlerine çay ısmarlayıp haybeye çalışmaları sağlandı. salak saçma insanlar hoca diye ders vermeye başladı. (bkz: cemil barlas)
Senelerce marmaraya hizmet vermiş, iletişim konusunda gerçekten bir şeyler yapmaya çalışan öğretim görevlileri okuldan atıldı. Atılamayanlar da hala daha saçma sapan sebeplerden disiplin cezaları alıyor. Kısacası yıllardır saçma hükümet reaksiyonları bu okulda da veriliyor ve muhalif her şey yok edilmeye çalışılıyor.
Ben okula pek gitmedim. Gitmeden yata yata 4 senede mezun oldum. Birkaç yıldır reklam sektöründeyim. Okulun 1. yılındaki insan gibi hocalardan aldığım temel iletişim bilgisiyle sektöre girdim diyebiliriz. Sektör zaten çok cahil. iki üç cümle içinde segmentasyon, proaktif gibi kelimeler kullanın onlara yeter.
Son cümlelerim: yönetmen, senarist, reklamcı, halkla ilişkilerci olmak * veya bunların bilim dallarında uzmanlaşma hayaliniz varsa, başka yerler yazın kardeşlerim. Hayatınıza, sınav için verdiğiniz emeklere yazık. Gidin özel mi okuyorsunuz, ne yapıyorsanız yapın ama burayı yazmayın.
Tercih dönemi bu entryden rahatsız olacak, marmara iletişimin yılmaz savunmacısı yalaklara da bir mesajım var. Ama onlara özel.
Onlar bilmez şimdi. Yıldızın üstüne getirin mouse'u azıcık bekleyin allahın cahilleri. *
Rastgele ateş açıp insan öldürmenin hiçbir haklı tarafı yoktur.
Bunu haklı bir şeymiş gibi savunanlar da katıksız orospu çocuğudur.
Bak bir daha yazıyorum. iyi oku "orrospu çocuğu."
insanlıktan nasibini almamış, hayvan bile diyemeyeceğimiz yaratıkların, yok yere kafasından vurulmuş adamın 1 metre yanına gaz attığı olaylardır. Hepinizin allah belasını versin. https://twitter.com/gulse...status/469417698209042432
Ben çocukken annemler hazırlardı hep sobanın kovasını.
Onların olmadığı günler de kendimce ben. Önce odunları kovanın sağına soluna yerleştirirdim.
Ortayı boş bırakırdım. O zamanki torbalardan kazınmış aklıma Soma kelimesi. Sonra kömür torbasını kaldırmaya uğraşırdım,
üstüm başım batmasın diye uğraşırdım. Bilseydim böyle insanların öldüğünü bizim için, o zaman ağzımı yüzümü boyardım kömürle.
Yüzüme gözüme sürerdim ne kadar kömür varsa. Çektiklerini biraz olsun hissetmek isterdim.
Sonra ortaya da kömürleri yerleştirip, geri kalanına çıra, kozalak ve tahta eklerdim kovanın.
Bazı günler ne yapsam tutuşmazdı kova. içinde kıyısından köşesinden tutuşan kömürün dumanı dönüp durur ama bir türlü tutuşmazdı.
Sonra poflardı soba, evin içi dumandan geçilmezdi. Cam kapı açıp beklerdim duman çıksın diye. işte o zaman bilseydim yine böyle olduğunu, beklerdim açmazdım pencereleri, neymiş bu acı koku iyice öğreneyim diye.
Biz üstümüz batmasın diye kıyıdan köşeden tuttuk, onların boyunlarına kadar kömürün içine daldılar yıllarca.
Bilseydim o zamanlar vallaha billaha kömür yakmazdım.
Belki saçmalıyorum. Ama içimdeki acıyı hiçbir şey anlatamıyorum. Bağıra çağıra ağlayasım var.
Böyle adaletin, böyle dünyanın...
2 senedir entry girmiyordum. şöyle bir sözlüğün nabzını tutayım seçim öncesi dedim.
baktım ve gördüm ki, hiçbir bok değişmemiş. sonra, zamanında "neden oy vermiyorum" diye bir başlığa yazdığımı gördüm. *
e tabii uzun zaman sonra sözlüğe girip, bu başlığı görüp yazmamak olmaz.
bence bu rezil adamların gerçek açıklaması budur. açıklama burada: *
Herkesi öpüyorum. bu partiyi savunan arkadaşların fikir ve görüşlerine de saygı duymuyorum.
zira kendilerine ait öz bir fikir ve düşünebilme yetilerinin olduğunu da pek düşünmüyorum.
ne diyorduk. heh. umarım bu rezillere evet mührünü basarken kısmı felç olur basamazsınız. **
bana sorarsanız saçmalık. onlara sorarsanız çok eleştirel ve esprili insanlar vardır bünyesinde. enteresan. (bkz: insan)
tahminimce çoğunluğu orta okulda okuyor yada ıssız bir mahallede bakkalda çalışıyorlar. (bkz: işsizlik)
"sosyal medyanın gücü" olarak genelde önümüze atılır bu sözlük. geçen gene girdim bu sözlüğe, böyle bir güç görmedim.
öyle büyük bir güç ki, tenişçilerin frikiklerini oyluyorlardı. bu ne büyük bir entelektüel birikimdir böyle.
bir tane başlığa girdim yazar annesi ve babasının yanında seviştiğini fantezi şeklinde anlatıyordu. sanırım de sade okumaması gerekenlerden.
bir ara haxball oynamak için bir odaya girdim. haxball isimlerini "inci siker" cümlesi oluşturacak şekilde tek tek harf olarak seçmişler ve
yan yana gelerek bunu oluşturmuşlardı. sanırım bunun fotoğrafını çekip sözlükte yayınlamışlardır. tanrım. bu ne güç böyle.
internet ortamında birkaç fotoğrafa rastladım. kızlar göğüslerine ve popolarına (bkz: göt), aynı cümleyi yazarak paylaşıyorlar.
nedir o söz? nedir o inanılmaz felsefe? nedir o manifesto? tabii "inci siker".
unutmadan "liseli detected" durumunu da es geçmeyelim. bu arkadaşlar liseli sevmiyor. hatta caps denen olay tamamen bunun üstüne kurulu.
orta okul tahminim sanırım buralarda tutuyor. genelde "lisede kızlar teklif ediyormuş" durumundan bir kıskançlık olabilir.
aslında bu kadar laf ettim. "özet geç piç" diyecek olanlar varsa, söyle özetleyelim. eğer sosyal medya ve özgürlük kavramından
anladığımız şey buysa ve biz bunun için bilmem kaç yılının bilmem ne gününde meydanlara çıkıp, internetime dokunma
naraları attıysak. bence boşuna atmışız. sebep? sebebi ortada. sıçayım böyle özgürlüğe. o yüzden geçelim bu felsefe safsatalarını.
bu işler boş işler. bunlar işsizlikle doğru orantılıdır. eğer otuz yaşında bir adam "inci siker" diye ortalıkta geziyorsa,
bu işte sıkıntı vardır. benden söylemesi. hadi sağlıcakla.
akli ehliyet yoksunu kişilik. bunun gibi sıfatsız heriflerin sansasyon yaratması bile
komiklik ve zavallılıktır. tabi bu adamlarla saatlerce program yapan tv
kanallarını da ayrıca ele almak gerekir. (bkz: reha muhtar)
hafız kafam iyiyken hemen meydandan taksiye atlardım. şimdi taksici gelip en yakın yola
kadar beni taşımak zorunda kalacak. seviyorum sizi badem bıyıklarım benim.
benim için domain satarak üye alınan, bu sayede para veya çeşitli çıkar elde edilen yerlerden pek farkları yoktur.
yani bunun da temeli tamamen duygusaldır. yeşil yeşili çekiyor sanırım. (bkz: yeşil semaye)
1986 yılında metallica nın albümüne ismini veren şarkısı olmasının yanında, albümün ikinci
sıradaki parçasıdır.
en önemli özelliklerinden birisi cliffsiz bir metallica ve jasonlı ilk albümdür.
james bu albümde hala, havlamak diye tabir edebileceğimiz şekilde şarkı söyleyebilmektedir.
kurbanlık seçerken de bütün koyunlar elinizdeki yeme saldırır.
peşinizden gelirler. ayaklarınızı, elleriniz yalarlar.
sonra alır, keser bir güzel yersiniz. ama bu ülkede koyun sikenler de var. kapito.
