tipik standart besyo mezunu. beden eğitimi ve spor öğretmeliği mezunu birisi olarak bu size bu tiplerin nasıl ortaya çıktığını anlatayım. besyo okumak isteyen ve kazanan belli başlı tipler vardır. çocukluğundan beri belli bir spor branşı ile uğraşan ve bunun okulunu okumak isteyenler vardır ki kendimden örnek vereceğim. 12 yaşında voleybola başladım iki yılım da profesyonel liglerde geçti ve besyo okumak her zaman istediğim bir şeydi zaten.
besyo okuyan diğer tipler ise milliler ya da türkiye şampiyonluğu olan sporculardır. onlara zaten üniversitelerde kontenjan açılır ve yerleştirmeleri yapılır. bu sporcular genellikle okul ile beraber antrenmanı birlikte götüremediklerinden (çünkü ağır idman yapıyorlar) onları okulda pek göremeyiz. örneğin halterci sibel şimşek ya da fenerbahçeli kemal aslan bizimle aynı dönem okudu ama sibel ile ancak son sene tanışabildik falan.
bir de hayatında spor yapmamış ama hasbelkader besyoya kapak atmış tipler vardır. bu tipler momentumun ne olduğunu bile bilmeyen çift basmak ile tek basmak arasındaki farkı bilale anlatır gibi anlatmanız gereken adamlardır çünkü oraya gelene kadar spor yapmamışlardır, bir temelleri yoktur. bu tiplerin gidebilecekleri çok fazla yol da yoktur. ya okula girer girmez vücut geliştirmeye başlarlar ya da korfbol ve bocce gibi yeni peydah olan çok yüksek teknik ve beceri istemeyen spor dallarına yönelmeye başlarlar.
ben size söyleyeyim; ağırsağlam kanalında çıkıp konuşan cocuk standart besyo işsizi bir tiptir. size türkiye'de neden sporcu yetişmediğini de söyleyeyim. besyoların yarısından fazlası sporun ne olduğunu besyoda öğrenen adamlarla dolu. bu arkadaş da gayet belli ki besyoya girdiğinde spor yapmaya başlamış (en azından vücudunun üst kısmını çalıştırmış), anatomi ve egzersiz fizyolojisi hocalarının yakasına yapışıp onlardan ekstra bir şeyler kapmaya çalışmış bir arkadaş.
çocuk eleştri dahi kabul edemiyor. neden biliyor musunuz? türkiye'de spor yapan adam, besyo okuyan adam ya da kadın, kitap okumuyor. benim üniversitede yaşadığım en büyük sorun buydu mesela. kitap okuyan insan yok o okullarda. özellikle kızlar kitap okumuyor. kitaptan kastım spor tarihi, eğitim bilimleri falan da değil yani. herhangi bir roman okuyan adam yok. besyolarda cehalet çok üst düzeylerde. cümle kuramayan adamlar, hocaya soru soramayanlar, sorulan soruya cevap veremeyenler.
ben okula girdiğim zaman hem yüzme sınavı hem de parkur ile öğrenci alınıyordu ve öss puanı çok çok değerliydi. o zaman ilk derslerde öğretmenler herkese tek tek sorardı branşın ne diye. sınıfın %60'ı branşsızdı. adı sorulduğunda 3 dk cevap veremeyen çocuk gördüm. adını bilmediğinden falan değil elbette, o kadar insanın içerisinde dahi oturduğu sıradan konuşmaya utandı çocuk, özgüven o kadar dahi yok. şimdi öğretmen oldu, ben size sorayım o adam sizin çocuğunuz nasıl yetiştirecek. ben evde damacana kaldırıyorum hocam diyen birini dinledi bu kulaklar. istanbul'un göbeğinde öğretmenlik yapıyor o da şimdi.
neyse bu arkadaşa geri dönecek olursak; ben oturup her anlattığını uzun uzun dinlemedim ama konuştuklarında illa ki doğru ve yararlı şeyler bulabileceğinizi düşünüyorum. sonuçta o okullarda idealist öğretmenler tarafından bilim öğretiliyor. ben çok bilmişlik yapmasının sağa sola insanlara laf atmasının doğru olmadığını düşünüyorum çünkü nihayetinde egzersiz ve spor bir bilim dalıdır ve her bilim dalında olduğu gibi bugün doğru bildiğinizi sandığınız şey yarın yanlış çıkabilir bu bilimin doğasında vardır. bu iş kollektif yürür ve çalışma arkadaşlarınıza bok attığınız noktada her zaman eski bilgiye ibadet edersiniz bu da sizi olduğunuz yerden daha kötü bir noktaya taşır.
benim kendisine tavsiyem; öncelikle kitap okusun, beyniyle de biraz ağırlık kaldırsın, sakin olmayı ve dinlemeyi öğrensin. biraz da bacak çalışsın. bu çocuğun vücut geliştirmeyi profesyonel olarak yapmadığı zaten bacaklarından belli.
not: şimdi tekrar baktım da zaten genel olarak vücudu hiç de hacimli değilmiş.
shoptan pokecoin almak istediğim zaman para birimi desteklenmiyor hatası veren oyun. benim google play bakiyemde doğal olarak türk lirası var ama oyun dolar almaya çalışıyor.
bu problemin çözümünu bilen beni aydinlatirsa eğer çok büyük sevap point kazanır.
türk askeri suriyede Ölürken Zeytinburnu da köprü altında sikisen suriyelileri düşünmüyor da kaliteli zaman geçirmeye çalışan vatandasina bok atmaya çalışıyor.
o kiza ulasamadigin ve asla ulasamayacagin için bu nefret. bu psikoloji son 2 yılda bu ülkede iyice yayıldı. kedi ulaşamadığı cigere bok dermis. sizin o kızlara laf atmamız, dolmuslarda tekmelemeniz, tehdit etmeniz de tamamen bu ruh halinden kaynaklanıyor.
Suriyeliler istediği liseye istedikleri üniversiteye sınavsız girebiliyor. bizim insanlarımız ise onlardan artan kontenjana yerleşmek için birbirleriyle yarışıyor.
keşke bir seyler uretebilseydi dediğim kadın. inanılmaz imkânları var, arkasında Acun gibi bir adam var hani maddi olarak önünde hiçbir engel yok.
eğer birşeyler üretip yaptığı şeyle kendinden söz ettirebilseydi hani kimse yanlış anlamasın ama eğer bunu yapabilseydi insanlar bu kadına acunun metresi gözüyle bakmazdi.
Şeyma subaşı herhangi bir şey uretebilse ve bunlar göz onune çıkarılsa türk toplumu da onu çok kolay bağrına basardi.
biz yobaz bir toplum olabiliriz ama hakedene hakettigini de veren bir toplumuz. sokakta eşcinsellerin cinsel tercihleri yüzünden dayak yediği hatta öldürüldüğü bir ülkenin gelmiş geçmiş en iyi erkek sanatçısı zeki müren en iyi bayan sanatçısı da Bülent ersoy yani.
Şeyma subaşı çok basit bir şekilde moda tasarımcısı olarak ya da ne bileyim ortaya herhangi bir emek koyarak türk halkına kendini çok kolay kabul ettirebilirdi.
fakat ne yazık ki tek yaptığı şey acuna çocuk yapıp, büyütmek.
o zaman insanların senin hakkında düşündükleri şeye kizmaya da asla hakkin yok çünkü sen kendini, onların seni düşündükleri noktadan çıkarmaya calismiyorsun ve evet reel olarak da tamamen onların düşündüğü noktadasin.
bu ülkede yasanan olayları bazen gerçekten aklım almıyor. boğaz köprüsü gibi 7/24 trafigin yoğun aktığı bir yerde araba durdurmak ne demektir abi.
eşiyle tartirmis da morali bozulmuş sonra da arabayi boğaz köprüsünde sağa çekmiş. yahu arabayı durdurdun madem tamam anladık da inip karşı seride geçmek ne demektir ya.
boğaz köprüsü yahu bu! Yuh be abi ya. adamı arabada girtlaklasalar güvenli bir yere çekmeye çalışır. esinle tartistin diye köprüde araba durdurmak ne demektir yahu.
bakiyorsunuz, bu adam istanbul gibi bir sehirde emlak danışmanlığı yapiyor, esi var çocuğu var, arabası var, evi var hani boyle bir şehirde yasamak için gayet iyi bir kazancı var belli ki. hani mantıken bunlara sahip bir adamın belli bir zeka yetkinligine sahip olması gerekliliğini düşünüyorsunuz, diyorsunuz ki tüm bunlara sahip olan bir insan yeterince kendini geliştirmiştir ve duygularını da yönetme becerisi kazanmıştır. hani eşinle tartistin tamam doğal seyler, o anda koprudesin de birader eve git napiyorsan yap. ickiye mi vurursun kendini artik napiyorsan kendine yap.
ama yok abi. yanı hakaret etmemek için kendimi zor tutuyorum. kendimi zor tutuyorum çünkü turkiyeden çok nadir çıkacak bir adamın ölümüne sebep oldu.
insanlar bu kadar ucuz ölmemeli. köprüde araba durdurmak, sonrada inip karşı tarafa geçmek ne demektir ya. insan hayati bu kadar ucuz mudur? esinle tartistin, canın yandı. o aci şimdi dinmistir eminim.
peki bizim yanan caninimizin acisi nasıl dinecek simdi?
sultanahmet'te 4 yıldızlı bir otelde çalışıyorum. otelin hemen önünde 2 tane yağmur suyu gideri var, karşılıklı olarak duruyorlar. yağış günü bu iki gider de kapandı ve 4 yıldızlı tesisi su bastı.
actik baktık ki giderler pislikten falan tikanmamis, dibinde bildiğiniz beton var, beton dökülmüş.
daha sonra öğrendik ki 3 yıl once sokak parkelerini yapan belediye, molozlarini ve fazla taşlarını hem yağmur suyu logarlarina hem de pis su logarlarina atmış.
oğlum siz turkiye'de herşey ilgiyle özenle yapılıyor, büyük teknolojiler kullanılıyor sanıyorsunuz ama turkiye'de isler en kolay, en basit, en cabuk ve en ucuz nasıl yapılır kafasıyla yapılıyor.
bardaktan boşalircasına yağmur yağması belediyenin, yonetimin sucu falan değil. evlerin, işyerlerinin su basması gibi durumlar baya baya gotlerinin kili olduğunuz adamların sucu.
ben 2014 şubat ayında malmo ve kopenhaga gidip, birer hafta kaldım.
her iki şehirde de o donem deli gibi yağmur yağıyordu ama sokaklarda bir su birikintisi dahi görmedim.
türkiye cumhuriyeti'nin yüzünü batıdan alıp doğuya çevirmiş siyasetçidir.
ingilizce bilmemektedir, bir üniversite mezunu olup olmadığı bilinmemektedir. gözler önüne çıkan tek kabiliyeti dini ve milli konularda etkileyici konuşmasıdır.
elbette bu yeteneği, yeterince kitap okumuş, dünyadaki siyasi ideolojilere hakim, hukukun işleyişini kavramış, sosyal devlet yapısının görevlerini öğrenmiş kısacası bu hayata gözlerini tam anlamıyla açmış insanları etkilemeye zerre kadar yetmemektedir.
aklını egitmemis, kalbiyle, hissederek yasayan insanları manipüle etmekten daha kolay birşey yoktur.
ayrıca bu insanlara çocukluklarından beri de vatan, millet gibi konuların hayatlarından daha değerli olduklari ideolojisi yerleştirilip, inançları ile korkutulduklari zaman yönetmek daha da kolay olur.
ancak insanin bu evrene gözünü açması lazim. mesela çok basit bir şekilde insan kendine sunu sormalı;
8 milyar kişinin yaşadığı dünyada 80 milyonluk turkiyede doğdun ve türk milliyetçisi oldun. 300 milyonluk amerikada dogsan yine de türk milliyetçisi olur muydun?
turkiyede dogman allahın sen müslüman olasın diye sana bahsettiği bir armağan miydi?
o zaman arabistanda dogsan yine türk milliyetçisi olur muydun?
8 milyarlik dünyada 1.7 milyar müslüman var. geri kalan 6 milyar insanin içinde bir yerde dogsaydin müslüman olur muydun?
en önemli soru; tüm bunlar için hayatini feda eder miydin?
ben insanin vatanının çok değerli olduğu konusunda hemfikirim hic şüphesiz. insan yaşadığı topraklari savunmali ama bir hic uğruna olmemeli.
insan hayatından daha değerli hicbir şey olamaz. 15 temmuzda masum insanlar sokakta canından olacağına 15 temmuza sebep olanların ve olmasına göz yumanlarin o acıyı yaşamasını isterdim.
dünya tek kitapla kalan insanların düşündüğünden çok daha buyuk bir yer. çok fazla ayrıntı ve öğrenilecek çok fazla şey var.
bu yuzden tek bir insanin ideolojisiyle 80 milyonluk ülke tek bir kalıp içerisine sokulamaz.
ulan ne komik bir ulkeyiz ya. devlet terorunu kutluyoruz adina da demokrasi günü diyoruz. saka gibi arkadaş bu.
yahu bütün Türkiye bilmiyor mu en buyuk fetocunun reisleri olduğunu.
hepiniz biliyorsunuz amina koyayim. ne istediler de vermedik, aman hoca efendi memleketine dönsün, hasret bitsin diyen adam o değil miydi?
ulan gerizekali falan misiniz yoksa kor musunuz?
bilinçaltına falan mi atmaya çalışıyorsunuz anlamak zor.
oğlum 15 temmuzda ölen yüzlerce insanin kani bugün mitingine gittiğiniz parti devletinin elindedir.
yani cahilsiniz, yıllarca kendinizi ezik hissettiniz tamam, sizden daha kalifiye bir adamı yönetici olarak istemediniz tamam da bu kadar da gerizekali olunmaz AMK.
kapı, duvar, smoke için falan vurmadığınız sürece overwatch ile asla ban yemeyeceğiniz oyun. ben overwatch yaparken biraz meşakatli de olsa şüphelinin steam profilini bulabiliyorum. bunun için bir tane program var falan neyse nasıl yapıldığı önemli değil, önemli olan ben vakasını izlediğim şüphelinin hesabını görebiliyorum.
elbette hile kullanan adamları raporluyorum ve steam hesaplarını takip ediyorum, bakalım ban yiyecekler mi diye.
şimdi herkesin bir reaksiyon süresi var değil mi. adam bir açıya awp ile bakıyor ve köşeden adam çıktığı anda awp ile çat diye indiriyor. reaksiyon süresi neredeyse 0. görünen ilk pikselini falan vuruyor. böyle birşey mümkün değil ama bu oyunda bunu yapsanız da ban yemiyorsunuz çünkü overwatch yapan düşük ranklı oyuncular diyor ki hah işte adam çıktı o da vurdu.
bu kadar kısa sürede reaksiyon göstermek için iki şey lazım; ya triggerbot ya da wallhack. triggerbot varsa o sizin reaksiyon sürenize zaten hiç ihtiyaç duymuyor otomatik ateş ediyor. eğer wallhack varsa zaten adamın ne zaman köşeden çıkacağını bildiğiniz için birşeye karşı nörolojik olarak reaksiyon göstermenize gerek kalmıyor çünkü zaten adamın ne zaman çıkacağını biliyorsunuz ve çıkar çıkmaz ateş ediyorsunuz.
bunu yapan insanlar ban yemiyor biliyor musunuz?
çünkü novalara göre bu normal bir durum. izlerken vay be adam iyi diyorlardır eminim. olması gereken şudur; bir açıya scope açıp bakarsınız, adam o köşeden çıkar, siz bunu görürsünüz, idrak edersiniz ve tepki verirsiniz. tüm bunlar bir süreçtir. bu geçen süre yüzündendir ki çoğunlukla flickshot atmanız gerekir çünkü adam geçen bu süre içerisinde o köşeden çıktı ve bör yöne doğru hareket etti.
usta bir şekilde hile kullananlar o açıya bakarlar ve flick ile adam vururlar, o adamlara hile diyemezsiniz zaten imkansızdır. ama mesele şu ki 0 gecikme ile tepki verenler de ban yemiyor.
diyeceğim o ki overwatch, bu oyunda valve için ek gelir kaynağından başka hiçbir şey değil ve ancak çok bariz hile kullananlar ban yiyor.
valve hile ile baş etmek için oyun motorunu değiştirmesi lazım fakat bu da mümkün değil çünkü valve asla hilenin bitmesini istemez.
ruslarından ve hilecilerinden baygınlık getiren oyun. tek kelime ingilizce konuşmazlar bir de saçma sapan durumlarda sizi kicklemeye kalkarlar. t tarafındayız, oyun başında longa yakın spawn oldum. hemen arkadaşlardan raj b sesleri yükseldi. iyi dedim gidelim. longa yakın başladığım için doğal olarak en arkada ben kaldım.
bunların 4'ü b'ye doğru ilerlediler, ben arkalarındayım. b'ye açılan tünele 4 kişi aynı anda girdiler düşün. 2 nade ile ace atabilir karşı ekip. neyse ben de çok kısa lower peekleyip döneyim dedim. abi lowerdan adam gelse bir spraylik işimiz var 5 kişi göt göteyiz.
ben loweri peekledim ama yapmaz olaydım. neymiş efendim ben bait atıyormuşum baitermişim. te allahım şu ruslara akıl fikir ver.
beni bu yüzden kicklemeye kalktılar falan allahtan aklı başı yerinde 2 adam vardı da engel oldu. ben sonradan duruma uyandım ki arkadaşda hile varmış ve alt tünelde kimse olmadığını biliyormuş. yani aslında gerçek baiter kendisiymiş.
ayrıca dün gelen vac dalgasında aimtuxı tespit etmiş volvo. linux yükleyip hile açanlardan artık kurtulmuş olduk. ne yazık ki hile kullananların büyük bir bölümü aimware kullanıyor fakat aimware hala undetected.
türklerin de csrk'sı vardı değil mi. karşıda bir türk varsa ve smg ile 2 defa kafanıza vuruyorsa evet o arkadaşın büyük ihtimalle csrk'sı vardır.
onu da yapanın allah belasını versin, oyun zevkimizi üç paralık ettiler.
biri amerikan diğeri rus yapımıdır ama ikisi de yillardir ortadoğuda kullanilmaktadir. kaderin bir cilvesi olsa gerek, filler ve çimen misali.
counter strikecilar için de yazalım; aknin sprayi daha zordur ayrıca CS go'da m4a1 armor penetration ve mermi kapasitesi açısından hic edilmiştir, nerf yemiştir. fakat susturuculu silahın sprayi daha kolaydır, kontrol etmesi daha basittir.
ak zırhlı düşmana dahi kafadan tek atar. m4a1 ile iki kere vurmaniz lazim. bizim ordumuzda bolca 80'li modelleri bulunan g3'lere kıyasla ak47 de m4a1 de sahada kolay kolay tutukluk yapmaz. yetim çocuğun eline verilen, en genci 30 yasında olan g3'ler ısınınca ölürsünüz.
evet diyeceklerini bildiği 4 milyon suriyeliye vatandaşlık verenlerin soylemleridir.
bu ülkede suriyelilere 25 milyar dolar harcanmasindan, her ay maas verilmesinden, konut alımından vergi alınmamasından hangi vatandaş memnundur?
dünyanın hangi ülkesi seni kabul eder de 3 günde sana vatandaslik verir kardeşim?
dünyanın hangi ülkesi hastanede kendi vatandaşını sırada bekletir de seni önden buyur eder kardeşim?
Suriyeliler için bir referandum yapsınlar bakalım başkanlık sistemine evet diyecek kaç kişi Suriyelilere evet diyecek görelim.
şimdi hayircilar vatandaşlıktan cikarilsinmis. adamın götünden kan alırlar lan. bu ulkenin gerçek sahipleri araplara ve arap gibi sefil yasamaya tamah etmiş, kula kulluk yapmış, el etek öpmüş, padişahım çok yasa deyip esareti, çıkarları ugruna benimsemiş cahil, yobaz insanlar değil. atatürkün düşünceleri, ilkeleri ve inkılaplarının korunması doğrultusunda kendini eğitmiş, insan haklarina değer veren, kurtuluş savaşında sen bu topraklarda özgür yasa diye kendini süngünün üzerine atan adamın değerini bilen, öğrenen ve öğreten, bilimin ışığında ilerleyen, doğruya doğru, yanlışa yanlış, hayira hayır diyen insanlardır.
insanin ruhu özgür olsun. fikirlere kurşun işlemez.
evet oyu vereceklerin fikri dahi yok. çünkü bilgileri yok.
insanlarin bu dünyada hayatlarını devam ettirebilmeleri için her sistemin isleyisine biraz aşina olmaları lazim ki doğruyu yanlıştan ayirabilsin.
ben 4 sene öğretmenlik okudum 2 sene de yuksek lisans yaptım. çok basit şekilde pedagoji egitimi aldigimi rahatlıkla söyleyebilirim. zaten almayan bir adamın öğretmen olma şansı yasal olarak da yok.
size soyleyeyim bu adamların ornek olduğu şekilde çocuk egitilmez. detaylarına girmeyecegim hic daha iki gün önce avrupaya amerikaya hesap soran küçük kizin videosunu izleyin.
4 senedir turizm sektöründe çalışıyorum. çok rahat söyleyeyim size almancinin komşusuyla turizm kurtarilmaz. hollanda'ya kafa tutmakla barbarlık yapmakla ancak ülkenin güvensiz bir ortam olduğu hissini uyandirirsin.
avrupalı senin gibi sığır değil. adam olanları görüyor diyor ki ben turkiyeye tatile gitsem sırf avrupalı olduğum için canimdan olabilirim.
simdi bu yazdimlarima yok yavv olur mu öyle sey falan diyorsan sen de tam bir sigirsin kardeşim.
2 kere 2'nin 4 olduğunu bilmek ile 2 kere 2'nin 5 olduğuna inanmak arasındaki fark bugün turkiyede evetciler ile hayircilar arasındaki fark gibidir.
evet diyenler, kula kulluk edenler bu ülkenin kanserli organlarıdır ama ne yazık ki organlarıdır yani onları da kabul edip, anlayıp eğitmek zorundayız.
“efendiler, cumhurreisi’nin halk tarafından seçilmesi mahsurludur! vekillerin seçmesi en iyisidir. nedenine gelince, yarın birisi çıkar ‘beni halk seçti’ diyerek krallığını ya da diktatörlüğünü ilan ederse, demokrasi tehlikeye girer! tarihte örnekleri çoktur…”
bizim ülkede bir acayip abi yapacak birşey yok. mesela bu adam besiktas kulubunun başkanı olsa, besiktasi yonetse ve takimin prestijine aykırı davranıp, takimi sürekli geri göturse. ligde ona buna laf atsa, sürekli bir mağduriyet yaratsa, beşiktaş kulübünün paralarını cebine futursuzca indirse.
tribüne gelmeyen ve kendisini sevmeyen taraftarını hain ilan etse bile beşiktaş taraftarı yine beşiktaş taraftarı olarak kalacaktır. akp secmeninin özeti iste amk. ülkede savaş var ama önemli olan derbide fenere gol atmak. yani iki senedir bu ülkede bombalar patlıyor ülke savaşa girmiş 70 askeri ölmüş ama biz bunları konusmuyoruz da referandumda evet verip hayircilari sikmeyi konuşuyoruz.
bu söylediğim şey doğru mu?
doğru.
malız lan biz. primat evriminin bir tik sonrasiyiz yani homo habilis bile olamadık daha. yazık bize.
ama yaşayarak ogreneceksiniz. çünkü insanlık öğrenmek zorunda ve öğrenerek ilerlemek zorunda. mahalle baskısıyla ogreneceksiniz çünkü hayatta kalmak için öğrenmek zorunda kalacaksınız.
ha 100 yıl, 1000 yil sonra olur bilemem ama kacariniz yok.
birileri çok güzel yazmış; irak'da saddam hüseyin amerika destekli diktatorluk yaptı ve sonucunda yine kimyasal silah kullanıldi ve amerika ülkeye demokrasi getirdi.
bugün suriye'de yasanan olaylar ırak olaylarının aynisi. bir diktatör, kimyasal silah kullanımı, savaş, kaos ve evet amerika suriye'ye demokrasi getirecek.
yarin aynı şeyler bizim başımıza gelecek. çünkü 16 nisanda kendi diktatorumuzu yaratiyoruz.
büyük resmi gören ak partili kardeşim bunu bir düşün. reyisiniz belli ki amerikaya hizmet ediyor, geçmişe donup bir bak amerika'ya tek bir laf edebilmiş mi? benim müslüman kardeşimin telefonunu uçağa almiyorlar diyebilmis mi?
dun ırakta yaşananlar bugün suriye'de yaşananlar 16 nisanda evet dersek bundan 10 yıl sonra turkiye'de yaşanacak.
amerika'nin kontrolündedir sıkıntı yok. irak'da saddam hüseyin amerika destekli diktatör yapıldı. ülkede kaos yaratıldı, kimyasal silahlar kullanıldı ve amerika irak'a demokrasi getirdi.
bugün bakın suriye'de ayni şey yaşanıyor. başkanlığa evet dersek 10 sene sonra biz de ayni şeyleri yaşıyor olacağız.