bugün yaptığım en güzel şey bu olsa gerek... gittim tek başıma şöyle bir gezindim her zamanki gibi (bkz: nhkm)'e uğramak için sanatkarlar sokağının yolunu tuttum bomboştu amcanın biri kış geldiğinde kadıköyün asıl sahipleri ortaya çıkar dedi. yanındaki tanıdığına bak burası normalde tıklım tıklımdır şimdi kimsecikler yok diye konuştu. gülümsedim şöyle bi,yağmur orayı daha bi güzelleştirmişti sanki çünkü sokak bomboştu,benim arkadaşlarımla gidip çay içtiğim yerde kimsecikler yoktu. şemsiye filan almam ben,öylesi en güzelidir sırılsıklam yapmayan yağmurları severim, hep sevmişimdir.iliğime işleyen soğuk, kısmen daha tenha bir gün ve yağmur... öyle çok romantik bir yapımda yoktur ama yağmur yalnızlığı hissetmektir biraz soğuğu biraz ıslaklığı.Özgürlüğün tadına doymaktır çünkü özgürlük toplu halde çıkılan gece eğlenceleri,ben özgürüm nidaları atmak değildir yağmurla bütünleştiğinde, onu hissettiğinde işte o zaman kimseye ihtiyaç duymadığını anladığın andır, yüzüne vuran her damla adım adım kendine yaklaştırır,tabi hissedebilene...
bugün iki kokoş teyzenin kadıköyün o yağan yağmuruna rağmen yanıma yaklaşıp anlattıkları dindir geri çevirmedim herkese ve her şeye olduğu gibi onlara da saygım var fakat yine de o hallerini biraz dalgaya da almadım değil.daha evvelden bildiğim bir topluluktu ben sizi ararım diyip yolladım.içinde 6 soru barındıran bir kağıtla yüzleştirdiler ve yayınlarından verebileceklerini söyleyip geri çevirmem sonucu alıp başlarını gittiler.o kadar insan içinde beni seçmelerini de bütün değişikleri üzerime çekmeme bağlıyorum. *
Oyuluyorum şu masmavi boşluğa
gölgesiz kıpırtısız
yalnızlık sensin
konuşuyorum kendi kendime odamda
bir portakal suyu iç ya da içme ne yaparsan yap
yalnızlık sensin
bir giden bir dönen sonra yeniden giden
şiire dönüşen bir yalnızlıksa bu da
bir sen varsın ordasın, kısık sesli yalnızlık
söz gelimi iskenderiye'de bir atlıkarıncada...
benim için anlamı "hey you" parçasıdır.üst üste 10 kez dinlesem 11.yi dinleme sebebim olan parçası... Daha iyi şarkıları var mıdır, tabi ki olabilir çünkü bu bir görecedir.her şeye rağmen pink floyd bugün hepimizin aklında var olan, kendi alanının efsanelerindendir.
Üniversite hocamız sayesinde tanıştığım, şuan ise "Öldürmeyeceksin" adında seçme denemelerinin toplandığı kitabını alıp okumaya başladığım yazardır.Herkesin hayatında bir kez bir Hermann Hesse kitabı alıp okuması gerektiğini düşünüyorum.Es geçilemeyecek kadar iyidir Hermann Hesse..
Diğer kitapları için ;
(bkz: Bozkırkurdu)
(bkz: Gertrud)
hep ilk adımı erkeklerden beklememek gerektiğini söyleyenlere o kadar kulak kabartmışım ki gidip ilk adımı ben atayım dedim peki bende böyle düşünmüyor muydum düşünmesem yapmazdım zaten ama bildiğin çuvalladım. peki böyle olacağını düşünmüş müydüm tabi ki hayır.bu zemini bana kendi elleriyle hazırlamıştı.sonuç olarak cevabını yedim yuttum sindirmeye çalışma aşamasındayım.
reddedilmiş olmanın ağır yükü ile artık kafa yorulacak,davranışlarının üstüne düşünceler üretilecek biri kalmadığının bilinci arasında bir yerdeyim şuan.aslında erkekler niye şöyledir böyledir tarzı cümleler kurmanın genelde absürd olduğunu düşünen ben, şuan bu absürdlüğü yapmak istiyorum.ümit verici konuşmalar,ışık yakan hal-tavırların üstüne neydi bu şimdi? allahtan belamı arıyordum buldum galiba...
susmayı öğrenmek... evet, o her zaman söylenen ve bizim bildiğimiz halde çok da kulak asmadığımız.Çok daha etkili bir yöntem susmak, çok daha tepkisel.Karşınızdaki insanların durup düşünmelerini ve ben ne yaptım da böyle oldu sorgulamasını yaptıran.Kim olursa olsun bir değeriniz varsa her zaman en etkili silahtır susmak.dosta düşmana korku verir ayrıca.
tarih bölümü. hocalarınızın egolarına katlanamayabilirsiniz.ayrıca tarih okumak zor iştir.ideolojilerinizi, düşüncelerinizi bir kenara atmalısınız.subjektif yaklaşımlardan kaçınmalısınız zira savunduğunuz şey sizi rezil de edebilir vezir de. iş bulma konusuna gelince hiç umut yok zaten
son zamanlarda sözlüğe girip entry okumak ve itiraf etmek dışında bişey yapmıyorum bu ilk itiraf ikincisi ise yüzüne karşı söleyemediklerim var be adam.midem ağrılarım sana olan duygularım yüzünden beni her geçen gün öldürüyo ama öyle ya da böyle sen varsın işte, bir şekilde hayatımdasın.deli divane dolanıyorum etrafta.benim aklım bir sana eriyor içimi deşiyorsun bir bıçak gibi belki farkındasın belki değilsin,ama bunu belli etmiyor muyum ben zaten...sen geçmişinde boğulurken ben senin gözlerinde boğuluyorum ne olacağız biz? bir fikrin var mı? benim yok...Belki senin de bana itiraf edemediklerin var tıpkı benim sana edemediğim itiraflarım gibi.Gel desem gelirim diyecek gibisin ama kendime engeller koyuyorum hep. ben de böyleyim işte.Lanet olsun nerden çıktın karşıma.
Ayın 17 'si için bütün uçak fiyatlarının çok yüksek olduğu, bayram dolayısıyla ve tabi ki yaz olması sebebiyle otobüs şirketlerinin dolup taştığı, ama yine de gitmek için can attığım, çırpındığım güzel şehir...istanbuldan sonra ikinci yuvam.iyi ki ablam orda yaşıyor en azından o yaşayabiliyor.
kafa güzelleşmiş bir halde yürürken yanımdaki arkadaşıma hoşlanılan kişinin ismiyle hitap etmek.Bunu hep yapıyorum yalnız lanet gitsin üstelik o kişide yanımızda.Bilinçaltının mallığı.
Sadece istanbuldan değil çevre illerden de otobüslerle aramıza katılan dostlarla güzel ve anlamına uygun yaşanmış bir gün olmuştur.Oldukça kalabalık bir 1 mayıs yaşadık bu yıl.
bağımlılıktan nefret ettim gitmemi engeller diye ne bir maddeye ne de bir insana bağlandım sırf bunu kanıtlamak için eroin kullandım,aşık oldum ikisini de arkama bakmadan bırakıp gittim geçmişi tükürüp geleceği çiğnedim.bugünü ise uyuyarak geçirdim *
Ben baya baya vuruldum bu sözlere be sözlük. Sabah sabah geldiler bana gene.
biricik dostum istiyor diye hiç gitmek istemediğim piknikli ortama gidecek oluşum zaten soğumuştum yatmadan kalkmak eylemini gerçekleştireceğim için soğudum buz gibiyim artık.
sırf o'nun ilgisini çeker diye face'i kapatıp kayıpları oynama kararı aldım halbuki umrunda olmadığının farkındayım.evet aşk insanı bazen böyle amele yapıyor işte.
Anneme değil de alt katta oturan babanneme bir şey vermek için indiğim sırada yaşlılığın verdiği hassasiyetten midir yoksa sevginin gözünün içine bakılır boyutundan mıdır nedir "rengin sararmış solmuş hasta gibisin kim üzdü seni" lafı üzerine gözlerimin feci dolduğunu ve babanneme o an diğer herkese duyduğum sevginin de ötesinde bir içtenlikle sıkı sıkı sarıldığımı hatırlarım belki öylesine sorulmuş bir soruydu babanne olmanın verdiği bir duyguydu ama o an beni sadece babannemin anladığını hissettim gözümünün içine bakan en birinci kişi olduğunu..