Para çekmek dışında bankamatikten işlem yapmak vatan hainliğidir. internet bankacılığı diye bir şey var arkadaş. Yaşlı dedeler de face de gezmeyi biliyorlar bunu da öğrensinler.
Ulan çoğunun bu konuda ne bir kitap okumuşluğu ne bir araştırma yapmışlığı var. Doktorlara değil, sosyal medyadaki şarlatanlara inanıyorlar. Daha kaç çocuk ölecek bu beyinsizler yüzünden?
Anlamını unutmaya başladığımız kelimedir vefa. Eşten, dosttan, akrabadan hatta candan, can bildiklerimizden göremediğimizdir. Değeri çok büyüktür ama kimilerine göre sadece yüktür.
-Kederliyim sözlük, vefasıza vefa aptallıkmış, bilemedim.
insanlıkta ne kadar iyiysen ilişkide o kadar kötüsün demişti.
Yediği her haltı kabul etmediğim, her dediğine tamam demediğim için duydum bu cümleyi muhtemelen. insanları olduğu gibi kabul ederim, hiç yargılamam ama hayatımı geçireceğim kişi bırak da istediğim gibi olsun.
Ölenin yakınları acısını yaşayamadan milletin karnını doyurma derdine düşüyor. Yemek dağıtma esnasında yapılan görgüsüzlükler midemi bulandırıyor. Milletçe bu konuda Daha düşünceli olmalıyız.
249 tane şehidimiz var, haddimizi bilelim, onları saygıyla yad edelim bugün.
Herkes kafasını kuma gömerken sokağa çıkıp kurşunların üstüne yürüyen bu cesur insanların kemiklerini sızlatmayalım.
Hangi tiyatroda ölen gerçekten öldü?
Hangi tiyatroda giden geri gelmedi?
Çok nadir de olsa başımıza gelme ihtimali olan anestezi farkındalığını konu alan film.
dostunu düşmanını ayırt edemeyen clay bey'in uyanması için kalp ameliyatı sırasında anestezi altında olmasına rağmen bilincinin açık olması gerekiyormuş demek.
Konu çok ilginç, film Çok daha güzel olabilirdi ama yine de tavsiye ederim. (tabi ameliyattan önce izlemeyin sakın)
Normal, hatta normalin üstünde bir zeka seviyesine sahip olan anne babamdan, sam'ın çocuğuna gösterdiği ilgi ve alakayı görmediğimi fatkettirdi bana bu film. Çocuk yetiştirme konusunda gerekli özeni göstermediklerini düşündüm, çok sevdiklerini bilsem de göstermeyi beceremediler.
Neyse, çocuk değilim, bizden geçti artık yani ama ilerde bir çocuğum olursa umarım bu filmi izlediğinde benim gibi sorgulamaz kendi anne babasını.
Çocukluğum, ergenliğim ve biraz da gençliğim hep hüzünlü geçti. Sana anlattıklarım hikayemin eğlenceli kısımlarıydı sadece. Her gece başımı yastığa koyduğumda aklıma gelenleri anlatamazdım sana. Bu benim savaşımdı galip de geldim galiba. Tam oh bee diyecekken çıktın karşıma.
Hiç tatmadığım duyguyu tattım sayende. Sevginin bu versiyonunu hiç bilmiyordum. Hep kaçtım çünkü. Seninle paylaştığım her ana şükür. bana bir insanı sevebileceğimi gösterdin. Sevilmek nasıl bir şeydir sayende öğrendim.
Senin de anlatmadığın şeyler varmış malesef. Kendi iç meselen diyip geçebileceğim şeyler değildi bunlar. Asla kabul etmem diyeceğim şeylerdi ama ettim. Bu kendimden ilk vazgeçişimdi.
Normalde insanların çoğu takmaz kafasına belki ama benim için ne kadar önemli olduğunu biliyordun. Bile bile geldin bana. Her şey çok güzelken döktün eteğindeki taşları yavaş yavaş. Birkaçını kabullendim, birazını görmezden geldim, haddinden fazla sabrettim.
Beni kendine aşık edip sonra da gerçekleri gün yüzüne çıkarman... Evet, ilk defa sevdim, çok sevdim, çok değer verdim karşılığını da aldım misliyle ama önce kendim kusura bakma. Bunu da sen öğrettin bana. Hiç kimse hiç kimseye mecbur değil. Alışkanlıklar zaman geçtikçe başka alışkanlıklarla yer değiştiriyor. Anılar birer birer silikleşiyor, geriye gecenin üçünde buralara yazmak kalıyor.
Unuttum, bitti gitti gibi beylik laflar etmeyeceğim ama galiba senin yüzünden bir daha hiç kimseyi sevmeyeceğim.