Ben bu hesabı 2014 ekim ayı gibi açtım. Hayatımın yazmaya ihtiyaç duyduğum bi dönemindeydim. Hep yazmaya ihtiyacım oldu hayatım boyunca gerçi ama sözlükte yazmaya karar verdim o ara, Kalem kağıt kesmedi ve benim gibi loser’ların ilk durağı olan uluda yazar olmak en kolayıydı. ilk yazdıklarımı görseydiniz sabırla okuyarak beğenerek yazar yapıyorlar zannettiğimden nasıl da kasmışım. sonra kendimden utandım da sildim ilk on entry’mi.
Zaman zaman çok bunaldım burada. Çok garip tiplere denk geldim hesabımı silesim geldi ama kıyamadım. Hesabı silmek de, hesabı sildikten sonra tekrar buraya gelmek de gayet normal şeyler ama hesabımda çok anım, çok yazım, kendimden çok şey birikmişti bu yüzden kıyamadım. Kapatmaya En yaklaştığımda bile yapamadım. Burası bana hep kürkçü dükkanı oldu. Bağ kurdum ister istemez burayla, bendekalanlar’la. He nickimden hiç hoşlanmıyorum, nasıl depresif bi ergen olduğumu hatırlatıyor bana orası ayrı. * ama değiştirmedim onu bile nedense.
Bazı insanlar beni çok etkilediler. Aklımda uzun süre yer ettiler. Bazılarını zamanla unuttum. Bazılarına baya kızdım ama onu bile unuttum. kızdıklarımın çoğunu affettim içimde. şimdi neredeyse hepsi gözüme çok iyi insanlar olarak görünüyorlar. Bazıları daha da iyi. Sevecenliğim had safada, kindar modum off şu an çünkü artık bi zahmet tatsızlıkları unutayım.
Burada çok insan tanıdım, çok insanla konuştum. Ne yazık ki şu an hiçbiri hayatımda yok. Buna dikkat çünkü sizin de muhtemelen böyle olacak. Tarayıcıdan çıktığınız an yalnızsınız, hayatınızla baş başasınız. Ne kötü di mi.
Aslında sözlük bugün çok mutsuzdum. Çok sorguladım bazı şeyleri. Akşam saat yediye kadar hiç aklımda yoktu bu. Ama artık gemileri yakmam gerekiyor, çünkü burası yeterince iradeli ve disiplinli olmayı öğrenememiş, hassas mizaçlı, mutsuz anlarını kendini internetle uyuşturarak geçiştiren, bağımlılık edinmeye meyilli benim gibi insanları sandıklarından fazla olumsuz etkileyebiliyor. Üstelik zaman en değerli şeyimiz.
Bi bilseniz ne kadar zaman kaybettim. Hayatında zamanı benim kadar israf eden az insan görmüşsünüzdür diye düşünüyorum.
Aslında bu entry’de bol dram yapacaktım çünkü çok doluydum, gelin görün ki her şey aklımdan uçtu gitti şu an. Ama itiraf ediyorum ki, şu an ağlıyorum.
Bi yudum içince yanına indirdiğim şalgamın yarısını ağzımdan o tadı temizlemek için içiyorum. Rakı azalmıyor, şalgam erkenden bitiyor. Şalgam olmasa çekilecek dert de değil. Özetle Alkol benlik diil sanırsam.
Sanki insanlar alışmaya kendilerini zorluyorlar gibi.
Her gün her gün hırsızlık. Millet çalıyor, kalayı biz yiyoruz. Birimiz Sürekli kabindeyiz diye orda bırakmıyorlar, giderayak çanta ceplerine koyuyorlar biz meşgulken bişeylerle. Sonra Müdüre bu alarmları hangimiz versek diye birbirimize top atıyoruz sürekli. Bugün ben verdim. Daha relax mizaçlı olan müdürü seçtim. Bişey demedi bugün.
Ya bi insan kocasını nasıl onca yıl aramaz sormaz, peşinden gitmez ne biçim bi aşıktı bu clara? Çok tuhaf buldum açıkçası clara’nın yıllarca isyan’a hiçbir şekilde ulaşma çabası göstermemesini, kızını ondan uzak tutmasını.
isyan gerçek bi aşık ve clara’nın onun sevgisini hak ettiğinden şüpheliyim.
Ama her şeye rağmen sonunda birbirlerini bulmaları mutlu etti, duygulandırdı.
bi yöntem keşfettim. sizin kardeş gıcıksa ters tepebilir ama benimki o kadar da uyuz değil işime yarıyor.
Saçımı düzleştirmek için oturuyorum mesela. arka tarafta komidinin üzerine bıraktığım tarağı almadığımı fark ediyorum ama kalkmaya üşeniyorum. D! D! Diye Yüksek sesle kardeşime sesleniyorum çok önemli bişey söylicekmiş gibi.
Çocuk da diğer odadan geliyor efendim diye. Tatlış sesimle şu tarağı verir misin diyorum.d ilk seferinde şaşırdı kurnazlığıma, beni bunun için mi çağırdın dedi ama verdi tarağı.
ikincisinde çok susamıştım bir şeyle uğraşırken evde. Yine bağırdım d gelsene diye. böyle acil çok önemli bişey varmış gibi. Yavrum salondan apar topar geldi. Tatlım su getirir misin dedim ahah çocuk atarla karışık gülerek getirdi yine.
Üçüncüsünde yine bu tarz bişey yaptım yine geldi ama inadıma getirmedi.
Yöntem çalışıyor genelde bende. Biraz Unutturayım tekrar kullanırım.
Müşteri o kadar sinirimi bozuyor ki sinirden ağladım bu akşam uzun zaman sonra.
Hepsini birer ork olarak görmeye başladım. Seslere bile tahammül edemiyorum. insan sevgim bitti gitti. 40 yaş üstü teyzelerden nefret ediyorum. Bu histerik ruh hastalarının stres topu olmaktan yoruldum aq ya.
çalışanlarının görev tanımını bu kadar geniş tutan işyerimden de nefret ediyorum nefret. Vicdansızlar. Temizliği bile biz yapıyoruz insaf ya. Onca iş arasında kabin kirlendiğinde ve yetişemediğimizde müşteri fotoğrafını çekip genel merkeze atacağını söylüyor. insan mı bu allah aşkına.
Çok sıkılıyorum. Son günlerde buralar çok sıcak. Boyuna Yüzden terlediğim için Terlemekten nefret ediyorum.
Seksten zerre zevk almıyorum. Libidom beni sekse zorluyor ama harcadığım efora hiç değmiyor. Endişeleniyorum. Hep böyle olacaksa işim zor. Acaba karşı tarafa hislerim olmadığından mı, çekim duymadığımdan mı böyle bilmiyorum. Duygusuz seks insanı olmamamdan mı acaba. Ama sanki karşımda gayet çekici ve hoşlanacağım bi adam olsa bile yine zevk alamayacağım gibi geliyor.
işin garibi evdeyken canım feci seks çekiyor. Ama yaşadığımda, o esnada sanki kolum çimdikleniyor, his yok. Uyarılmama rağmen bir şey hissetmiyorum, Fiziksel Hassasiyetimi, duyarlılığımı mı kaybettim bilmiyorum.
Sevdiğim ve çekici bulduğum insanla evlenme ihtimalimi baya düşük görüyorum, çünkü bu bi lüks çoğu insan için. O lükse de pek sahip olamadım şimdiye dek bundan sonra da sahip olacağımı düşünmüyorum. Yani evlenince berbat bi seks hayatım olacak sanırım. Başım ağrıyor diyen kadınları çok iyi anlıyorum. Aseksüel miyim diye düşünüyorum ama öyle olsam libidom olmazdı heralde.
Bunlar bi yana kafam uysa da fiziksel olarak hoşlanmadığım, bir şeyler hissedemediğim erkeklerin yanındayken kaçıp gidesim geliyor.
Ama buna rağmen dünkü adam o kadar güzel kalbi olan biriydi ki, yanında ne kadar düzgün bi adamsın deyip ağlamaklı oldum. Yolcularken de ağlamamak için zor tuttum kendimi, boğazım acırken gülümsedim. Çünkü böyle erkekleri çok sevmek gerek ama o anlamda sevemeyince kendimi baya suçlu hissediyorum bir de o kadar kibardı ki kalbime dokundu çok. Canımdan bi parçaymış gibi geldi o naif hallerini görünce. Böyle insanların mutsuz olma ihtimali beni kahrediyor. Tabii o benim aşkımdan ölmüyor zaten ama yine de sevgiyi çok hak ettiğinden onu çok sevmek isterdim.
Gidince arkadaşımla buluştum onun yanında biraz kendimi serbest bıraktım, ağladım.
Kafam çok karışık. Büyük ihtimalle bu yazıda kendini tekrar edecek şeyler yazıcam düzeltecek kadar kafam yerinde değil.
O kadar çok şey aksak ki. Aşk hayatımdan bi bok olmayacak ömür boyu biliyorum. Bi adamla ömür boyu bi eve girebilecek kadar seveceğim adamlar beni sevmeyecek, beni seven adamların yanında da benim kaçıp gidesim olacak biliyorum. Bazı erkeklerin yanında ruhum daralıyor.
beklentimi düşüremiyorum. radikal bi karar alıp aklı başında biriyle görücü usulü evlenecek biri değilim. Bazı insanlar nasıl yapıyor bunu?
Aşırı mükemmelliyetçiyim bu yüzden evlenemicem biliyorum, zerre mükemmel de değilim.
Niye bunlardan bahsediyorum çünkü flört ettiğim erkeklerin hiçbiriyle o elektriği tutturamadım ve böyle gidecek biliyorum. Belli bi yaşta yalnız ve mutsuz bi kadın olma ihtimalim beni korkutuyor.
Şu ara beni motive edecek bir şey yok, böyle sorgulamalar arasında boşlukta süzülüyorum. işyerinde insanları boğasım gelse de bana düşünemeyecek kadar yoğun olma fırsatı veriyor.