bugün

Güzel ülkem şartlarında üniversite diploması pek bir anlam ifade etmemeye başlamıştır, zira ülkemin dört bir yanı üniversitelerle donatılırken, buralardan mezun olacak değerli gençlerimize iş kapıları ardına kadar kapalıdır. Bir de eklemeden geçmek istemediğim ve eklerken bile utanacağım bir şey vardır ki, torpil olayıdır. Artık mühendis alırken bile torpil soruluyor. Mesleğini sevebilir, o alanda harikalar da yaratabilirsiniz ama arkanızda bir abiniz, dayınız ya da amcanız yoksa, kahve köşelerinde sürünmeye devam edersiniz. Çok üzücü bir durum, çünkü diğer taraftan mesleğini sevmeyen ve başarısız olan nice bireyler torpilleri sayesinde çok iyi yerleri işgal edebiliyorlar.
Diploma kiralama gibi durumlar vardır. Antrenorluk belgesi olan biri diplomasını kiralayarak diplomasiz birinin salon açmasına vesile olabilir. Anlayacağın diploma işe yarıyor.
Doğru önerme.

Belirli üniversitelerden mezun olmadıkça üniversitede kültüre kültür katmaktır sadece. Önemli üniversiteler için çok çalışmak gerekir.

Yine de üniversite okunmalıdır.
Mesele üniversiteden mezun olmak değil ne mezunu olduğunuz önemli aslında.

Bu ülkede düzgün bir iş bulmanın 3 garanti yolu vardır.

1- sağlık okumak
2-mühendislik okumak
3-hukuk okumak

Diğerleri malesef amele yetistiren okul statusunde.
Yandaş olsaydı müdür olurdu hatta diplomaya bile gerek kalmazdı.
Üniversitelerin piyasanın talep ettiği mesleki yeterliliğin çok gerisinde bilgi vermesi (sanayideki çırağın bazen mühendisten fazla pratik bilgisi olması)
Sosyal bilimlerin ülkemizde öneminin hiç bir zaman doğru anlaşılamaması(toplumsal çomarlığımızın genetik kodunun gizli oldugu nokta auguste comte kimmiş diyen adamı c başkanı yapabilecek fantastik toplum olmamız )
Toplumun ihtiyacının doğru analiz edilmemesi ile alanların öğrenci adaylarına düzgün dağıtılmaması (doktor bulunmaz hint kumaşı iken hikayeyi sallasan avukata iktisatçıya değmesi)
Yüksek genç nüfus artışımız. (Allah rızkını verir en az üç çocuk mottosu benimsemiş toplumsal önderliğimiz ve enikleme merakımız)
Liyakat kavramının yokluğu daha doğrusu yok edilmesi (herkesin malumu dayı meselesi)...
Ona bakarsan üniversite mezunu olamayan da ancak asgari ücret kadar maaş alıyor. Çöpçü bile lise mezunu.
Askerliğe yarar.
Çarpık eğitim ve meslek politikalarının getirdiği sonuçtur. işe yaramayan eğitim düzeyinin artacağına delildir.
Verilen eğitimin yetersizliğinden ve vasıfsızlığından kaynaklanan aslında büyük bir problem olmakla beraber toplum algısı yüzünden aman oku yavrum ünivesiteni denilerek öğrencilerin 'sadece' diploma alması sonucu oluşan boktan durum. Bir de bunun kalabalık bir toplumda yaşıyor olmamız sonucu oluştuğunu da eklemek isterim; işe yarar okulların sayılı olması, taşrada, şehirde, metropolde türlü türlü özel ve devlet üniversitesinin açılması ve çoğu derse giren hocanın egolarından başka verecek çok da bir şeyi olmaması da eklenince insanların bunu kabul etmesi gerekiyor.

Tabi okumayın demek değil bunlar, üniversite yılları hayatın en güzel, en renkli ve özgür yılları. Bir daha geri gelmeyeceği için tadını çıkarmak gerekiyor. Aldığınız eğitimin hakkını verecek kadar da çalışın ama mezun olunca çok büyük beklentileriniz olmasın. En az üç dört yıl sürüneceğinizi bilin. Bu son söylediğim önü açık bölümler için geçerli değil elbette ama bu bölümler diğerlerine nazaran oldukça az olduğu için genellemeye vuruyorum.

Sonuç olarak, üniversite okuyun ve kendinizi geliştirin ama iş bulamayınca açlık grevi yapmayın. Türkiye'de üniversite mezunu olduktan sonra hayatın size getireceği çok bir şey yok siz çabalamak zorundasınız, bunun farkında olun.
Sikko universitelerin mezunlarinin iddiasidir.
birincisi ülkede belli bölümlerin çalışma alanı çok kısıtlı , misal veriyorum sanat tarihi veya sosyoloji vb. , yırttın kendini , bitirdin bölümü bi sike yaramadı açıkta kaldın . niye ? çalışma alanı doğru dürüst bu ülkede yok!!
ikincisi siktiriboktan üniversitelerle dolu ülke ne yazık ki , eğer sağlam bir bölüm okuyacaksanız her üniversitede okuyabilirsiniz ama normal işletme ,sosyoloji ne bileyim halkla ilişkiler vs. okuyacaksanız sikik sokuk özel üniversitelerden mezunluğunuzla bir sike varamazsınız.
yok öyle bir dünya. üniversite okudum ve sayesinde iyi bir işim var. kamuda çalışıyorum ama özelde çalışan arkadaşlarım da iyi maaşlarla çalışıyor. eğer iyi bir bölüm okursanız iyi bir maaşla iyi bir işte çalışırsınız. belki sanayideki usta ayda 5000 kazanıyor ama ne şartlarda çalışıyor. yazın sıcakta, kışın zemheride bileğinin gücüyle çalışmak var, masa başında çalışmak var. işin aslı çoğu üniversitenin üniversite olmaması. küçük şehirlerdeki üniversiteler her açıdan yetersiz. bir arkadaşım vanda işletme kazanmıştı. aynı yıl polisliğe girip polis oldu. bitirse muhtemelen şuan işsizdi. ama işletmeyi istanbulda, ankarada okuyan ona nispetle çok daha avantajlı oluyor haliyle.
Adam açıköğretimden işletme okumuş. Bi işe yaramıyor diyor. Yaramaz tabi.
anadolunun herhangi bir köşesinde işletme okuyuncada yaramıyorki.
Sen avare ben avare söyle bana bu deveyi kim güde. Artık ülkenin üniversite mezunu işsizlere, işçilere ve emekçilerine sahip olmasını sağlamıştır.
Üniversite hiçkimseye hiçbir şey vadetmez.
Yani hiçkimse kalkıp da, "okursanız şöyle iş sahibi olursunuz yok efendim böyle bir hayat yaşarsınız" falan demez.
Üniversite meslek edindirme birimi değildir, böyle bir misyonu yoktur. Tarihte de Eski Yunan'dan bu yana hiçbir zaman böyle bir görev üstlenmemiştir.
Haliyle ortada vadedilmiş bir akıbet ya da sözü verilmiş bir iş güç, yaşam biçimi, statü yoksa kimsenin kalkıp bir şey demeye de Hakkı yoktur. Bu kadar basit. Dolayısıyla, üniversite, iş bulucu ya da sosyal statü arttırıcı bir kurum değildir. Üniversite kavramında tanımlanmış böyle bir misyon yoktur.

Üniversitedeki bölümünüzden, mezuniyet sonrası için herhangi bir iş ya da hizmet, ayrıcalık ya da referans beklerseniz çok büyük bir hatanın içine düşersiniz.

Üniversite insana hiçbir şey vermez. Hiçbir şey vadetmez.
Üniversite insana, dilediği herşeyi istediği gibi yapıp deneyimleyebileceği, kendi içinde serbestliği ve imkanları olan özel bir Zaman dilimi sunar. işte önemli olan şey, öğrencinin, 2 ya da 4 yıllık olsun bu süreci kendi gelişimi ve öğrencilikten bireyliğe geçişi bakımından iyi değerlendirebilmesidir.

Mesela lisansta hayallerim vardı ama üniversiteden bu bağlamda hiçbir beklentim yoktu.
Bir yıl ingilizce hazırlık okudum, sonra Sayısız işsiz mezunun bulunduğu bir edebiyat fakültesi bölümünde Dört yıl lisans okudum bir de okulu uzatınca lisans etti sana 6 yıl.
Hep KYK'da kaldım. Her yıl yaz döneminde garsonluk yaptım.
Yüksek lisansta hala garsonluk yapıyordum çok zor şartlar altında, günde ortalama 12 saat çalışıyordum.
Sonra gittim DeFacto da çalışmaya başladım. Üçüncü yılın sonuna doğru tezimi bitirip artık memlekete dönecektim. Çünkü kadro falan yoktu. Başvurduğum yerler de olmuyordu. Eve dönüp garsonluk olsun, mağazacılık olsun bir şeyler yaparım diyordum. Ama Bazı gelişmeler oldu istediğim gibi bir iş sahibi oldum çok şükür. Ama olamaya da bilirdim.
Bu gerçekten düşük bir orandı. Ama olamasaydım da şu an güzel bir işte çalışmak için yırtınıyor, kendimi geliştiriyor olurdum. Çünkü lisan ve yüksek lisans sürecinde 8-9 yıl boyunca üniversitede ücretsiz verilen ve alanımla hiç ama hiç alakası olmayan dünya kadar kursa gittim ama sertifika için değil öğrenmek için. Gece gündüz emek verdim, dilimi geliştirdim, hemen hemen tüm tasarım yazılımlarını ileri düzey kullanabilir hale geldim. Bir sosyal bilimci olarak kalkıp bir dönem boyunca programlama kursuna gittin, veri tabanı, web tasarım, animasyon kursuna gittim. Boş vakitlerimi kütüphanede alakasız alanlarda okuma yapıp kendimi geliştirmek için harcadım. sadece kendi alanıma yönelip körelmek yerine böylede her alan ve saha üzerinde genel kültür ve donanım sahibi oldum, özel sektörde sayısız yerde çalışarak işten ve işsizlikten korkmamayı inanarak sabır ve özgüvenle hiç gocunmadan çalışabilmeyi öğrendim. Yüksek lisans yaparken kendi alanımla hiç alakası olmayan, yarısı bizzat olmak üzere tam 54 yere başvuru yaptım, günlüklerimde yazar hala. Hiçbiri beni almadı mesela. Çoğu ben yüksek lisans yapan birini böyle bir işte çalıştıramam kusura bakmayın bu size göre değil dediler. Cv me bakıp hep geri çevirdiler. Sonra bir arkadaşım vasıtasıyla mağazada iş buldum. Yüksek lisans yaparken lisans öğrencileri de bize hocam diye hitap ederlerdi. Ben o okulun pırıl pırıl koridorlarımdan çıkıp mağazaya geçerdim ve DeFacto nun turuncu çikin tişörtünü giyip onlarca insan içinde yerleri silerdim, depoya koli taşırdım, kasada işlem alırdım. ilk Zamanlar utanırdım mesela bunları yaparken ama sonra keyif almaya başladım, kaç kez ayın elemanı seçildim çünkü alanla ilgili araştırma da yapıyordum sürekli. çalıştığım her yerde ardımda güzel bir referans bırakmaya çalıştım.

Hasılı kelam, üniversiteden iş ummayın, kendinizi umun. Statü beklemeyin, Kendinizi bekleyin. Öğrenciliktin bir birey olmaya giden yolda emek verin donanım sağlayın. Yalnızca kendi alanınıza gömülürseniz yarın kendi alanınızda bile iş bulsanız kaybedenlerden olursunuz çünkü dört yıl boyunca tek bir bölümde tek bir konu grubuna yoğunlaşmak insanı hayatım diğer alanlarından sonsuza kadar koparır ve hayatla olan bağlantınız her geçen gün biraz daha azalır. Kendi işinizi çok iyi yapsanız bile, Genel kültürü olmayan, donanımsız ve hayat bakımından çelimsiz; özgüveni eksik güçsüz ve yalnız bireyler haline gelirsiniz. Hiçkimse üniversite okumak zorunda değildir arkadaşlar. Okuyanlar de kendileri bakımından Hakkını vermezlerse ancak dört yıl dolanıp gelmiş olurlar. Ve üniversite süreci hayatınızda yalnızca bir kez olur. Bir daha kendinizi geliştirmek için böyle imkanlar veren bir zaman dilimi bulamazsınız.
Yeditepede okumakla bartında okumak aynı şey değil tabii.
yukarıda arkadaşın söylediği gibi üniversite iş bulma kurumu değildir. eğitim kurumudur...
iş bulmak meslek sahibi olmak adına okumak, okumuş cahilliktir.

iş ilanlarında istenilen eğitim seviyesi, iş için aranılan kriterin aynı zamanda eğitimli kültürlü kişi olması istendiğindendir.
22/25 yaşları civarında bir birey üniversite bittikten sonra askere gider.
o kadar okuduk istediğimiz işi yapalım bari deyip iş aramaya başlar, kendisini tatmin edici iş bulamaz.
yaşı 30 olur. üniversite okuduk bari devlet kapısında çalışalım der. ancak bu seferde karşısına 28 yaş sınırlaması çıkar.
demem o ki geleceğinizi üniversite hayatınız başlamadan hemen önce belirlemiş olmanız ve bu doğrultuda gitmeniz faydanıza.
asla işsiz kalmayacağınız meslekler arasında pilot ve gemi kaptanı tavsiyemdir. 70 yaşına bile gelseniz rahat iş bulursunuz tecrübenizden ötürü.
işin içinde torpil yoksa boştur...
Üniversiteye hiç gitmemek de bir sike yaramıyor.
2 Senede olsa okumak kanımca iyidir diye düşünüyorum.Özel sektörde 5-6 sene boyunca çalıştım.inanın ilk başlarda vasfınız yoksa işi bilmiyorsanız.Ortamı bilmiyorsanız.Sizi baya bir ters köşe domaltıyorlar.Efendime söylüyeyim Ücretsiz mesailer mi dersiniz.Yoğun iş temposunda tek başına çalışmalarmı dersiniz.izinsiz çalışmalarmı dersiniz.Maaşınızın 1 ay geç yatmasımı dersiniz.her şey olabilir sonuçta kapitalist düzenin içindesiniz öyle veya böyle.Adam size dese " ne vasfın var hemşerim ? her hangi bir üniversite diploman varmı ? " dese ne yapacaksınız.Göt gibi ortada kaldınız.istediği zaman sikdir edebiliyor sizi.Allaha emanet ol deyip.Cebinize 3-5 kuruş para koyup yollar.Kendinizi kapı önünde bulursunuz.Daha sonra gazete ilanlarına Bakarsınız,işkura gidersiniz,Kariyer.net'e bakarsınız.Tabi'ki Vasfınız yok Seçeceğiniz meslekler kısıtlı.O Moral bozukluğu ile psikolojiniz daha da çöker.
Yaramaz. Gidin bildik iş bulma sitelerinde ki iş ilanlarına bakın aynen şu mealdedir.

Üniversite mezunu arıyoruz. Tamam mezunum. Ama biz üniversitelerin şu şu şu bölümlerinden mezun olanları arıyoruz. He tamam bende ordan mezunum. Tamam da ingilizce de arıyoruz. Oke baba alası var. Güzel güzelde bir de minimum 5 sene tecrübe arıyoruz. Ha bir de unutmadan 25 yaşını geçmemiş, iş yerimize yakın oturan eleman arıyoruz. Abi bak bu olmadı ya zaten üni yeni bitti. Ben ne zaman tercrübe kazanacağım ki? Ya zaten sizi alamayız biz bir de xuaaazonk, missmoo, zatturaat sertifikalarına sahip olan birini arıyoruz. Ya vereceğiniz en çok 2000 TL. istediğiniz sertifikalar 20 bin tl.
Seni tanisacagin insanlara kadar etkiler ama is konusunda bir sikime yaramaz. Kesinlikle hakli onerme.
Tanim: doğru önermedir.
Sik le bunun ne alakası var?
mezun olalı 3 gün oldu. ole seler demesek daha bunalıma girmek için çok erken.