ğ: öss türkiye birincisi oldun, neler hissediyorsun? b: hissetmek anlamak demektir. sizi anlıyorum. ğ: enteresan bir cevap.. neyse devam edelim.. nasıl hazırlandın? b: dersi derste dinlerim. eve gelince de geç saatlere kadar uludagsozluk'te takılırım. sözlüğü açınca önce uktelere bakarım, bilgi sahibi olduğum varsa önce onları doldururum; anket başlığı açmam, ankete katılmam; ayar vermem, özel mesajla uyarırım; tematik çalışırım; kopi pest entry girmem. bir de en önemlisi; "de"lerin, "mi"lerin "şey" kelimesinin yazımına çok dikkat ederim. ğ: çok güzel hazırlanmışsın.. sozlktekiler biliyorlar mıydı birinci olacağını? b: sozlktekiler değil, sözlüktekiler olması gerekiyor. ğ: nasıl yani? b: yok bir şey.
an itibarı ile butun ümitlerimin tükendiği hadisedir. çünkü bu konuda sadece salçaya güvenebilirdim yukarıdaki entrysiyle beni yıkmıştır. Ama hızlı çözdüğünü ümit etmekteyim sonucunu heyecanla bekliorz...
reklam:
arjen robben uludağ ile çalıştı kazandı. uludağ'la siz de kazancaksınız.
röportaj:
+aslında çok fazla ders çalışmadım. düzenli çalıştım.
-peki günde kaç saat online oldun?
+valla ben günde 5-6 saat online oldum. o da fazlasıyla yetti. günde 10-15 saat online olan arkadaşlar vardı.
-peki ilerde öss birincisi olmak isteyenlere ne tavsiye edersin?
+valla siyasi, polemik amaçlı entry girerek vakit kaybetmesinler. doğrudan bilgi içeren entrylere yönelsinler.
-çok teşekkür ederiz.
+ben teşellüm ederim.**
gerçekleşmesi durumunda sözlüğün namına nam katacak sevinçli bir durum. olmaması da uzak ihtimal değildir. çünkü sözlüğümüzde birbirinden zeki, okumuş yazmış pırıl pırıl genç vardır.
uludag sözlük yazarlarının sözlükte fazla vakit geçirdiği düşünülürse pek mümkün olmayacak bir durum. bunu becerebilecek kişinin çok zeki, derste her şeyi anlayan, evde ders çalışmasına gerek kalmayan, üstün bir yazar olması lazım. ama ne demişler olmaz olmaz deme olmaz olmaz