bugün

Televizyon veya radyolarda konuşma içerikli araştırma.
bir olay,kişi veya kurumu çeşitli yönleriyle tanıtmak amacıyla hazırlanan,genellikle gazete ve dergilerde yayımlanan bir yazı türüdür.
nuriye akmanın en iyi yaptığı iş
http://www.roportaj.azbuz.com * *
argoda oral seks.
bir gerçeği araştırma, inceleme, gezip- görme yoluyla ya da soruşturma yoluyla yansıtan yazı türüdür.
özellikleri:
gazete ve dergi yazılarıdır.
fotoğraflarla, belgelerle, incelemelerle gerçekler belgelenir.
düşünce yazısı planı ile yazlır.
toplumsal, sanatsal bir olgu ya da olay işlenir.
okuyucuyu gerçeklerin içine çekerek, yaşatarak öğretir.
gerçeği açık, yalın, çarpıcı bir dille anlatır.
sorunları gösterir onun ardında yatan gerçekleri inceler.
örnekleme, tanıkgösterme,karşılaştırma yöntemi kullanıldığı için nesneldir.
açıklayıcı, öyküleyici, betimleyici, tartışmacı anlatım yolları kullanılır.
konularına göre çeşitleri:
eşyayı konu alan,
bir yeri konu alan,
kişiyi konu alan.
sunuş biçimine göre çeşitleri:
amerikan röportajı: en son söylenecek önemli ve çarpıcı sözleri en başta söyleyen röportajlardır.
alman röportajı: yazarın kendi düşüncesine ağırlık verdiği röportajlardır.
yazar ve eserler:
evliya çelebi - seyehatname (röportaj tarzını kullanarak gezilerini anlatmıştır.)
ziya paşa - rüya
1918 ruşen eşref ünaydın - diyorlar ki (batılı tarzda ilk örnek.)
1932 hikmet feridun es - bugünde diyorlar ki
1960 mustafa baydar - edebiyatçılarımız ne diyorlar
1962 gavsi ozansoy - 40 yıl sonra diyorlar ki
1964 tahir kutsi - iç göç
1965 halil aytekin - doğuda kıtlık vardı
1969 abdi ipekçi - liderler diyorlar ki
1971 yaşar kemal - bu diyardan baştan başa
1976 yaşar nabi mayır - edebiyatçılarımız konuşuyor.
aslında mülakat olan türü çoğu kişi röportaj olarak bilir. bir kişiye soru sorup cevap almak zannedilir ama değildir. bir ürünün yapımını incelemek bile röportaj.
ahmet erhan şiiri.

Ben bu şiiri daha önce hiç yazmadım
Kalemler ağladı, ben yazmadım
Gittim bir sürü saçmalık yaptım
Bir zaman ölüme taktım aklımı
Yağmurlara, denizlere, sorulara, aşklara ve daha pek çok şeye
Çevremde hiç akranım kalmadı sonra
Elim, ayağım, kalbim, aklım sobe!
Yalnızlığın resmine bir fırça da ben attım
Dönüp bir daha attım
Futbol maçlarına belki ufuk çizgisini görürüm diye gittim
Kadınlara, kızlara askıntı oldum bir ara
Deliliğime kılıf olsun diye hep sarhoş gezdim
Enlemleri, boylamları birbirine düğümledim
haritalarda...
Ne soracaksan sor artık
Bay gazeteci, elindeki kağıda bakmadan ama
Gez, göz, arpacık
Patlasın flaş.
söyleşiyle karıştırılan bir yazı türüdür. soru cevap şeklinde gelişen ürün söyleşidir. yaşar kemal bu türün en önemli temsilcilerindendir.
Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek, o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip imkânlar ölçüsünde fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazılara röportaj denir.
*
Röportaj günümüzde medya (basın-yayın) dünyasında çokça kullanılan bir kavramdır. Bu bağlamda radyo veya televizyon habercisinin bir araştırma veya soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu programa da röportaj denir.
*
Röportajda yazar kendi görüşlerini, yargılarını, yorumlarını ve izlenimlerini ortaya koyar.
*
Röportajlarda konuyla ilgili fotoğraf, belge, filmlere ve konu hakkında ilgili kişilerin konuşmalarına da yer verilir.

Röportaj - Gezi yazsısı Farkı

Gezi yazılarında gezilen yerle ilgili olarak yazarın dikkatini çeken yönler anlatılır. Ancak röportajın ilgi alanı çok daha geniştir. Röportaj toplumsal yaşamda rastlanan her olay, yer veya kişiyi büyüteç altına alabilir.



Türk Edebiyatında Röportaj

*
Türk edebiyatında Ruşen Eşref Ünaydın, Hikmet Ferudun Es, Tahir Kutsi Makal, Necmi Onur, Fikret Otyam, Mete Akyol, Yaşar Kemal ve Ömer Sami Coşar tanınmış röportaj yazarlarındandır.
röportajlara çok meraklı birisi olarak, bu işin çok basit olduğunu sanmak hatasına düşenleri görmekteyim. bu iş bilgili olmaktan öte insan sarraflığıdır. kimi insanı, aydını konuşturmak, verim almak için ona dair konuya dair çok bilgili olunmalı ki, yapılan röportaj, başarılı hatta azar ve ayar verilmeyen bir röportaj olabilsin.

kimi zamanda röportaj yapan saf, bilgisiz davranarak, karşısındakini daha iyi konuşturur. bunu anlayabilmektir, insan sarraflığı. insan psikolojisinde, karakteter analizini ehil olmayan bu dalda da başarılı olamaz bence. bazen arkadaş, bazen kurnaz ve ayrıntıcı bir görüşmeci, bazende ruh bilimci gibi davranabilmek gerekir.

röportaj yapana uyanık bir pazarlamacı gibi davranmalı diyenler de vardır. sanırım bu mağazaya gelen müsterinin ısrar ve ilgiden mi yoksa rahat ve özgür bırakılmaktan mı hoşlandığını sezebilmek anlamındadır. yani benim başta söylediğim insan sarraflığının, o dedelerimizden miras kelimenin, modern versiyonu.
yapılan kişinin satır arası mesajları okunabilirse kişinin dünya görüşüne dair manidar bazı tespitler içerebileceğinden faydalı bir yazı türüdür, araştırma şeklidir.
Genelde mülakat ile karıştırılan yazı türüdür.
salakça bi durum lan aslında bu. adamın elinde fotoğraf makinesi var. kağıtlar var, kaydedici var. geliyo "sizlen röportaj yapıcam" diyo. napıcan lan röportajı, "gazeteye koyucam". niye lan koyucan gazeteye, e işte insanlar sizi merak ediyo, nasıl böyle oldunuz diye. sanki evrime geçirip maymun olduk. normal işte. normal sıradan hayat yaşıycam, size ne.

neyse efendim al takke ver külah, iyi tamam dedik. beni koy o gazeteye, insanlar rahatlasın, halbuki madem gazetende boş yer var, bakkal yusuf pezevengini koysana. limonun tanesine 1 lira diyor adam, toplumsal yara değil mi bu? halkı bilinçlendirsene.

neyse efendim, geldi fotoğraf makinesi filan, fotoğraf da çekecekmiş. tutturdu kediyle çekicem diye. lan napıcan kediyi. "e işte sanat hayatını bitirdi de kedilerle kafayı bozdu" diye yazıcan dimi. koyayım kediyi kafaya kel çıkmayayım o zaman. çaki ibnesi de, doğuştan artist, hemen kuruldu kucağa veriyor pozu.

"neden mizah, neden böyle bir tercih"

valla bilmiyorum abicim dedim, kısmet işte, bakkal mı olsaydım yani? ben de mi limonun tanesini 1 liradan satsaydım yusuf gibi. ben bu yolu seçtim.

"neden vazgeçtin" dedi bu.

vazgeçmedim lan, hala gülüyom ben, mizahın içindeyim, ben gülünce millet de bana gülüyo hala, küçük yer burası, tutturabildiğine, misal bak bakkal yusuf'a, limonun tanesine 1 lira diyo. hadi ben yemiyorum sen yemiyorsun ama, demek yiyen var, satıyo.

bozuldu bu iyice, "ya abi allah aşkına ciddi ol biraz" dedi. dedim "oğlum millet beni napsın, küçükken altıma işerken tanıyan adamlar bunlar beni, neyimi merak edecekler"

sordu bişeyler, yazdı, ben düzelttim. gitti.
adam akıllı ve çarpıcı başlık çıkmıyorsa çöptür.
2014 Yapımı izlenesi bir komedi filmi.
Dd* (bkz: kürtaj)
Vatandaşın hakkında hiçbir şey bilmediğini bile bile; ona mikrofon uzatıp, Mars'taki suyu, Başkanlık sistemini, Halifeleri, Dostoyevski'yi vb. sorup bak ne cahil halkımız var diye afişe etme huyu ne zaman bitecek? Bir ben mi ifrit oluyorum acaba? Yarın metrobüste yer kapma derdinde, maaşı zamanında yatacak mı derdinde olan insanlar bunlar. Sanki bu ülkede muhabirin, televizyoncunun çapı ne düzeyde de halkın cehaletini bize gösteriyor. Basın özgürlüğünde 180 ülke içinde 151'incisin. Afrika ülkeleri senden ileri. Bir kere de bu cehaleti haber yapsanıza. Biz o röportaj olmadan da insanların bilim, felsefe, din, edebiyat bilmediğinin farkındayız. Cehalet önce okumuşun, bizim gibi tuzukuruların rezilliğidir. Gel öğretmenlere mikrofon tut alanı hakkında ne okumuşlar onu sor. Cehalet arıyorsanız, Mars'taki sudan sorumlu sözde bilim adamlarımıza mikrofon uzatın. Siyasal bilgiler fakültesi dekanı olup iki kelime ile ABD'deki başkanlık sistemini anlatamayanları afişe edin, yargı bağımsızlığı ölmüştür diyen bir Meclis başkanına iki çift soru soracak cesareti gösterin. NASA da kim oluyor, biz onlardan ilerideyiz diyen bakana soru sorun, Evrim çürümüş teori diyen devlet yetkilisine sen ne olduğunu biliyor musun Evrim'in diye sorun. Yemez tabii...
gerçek anlamıyla röportaj, bir olayı bir gerçeği açığa çıkarmak için bir bölgeyi gezmek, çok sayıda insanla görüşmek suretiyle yapılan bir araştırmadır.
günlük hayatta kullandığımız röportaj (bir insanla yapılan soru cevaplı söyleşi) aslen röportaj değil, mülakattır.
Radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu program, mülakat anlamına gelir.
Otur roman yaz daha kolay. Yani öyleymiş bir röportaj yaptım dergim için. Allah ım bir insana derdini anlatmak, onu açmaya çalışmak, konuyu yönlendirmek, havada yüzen kelimeleri yazmak sonra düzenlemek bilmem ne yaşlandım vallahi. Hiç sevmiyorum bu türü.