bugün

(bkz: maxim gorki).
çağın kirlenen çocukluğuna dair, alt alta bir yazı:

--spoiler--
üstün açıldığında saklanıyor hüznüm
boynumdan aşağı akıyor istemeden
karanlıkta yaşlanıyorsun çocuğum,
çocukluğum.
savaşmadan sevişemez canlı bedenler
bilmezsin
soğumadan hatırlanmaz baharda ölenler
ama sen,
sen ne zaman büyüdün a çocukluğum
adam oldun
sevdalandın
sevda türküleri söyledin
sevda ihanetleri gördün...
geldin en sonuna hayretli türkülerin
söylendin
üstün kapandı işte fışkırıyorken günahlarım
ve mezar taşı soğukluğuna bürünüyor tüm yalnızlık
siyah ya da beyazdın
kanadın
kıpkızıl oldun da
sen ne zaman öldün bu kalabalıkta a çocukluğum...
--spoiler--
bir maksim gorki eseri
kayıp ve zamansız.
tam bir fiyasko.
görsel
maksim gorki'nin kuvvetli bir eseri. lakin çoğunun daha sonradan tamamlanmış yani kurgu olduğunu yazar kendisi de belirtmiştir. Bu yüzden tam bir hayat hikayesi sayılamaz.
50 kuruş verselerde bakkala gitsem.
Maksim gorki' nin insan ötesi bir betimlemeyle okuyucuya her detayı aksettirdiği ve izlerini bıraktığı oto-biyografi eseridir. Orijinal dilinden okumak ve anlamak vardı ama işte...
tanju okan şarkısı. sesi bilhassa etkileyicidir bu şarkıda.

Bir rüzgar esti ta eskilerden
Yıkılmış evler ve depremlerden
Oyuncak yaptığım kendi kendime
Üst üste dizilmiş tezeklerden

Bir rüzgar esti ta eskilerden
Taş toprak fındık bahçelerinden
Babamın yırtık elbisesinden
Bayramlık dikildiği günlerden

Çocukluğum çocukluğum
Bir boşluk var anlayamıyorum
Kapkaranlık derin bir kuyu var
Bir türlü içinden çıkamıyorum

Çocukluğum çocukluğum
Eksik birşey var bilemiyorum
O zamanlardan yasaklamışlar
Doyası doyasıya ağlayamıyorum

Bir rüzgar esti ta eskilerden
Yıkılmış evler ve depremlerden
Oyuncak yaptığım kendi kendime
Üst üste dizilmiş tezeklerden

Bir rüzgar esti ta eskilerden
Taş toprak fındık bahçelerinden
Babamın yırtık elbisesinden
Bayramlık dikildiği günlerden

Çocukluğum çocukluğum
Bir boşluk var anlayamıyorum
Kapkaranlık derin bir kuyu var
Bir türlü içinden çıkamıyorum

Çocukluğum çocukluğum
Eksik birşey var bilemiyorum
O zamanlardan yasaklamışlar
Doyası doyasıya ağlayamıyorum

Çocukluğum çocukluğum çocukluğum
Çocukluğum..

müzik: cenk taşkan
söz: mehmet teoman
aranjör: osman işmen

(bkz: bir zamanlar tanju okan 2)
-babaanne o fındıklı kurabiyelerden yaptın mı yine?

tek katlı bahçeli bi' ev. bahçede çiçekler, bi' köpek ve bi' salıncak. mutfağından hamur işi kokuları gelir ve ne pişiyorsa gün boyu sokakta oynayıp yorulan çocukların mutluluğu içindir. ben yine de her çocuktan biraz daha şanslıyımdır; çünkü o ev benimdir.

-anne, beş dakika daha oynasam?

bahçeli evler arasında, çok araba geçmeyen sakin bi' sokak. alabildiğine çocuk dolu, neşeli... arkadaş olmayı çoktan becermiş, kardeş gibi hisseden küçük, sevgili yürekler... günler hiç yetmez. gelen misafir çocuklar gitmeyi hiç istemez. ben şanslıydımdır; çünkü o sokak benimdir.

-baba, olmuyor hızlandıramıyorum bu salıncağı. biraz daha sallasan?

tüm rüzgarlar benim salıncağıma eserdi. özgürlük ne demekti, o zamanlar daha iyi açıklayamazdım belki; ama daha iyi yaşardım. evet, şanslıydım; yaşadım.

çocuktum, her şeyi çözdüm sanırdım. yanıldım. bi' fındıklı kurabiye o kadar mutlu etmiyor artık, kirlenmiş ruhumuz. 'beş dakika daha'lar saatlere dönüştü; ama paylaşılanlar küçüldü git gide. salıncağımı sallayabilecek gücüm var bu kez; ama rüzgarlar yönünü çevirdi. anlamlar kaybolurken özlediğim tek şey; çocukluğum.
"...Çocukluğumun manzarası için dünyanın bütün manzaralarını verirdim..."

(Tarih ve Ütopya - Emil Michel Cioran, s.8)
Biliyor musunuz, çok yalnızım; dünyada hiç kimsem yok! insan susar, susar, ama bir gün gelir

ruhunda biriken şeyleri ansızın boşaltmaya başlar...
"...Her şey çok güzel, sanki her zamankinin tersine; çok özel, anlaşılır ve yakındı..."

(Çocukluğum - Maksim Gorki)
Çok özledim
Tertemiz dertsiz tasasız mutlu günler .