az kılçıklı olduğu için tercih edilen balıklar arasında. tazesi gerçekten çok lezzetlidir. kişi başına 1 tane yeterli olabiliyor. 350 gram civarında zaten. karnına yarıklar atılarak pişirilirse içi daha iyi pişer. hem limonu sıktığınızda akıp gitmez üzerinden.
dostlarla yenir. Yalnız yenmez. Donatılmış bir sofra, şen kahkahalar, sağlığa tokuşturulan kadehler olmazsa olmazıdır. Ya denizin kıyısında kuruludur o sofra, ya da pencereyi açınca içeriye deniz havası gelir. Izgarada pişirilenler dostların tabaklarına tek tek servis edilir. Zeytinyağı ile sarımsak ezmesi harmanlanıp, üzerinde gezdirilir. kafası ve beyni bana göre en lezzettli yeridir.
bu balık her türlü yenir, ama lezzettine lezzet katmak istiyorsanız hadi gelin...
çipuraların kılçıklarını ayırıp fileto şekline getirin. iki tarafınıda tuzlayın, abartmayın.
soğanları küp şeklinde doğrayın sonra tereyağında soteleyin. arkasında sarımsakları ekleyin. zevkinize göre baharat ilave edin, ben tercihen pul biber ve köri kullanıyorum.
soğanlar kendilerini bırakmaya başlayınca domatesleri ekleyin ve kavurun. son olarak çipuraları ekleyip 15-20 dk pişirin.
not: kapıyı pencereyi iyice kapatın, oluşan mükemmel koku tüm komşuların kapının önüne yığılmasına sebep olabilir. *
gibi çağrışımlar yapan bir balık. deniz akvaryumu'mda bir zamanlar 2 tane küçük çipura beslemiştim. sonra çıkarttım tabi. yüzlerce liralık mercanlarıma dadandılar.
halbuki negzel hayallerim vardı. organik. kendim yetiştirip yiyecektim o ikiliyi bi' 35likle.
Ege kıyılarında yayılım gösterir. 30-50 gram olanları ince lidaki, 100 gram olanları lidaki, 100-180 gram olanları kaba lidaki, 200 gram ve üzeri ağırlıkta olanları da çipura olarak adlandırılır
akdeniz sahillerinde büyümüş biri olarak söyleyebilirim ki üzerine balık yoktur ne levrek ne kalkan hepsi tırı vırıdır. buğlamasını ızgarasını geçiniz bu balık tavada yapılır doymak için değil zevk için yenir çipura.
çoğunlukla ege ve akdenizde görülen balık türüdür. asıl adı çipura olmakla beraber yöreden yöreye söylenişi, çipra, çupra, çupro vs vs, uzar gider, söylendiği gibi 300-400 gram arası olanları en lezzetlileridir, balık çiftliklerinde en çok yetiştirilen balıklardan biridir, istanbulda deniz çuprası diye satılan balıklar esasında deniz çiftliklerin yetişen çupralardır, bu çupralar pelet yem denen balık artıklarının toz haline getirilmiş haliyle beslenirler, hatta ege ve akdeniz yöresinde amatör balıkçılar çupra avlamak için pelet denen bu yemi oltalarında yem olarak kullanıp başarılı avlar yapmaktadır, olta ile avcılığı çok da zevkli bir balık değildir kanımca, gerçek deniz çuprasıyla çiftlik çuprası arasındaki farkı hayatında balık yememiş insan bile anlayabilir.
Deniz çipurası çiftlik çipurasına göre daha kambur olur ve zaten aynı boyda olmaları imkansıza yakındır.paragat denilen tek bir ana hat misina üzerinde dallar oluşturacak şekilde misinalarla bağlanmış çaparilerle deniz dibine yakın döşenerek gece ve zahmetli bir avcılıkla sabah ezanı okunmadan önce paragat toplanarak tutulur. Geç kalınırsa diğer avcılara yakalanmış ve kaçamayan güzel bir yem olur . En sevdiği yem izmir Çiğli tuzlasından çıkarılan mamun denilen küçük deniz canlısıdır. iğneye takılmasına rağmen uzun süre ölmez ve su içinde yarattığı kıpırtı ile çipuranın dikkatini çeker. Çipura göçmeyi sevmeyen bir balıktır tüm ömrü yumurtadan çıktığı bölgede geçer öyle ki trol vb gibi bir sebepten avlanırsa uzun süre diğer bir yerden başka Çipura oraya gelmeyeceğinden uzun süre o bölge balık vermez.pahalı olmasının sebebi de avlanmasının gece ve güç bir teknik gerektirmesi ,az üremesi ve çok rağbet görmesi nedeni ile zaman zaman trolle avlanmasıdır.
Zeytinyağ,biberiye,karabiber,defne yaprağı,sarımsakla Marine edilip fırına verilir üstüne limon dilimeri,ohh mis tadından yenmez. Tabi ki yanında acılı şalgam.
