yeraltı edebiyatı

    1.
  1. ayrıntı yayınlarının bir bölümü..."dövüş kulübü" , "gösteri peygamberi" , "yatak odasında felsefe" , "fahişe" , "tıkanma" gibi kitapLarın varoLduğu yayınevi...kalitedir...genelde kitaplarını ikinci baskıya sokmazlar...ve çoğu kitabı yasaklılar listesindedir...kitaplarının baskı adetLeri 2000 dir...bu yüzden buradan çıkan kitapları bulmak hayLi zordur...buLanLar şansLıdır...çünkü o kitapLar bir aLtın değerindedir...
    16 ...
  2. 10.
  3. asilerin,
    kaybedenlerin,
    hayalperestlerin,
    küfürbazların,
    günahkarların,
    beyaz zencilerin,
    aşağı tırmananların,
    yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
    uçurumdan atlayanların.....
    dili, sesi
    yeraltı edebiyatı.....
    15 ...
  4. 9.
  5. 8.
  6. chuck palahniuk kitaplarının başında "asilerin , kaybedenlerin , hayalperestlerin, küfürbazların, günahkarların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların... dili, sesi... Yeraltı Edebiyatı" şeklinde tanımlanır.
    12 ...
  7. 123.
  8. hakkında ilk defa bugün haberdar olduğum edebiyat türü. duyduğum andan itibaren "edebiyatın da yeraltısı mı olurmuş be! mısra, betimleme, düz yazı, redif, ikinci yeni falan filan işte. ne yeraltısı, edebiyat bu, toptan bu!" diye tekrarlayıp duruyorum nedensiz bir sinirle.

    galeride otururken kadınlardan konuşuyorduk çocuklarla. en son hayasızca "selma da doğum yaptıktan sonra o muhteşem kasayı dağıttı be abi" dedi hadsizin biri.

    neden sonra apansız belediye avukatı mehmet arkadaş boğazını temizleyip söz aldı;

    "çirkin kadınları sevmeli en çok aslında. en derin acılar, en büyük tutkular, en sarsıntılı sevişmeler hep onların elinden çıkar. çok seviştiğimden değil ha çok okuduğumdan"

    deyince şaşırdık. mehmet arkadaş çok sevişirdi ama o yalan beyana değil de çirkin kadınlarla ilgili ne okuyup nasıl bu kanıya varabilir diye şaşırdık. hayretimize tahammül edemediğinden zağar devam etti;

    "yeraltı edebiyatı! varoluşçu adamların, bir derdi olan kalemlerin, boku, lağımı anlattığı kitaplar. kusursuzların değil, hayatın ve hayalin aksine, kötü, çirkin, küfürbaz adamların kahraman olduğu kitaplar. pembe değil gerçek, kurgu değil kader, olması gereken değil olup biten. güzel kadınlar değil ayva göbekli kadınlar. sözüyle ıslatan değil erken boşalan adamlar. mutlu son değil intihar babako anlıyor musunuz?"

    anlamıyorduk. "selma bahsini kapatın evli barklı kadın" deyince ben, utandılar; konu dağıldı. "valentino rossi de ne adam be akıyor akıyor!" diyecek oldu mehmet arkadaş. "edebiyat bitti resme mi geçtik yeter yahu daraldım" deyince konu kapandı.
    14 ...
  9. 108.
  10. Benim için (bkz: hakan Günday)demektir. Ne zamandır bu tarz okumadım, özledim galiba.

    Edit: Hakan Günday için özenti diyenlere sesleneyim ben de napim. Özenti olsaydi bile sevmeye devam ederdim.
    13 ...
  11. 129.
  12. Bir gazapizm (anıl acar) şarkısıdır.

    Fuzuli bir kayıp sanki her saniyem altıüstü bir kaç saat geçirmişken oralarda aniden biz gönül koyduk..
    Aslında yerim yoktur onca şair arasında Türk Edebiyatı falan bensiz olsun..

    Birde renksiz olur gözlerimin gördükleri çünkü sana cinayetler anlatır.
    Sefaletten kaçmadım..
    Elbette aşk güzeldir bende yazdım, fazla gerçek yaşadım.
    O şarkılar maşadır çünkü ateşi avuçlamış insanların zihni berrak değil
    beyni erken yaşlanır..
    Tüm bunlar saçmalıkken her tarafın yaradır ki tüm kapılar kapalı!
    Bu aşağılık bir dramdır.

    Birgün sırtımızı sıvazlayan bir yalana aldanıp da dayatılan bu yangında yanıp söndük..
    Bunu elbet uzaklardan birileri görür sonra içimizdeki tüm güzellikler ölür.

    Elbet birgün bahsedicem sana unutmak istediğim olaylardan
    sonra kaçıp gitmek isticeksin gözlerin kararcak, aklımız karışcak
    sonrasında..

    Elbet bende bahsedicem sana içinde bulunduğun yalanlardan, bir enkaz altında kalanlardan, yananlardan, yeraltından…

    Ölüme giden yolun asfalt olmasını dilemek ne bileyim yarım kalan bir kitap ya da tamamlanmış bir hayat..
    Çok karışmış kafam ki çoklaşmışız baya
    Bu vicdandan kaçıp koşacak arınmayan..

    Bıraktım yarınlara bugünlerin tortusunu dinle
    4-5 milyon nüfuslu bu şehrin de korkusunu gizler..
    O bağımsız yazarlarda sokakları terkeder
    Böyle geçer günler…

    Ağır işçiliktir gözlem!
    Yıkıntılar nesnel değil abi..
    Bu kadar basitken anlatamamaktır özlem, katlanamamak mı silmek?
    Üstüme düşen gölgeye alt olucak gerçek bunu hapis olunca görcez..

    Çekip gidenler sen saf tutunca dönceklerse ölseler de gitmez..
    Uyandırayım artık saklandıkça geçmez bu süregelen sıkıntılar!
    Böyle bitmez…

    Elbet birgün bahsedicem sana unutmak istediğim olaylardan
    sonra kaçıp gitmek isticeksin gözlerin kararcak, aklımız karışcak
    sonrasında..

    elbet bende bahsedicem sana içinde bulunduğun yalanlardan, bir enkaz altında kalanlardan, yananlardan, yeraltından…

    Elbet birgün bahsedicem sana unutmak istediğim olaylardan
    sonra kaçıp gitmek isticeksin gözlerin kararcak, aklımız karışcak
    sonrasında..

    elbet bende bahsedicem sana içinde bulunduğun yalanlardan, bir enkaz altında kalanlardan, yananlardan, yeraltından…

    https://m.youtube.com/watch?v=9wfn83-n6Mw

    'Yıkıntılar nesnel değil abi..'
    9 ...
  13. 78.
  14. 14.
  15. edebiyat türünün en psikopatı, şizofreni. kendisiyle problemi olan insanlar için birebir ölçü olmakla beraber terazi arada şaşar. göz kararı yapmakta fayda var. hangi teraziden hayır gelmiş ki allasen. neyse, konu bu değil.

    en bilinenleri sade, bukowski, celine, palahniuk gibi isimlerdir. ki zaten bunların çoğunu siz de bilirsiniz.
    türk edebiyatı'nda yeraltının durumu nedir peki? elinden geldiğince takip edip, okumaya çalışan bir insan olarak umutluyum. halihazırda bu konuda akla gelen ilk isim hakan günday'dır fakat bu durum aslında epey vahimdir ki olayın vehameti şuradan kaynaklanır; bu adam "ben yeraltı edebiyatı yapmıyorum" demektedir. çelişkili bir durum anlayacağınız. yine de bu adamın yeraltı edebiyatı yapmıyorum dediği hali buysa, bir de yapsa neler olacak kim bilir demekten de alıkoyamıyor insan kendini. son dönemlerde ortaya çıkan birkaç isim daha var, yeraltı edebiyatı örenkleri sergilemeye çalışan. en azından bu konuda bir artış var. zaten umutlu olmamın en büyük nedeni de şudur; bir takım edebiyat dergilerini, internet adreslerini takip ediyorsanız eğer, gerçekten çok iyi yazan adamlar var. her biri gerçekten birer yetenek. zamanla zamanla olayların daha da yoluna gireceğini düşünüyorum. henüz 25-26 yaş, yazar olma sevdalısı, hele ki yeraltı yazan biri için çok erken bir yaş. bundan yaklaşık bir 10 sene sonra türkiye'den gerçekten çok iyi adamlar çıkacak, biliyorum.
    9 ...
  16. 25.
  17. yeni yeni ilgilendiğim bir tür edebiyat..
    aslında edebiyat diyemem, oldukça fark var aralarında. bu konuda ayrıntı yayınlarının 30 kitaptan oluşan serisi, meraklıları için okunası kitaplarıdır. yeraltı edebiyatı ile ilgili kitaplar 2000 adet basıldığından bulunması pek kolay değildir.
    genelde sıradan insanların hayatlarını konu alır, dibe vurmuşluk ve savrulmuşuk vardır biraz. dili oldukça sivridir, alt kültürden izler taşıdığı için marjinallik ve illegallik temal olarak alınır.
    alkol-uyuşturucu-seks illa olur diyemem ama 'savrulmuşluk ve dibe vurmuşluk' olduğundan bunlar lazım tabi..(genelde)
    bildiğim en meşhur 3 yazarı;

    (bkz: chuck palahniuk)
    (bkz: tristan hawkins)
    (bkz: charles bukowski)
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük