bugün

kimi zaman sizi anımsamasını ve rahatsız etmesini istemediğiniz insanlar söz konusuysa derin nefes aldıran ve insanın keyfini yerine getirendir.
ileri uçta top oynamak ya da askerlik gibi istisnai durumlarda insanı avantajlı pozisyona getiren hadise.
bıçak gibi kesen gerçek.

geçen sene tam olarak şu anı düşündüğümde karamsar giriler girebileceğimi aklımın ucundan bile geçirmezdim.*

unutulmak, hayata dair kırgınlığınızı, anlayamamışlığınızı ve umutsuzluğunuzu durmadan körükleyen hededir. sorun şu ki kaçsanız da kurtulamıyorsunuz, çünkü sizi yakaladığı anlar sadece kendinizi en korumasız hissettiğiniz anlar oluyor. suya tutsanız da o kıymık çıkmıyor ordan. korkuyorsunuz o kıymık dolaşım sistemime ulaşır da organlarıma zarar verir mi diye. tıp okumamışsınız ki bilesiniz.
"Önce dil unutur, sonra göz, sonra zihin. Sonra hiç varolmamış gibi yaşamaya devam eder insan hafızada. Unutulmak bir şey kaybettirmez, unutulmazlık bir şey kazandırmamışsa eğer…
Kabullenmeli insan unutulduğunu. Kopan bir uçurtmanın ipini hala birilerinin tutması neyi geri getirir ki?" dediğidir kahraman tazeoğlu'nun. yazının tamamı için: http://www.yurtgazetesi.c...an-tazeoglu-unutulan.html
buz gibi soğuk, yüzüne çarpan. hayaller, umutlar, cepteki mektuplar hepsi boş. sözler havada rüzgar, vaatler toz olup uçmuş. düne dair, bugüne dair, geleceğe dair ne varsa çamaşır suyu değmiş renkliler gibi; varla yok arası; soluk.

unutulmak; traş losyonunun kokusunu ya da ellerinin biçimini net hatırlamamaktan çok daha acı. geçirilen tüm zamanlardan kazınıp silinip gitmek gibi; özlemekten çok daha ağır. unutulmak demek; bilmek ki vakt-i zamanında sizinle kurulan hayaller bir başkasıyla kuruluyor şimdi. bir başkasının elleri tutuluyor, saçları koklanıyor, gözlerine bakılıyor, bir başkasının dizine yatıp ağlıyor şimdi giden. hayaller aynı mevcudiyetinde devam ederken; baş rolde sizin değil bir başkasının olması. heyecanla beklediğiniz filmin bir anda çottadanak bitmesi gibi, tam bir affallama hali. hayalin kırığının canına batması bir nevi, çok net.

adil değil unutulmak, hiç adil değil.
unutmuyorsanız, unutulmuyorsunuzdur.
ya da hiç hatırlanmamaktır.
acı vericidir unutulmak. düşününce iç burkar, kalbe ağrılar saplanır, sanki gökyüzünün tüm kapıları yüzüne kapanır insanın. bir daha hiç açılmayacak, sersefil tek başına kalınacak, başkaları kahkahalarla gülerken, sanırsınız hep başınız öne eğik kalacak.
neyse ki en sonunda o da unutulur.
artık merak edilmemektir.
siz deli gibi özlüyorsanız, nerede ne yapıyor diye bir ip ucu peşindeyseniz yorar. çok yorar.
siz de unutmuşsanız boşa geçen paylaşımlar ve hayattan çalınan anların tarifidir unutulmak ve unutmak.
iki ucu boklu değnektir.
kötüdür.
sanıldığı gibi akıldan tamamen çıkarılmak değil, beklenmedik bir uyarıcı vesilesiyle beklenmedik anlarda göz önüne getirilmek üzere alt bilincin raflarından birine kaldırılmaktır.
hayat tarafindan sallanan tokattir.

unutulmazsin, hayat unutuldugunu hissettirir. insanlar kendi yonundeyken sen de bir yonde olmalisin, ilerlemelisin.

yoksa yol ayrili, herkes hayatla beraber devam eder, sen geride kalirsin.
bir de bakarsin ki kimse durmamis, tek kalmisin..

unutulmadin, hayata yetisemedin!
insanın yalnız bir varlık olduğu gerçeğidir. n'apalım, yüzleşmeli bu kelimecikle...
hiç kimse kalmadığında hayatında, yahut olanların aklına bile gelmediğin zamanda içli içli uzaklara dalışındır unutulmak. her nefes alışı insanın dokunur olur, yüzündeki çizgiler artar, yaşam acımasızdır diye düşünmeye başlarsın. işte o anlarda yapılır en çetin başlangıçlar!
kendini bile unutman gereken zamanlarda gerekli olan bir durumdur.

böyle durumlarda en güzel şiir Nazım Hikmet Ran dan gelir.

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENiN !

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi
halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu
yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
"Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur
aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak"
yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası....

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HiKMET ran

http://www.edebiyatogretm...un_yok_senin-t3357.0.html
Sevilen kişi tarafından ise üzer, aksine sevilmeyen kişi tarafındansa rahata bile erdirebilir.
Unutmak tan çok daha kolay gerçekleşen durumdur çoğu zaman.
"Belki de boşa geçti onca zaman
Bu da bir tür geçip gitme duygusudur
Ne güzel olurdu yeniden başlasak
Ne yapsan en başa dönülemiyor
Ne yapıp yapıp dalı unutmalı
Rüzgârla yere düşen sarı yaprak"

dizelerini akla getirendir.

(bkz: ağacın ikindi türküsü)
(bkz: afşar timuçin)
bazen güzeldir dedirtebilir.
en sevdiğim hissiyatlardan bir tanesi.
Bir gün herkesin yaşayacağı , yaşattığı olaydır.
hatırlanmamaktır aslında o.
hiç kimse hiçbir şeyi unutmaz.
hangimiz kimi unuttuk bugüne kadar. ancak hatılamadıklarımız var.
eskisi kadar sevmediklerimiz var.
unutmak ve unutulmak o kadar basit değil.
korkulandır. özellikle onun tarafından unutulmak..
yerinizi birinin doldurmasıdır.
Cidden unutsa da bende acı çekmesem.
bazen kötüler unutur iyileri. onlar kötü anlatır iyilere kötüledikleri iyiyi. iyiler ise iyi anlatır onu kötüleyen kişiyi. *