servet i fünun

entry41 galeri1
    41.
  1. başarılı bulduğum dönem. sanat sanat için kullanılmıştır. edebiyatımızın en güzel eserleri bu dönemde ortaya çıkmıştır. batıya yönelme vardır.
    3 ...
  2. 40.
  3. eskiden cok sey bilirdim hakkinda ama suan ne zaman duysam cem yilmaz geliyo aklima.
    0 ...
  4. 39.
  5. Servet-i Fünun veya Edebiyat-ı Cedide devri, Türk edebiyatında 1860’tan beri devam eden Doğu-Batı mücadelesinin kesin sonucunu (Batı edebiyatının lehine) belirleyen aşamadır. Gerçekten yoğun ve dinamik çalışmalarla geçen bu kısa dönem sonunda Türk edebiyatı, gerek anlayış, gerek içerik, gerekse teknik bakımdan tamamıyla Batılı bir nitelik kazanmıştır.

    Bu döneme Servet-i Fünun adının verilmesi bu edebi hareketin Servet-i Fünun dergisinde gerçekleşmesindendir.Adından da anlaşılacağı gibi önceleri “fen” konularını ele alan bu derginin yazı işleri müdürlüğüne Tevfik Fikret’in getirilmesiyle dergi, bütünüyle bir edebiyat dergisi haline gelir (7 Şubat 1896).

    Divan edebiyatına karşı kurulmasına çalışılan Avrupai Türk edebiyatını ifade için kullanılan “Edebiyat-ı Cedide” (yenilikçi edebiyatçıları) teriminin bu harekete ad olması ise, hareketin bu terimi bütünüyle benimseyip, kendi hakkında da sıkça kullanmasındandır.

    Bu hareketin 1901 yılında, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” adlı makalesinin II:Abdülhamit yönetimince kışkırtıcı bulunarak, derginin kapatılmasıyla son bulduğu kabul edilir.

    GENEL ÖZELLiKLERi

    1) “Sanat için sanat” ilkesine beğlıdırlar.

    2) Cümlenin dize ya da beyitte tamamlanması kuralını yıkmışlar ve cümleyi özgürlüğüne kavuşturmuşlardır. Beyitin cümle üzerindeki egemenliğine son verirler. Cümle istediği yerde bitebilir.

    3) Servet-i Fünuncular aruz ölçüsünü  kullanırlar. Ancak aruzun dizeler üzerindeki egemenliğini de yıkarak, bir şiirde birden çok kalıba yer vermişlerdir.

    4) Onlar “her şey şiirin konusu olabilir” görüşünü benimsemişler; fakat dönemin siyasal baskıları nedeniyle aşk, doğa, aile hayatı ve gündelik yaşamın basit konularına eğilmişlerdir.

    5) Şiirde ilk defa bu dönemde konu bütünlüğü sağlanmıştır.

    6) “Sanatkârâne üslup” ve yeni bir “vokabüler” (sözvarlığı) yaratma kaygısıyla oldukça ağır bir dil kullanmışlardır.

    7) “Kafiye kulak içindir” görüşünü benimserler.

    8) Şiirde üç değişik biçim kullanmışlardır.

                a) Batı’dan aldıkları “sone” ve “terza-rima”

                b) Divan edebiyatından alıp, türlü değişikliklerle kullandıkları müstezat (serbest müstezat)

                c) Bütünüyle kendi yarattıkları biçimler

    9) Şiirde olduğu gibi romanda da (devrin siyasal baskıları nedeniyle) sosyal konulardan uzak dururlar.

    10) Romanda, romantizmin kimi izleri bulunmakla birlikte genel olarak realizme bağlıdırlar.

    11) Romanda da dil ağır, üslup sanatkârânedir.

    12) Roman tekniği sağlamdır.

    13) Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlatma yoluna gittikleri için konular, istanbul’un çeşitli kesimlerinden alınmalıdır.

    14) Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.

    15) Bu dönem sanatçıları, devrin siyasal baskıları nedeniyle gazetecilik, tiyatro gibi alanlara pek fazla eğilmemişlerdir.
    3 ...
  6. 38.
  7. fen bilimlerini geliştirmek için yayına başlayıp edebiyata dönüşerek evrim geçirmiş dergidir. aslında bu Osmanlı'nın düşüncesini özetler. Osmanlıda edebiyat el üstünde tutulmaktaydı, tasavvufun etkisiyle güçlü bir şiir geleneği vardı. fakat fen bilimleri, bilimsel gelenek yoktu. işte 'her şey aslına rücu eder' sözü gereğince geleneği takip etmiştir...
    2 ...
  8. 37.
  9. bu dönemde edebiyata sansür uygulandı falan filan hikaye.onları aşın artık edebiyat son gaz devam etmiştir.sadece konuları alttan alta işlemişlerdir oldukça da başarılı eserler vardır.
    bu arada o istibdat dönemini tek bir padişaha atfetmek haksızlığın daniskası.ondan sonra gelen terakkiciler sisteme karşı çıktıklarında direkt idam cezası uygularken padişahımız sürgün ederdi.
    istibdatın adı çıktı 2. abdülhamitle ama ondan sonrakilerdir asıl istibdatçılar.ne yapsaydı 2. abdülhamit ülkede borç batağı asker ordu bir dünya işin arasında gazeteleri onu bunu sansürledi ki halkı galeyandan aldı.
    ayrıca o batı medeniyeti de sonradan kanımıza girdi geri kalmadık yani korkmayın asortikler.
    0 ...
  10. 36.
  11. halkın ağzında sakız olan kelimeleri kullanmamak adına sözlüklerden kelime araştırıp bulmuşlardır bu edebiyatçılar. bir de müzikalite bakımından yapmışlardur bu işi. yani halktan kopuk bir edebiyat yapmışlardır. zaten onlara göre sanatın herkesin anlaması lazım değildir.
    0 ...
  12. 35.
  13. salon edebiyatı olarak geçer. divan edebiyatından bile daha süslüdür.
    0 ...
  14. 34.
  15. ''ulan öyle bir şiir yazacam ki, kimse anlamayacak'' akımıdır.
    0 ...
  16. 33.
  17. 32.
  18. sözel öğrencisi için öğrenmesi kolay fakat bir o kadar da sıkıcı dönemdir.
    0 ...
  19. 31.
  20. tm öğrencisi için öğrenmesi en kolay dönemlerden.
    1 ...
  21. 30.
  22. Sanat için sanat anlayışı hakimdir. Ve sınavdan düşük almama neden olan edebi akımdır. Aynı zamanda edebi dergidir.
    1 ...
  23. 29.
  24. aşk ı memnu dizisi sayesinde, halit ziya'ya yoğunlaşan ilgiyle beraber tekrar gündeme gelen topluluk.
    1 ...
  25. 28.
  26. 27.
  27. hikaye ve roman bu dönemde;
    realizm ve natüralizm akımları etkilidir.
    çağdaş hikaye ve romanın temeli atılır.
    olaylar istanbul'da geçer.
    sosyal eleştiri yoktur.
    hayal kırıklığı, aşk acısı gibi konular işlenir.
    2 ...
  28. 26.
  29. şiir bu dönemde;
    nazım birimi dize,
    bütün güzelliği ön planda,
    aruz kullanılır,
    din dışı konular işlenir,
    parnasizm ve sembolizm akımları etkilidir,
    divan edebiyatı nazım biçimleri ter edilir.
    2 ...
  30. 25.
  31. 2010 lys'de soru gelmesinin muhtemel olduğu dönem. serveti fünun dönemi.
    0 ...
  32. 24.
  33. Şiirin konusunu genişletirler. Ferdî duygu ve hayâllerin yanı sıra, aşk, tabiat ve allı hayatı başlıca temalar arasındadır. Hayâl-hakikat çatışması şiirde dikkat çekici boyutlardadır.

    Ferdiyetçi sanat anlayışı şiire egemendir. Aşırı duygusallık ve yeni hayâl dünyası kurma eğilimi, onları ferdiyetçi kılmıştır. Bu yüzden aşk ve tabiat konusuna ağırlık verir.
    1 ...
  34. 23.
  35. bir grup şehvet düşkünü sapık yazarın kurduğu edebi akım. ya arkadaş bu yazarların nasıl bi hayal dünyası varmış ki her karakter fahişe olur, her adam sapık olur. sırf serveti fünuncular değil o dönemlerdeki yazarların geneli böyle fantazili falan romanlar yazıyomuş. çok acayip lan
    0 ...
  36. 22.
  37. 21.
  38. bunalım edebiyatı olarakta bilinir.genelde kapalı alanlarda bulunan yazarlar halka karışmamaıslardır.romanlarında yüksek zümreyi anlatırken;hikayelerinde halkı anlatmıslardır.
    1 ...
  39. 20.
  40. *ilk önce bilim dergisi olarak çıkıp daha sonra edebiyat dergisi haline gelmiş dergidir.
    **(edebiyat-ı cedide),
    ***ii.abdülhamit (hük. 1878-1909) devrinde, servet-i fünun dergisi çevresinde toplanan sanatçıların batı edebiyatı yolunda meydana getirdikleri bir edebiyat hareketidir.
    **** Tevfik Fikret'in öncüsü olduğu edebiyat akımıdır.
    0 ...
  41. 19.
  42. -ölçü olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır.
    -kulağa göre kafiye anlayışı vardır. düz kafiye sıkça kullanılmıştır.
    -sanat için sanat anlayışı vardır.
    -parnasizm ve sembolizm etkili olmuştur.
    -dili ağırdır.
    -batı edebiyatı örnek alınmış özellikle fransızcanın etkisi altında kalınmıştır.
    2 ...
  43. 18.
  44. sanatçıları:

    tevfik fikret 1867-1915
    halit ziya 1866-1945
    hüseyin siret 1872-1959
    mehmet rauf 1875-1931
    ali ekrem
    süleyman nazif
    ahmet şuayb 1872-1910
    hüseyin suat 1867-1942
    süleyman nesip 1866-1912
    faik ali 1875-1950
    ahmet hikmet 1870-1927
    hüseyin kazım
    ismail safa
    cenap şahabettin
    1 ...
  45. 17.
  46. osmanlı dönemi beyaz türkleri için yapılmış salon edebiyatıdır. tevfik fikret'in yağmur şiiri oldukça ilgi çekicidir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük