bugün

ortaçağ dinbiliminin görmezden geldiği insana dair edebiyatı,insanı konu alan bilimleri canlandırma amacı güden hümanizm anlayışının ortaya çıkması,avrupa'nın gutenberg sayesinde matbaayı tanıması ile aynı çağa rastlanır.bütün avrupa'yı etkileyen hümanizm,para ve ticaret trafiğiyle birlikte fikir alışverişinin de hızlandığı kıtada ,mekànik içinde olduğu kadar zamanı oda içinde bir iletişim ihtiyacı doğurdu.hümanizm çağının başlangıcı.
Yeniden doğuş (Rönesans) kelimesi, italya'da 1300'lü yıllarda başlayan sanatsal ve bilimsel gelişmeyi ifade eder, ilk kez italyan sanatçı Giorgio Vasari tarafından Vite'de kullanılmış, 1550 yılında basılmıştır. Rönesans teriminin kökeni Fransızcadır , Fransız tarihçi Jules Michelet tarafından kullanılmış, ve isviçreli tarihçi Jacob Burckhardt tarafından geliştirilmiştir (1860'larda). Yeniden doğuş iki anlamı içerir. ilki antik klasik metinlerin tekrar keşfi ve öğrenimi ve sanat ve bilimdeki uygulamalarının tesbitidir. ikinci olarak bu entellektüel aktivitelerin sonuçlarının Avrupalılık kültürünü genelde güçlendirmesidir. Bu yüzden Rönesans'tan bahsederken iki farklı fakat anlamlı yoldan söz edilebilir: Klasik öğrenmenin ve bilimin antik metinlerin takrardan keşfiyle yeniden doğması ve genel anlamda bir Avrupalılık kültürünün yeniden doğuşu. Raphael Sanziove Michelangelo gibi bir çok ressam mevcuttur...
bir orhan veli şiiri. şöyledir:

RÖNESANS

Yarın rıhtıma gitmeli,
Rönesans çıkacak vapurdan
Bakalım, nasıl şey Rönesans?
Kılığı, kıyafeti nasıl?
Şık mı, sünepe mi?
Siyasî mi, bastonu var mı elinde?
Yoksa kâküllü, bıyıklı;
Hokkabaza mı benziyor?
Ambardan mı çıkacak, kamaradan mı?
Yoksa ateşçi filân mı?
Çalışarak mı geliyor gemide?
izmir'de bulunan bir modellik ajansıdır.
günümüze kadar gelen icatların keşfini sağlayan gelişmelerin yaşandığı dönem. orta çağın fakir avrupa'sının cografi keşifler ve reform ile yeni çağda bambaşka olmasını sağlamıştır.
(bkz: renaissance)
rené guénon der ki; "aydınlanma, rönesans, eldivenin içinin dışına çevrilmesinden ibarettir." yani yeniden yaratılan bir şey yok, var olanın içinin dışına çevrilmesi işlemi yapılıyor. asli esaslar gelenek'te var rönesans onları alıp ters çeviriyor. bununla beraber aydınlanma çağının geçirdiği evrelerin hiç birinde ruh maddeden kopmadı. koptuğu zannedildi ama tarih sayfaları aralandığında bir çok oluşumun arka planında hep ezoterik akımlar olduğu ortaya çıktı.
(bkz: mahmut erol kılıç)
necovizyon olarak tabir edilen 1982 eurovision türkiye finallerinde selçuk başar'ın söz ve bestesini yazdığı ve neco'nun söylediği, sözleriyle aşmış şarkı. elemelerde 2. olan şarkı, neco'nun 1984'te yayınlanan bugün ve yarınlara uzunçalarında da yer almıştır.
artık yeni yüzyılda anlamını yitirmiş bir akımdır çünkü rönesansın en büyük dayanağı insandır. insan ise yeni yüzyılda anlamsızlaşmış, bireylerin yerini sistemler almıştır. artık dünyanın en muhteşem, üstün, kusursuz, zeki, bilgili insanı da olsanız, bir sistemin parçası değilseniz, sizin gücünüzden sözedilemez. buda rönesansın yani yeniden doğuşun birdaha rö olamayacağı anlamına gelir.
genellikle yurtdışında faaliyet gösteren büyük bir inşaat şirketidir.
aynı zamanda bir sanat akımı olan, içerisinde da vinci, michelangelo, donatello, rafael gibi sanatçıları barındıran bir dönemdir. 'yeniden doğuş' anlamına gelir.
marksist tarihçiler avrupa toplumunun büyük bir kısmının ortaçağda kalırken; küçük, varlıklı bir grubun sanatta, edebiyatta ve felsefedeki değişikliklerden etkilendiği ve modern çağı kucakladığı için rönesansı "sahte devrim" olarak görürler.
rönesans, yoksullukla, karanlıkla boğuşan bir 'hasta' ortaçağ avrupası'ndan sıyrılma, modernliğin kapısını aralama çabasıdır. modernliğin başlangıcına yerleştirilmektedir. yeni siyasal, iktisadi, entelektüel atılımlar gerçekleştirilmiştir. başarısız bir girişim olsa dahi batı'ya bir canlılık, hareket getirmiştir. maddi kaynağını, kutsal kitaplara girmiş 'sokaklarından süt ve bal akan' yeryüzü cenneti doğu'nun zenginliklerinden pay almak, avrupa'nın, özellikle kuzeyinin yoksulluğuna çare bulmak, yeni tarımsal alanlara yerleşmek amaçlarıyla düzenlenen haçlı seferleri oluşturur. haçlı seferleriyle birlikte yakındoğu ile kurulan ticari ilişkiler, cenova, floransa, venedik gibi italyan kent cumhuriyetlerine bir zenginlik getirmiş, italya coğrafyasına imtiyazlar kazandırmıştır. dolayısıyla 16. yy.da (belki daha da erken) batı, hem rönesansın getirileriyle, hem de yeni dünyanın - yeni ticaret yollarının keşfiyle kapitalizmin damgasını yemiş bulunmaktaydı. ortaçağda avrupa uygarlığını beslemiş, sürdürmüş, sürüklemiş olan kilise siyaset üretemediği ve yeni üretilen siyasetlere de engel teşkil ettiği için dışlanmıştır. sekülarizasyon etkili bir akım haline gelmiştir. kentler zenginleşmiş, cazibe merkezi haline gelmiş, palazlanmış, güçlenmiştir. soylular, kırsal kesimlerde tahkim edilmiş şatolarından kopup bu lükslerle donatılmış şehirlere göç etmeye başlamışlardır. gösterişsiz kiliselerin yerini görkemli katedraller ikame etmiş, göz alıcı vitraylarla süslenmiştir. doğu'dan eczalar, cerrahi aletler getirmişler, cebir öğrenmişlerdir.

bu dönemde antikiteye yönelim de önemli, ayırt edici bir özellik. antik yunana ilgiler, sınırlı kalmıştır. ancak eskiçağda dünyanın uygarlık merkezi olan roma mirasıyla ilişki çok kuvvetlidir. roma gibi olma, roma'yı tekrar diriltme özlemi döneme damgasını vurmuştur. antik eserler toplanmış, korunmuştur.

16. yüzyılda rönesans çöküş sürecine girmiştir. artık yeni dünya ve ümit burnu keşfedilmiş, akdeniz ikincil konuma gerilemiştir. diğer bir yıkımı hazırlayan neden, zenginleşen italya coğrafyasının çekim alanı oluşturması, cazibe merkezi olması, fransız - ispanyol fatihlerin gözlerini kamaştırması ve nihayetinde istilalara hedef olmasıdır. ardından tekrar feodalleşme hız kazanacaktır ve ortaçağ koşulları aşılamamış olacak, rönesans ortaçağ avantürüne bağlı bir parça, bir ara dönem olarak kalacaktır. yine de buradaki atılımlar, ileride aydınlanma dönemine kaynak oluşturacaktır.
sebebini tam olarak bilmiyorum ama keşke bu dönemde italya'da yaşasaydım. sanata önem veren bir insan olarak kesin mutlu olurdum. tarih kitaplarında hep ilgimi çeken bir durumdur rönesans. je t'aime rönesans ! iyiki yaşanmışsın ! iyiki güzel sanatçılar vermişsin !
makyavel'in dinsel diktatörlüğe karşı açtığı isyan bayrağı ile açılır perdesi rönesans'ın.

rönesans bir karşı saldırıydı. bilimin, mantığın ve aklın dogmaya, dinsel diktatörlüğe, yobazlığa karşı saldırısı... insanlık için çok değerli bir anlamı vardı: düşünce özgürlüğü.
izmirde bir ajans.
floransa'da ortaya çıkmış ve yayılmış sanat akımıdır. aslında düşününce bir sanat akımından fazlasıdır. bir tepkidir.

orta çağ karanlığından bunalan insanların sanata tutunarak bir "nefes" alma, bir "hayata dönme" çabasıdır.

ayrıca tarihteki bütün karanlık dönemlerden sonra geldiği gözlemlenen bu aydınlanma, bu "yeniden doğuş" mücadelesi pek çokları için bir umut ışığı olmuştur.
hocadan al dersi:

http://www.youtube.com/watch?v=G6wF7SfOCVU

http://www.youtube.com/wa...8hb1PQ&feature=relmfu
rönesans siyasi öğretilerin temeli olmuştur. humanizm ve laiklik düşüncesi rönesansla ortaya çıkmıştır.
ebesini s.ksen türkiye'ye uğramayacak seksi şey.
gerçek devrimdir.
tahminimce latince olan, yeniden doğuş anlamlı kelimedir. avrupa nın kalkınmasını saglayan devrime bu isim verilmiştir.
Bugünkü batıyı oluşturan kapsamlı dönüşüm ve başkalaşım süreci. Genel olarak insanımız bu sürece ilgi göstermez, bizim için önemli olan batının teknolojik gelişimidir. Kuşkusuz bu da önemlidir fakat batı üzerine, geri kalmışlık üzerine yapılan bir araştırmada mutlaka batının sanatta, edebiyatta, ekonomide nasıl geliştiğini görmek gerekir. Çünkü bugün demokrasi ve özgürlükler alanında bizden çok çok önde olan batının karanlık orta çağdan nasıl çıktığını, nasıl geliştiğini anlarsak daha sağlıklı araştırmalar ve sonuçlar elde ederiz.
http://penguenfan.com/wp-...39689251_2034719066_n.jpg
http://24.media.tumblr.co...21u3MjLj1qdwmhno1_500.jpg