bugün

Fransız metafizikçi yazar.Şeyh Abdülvahit Yahya adıyla da bilinir.

Türkçe'ye Çevrilen bazı Eserleri

(bkz: Modern Dünyanın Bunalımı)
(bkz: Doğu ve Batı)
(bkz: islam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplubakış)
(bkz: Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri)
(bkz: Maddi iktidar Ruhani Otorite)
(bkz: Doğu Düşüncesi)
(bkz: Manevi ilimlere Giriş)
(bkz: Geleneksel Formlar ve Kozmik Devirler)
(bkz: Kadim Bilimler ve Bazı Modern Yanılgıcılar)
(bkz: Savaş Metafiziği ve Sembolik Silahlar)
(bkz: Yatay ve Dikey Boyutların Sembolizmi)
rené guénon 15 kasım 1886'da fransa'nın blois kentinde doğdu. babası katolik bir aileden gelmiş bir mimardı. guénon, formel eğitimini matematik, felsefe ve edebiyat alanında gördü.
üniversite eğitimini 1916'da modern matematikteki sonsuz sayı kavramına getirdiği özgün bakışını tezleştirdiği "leibniz ve sonsuz küçüklerin hesaplanması" (leibniz and infinitesimal calculus) adlı çalışması ile tamamladı. ancak sonrasında 1921 yılında jacques maritain'in danışmanlığında "hindu öğretilerinin tetkikine genel giriş" (general introduction to the study of hindu doctrines) adlı doktora tezi jüri tarafından kabul edilmedi. bunun üzerine akademik çalışmalarına son verdi.

1906 yılında paris'e gitti ve manevi yönden kendisini tatmin etmeyen katolik öğretiden uzaklaşarak yeni yeni gelişmekte olan ruhçu (spiritüalist) gruplarla görüşmeye, fikir alış verişinde bulunmaya ve yapılan ruhçu faaliyetleri incelemeye başladı.

guenon, 1906'da daha sonra dr.gerard encausse tarafından yönetilen okült hareketin öncüsü olan ecole hermetique'in kurslarında katıldı. daha sonra papus'un bazı inançlarını (ruhçuluk, reenkarnasyon) reddetti. 1908 yılında martinist arkadaşlarının da teşvikiyle kısa süre devam etmiş olan orde du temple renove (o.t.r)nin kontrolünü üstlendi. 1909'da okültizm ile tüm ilişkisini keserek o.t.r.den ayrıldı. 1909'da tarihi katarcılığın (catharism) otantik bir yeniden inşası olduğunu iddia eden eglise gnostique'a katıldı. piskoposluk unvanını kazandı ve palingenius adını aldı.

1906-1908 yılları arasında spiritüalist, okültist ve gnostik gruplarla ilişki içinde kaldı. daha sonra hakikate ulaşmak için sahih bir gelenek haricinde bir yol izlemenin yanlış olacağını ve hakikatten saptıracağını ortaya koyarak ruhçu gruplarla ilişkisini kesti.

1909 yılında onun yönlendirmesine katılan eglise gnostique'den bazı arkadaşlarıyla birlikte "la gnose" (irfan) adında ezoterik konuları ele alıp işleyen bir dergi kurdu ve la gnose'un editörü oldu. dergi 1912'e kadar çalışmalarına devam etti.

içine girip çıktığı gruplardan birinde önceden müslüman olmuş ve abdulhadi ismini almış olan fransız ressam gustav ageli ile tanıştı. ageli ile tanışmasının ardından onun yönlendirmesiyle incelediği islam'dan etkilenerek 1912 yılında müslüman oldu ve daha sonra mısır'a giderek şazeliye tarikatı şeyhi abdurrahman eliş el-kebir'e intisap etti. intisabının ardından arapça makalelerde ve günlük hayatında kullandığı abdülvahid yahya adını aldı.

mısır'dan döndükten sonra tradsiyonalizme dair çalışmalarını yoğunlaştıran guénon 1930'da eşinin vefatı üzerine tasavvufu daha derinden incelemek gayesiyle mısır'a gidip yerleşti ve şeyh muhammed ibrahim'in kızı fatma ile evlendi. vefatına kadar kahire'de yaşamına devam etti. mısır'dayken mümkün mertebe insanlardan uzak ve olabildiğine küçük bir çevre ile ilişkisini sürdürürken arapça yayın yapan el-maarif dergisinde yazılarını yayınlamaya devam etti.

guenon, metafizikten geleneksel ilimlere ve modern insanın hayatındaki açıklıklara kadar geniş bir sahada eserler verdi. kitaplarının esas konusu genel olarak çeşitli geleneklerle modern dünya arasındaki tezatlık oluşturmaktadır. bunu yaparken de en büyük dayanağı akıl (entelekt) ile profan aklın (raison) arasındaki farktır. çok iyi analiz ettiği modern batı'yı geleneksel medeniyetlerden sapma ve hatta bir "hastalık" olarak gören guenon, iyileşmenin tek yolunun doğu'daki geleneksel öğretilerin temelinde yer alan hakikatlerin (sophia perennis) yeniden keşfi olduğunu ileri sürer.

bütün hakiki dinlerin aynı ilahi kaynaktan gelip kuralları itibariyle değişkenlikler arzeden uyarlamalar olduğunu öne süren guenon, hinduizmin doğuştan hindu olanlara açık, hristiyanlığın ise inisiyatik niteliğini yitirmiş, yahudiliğin de ırki bir nitelik sergilediğini ifade etmiştir. kendisine manevi yol olarak modern dünyada inisiyatik niteliğini koruduğunu düşündüğü islam'ı (tasavvufu) seçmiş ancak eserlerinde ırki ve zihni yakınlıkları sebebiyle batılı zihniyetine daha uygun geleceğini düşündüğü bir dil olan hinduizmin dilini kullanmıştır. bunda maksadı gerek islam'a bakışı çok dar ve olumsuz olan batı insanına -kendisinin de hıristiyan öğretiye olan soğukluğunun da etkisiyle- anlatımının daha kolay olacağı için gerekse de gelişmekte olan hind hayranlığından istifade ile geleneğin çok kapsayıcı bir yüzü olan hindu tradisyonunu temel alarak hakikati anlatmaktı. bununla birlikte kendisine bir yol arayışı ile başvuran hiç kimseye hindu dinini tavsiye etmediği belirtilmektedir. neticede onun en büyük amacı okuyucularına manevi bir yol bulma konusunda imkanların bulunduğunu göstermekti. yine de şu söylenmelidir ki o okuyucuları için hiçbir geleneği diğerine tercih etmemiştir.

kendisi de tradisyonalist ekole mensup olmakla birlikte frithjof schuon gibi yazarlar guenon'un hristiyanlık ve birkaç başka konudaki görüşlerine katılmamışlardır. yazarlar arasındaki böylesi farklılıklardan ötürü batıda guenon takipçileriyle schuon takipçileri arasında belirli bir ayrıma giden kimseler de bulunmaktadır.

sembolizmde de bir üstad olan guénon, tradisyonel doktrine dair derin ve net tespitler yapmakla birlikte modern matematiğe getirdiği yorumlarla da dikkat çekmektedir. "guénon ve matematiksel sonsuz" yazısında bekir s. gür onun bu yönü için : "matematiksel sonsuz'u incelediği tezinde modern matematiğin sonsuz ile ilgili alanları için doğrudan "matematiksel sonsuz diye bir şey yoktur" der: çünkü bir tane sonsuz vardır, o da ancak metafiziksel sonsuzdur! 1, 2, 3... gibi bir sayı dizisinin sonsuz değil, olsa olsa, belirsiz ( indefinite ) olduğu söylenebilir" diye yazmaktadır.

yirminci yüzyılın içinde bulunduğu buhrana hakikat perspektifinden ortaya koyduğu tespitlerle tradisyonalist (gelenekselci) ekolün doğmasını sağlayan ve bu sayede ezoterik ve mistik yol arayışı içinde olan bir çok insana akaide bağlı sahih -ortodoks- manevi yol ile sahtekarlık ve sapmalar arasındaki ince ve derin farklılıkları göstermek suretiyle bir rehber olmuş olan büyük mütefekkir guénon'un dar çerçevede sürdürdüğü yaşamı mısır'da 7 ocak 1951'de sona erdi.

eserleri:
east and west (orient et occident, 1924)
oriental metaphysics (la metaphysique orientale, 1939)
the crisis of the modern world (la crise du monde moderne, 1927)
the spiritist fallacy (l'erreur spirite, 1923)
insights into islamic esoterism & taoism (aperçus sur l'ésotérisme islamique et le taoïsme, 1973)
man and his becoming according to the vedanta (la crise du monde moderne, 1927) ,
the reign of quantity & the signs of the times (le règne de la quantité et les signes des temps, 1945)
introduction to the study of the hindu doctrines (introduction générale à l'étude des doctrines hindoues, 1921) ,
studies in hinduism (Études sur l'hindouisme, 1966)
initiation and spiritual realization (initiation et réalisation spirituelle, 1952) , traditional forms and cosmic cycles(formes traditionelles et cycles cosmiques, 1970) , insights into christian esoterism (aperçus sur l'ésotérisme chrétien, 1954) the multiple states of the being (les états multiples de l'Être, 1932) ,
perspectives on initiation aperçus sur l'initiation, 1946) ,
theosophy: history of a pseudo-religion (le théosophisme - histoire d'une pseudo-religion, 1921),
the metaphysical principles of the infinitesimal calculus (les principes du calcul infinitésimal, 1946),
the great triad (la grande triade, 1946) ,
the king of the world (le roi du monde, 1927)

türkçede bulunan eserleri:

hıristiyan mistik düşüncesi
büyük üçlü
alemin hükümdarı: dinlerde merkez sembolizmi
dante ve orta çağ'da dini sembolizm
doğu düşüncesi
doğu ve batı
geleneksel formlar ve kozmik devirler
inisiyasyona toplu bakışlar 1-2
islam maneviyatı ve taoculuğa toplu bakış
kadim bilimler ve bazı modern yanılgılar
maddi iktidar manevi otorite
manevi ilimlere giriş
modern dünyanın bunalımı
vedanta'ya göre insan ve halleri
niceliğin egemenliği ve çağın alametleri
ruhçu yanılgı
yatay ve dikey boyutların sembolizmi
savaş metafiziği ve sembolik silahlar (julius evola ile birlikte)
metafizik nedir (gabriel marcel, henri bergson, martin heidegger, ile birlikte)

alıntı: http://www.moradogru.org
esasında birtakım gizli kapaklı inanış, ritüel vesairin dışında, guenon'un savunduğu tezler çepeçevre yeryüzü manevi geleneğinin ortaklaşalıkları üzerinde bizi düşündürmektedir.

guenon belli bir yaşa kadar birçok yapıya müntesip olsa bile asla tatmin olmamış bir ruhtur. bu süreçte aradığı gerçeklikleri islam dininde bulmuştur. ama o'nun hidayete ermesi, üzerinde düşündüğü şeylerin hakikatine ermesi ile anlam kazandı.

guenon sıradan bir hidayet ehli, bir davetçi vs. değildir. o, bulduğu gerçeklikleri katışıksız entelektüel faunasında yepyeni ilişkilere taşımayı becermiş bir derinlikli kişidir.

insan-ı kamil'in yeryüzü geleneği için ne ifade ettiğini o'nu okuyunca modern idrakimize daha iyi anlatabiliriz.

ya da himalayalar nedir? daha iyi öğreniriz.

o'nun yolculuğu, durakları her biri enfes maceralar şeklinde karşımızda beliren bir düşünce turudur.

guenon sahih gelenekler ile batıl arasındaki sınır ihlallerini tespit etmektedir. tapınakçılar, gülhaççılar veya katar şövalyeleri, masonluk gibi birbirine geçişimli birçok olgunun aslında bir tek sahih gelenek içindeki aynaların yanıltıcılığından yararlanabildiğini ortaya koymaktadır.

bunu şöyle düşünebiliriz: esasında yeryüzü kadim manevi bilginin bir süreği ve hakimiyet alanıdır. tahrif edilen de bu manevi bilgidir. esas olan bütün bu karmaşa içindeki tek olan gerçekliği ortaya koyabilmektir. böyle olunca hint manvantarası, mısır gizemcileri veya kuzey kutbu söylenceleri bir tek ana kavşakta birleşebilmektedirler.

ama bunu şöyle anlamamak gerekiyor: guenon asla bir sinkretik değildir. tevhidi inanışa sahip bir müslümandır. ancak o tevhidin yansılarını yeryüzünde aramıştır.

guenon'un üzerinde durduğu en önemli kavram inisiyasyondur. o tradisyonun (manevi gelenek) kendisini inisiyasyonlar (erginleme, tekris) yoluyla var ettiğini söylemektedir.

bunu şöyle anlamalıyız: bir shaolin rahibi, bir brahman, bir katar rahibi, bir afrikalı büyücü, bir şamanve bir mutasavvıfdervişin geçtiği yol aynı yoldur. biz bu yola gelenekdiyoruz ve bu sistem içinde yüceliyoruz.

insan-ı kamil ve onun aşağısında yer alan silsileler içindeki herkes bu tekris sürecinden geçmiştir. dolayısıyla evren düzenli bir sistematik içinde bir manevi patronajın (terminolojide "tasarruf") altındadır.

tabii ki okuması son derece zor. okurun anlaması hususunda fazla çaba harcamayan, ama sarsıcı bir deha ile karşı karşıyayız. çağın en önemli metafizikçisi. aynı zamanda bir numaralı matematikçisi.

böyle bir dehaya kayıtsız kalınamaz.
(bkz: geleneksel entelektüelite)
(bkz: seyid hüseyin nasr fritjof schuon)
dünyaca ünlü fransız entelektüel şahsiyet ..

yüksek matematik, teoloji, felsefe eğitimi almıştır, arapça öğrenmiştir.hıristiyan din adamlığı yapmıştır, kendisine bir tarikat kurmak için doğu dinlerini araştırmaya karar evrmiş ve doğuya seyehat etmiştir, en mükemmel din olarak gördüğü islamı seçmiş ve müslüman olmuştur, şazeli tarikatine girmiştir....şeyh abdülvahid olarak da bilinmektedir islam olduktan sonra...mısırda yaşamıştır ömrünün son günlerini,orada evlenmiş ve çocukları olmuştur...

okunması tavsiye edilen eserleri modern dünyanın bunalımı(mutlaka okunası eser) , islam maneviyatı ve taoculuğa toplu bakış, doğu batı ...
(bkz: frithjof schuon)
1910 yılında, islamiyet'i benimseyip Abdülhadi adını alan ünlü Fransız ressam Gustav Ageli ile tanıştı ve onun vasıtasıyla 1912 yılında müslüman olup Mısır'da Şazeliye şeyhlerinden Abdurrahman Eliş el-Kebir'e intisap ederek Abdülvahid Yahya adını aldı.
Müslüman olduktan sonra Abdülvahid Yahya adını almış olan Fransa doğumlu bu düşünürün üniversite eğitimi matematik üzerine. Avrupa'da girip çıkmadığı okült örgüt kalmamış, bilmediği ezoterik teşkilat yok dense yeridir. Hindu, budist, taoist bütün uzak doğu dinlerini de en ince ayrıntısına kadar öğrenince ilahi dinlerin tek bir kaynaktan geldiğini farketmiş. Rene Guenon'a göre işte bu yüksek prensipten insanlara aktarılan tek bir gelenek var; Bu gelenek aslında bütün dinlerin özü, farklı semboller ve isimlerle ifade edilse de hepsi aynı hakikatı anlatıyor. Önce karışık görünse de anlayınca "vayyy bee!" dedirten kitaplarını okuyan çok avrupalı müslüman olmuş. Guenon'a göre bugün inisiyatik geleneği devam ettiren belki de tek din islam. Hıristiyanlıkta eskiden sufi ezoterik kardeşlik örgütleri olsa da bugün artık yok veya bilinmiyor, bu yüzden Şazeli tarikatına girerek islam gelenği üzerine yaşamaya karar verip Kahire'de vefat etmiş. Allah rahmet eylesin!
türkiye'de iz yayıncılık'ın üstün hizmetleri ile tanınan özellikle mahmut kanık çevirileriyle bilinen zat-ı muhterem.

mahmut kanık rene guenon'u bir cümlesi ile çok iyi bildiğini göstermiştir. demiştir ki kanık beyefendi: "guenon, kalpleri tutuşturmak yerine aklın ışıldamaları ile iştigal etmiştir."

doğru. ama eksik.

tradisyonalizm eliyle modernizm ile savaşırken mısır'da da irşad işleri ile uğraşıyordu kendisi.

kendisi asla batı karşıtı bir batılı değildir. bu yanlış bir bilgidir. kendisinin de ifade ettiği gibi kendisi bir modernizm karşıtı bir gelenekçidir.

rene guenon, totalde bir bilinç arkeoloğu, kamil bir metafizikçidir.
Felsefe ile ilgi bir yargısı:

Felsefe, giriş ve hazırlık niteliğinde bir aşamadır; hikmete doğru bir ilerlemedir. Hikmetten daha aşağı bir duruma tekabül eden bir aşamadır. Daha sonra meydana gelen sapma, bu geçiş düzeyini amaç olarak almış ve felsefeyi hikmet yerine koymuştur."

(bkz: Hikmet)
tasavvuf'tan önce taoizm'e fena halde takmıştır.
1 kitabını 3 kere okudum hiç bir şey anlamadım

ya bende zeka yok, ya bu adam über sallamacı

(devrelerim yandı yeaaa)

yalnız kitap bittikten sonra da birden bire

1 aydınlanma geldi

sanırım aleyna tilki bu adam dan daha büyük bir alim

evet

aleyna tarikat kur

üye olacam.

bu adam islam dan önce şarkiyatçı olarak tanımlanmalıdır

müslümanlar neden mal bulmuş mağribi gibi buna sarılmışlar anlayamadım ?

tipik şarkiyatçı bu.