bugün

böyle bir şey var efendim. hem de tam bugün sıkça ihtiyacımız olacak bir kavram bu nefret söylemi. alıntılıyorum ki;

nefret söyleminin temelinde önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu/düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve homofobi yatar. kültürel kimlikler ve grup özellikleri gibi unsurlar nefret söyleminin kullanılmasını etkiler, ancak yükselen milliyetçilik ve farklı olana tahammülsüzlük gibi koşullarda, nefret dili yükselir ve etkisini arttırır.

http://www.nefretsoylemi.org/
ilgili siteden alıntıladığım paragrafa göre:

türkiye'de sık sık medyanın taraflı, önyargılı ve ayrımcı bir dil kullandığına tanık oluyoruz. özellikle de azınlık hakları, silahlı çatışmalar ve ab üyelik süreci gibi konularda bu dil kendini daha fazla gösteriyor. haberlerde, özellikle de manşetler ve haber başlıklarında kullanılan provokatif, ırkçı ve ayrımcı dil, toplumda düşmanlık ve ayrımcı duyguları tetikleyen, kalıp yargıları güçlendiren birer araca dönüşüyor. her ne kadar evrensel ve ulusal gazetecilik ilkeleri, hatta bazı medya kuruluşlarının kendi gruplarının yayınladığı basın etik ilkeleri bulunsa da, birçok haber ürünü bu ilkeleri ihlal edebiliyor. böylesi bir dilin kullanılması ise toplumda huzursuzluk ve savunmasız gruplara yönelik yaygın bir önyargının yerleşmesine yol açıyor. hedef alınan kişi ve gruplar ise tedirginleşiyor, sessizleşiyor ve demokrasinin olmazsa olmazı olan sosyal ve siyasal yaşama katılım şanslarından zorunlu feragat ediyorlar. bu kışkırtıcı ve hedef gösterici dil kullanımı zaman zaman düşmanlaştırılan ve marjinalleştirilen grupların üyeleri ya da mekanlarına yönelik saldırılarla sonuçlanabiliyor.
(bkz: #10030247)
hayatın her alanında karşımıza çıkan söylemlerdir.

çocukken ailemizin içinde duymaya başlarız ilk, anne - baba kavgalarında, ebeveynlerimizin televizyonda, gazetede gördüğü bir haber ya da konu karşısında kendi doğru tanımlarına uymayan her şeye karşı geliştirdiklerine tanıklık ederiz.

sokakta duyarız sonra, mahalle maçlarında, oyunlarda, sevimeyen mahalle çocuklarına karşı edilen küfürlerde duyarız.

biraz büyüyüp okula başladığımızda, alasını okulda duyarız. hocalarımızdan, sınıf arkadaşlarımızdan. yaşadığımız ülkenin remi ideoloji aygıtlarından en önemlisi olan okullar, bu resmi ideolojinin dışına düşen hiç bir şey'e karşı hoş görülü değillerdir. ve bu söylemi geliştirir, işin daha vahimi bizlerinde geliştirmesi gerektiğini öğretir, geliştirmemenin öteki olduğunu empoze ederler.

okul bitip üniversiteye gittiğimizde, üniversitelerimizde duyarız nefret söylemini. düşünmemiz gereken, inanmamız gereken bir algılama hali vardır, düşünceler bütünü vardır. bunların dışında düşünenler ve inananlar lanetlenir her daim, kavgalar çıkar, yer yer kan dökülür. bazen nefret söylemini biz geliştirirz bu durumlarda ve bazen de nefret söylemine biz maruz kalırız.

üniversiteden mezun olup işe başladığımızda, iş yerimizde, dahil olduğumuz sosyal ortamlarda her daim haşır neşirizdir nefret söylemiyle. ama çocukluktan beri duymaya alışmış olmanın bir vurdum duymazlığı da hakimdir bizlere. yadırgamaz, yanlış bulmaz, düzeltmek için müdahale etmeyiz.

eş cinsellere karşı, bzden olmayan halklara karşı ama özellikle de kadınlara karşı geliştirilir bu söylem. ve hatta taraftarlar arasında dahi en sık kullanılan argmanlar bu nefret söylemine çıkar.

peki kadın denilen varlığa karşı nasıl geliştirirz bu söylemi? şöyle ki, ortada birileri tarafından tanımlanmış (kim olduğunu bilmiyoruz, ama araştırmalarımız sürüyor) bir kadın profili vardır. eve erken saate giren, içkiyi dozunda içen, sokakta sigara içmeyen, sakız çiğnemeyen, erkekler ile münasebetine her daim dikkat eden, evlenmek için hazırlanan, evlendiğinde harika bir gelinlik giyen ve evlendiği adamı asla aldatmayan, onun çocuğunu doğurup iyi annelik eden, çalışıyor ise parasını kocasına veren, ama genelde evde çocuk bakması gereken bir kadındır bu. bu kadın tanımına çıkan her kadın bizim için: orospu'dur. orospu kelimesi, para kazanmak için erkekler ile yatan kadın demektir. yani karnını doyurmak için bedenini satan kadın. bu kötü, pis ve ahlaksız kadındır. eğer bir kadın yukarıdaki kadın imgesine uymuyor ise, toplum tarafından kabullenilmiş bu orospuluk statüsüne ulaşır. ya da düşer.

peki nefret söyleminden nasıl arınacağız? bu sandığımız kadar kolay olmasa gerek. en hümanist, en empati kurma yeteneğine sahip insanlar dahi, bu öğretilmişliğin dışına çıkamıyorlar ne yazık ki. bir şekilde hayatımızın br yerlerinde bu söylemlerden nasipleniyoruz. bir arkadaşımız ile şakalaşırken dahi kullandığımız dil, arkadaşımızı aşağılamıyor aksine, ona htap ederken kullandığımız tanımın kitlesini tümüyle aşağılıyor genelde.

ama imkansız değildir elbette, öncelikle kafamızda resmi ideoloji tarafından tanımlanmış bir takım kelimelerin, bir takım toplumsal algıların ve grupların bizim için tanımlarını doğru düzgün yapmalıyız sanırım.
Uçurulma sebeplerinden biri olmalı diye düşünüyorum. Böylelikle yok "laikçi bakire kız" yok "gerici bilmem ne" gibi başlıkların önüne geçilebilir. Eminim ki birçok insan bundan memnun olacaktır.
Çok önemli ama es geçilen bir konu. Üzerinde çalışılıp, bunu yapan yazarlar şutlanırsa daha temiz bir sözlük olacaktır. Ha özgürlük kısıtlanıyor derseniz de, kimsenin kimsenin değerleriyle dalga geçip onları küçük düşürmeye hakkı yok. Nasıl siz yolda giderken, sevgilinize veya annenize laf atıldığında " düşünce özgürlüğü ya bu ehehe " demiyorsanız burada da adam olacaksınız.
başlara çok iş açmaktadır.
allah belanı versin. nefret söylemi tamamen karşı olduğum konudur.

seni lanet olası pis zenci.
itici ve bir o kadar da yanlış bir kelime grubu. bir defa bir kimseden, gruptan veya nesneden nefret etmek her insanın en tabii hakkıdır ve suç değildir. söylem zaten uyduruk bir kelime. bunda hemfikir olmamız lazım. öz türkçeci zevatın uydurmasıdır vesselam. kulağa da hoş gelmez zaten.

hülasa nefret söylemi yasak değildir. yasak olan; suç teşkil eden ifadelerin klavye vasıtasıyla sanal aleme aktarılmasıdır. klavye vasıtasıyla işlenebilecek suçları ise şöyle sıralamak mümkün:

(bkz: hakaret),

(bkz: halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama),

(bkz: türk milletini, türkiye cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama)

(bkz: kişilerin huzur ve sükununu bozmak),

(bkz: kişinin hatırasına hakaret),

(bkz: haberleşmenin gizliliğini ihlal),

(bkz: bkz:kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması),

(bkz: kişisel verilerin kaydedilmesi),

(bkz: verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme),

bir de tabi 5651 sayılı kanun kapsamında sayılı suçlar da var. ayrı bir çalışma konusu.

özet: nefret söylemi ne la.
maalesef sözlükte sık sık kullanılan ve muhataplarını aşırı derecede rencide edebilen bir söylem türü. bazı yazarlar aşağıdaki sıkıntıdan muzdarip olduğundan entryleri silinmesine vs rağmen ısrarla bunu yapmaya devam etmektedirler.

(bkz: nefret suçu ile kişisel tercihi ayırdedememek)
temelinde ötekileştirme yatar.
genelinin evebeynleri insani değerler değil ideolojilerdir.
ideolojiler nefreti enjekte eder, diğerlerini ötekileştirir, hedef gösterir. kendisi gibi düşüneni kardeş, düşünmeyeni düşman bilir.
insanlıktan çıkarak insanları nasıl kurtrabiliriz?
sözlük ortamını ideolojisi yayma, savunma, karşıtı olduklarına nefretini kusma, siyasi propaganda yapan, sözlüğü bilgi paylaşım ortamı olarak görmeyen yazarlar sıkca nefret söylemlerine güzel örnekler sunarlar.
durum o kadar vahim ki nefret söylemini tanımlarken bile nefret söyleminde bulunabiliyoruz.
kuşkusuz ki bir konu, fikir, din, ideoloji, olay v.b. olgularda muhakkak ki karşıt görüşleri içerisinde barındırır. kimisi bu olguları kendisine tez olarak alır, kimiside bu olgulardan anti-tez çıkarır. insanlık tarihi boyunca medeniyet, bu karşıtlık içerisinde çözümlenerek ilerlemiştir.
bugün yaşadığımız medeniyet değerleri var ise bunda en büyük payıda karşıt söylemidir. karşıt söylemler ne kadar doğru kullanılırsa insanlıkta o kadar ilerleyecektir ve ilerlemiştirde. gel zaman git zaman bu karşıtlık bir nefret söylemi (önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu/düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve homofobi)şeklini almaya başlamıştır.
buna kesin bir şekilde dur demenin yolları bulunmalıdır. bu kesin bir şekilde dil kullanımıyla başlanmalıdır. saygı sınırlarını aşan bir usluba dökerek rencide edici, aşağılayıcı bir dil kullanmak elbetteki anti-demokratik süreci doğuracaktır.
insanlık elbet ki eleştirel dilden nefret söylemine geçişte olduğu gibi nefret söyleminden karşıt düşünce uslubuna geçişte de profesyonelce süreç izleyecektir.
(#12173697)
http://www.youtube.com/wa...p;list=pl15bcf76a6cdeae6a
sözlüğün hakkında hassasiyet geliştirdiğini görünce sevindiğim, bu topraklarda mutlu mesut yaşamamızın önündeki en büyük engel olarak gördüğüm suçtur. sözlük sınırları içinde kesinlikle ama kesinlikle çaylaklıkla ve devamında uçurulmakla cezalandırılması gerektiği kanısındayım. iyi niyet mesajlarıyla önüne maalesef geçilemiyor. moderasyon bu çıkışında samimiyse lütfen nefret söyleminin yaptırımlarını keskinleştirsin.
nefret söylemi yasaklanacaksa sözlükte, bunun bu gayet insani azmin, önce müslümanlarca suistimal edilmesinin önüne geçmek lazım. default olarak mazlum doğan müslümanların bu mazlumluklarının reklamı üzerinden kendi dinlerinin vahşi emperyalist algısını yayma hislerinin önüne geçilmesi lazım. bu yapıldıktan sonra da kuran isimli kitabın yasaklanması lazım. en azından sözlükte kuranı yücelten her entrynin nefret söylemi kapsamında engelenmesi lazım.

--spoiler--
araf 179: andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. işte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. işte bunlar gafillerin ta kendileridir.
--spoiler--

ve benzeri bir sürü ayette inanmayanlara hakaretler edilmiş ve tez elden acı çekmeden öldürülmeleri emredilmiştir. kuranın varlığının ve yüceltilmesinin engellenmediği hiç bir yerde "nefret söylemini engellyeceğiz" denilemez. çünkü işe yaramaz.

kuran ve yüceltilmesi engellenmez ise; ancak ve ancak seviyesiz müslüman dincisinin algısına yönelik bir elimine yöntemi olarak bayağılaştırılıp, suistimal edilerek kullanılır. oda insani değil, islami barbarlığa hizmet olur.
siktiriboktan bir kavram.

ne yani ne yapalım? içimize mi atalım anasını satayım.

dünyadaki bütün çaresiz hastalıklar içimize atmaktan oluyor yarraam...içime atıp kanser olacağıma, nefret söylemi yapıp çaylak olurum...
yaptırım olmadığı sürece semada hoş ama boş bir seda olarak yankılanacaktır. bu yüzden bırakın bu ayakları canımın içi. diyorum.
ekşi sözlükte sarsıntıya yol açan 135 yazarın ifadesinin alınmasına neden olan olaylardan dolayı yazarları bilgilendirmeye çalışma çabasıdır .

asıl soru şudur , ekşi yazarlarını satmıştır ulusözlük yazarlarına ne kadar sahip çıkacaktır .
gammazlama listesinde bulunması gereken sözcük öbeği, işimiz kolaylaşır.
(bkz: Göte göt diyemezsin)

Nefret söylemi kavramından benim anladığım bu. Ekşi sözlükte kürt faşistler önderliğinde palazlandirilan, entel soslarla bezeli sansür aracı.

O kadar.

Biri bana, geçen gün tayinine 3-5 gün kala pusuya düşürülüp şehit edilen astsubayın katillerine ve destekçilerine, dün 8 kişiyi canli bomba haline gelip öldüren orospuya methiyeler düzen, "idolüm" diyen nur yüzlü sebahat tuncel'e 'nefret söylemi''nde bulunmadan nasil hitap edeceğimi söylesin.

Birilerinin canını alan orospu cocuklarini destekleyen milyonlardan nefret etmeyeceğim de kimden nefret edeceğim.

Adama kurşun sıkmak, milleti bogazlamak, halkın huzurunu kaçırmak, esnafın dükkânını yagmalamak "hak aramak" olacak, bunlara, "orospu evlatlari" demek nefret söylemi ha?

Ben öyle aşkın ızdırabını da sikerim.
Düşündüklerini direkt değil dolaylı yoldan yaz demek istenmektedir. Yok öyle bir şey.
(bkz: #12829283) sözlükte sağlıklı işlendiğini düşünmediğim sınırlayıcı faktör. moderatörler ya uyuyor ya da umursamıyor.
sosyolog prof.dr.emre kongar'ın kaleminden nefret söylemi ve tehlikesi:

'Nefret söylemi'; şiddetin, zulmün en büyük kaynaklarından biridir.

Bu söylem adeta yaşayan bir organizma gibidir:

Hem zalimler tarafından kullanılır.

Hem de zalimleri kullanır!

ister Amerika'da olsun, ister Avrupa'da, ister Ortadoğu'da, isterse Türkiye'de;

Öldürücü bir virüs gibidir.

Her yerde insanları böler, düşmanlıklar oluşturur, trajik olaylara, cinayetlere yol açar.

Onu iyi tanımadan zulmü ortadan kaldırmak pek olanaklı değildir.

***

'Nefret söylemi' belli grupların duyarlılıklarını kullanır.

Mukaddes değerleri istismar eder.

Bir insana;

Ya da bir gruba karşı:

Dinsel, mezhepsel;

Etnik, milliyetçi;

Siyasal, ideolojik;

Ahlaki, cinsiyetçi;

Bir nefret ifade eder.

Bu nefreti önce yaratır,

Sonra körükler,

Daha sonra da onu somut hedeflere yöneltir.

***

'Nefret söylemi'; bazı homojen gruplarda, alt kültürlerde oluşur.

Siyaset tarafından kullanılır;

Medya ile beslenir, büyütülür;

Sonunda tüm toplumu pençesine alır.

Nasıl sevgi, sevgiyi çoğaltırsa;

'Nefret söylemi' de başka 'nefret söylemlerini' teşvik eder ve çoğaltır.

Böylece toplumlar bir yandan birbirinden nefret eden gruplara bölünürken, öte yandan herkes bu nefretten nasibini alır:

Günlük yaşam;

Normal etkileşim;

insani iletişim;

Aile;

Okul;

Arkadaş grupları;

Medya;

Kamu hizmetleri;

Siyaset;

Ve sonuç olarak tüm toplum zarar görür!

***

Türkiye'yi 1980 askeri darbesine götüren şiddet olayları böyle 'nefret söylemlerinin' bir sonucuydu:

'Komünizmden nefret', 'komünistlerden nefrete' dönüştürülmüş;

'Faşizmden nefret', 'faşistlerden nefrete' dönüştürülmüş;

Belli gruplar ve belli bireyler üzerinde somutlaştırılmış;

Günde yaklaşık on kişinin öldürülmesine yol açmış;

Ve sonunda ülkeyi askeri müdahalenin kucağına atmıştı.

***

'Nefret söylemi' ne yazık ki evrensel bir olgu:

Örneğin 2011 yılının ilk günlerinde Amerika Birleşik Devletleri'nde Arizona eyaletinde Kongre üyesi Gabrielle Giffords bir silahlı saldırıya uğradı.

Biri 9 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 6 kişi öldü.

Bölgenin emniyet görevlisi, bu eylemin bir 'zehirli bir siyaset ortamından kaynaklandığını' belirtti.

'Nefret söyleminin' Amerikan siyasetini de zehirlediği pek çok yorumcu tarafından dile getirildi.

Cumhuriyetçi Parti'nin 2008'deki Başkan Yardımcısı adayı, eski Alaska Valisi, muhafazakârlığın radikal görüntüsüyle bir halk hareketi olarak ortaya çıkan 'Çay Partisi' grubunun lideri konumundaki Sarah Palin'in, Giffords'un ismi üzerine hedef sembolü koyup ;'Nişan al' diye yazdığı biliniyor.

Palin tarafından hedef gösterilenler arasında yer alan Giffords'a saldıran kişinin meczup olduğu söyleniyor.

Bu olay ve yorum, bana bir dinci gazetenin zaman zaman birinci sayfadan resmini basarak hedef gösterdiği Ahmet Taner Kışlalı, Ali Günday, Mustafa Yücel Özbilgin gibi kişilerin öldürüldüğünü anımsattı.

***

'Nefret söylemini' toplumsal ve kültürel yaşamımızdan, özellikle de siyasetten ve medyadan söküp atamadığımız sürece, zulmü ve cinayetleri durdurmak, yeni zalimlerin ve katillerin oluşumunu engellemek olanaksızdır.

http://cumhuriyet-http://www.kongar.org/
(bkz: kürtlerin ayrilmasina izin verip kürtleri yakmak)

sözlükte avukat yok mu lan.