ing. mister'ın kısaltılmışı.
bay.
emar denen röntgen çeşidinin mr diye yazıldığını sanardım vaktiyle.yanlış bildigim kısaltma.
Manyetik rezonans.
x ışını kullanılmayan radyolojik görüntüleme yöntemidir.
bu yüzden sporcular sık sık güvenle bu yönteme başvururlar ancak manyetik alanın canlı üzerindeki etkileri hala tartışma konusu olduğundan tam anlamıyla güvenli demek çok doğru bi yaklaşım değildir kanaatimce.
Türkiye'de çok fazla sayıda bulunan görüntüleme yöntemidir. Sigortayla değil de cebinizden ödüyorsanız, sağlam bir masrafa gireceğiniz garantidir.
radyolojik bir görüntüleme yönteminin kısaltması. manyetik rezonans görüntüleme cihazı gürültülü ve büyük bir fıçı şeklindedir. çalışma prensibi oldukça basittir. aslında çok kuvvetli bir mıknatıstır. o yüzden çekim odasına metal nesnelerle girilmesi yasaktır. çekim odasının bir ucundan bırakacağınız topluiğne veya anahtarlık son sürat cihazın içine doğru yol alır ki görüntü insanı afallatacak derecede muhteşemdir. çalışma prensibinin özünü kabaca, çok kuvvetli manyetik alana giren insan vücudunun içindeki hidrojen atomlarının kendi başlarına dönmeyi bırakıp bu kuvvetli manyetik alanın büyüsüyle hareket etmeleri oluşturur. bir stad dolusu insanı hidrojen atomlarına benzetecek olursak uzaktan baktığınızda bir güruh olan bu topluluk meksika dalgası yaptığında hoş bir görüntü oluşturacaktır. mr filminde ise bu manyetik alana kapılmış ve meksika dalgası yapan atomların arasında bu düzene uymayan hücrelerin varlığı buradaki patolojiyi siyah-beyaz ortaya koyar.
(bkz: akbank reklam filmi)
beyin için çekileni onbeş dakika gibi bir süre sürmektedir. kişinin üzerindeki tüm metal eşyaları çıkartması ve hareketsiz biçimde beynini sken o seslere dayanması gerekmektedir. bu zaman zarfında kişinin uykusu dahi gelmiştir.
isletmelerde malzeme talebi icin hazirlanan form olan material request'in kisaltilmisidir.
Mauritania'nın internet ülke kodu.
nam-ı diğer mezar.. gerçekten de o denli ürkütücü ki, ölmüş gibi hissettiriyor. hele o sesler. * eskiden yarım saat sürdüğü söyletisinin üzerine söz konusu işkencenin hiç olmazsa 15 dk sürmesi bir derece ferahlatıcı sayılabilir.
*
mezarı anımsatan yönleri şöyle ki; daracık ve asla kırmaşılmaması gereken bir silindirin içindesiniz. neredeyse çıplaksınız ama üzülmeyin(!) kefeni çağrıştıran bir önlük giyiyorsunuz, tamamen kendinizle başbaşasınız.
kötü amel sahibi olmayı çağrıştıran kısmı olan işkence bölümü ise şu; o ürkütücülük beraberinde ne zaman başlayıp biteceği özellikle başlarda hiç belli olmayan seslerin çok yüksek volümde olması.. susunca daha bir korkutuyor; "ne zaman başlayacak acaba" diye.
"lütfen hiç kırmaşmayın" diye uyarı yapılıyor o başınızın bir kaç cm üzerindeki hoparlörden ama o ürperme esnasında tirtir titrememek elde mi? bir de "çekiminizin bitmesine 10 dk kaldı", "çekiminizin bitmesine 5 dk kaldı" diye 2 hatırlatma yapılıyor o hoparlörden. bunlar da münker nekirin suallerini anımsatıyor adeta.

insan gerçekten şöyle bir silkeleniyor. ne kadar dünyaya dalmışım böyle. ölüm aslında ne kadar yakın diye. * *
manyetik rezonans GÖRÜNTÜLEMESi. DOKTOR iSTER YAPTIRILIR. PAHALIDIR.
mrda kontrast madde olarak kullanılan ilac genelde magnevist tir. bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur.
ks. midfielder right.

(bkz: cm lügatı)
bt*gibi kesit alma temelıne dayanan tomografik yöntemdir.bt ye nazaran mezarı daha büyük, daha kapalı ve daha korkutucudur.
1970li yıllarda kullanılmaya başlanılmıştır.
asıl adı 'magnetic resonance imaging' yani 'manyetik rezonans görüntüleme' olan dolayısıyla aslı mri olması gereken ancak ülkemizde çeşitli yerlerde kullanımı mr ve mri olabilen sözcük öbeği. bir de gittiğim devlet hastanesinde 'mr' şeklinde yazdığını görünce anlık bir şaşkınlık yaşamıştım, zira emar tadında bir şeyler bekliyordum.

cihazın çalışma prensibini temel olarak kendimce anlatmaya çalışayım :

cihaz, kullanılan mıknatısın çeşidine bağlı olarak değişebilen son derece yüksek (0,4 tesladan 2 teslaya kadar, ki 1,5 tesla = 15 000 gauss ve bu da dünyanın oluşturduğu manyetik alan gücünün 30 bin katı!) manyetik alan oluşturarak insan vücudundaki h atomlarının protonlarına etki ederek aldığı tepkiyi çeşitli işlemlerden geçirerek dokuların lokalizasyonunu yapar ve bilgisayar aracılığıyla bunları 3 boyutlu görüntüye dönüştürür. yani sade tanımı bu şekilde.
4 çeşit sistem* vardır :

1) permanent magnet : adı üzerinde sabit mıknatıslı sistem olup, manyetik alan gücü sabittir (0,08 ile 0,4 arası). çok yüksek bir manyetik alan üretmemesinin sebebi ağırlık etkenidir (0,3 teslalık bir sistemin ağırlığı bile 100 tonu bulur). ayrıca yüksek çözünürlükte görüntüleme sağlamaz ve ısıya duyarlıdır. avantajı ise sistem ve inceleme maliyetinin ucuz olması ve kullanımında enerji gerekmemesi.

2) resistive magnet : manyetik alan oluşturmak için elektrik enerjisinden yararlanılır. 0,15 ile 0,2 tesla arasında bir güce sahiptir. isınma problemleri yoktur ve daha emniyetlidir. buna karşın elektrik harcaması fazladır.

3) hibrid magnet : ilk 2 sistemin bir nevi karışımıdır.** bu 3 sistem günümüzde yaygın kullanıma sahip değildir.

4) superconductive magnet : günümüzde en yaygın kullanıma sahiptir. zira 0,15 ile 2 tesla arasında çalışmaktadır ve yüksek kalitede görüntüleme yapar. bu sistemin özelliği içinde helyum ve nitrojen gibi kriyojen maddeleri barındıran termos sistemli yapıda olması sebebiyle -280c de çalışması ve bu sayede direncin dolayısıyla ısının yükselmesi engellenmektedir. ancak bu kriyojen maddeler zamanla eksilir* ve 1 litre helyum ülkemizde 10-15 $ civarındadır. eğer sistemde ısı yükselirse, mıknatısı oluşturan tellerde iletkenlik kaybolur ve buna bağlı tellerde ısı oluşmaya başlayarak oda sıcaklığında bile gaz halinde bulunan kriyojen maddelerin kaynamasına sebep olur* bu sebeple de kurulum ve maliyetleri yüksektir.

ayrıca;
http://www.konez.com

ve ayrıca da;

(bkz: mr çektirmek)
(bkz: manyetik alan)
(bkz: tesla)

şimdilik diyeceklerim bu.**
açılımı manyetik rezonans olan alet.
Magic Resist in kısaltılmış halidir.
sinir bozucudur. kıpırdamadan durduğunuzdan dolayı canlı canlı tabuta girmiş gibi olursunuz ve yüksek desibelli sesler çıkarır; içinde süre geçmek bilmez.
çok değil 7-8 sene önce gerçekten tabut şeklinden olan modelleri cerrahpaşa'da kullanılan cihazlardır. şimdilerde en azından bacaklar dışarıda kalabiliyor.
-içeride yaklaşık 30 dakika kıpırdamadan durmanız gerekiyor.
-Ayıp ettin doktor ya bu olsun istediğin.

Yavaş yavaş o tabuttan farksız borumsu şeyin içine girersiniz.
içerisi disko gibidir.
Dum tıs dum tıs tık tak tık tak..

Gayet eğleniyordum.
Hiçbir uzvumu kıpırdatamadığım için gözlerimi kırparak ritim tutuyordum.
Çıkınca "nasıldı" diye soranlara "koptum içeride ohh süperdi" diyebileceğimi sanıyordum.
ilk 10 dakika çıkan sesleri disko, tekno müziğine benzetip kendimi kumsalda bir kalabalık içinde dans ediyorken hayal etmekle geçti gitti.

Yavaş yavaş kulağımdaki kulaklık sıkmaya, uzuvlarım kıpırdamazlıktan uyuşmaya, sıcak basmaya başladı.

Sabretmeliyim, hemen bitsin ki evime gideyim diye kendime telkinlerde bulunurken beni en mutlu edecek şeyin hayalini kurmak vaktin hızlı geçmesine en yardımcı olacak şeydir bence dedim.

Tıpbı kazanmışım, acayip kariyer yapmışım falan hayallere daldım gittim.
Hayallerime "şuramdan şööyle bir ağrı giriyo ki yavruum böyle sanki pıçağı sokmuşunn da döndürü döndürüveemişin gibi neden olur ki o?" diyen teyzeler, her gördüğü yerde "hazır doktor bulmuşken ah kızım aha tam şu hareketi yaptığımda buramdan sanki et kopartmışlar da kedi köpeğe yem etmişler gibi ağrı gireyo bir ara sana görüneyim" diyen amcalar tecavüz etti.
Soğudum hayalimden.

Sonra gerçekten bu mesleği isteseydim soğumazdım, acaba bu mesleğe layık değil miyim, daha merhamet dolu sevgi pıtırcıkları mı olmalı bu hayallerin sahibi dedim.

Sorguladım tüm hayallerimi.
Ayıkladım çürük çarıkları.
Makulleri kaldı heybemde.

yarım saat geçmişti bile..

O da ne, doktordan ses seda yoktu.
Beklemeye devam..

ayak baş parmağımdan başlayarak yavaş yavaş vücudumun uyuşmaya başladığını hissediyordum.
Hayalleri bıraktığım zaman mı uyuşuyorum acaba dedim.
Tekrar hayallere dalsam geçer miydi ?
Ama hayalini kuracağım başka birşey yoktu ki benim.

Aman allah' ım.
Üniversiteden başka bir hayalim yok muydu gerçekten benim ?
Mutlu bir evlilik.
Bir kız çocuğu.
Torunlarıma masal anlatmak.
Yok muydu bunlar ?

Bastırılmış duygularımı sorgulamaya başladım.
Acaba evlenme, oku, kocanın eline bakma diyen büyüklerimin gazına fazla mı gelmiştim ?
Geç mi kalmıştım aşık olmaya ?
Yok yok.
Daha erkendi.

40 dakika olmuştu, ben hala o borunun içindeydim.

Etrafı incelemeye başladım.
Etrafta pek birşey yoktu.
Hatta hiçbirşey yoktu.
Boruydu işte.
Ne bekliyordum.

Sahi hayattan gerçekten sadece diploma mı bekliyordum ?
Neyse neyse, bunu düşünmenin yeri burası değildi.
bir borunun içindeydim.

Disko müziğine benzettiğim sesler artık beynimi tırmalıyordu.
Susuuunn arttııııkk diye bağırmak istiyordum.
Kollarımı bacaklarımı ölümüne sağa sola sallamak istiyordum.
Hareket etmeliydim, yoksa uzuvlarım kendilerini intihar etmek üzereydi.

Nefes alamamaya başladım.
50 dakika oldu neden hala buradaydım!

O borudan çıkıp doktora "kusura bakma benden bu kadar" demek istedim.
Ama nasıl çıkacaktım ?
Emeklemem lazımdı.
Kendimi o borudan emekleye emekleye çıkarken düşledim.
Tüm karizma gider, en iyisi biraz daha sabır dedim.

dırrr dırrr dırrr tıkk tak tık tak barrr barr..

Ağladım.
Evet ağladım.
Sinirden ağladım.

Doktorun ayak sesiyle irkildim.
Evet.
Evet bitmişti.
Yavaş yavaş çıktım aydınlığa.
gözyaşımı sildim.
Derin bir nefes aldım.

Kolumu salladım.
Bacağımı kaldrıp, indirdim.

Hiçbirşey konuşmadan giyinmeye gittim.
Giyindim.
Annem kapıda bekliyordu.

- Nasıl geçti ?
- insan insana bunu yapmaz.

(bkz: bir mr gününde hayatı sorgulamak)
hakkında pek çok şehir efsanesi dolaşan, benim de ödümü patlatmaya yeten tetkik yöntemi.
üstelik devlet hastanesindeyseniz size pazar gece yarısından sonra saat 03:23 gibi manyak bir randevu verebilirler. korkuyorum sözlük.
aşırı seslerin tetiklediği migren hastalığım için doktor benden mr çektirmemi istedi. o cihazı düşünmek dahi yeterince rahatsızlık verirken, kendimi sakinlikle telkin ederek sarıp sarmalanıp uzandım içine. ben ışın, kıvılcım beklerken garip garip sesler başladı. bitmek bilmeyen bir yarım saat, sanki hiçbir yeteneği ve eğitimi olmayan birine çeşitli enstürmanlar verilmiş de kafasına göre çalıyormuş gibi seslerle yankılandım. bitince koşarak kaçtım hastaneden. peki ya sonuç?
-migrenim tuttu. iyi mi?!
bugün mr deneyimine sahip oldum sanırım doğru tanımlamayı şöyle yapabilirim; elektro ve bas gitarı hiç kullanmamış grup elemanları soundcheck yaparken tam olarak 7 dakika boyunca kolonun altında durmak zorunda kalmak gibi birşey. trash müziğe aşina olanların pek de yadırgamayacağı deneyimdir.
orospu çocuğu alet.
an itibariyle babamı soktuğumuz cihaz. allah'ım ciddi bir şey çıkmasın lütfen.