bugün

ing. ay
(bkz: moonspell)
(bkz: to the moon and back)
(bkz: savage garden)
profesyonel warcraft 3 oyuncularından biri olan koreli arkadaş. night elf ırkıyla oynar ve başarılı bir oyuncudur. 2008 wcg'de finalde grubby'e yenilmiştir.
(bkz: moonstar)
ABD' de oldukça yaygın olan ve Birleşme Kilisesi adıyla tanınan tarikatın kurucusu olan Koreli din adamı.
frank sinatra'nın yorumladığı pek çok şarkısına isim vermiş olan kelime.

moon river
fly me to the moon
the moon was yellow
moonlight serenade
the moon got in my eyes
reaching for the moon
oh, you crazy moon
moonlight becomes you
moon song
i wished on the moon

keşke moon diye bir albüm yapıp onda okusaymış bu şarkıları.
sia'nın tadına doyum olmaz şarkısı. ve copy paste ile sizlere sunduğum sözleri:

i watch you spin from afar
i drink you in and breath you out
i'm camouflaged by the timeline
i'm camouflaged when the sun shines

two ships passing in the night
two lips pressing ground the tides

i believe the world it spins for you
we wil never be, i am the moon

i believe the world it spins for you
we wil never be, i am the moon

i long to be a part
i isolate my heart
you've drawn me into your world
now i too spin limbless

one hand clapping, where's the wind
i stand spanning at your distant wings

i believe the world it spins for you
we wil never be, i am the moon

i believe the world it spins for you
we wil never be, i am the moon

i believe the world it spins for you
we wil never be, i am the moon
sam rockwell in oyunculuğu ve kevin spacey nin sesi ile bir ay üssünde yaşanan olayları anlatan 2009 yapımı bir duncan jones filmi. atmosferin klostrofobik kokusu çoğu zaman rahatsız ederken, diğer anormallikleri koklatarak izleyicinin o kapalı havada o kokuya alışmasını sağlıyor. dışardan bakarken insan kimyasını ve ruhu sorgulayarak etik olup olmadığını tartışılan şeyleri, canlı olarak görerek kendinizi sorguluyor, kendi karmaşanız içerisinde bir ay üssünde yaşanan gerilimi gözlemci olarak takip ediyorsunuz.

--spoiler--
konusuna gelince, sam bell, ay yüzeyinde keşfedilmiş yeni bir enerji maddesini üreten ay üssünde tek başına çalışmaktadır. tek yardımcısı yapay zeka olan gerty adında bir bilgisayardır. kontrat süresi olan 3 yılı tamamlamasına 2 hafta kalmış ve dünyadaki eşi ve kızına kavuşabilmek için can atmaktadır. madde toplama aracına giderken yaptığı kaza herşeyi bir anda değiştirir. gözünü revirde açan sam, bacakları güçsüz ve halsiz bir şekilde uyanır. dışarı çıkışları gerty tarafından yasaklanan sam birşeylerin ters gitiğini anlar ve dışarı çıkıp neler olduğunu anlamak için gerty i kandırır. ay yüzeyinde kaza yapan aracı ve içinde kendini baygın bir halde bulur.
--spoiler--

işleniş ve kattığı gerilim ve atmosferi ile başarılı sürükleyici güzel bir film.
son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden.

--spoiler--

gerty, robotlar aleminin kralısın. devrelerine kurban be.*
--spoiler--
filmekimi'nde de gösterilen muun'un yönetmeni duncan james kişisi david bowie'nin oğludur.
daha izlemeyi yeni bitirdiğim bu sene izlediğim en iyi bilim-kurgulardan. district-9 ve pandorum ile beraber tabi. benzerlik olarak pandoruma daha çok benzerlik göstermektedir. film oyunculuk, müzikler ve görsellik olarak gayet iyiydi.
konusu kısaca (ya da uzunca) şöyle ; gelecek zamanda dünya enerji kıtlığından kurtulmuştur. bunu da ay'da bulunan bir çeşit madde sayesinde başarmıştır. çöller bile yeşillendirilmiştir. bunları intro'da gördükten sonra ay'daki bu maddeyi üreten üsse geçiyoruz. bu üst'deki tek insan sam bell'dir. tabi bir de gert adı verilen bir robot vardır ki kendisi yapay zeka olarak aşmıştır. sam araçla kaza geçirir. tekrar uyanır ve biz onun iyileşip uyandığını sanırız. ama sonrasında uyanan kişinin sam değil de onun klonu oduğunu anlarız. uyanan sam terslikten şüphelenip dışarı çıkar ve kaza geçiren sam'i bulur. birbirinin klonu olup olmadığı konusunda hem biz hem de onlar çelişkiye düşeriz. hatta ben başlarda sam'in kafayı yediğini düşünmüştüm(doppelganger). ama sonradan ikisi üstte yeralan gizli bir oda ve içerisinde de sayısız klon bulur. sam'in klonları. anlarlar ki dünyanın enerji ihtiyacını karşılayan şirket onu ve klonlarını oraya yerleştirmiştir ve o (yani eski klon) sandığından çok daha uzun süre önce oraya gelmiştir. karısının ve kızının videoları ve kafasındaki şeyler de bilgisayar tarafından ona yüklenmiştir. karısı ve kızı gerçektir ama onun sandığından çok daha uzun süre önce bu konuşmaları yapmıştır. onun dünyayla olan konuşmalarını engelleyen kuleleri de bulup yokettikten sonra evini aradığında kızının çok büyüdüğünü ve eşinin öldüğünü görür. sam ve yeni klonu bir klon daha uyandırıp bir oyun yaparlar ve yeni klon filmin sonunda gert'ün de yardımıyla dünyaya döner ve enerji şirketinin foyasını ortaya çıkartır.
konusu çok orijinal sayılmasa da kendini bana izlettirmeyi başardı. filmde neredeyse tek oyuncu olduğunu düşünürsek, film gayet başarılı. bu oyuncu da sam rockwell. ona daha sonra klonu olarak robin chalk eşlik etmektedir. tabii ki gert karakterini unutmamak lazım. kendisi kaven specy tarafından seslendirilmiş bir robottur. film boyunca bu robotun bir kıllık yapacağını düşünüyorsunuz ama film boyunca hatta filmin sonunda çok kıyak işler yapmakta sam kardeşlerimize. ön tarafındaki msn smileylerini de yerim ben onun! bayağı bir sevimlilik katmakta. bu robotun iyi olması filmi güzelleştiren en büyük etmenlerden zaten.
bence film aslında gelişip enerji kaynağımızı sınırsız hale getirsek bile insanları kullanıp yoketmekten vazgeçmememizi ve (filmin sonundaki konuşmalardan anladığımız üzere) uygarlıktan hala uzak olduğumuzu göstermektedir.

son olarak izleyin izlettirin diyorum. yaratıklar, makine savaşları, daş kızlar bulamazsınız ama bir değişiklik olur en azından!
dolu bir kafayla izlediğinizde anlamakta zorluk çekip bazen sıkılsanızda,sam rockwellin başarılı oyunculuğu ve özgün konusuyla iyi bir bilim kurgu film.
tek bir oyuncu ile tek bir mekanda geçen, son dönemlerde yapılmış en iyi bilimkurgu filmlerinden.

yönetmene de dikkat çekmek isterim. duncan jones isimli yönetmenin ilk filmi olması ile de oldukça dikkat çekiyor. duncan jones da david bowie'nin oğludur.

sam rockwell tek başına harikalar yaratır bu filmde.

film sadece bir bilimkurgu filmi olarak görülmemeli, aynı zamanda insan olmaya yönelik felsefi alt okumalar da barındırmaktadır.

ayrıca bunu seven bunu da sevdi;

(bkz: district 9)
Tüm filmi Sam Rockwell'in götürmesi gerekiyor, çünkü ortada ona eşlik edecek başka oyuncu yok: Rockwell'in karakteri Sam Bell, geleceğin önemli enerji kaynağı helyum-3 gazını çıkarıp dünyaya göndermek üzere kurulmuş bir ay istasyonunun tek çalışanı ve sakini. Kevin Spacey'in sesiyle konuşan Gerty adlı yardımcı robot dışında etrafta yalnızlığını giderecek kimse yok, daha da beteri dünya ile iletişimde bir arıza yaşandığından kimseyle canlı olarak görüşemiyor.

Üç yıl kadar önce arkada hamile bir eş bırakarak bu görev için aya gelen Sam, karısına ve henüz göremediği kızı Eve'e dönmek için sabırsızlanıyor. Üstelik yalnızlığın yıpratıcı etkileri de kendini iyiden iyiye göstermeye başlamış durumda. Ancak tam görev süresinin sonu gelirken Ay'daki operasyonun doğası ve kendi yeri konusunda hayret verici bir gerçeği keşfediyor.

Filmin yönetmeni Duncan Jınes (ki tam adı duncan Zowie Haywood Jones olan yönetmen David Bowie'nin oğlu), Moon'da 2001: A Space Odyssey, Alien ve Silent Running gibi kendi çocukluğunun daha az aksiyonlu , daha çok karakterli bilimkurgularının bir benzerini yapmayı hedeflediğini söylüyor. Bu hedef doğrultusunda da bilgisayar ürünü efektleri asgaride tutup mümkün mertebe maket kullanmış. (CNBC -e dergi, Mart 2010)

Yönetmen : Duncan Jones
Senaryo : Duncan Jones, Nathan parker
Müzik : Clint Mansell
Oyuncular : Sam Rockwell, Kevin Spacey (Ses), Dominique McElligott, Adrienne Shaw

2009 ingiltere yapımı, 97 Dakika
--spoiler--
finaline doğru aklınızdan geçecek film budur:
(bkz: truman show)
en az truman show kadar etkili bir filmdir. bu tarzı sevenlerin kaçırmaması gerekir.

yaşadıklarımızın bir yalandan ibaret olduğu düşüncesi her zaman zihnimizdedir.bu film de teknoloji ile bu düşüncelerin hayata geçirilmesi sonucu bir insanın yaşayabilecekleri anlatılmış. başarılı bir yapım olmuş.

not: gerty'nin yüz ifadeleri muhteşemdir. robot dünyasından beğendiğim r2d2'nun 2.liğini kapmıştır bu arada. 1.likte tabi ki wall-e var.
--spoiler--
vampirli kurt adamlı bir film sayesinde 80'lik ninelerin bile türkçesini öğrendiği ingilizce kelime.
daha az aksiyon ve daha az oyuncu ile the island filminin ayda çevirilmiş hali. yine de izlemeye değer.
kevin spacey de bu filmde bir robotun seslendirmesini yaparak yer almıştır.
çıtır çıtır izlenecek bir bilim-kurgu filmidir. ayrıca, film içindeki espriler de son derece güzeldir. son bir nokta;
--spoiler--
evet ben de gerty bir puştluk yapacak sandım. kim bilirdi ki, o kablo yığının altında kocaman bir yüreği var.*
--spoiler--
ve evet, sam rockwell mükemmel bir aktör.
clint mansell imzalı muhteşem bir soundtrack albümüne sahip filmdir.

01. welcome to lunar industries (7:11)
02. two weeks & counting... (2:00)
03. i'm sam bell (3:45)
04. i'm sam bell, too... (5:05)
05. memories (someone we'll never know) (4:53)
06. are you receiving? (3:18)
07. can't get there from here (3:17)
08. "we're not programs, gerty, we're people" (5:10)
09. the nursery (3:46)
10. sacrifice (3:03)
11. we're going home (3:42)
12. welcome to lunar industries (three year stretch....) (10:03)
bir bilim kurgu filminde olması gereken herşeye sahip film, sam rockwell yine oyunculuğunu konuşturmuş. izlenmesi gereken filmlerden.
neredeyse hakkında okuduğum tüm yorumların iyi olduğu ancak benim hiç beğenemdiğim ve kendimden şüphe etmeme enden olan film olmuştur.
(bkz: moonbean) iyi birer dj'lerdir. rus kardeşlerden oluşur.
(bkz: rachael starr - to forever (moonbeam remix))
hatrı sayılır filmlerden. gelecekte ay üzerinde enerji üretmek adına çalışmalar yapan bir şirketin üssünde çalışan sam bell'in dünyaya dönmesine sayılı günler kala orada yaşadığı olayları anlatmakta. halüsinasyon ile başlayan gerici olaylar, insanı bir süre sonra daha duygusal bir boyuta da sürüklemekte. film yaklaşık bir buçuk saat kadar ancak merak duygusunu bir dakika bile bitirmedi.

bu tarz gelecek hikayeleri daha önce de büyük yönetmenler tarafından işlendi. filmi izlemeye başladığımda özellikle 2001 a space odyssey taklidi mi acaba falan diye oluşan soru işaretlerimi bir bir yok etti. moon, duncan jones'in ilk yönetmenlik deneyimi, ki kendisi david bowie'nin oğlu olmakla birlikte, bu ilk filmini gayet iyi kotardığını düşünmekteyim. ayrıca üsteki astonotu canlandıran sam rockwell de gayet iyi iş çıkarmış kanımca, keza tek oyuncuya yüklenilen filmlerde yönetmen ya da diğer öğeler ne kadar iyi olursa olsun, oyunculuğun filmi batırma ihtimali de söz konusuyken burada tam tersi olmuş. tavsiye ettiğim güzel bir bilim kurgu filmidir.
en çok bilim-kurgu kısmı dikkat çekse de aslında tam olarak sınıflandırmak gerekirse bilim-kurgu-drama demek daha doğru olur.
senaryo hakkında tek cümle bile kuramıyorum, gerçekten yaratıcı ve hoş bir senaryo. izlenmesi gereken mükemmel bir film.

ayrıca; (bkz: gerty)

-
--spoiler--
o değil de, dünyada bir şey olsa; tüm insanlar ölse bile sam'in ruhu duymaz lan. bir ara kıllandım zaten aradan 400-500 yıl geçmiştir belki diye. ama senarist benim kadar uçmamış.*
ayrıca gerty kadar mükemmel yapılamaz bir robot ya. bir yapay zekada böyle kişilik olabilecekse varsın robotlar ele geçirsin dünyayı. lan insan insana yapmaz onun yapacağı iyiliği. ayrıca o yüz ifadeleri falan; kesinlikle mükemmeldi.
--spoiler--