babürname eserinin eylül 1525-eylül 1526 tarihlerini kapsayan “hindistan'a mahsûs nebâtlar” başlıklı pasajında, babür şah'ın seyhun ırmağının kuzeyindeki ahsi kasabasından ve buhara vilayetinden getirttikten sonra mecliste kestirip kemal i afiyetle yediği lezzetli meyve.
Sezonu karpuzdan daha geç açılıp kapanan, kokusu ve aroması çok hoş olan meyvedir. Üst Komşum sayesinde her yaz akşamı burnuma gelen kavunlu oda parfümü, rastladığım en güzel kokulardan biridir.
Eskiden kilis kavunu vardı.
ince uzunumsu, sapsarı renkli.
Önce azaldı.
Sonra azalan direk dışarıya satılır oldu.
Sonra kalmadı.
En iyi ve sulu kavundu.
yazdığım cümleden bu anlamı çıkarttıysan vay seni bu olmayan muhakeme yeteneğinle mühendis yapan sistemin çarklarını temel reis öpsün.
e tabi partizan olunca yüksek refah seviyesi olan insanların bu seviyeye sahip olmayan insanların da haklarını savunabildiklerini bilmemeniz normal. neyse, zamanla öğrenirsiniz.
ilgili entryi de şuraya bırakayım da bu muhteşem tespitten kimse mahrum kalmasın;
Bu aralar karpuzdan daha çok sevdiğim bir şey, kokusu ve görüntüsü daha hoş.
Sarı ve yeşil renklerde, farklı desen ve çizgiler içeren türleri mevcuttur.
Fazla su ve Karpuz kadar sıcaklık istemez, karasal iklim meyvesidir.
karpuzun ezeli rakibi olan meyvedir. karpuzu daha çok severim ama kavuna da hayır demem. fakat çok yeyince içini kıyabiliyor insanın. meyvelerin yapısı çok ilginç geliyor bana. kavun da öyle. o doğal şekeri ona nasıl veriyor rabbim, insan hayret ediyor. ve ben hiç zararlı olan meyve görmedim. ha fazla yerseniz, ona bakarsanız çok su içmek de zarar. işin kısacası meyve iyidir. kavun da öyle. yaz ayını çekilir kılar meyveler.